Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/460 E. 2023/386 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/460
KARAR NO : 2023/386

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile;Müvekkili ile davalı arasında yönetim ve danışmanlık ilişkisi olduğunu, 2018 yılı sonunda
davalının 44.306,66 TL borç bakiyesi kaldığını, borcun 2018 yılından bu ….. devrettiğini,
müvekkilinin edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, davalının borcunu ödemediğini,
alacağın tahsili için yukarıda ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe
haksız bir şekilde itiraz ettiğini, müvekkilinin alacağının davalı ticari defterlerinde de kayıtlı
olduğunu,
neticede; davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az
olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet
ücretinin davalı ….. yükletilmesine karar verilmesini” arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile;“Müvekkili şirket ile davacı arasında 11.10.2016 tarihinde müvekkili şirketin yapımını
üstlendiği ve birtakım taşınmazlarının bulunduğu …. Merkezindeki birtakım
dükkan, ATM, stand vb. yerlerin kiralanmasına aracılık etmesine ilişkin sözleşme
imzalandığını, sözleşmenin devamı süresince sözleşmeye uygun şekilde davacının hak ettiği
ücretlerin eksiksiz olarak ödendiğini, davaya konu olduğu iddia edilen alacakla ilgili olarak
davacı tarafın sözleşme uyarınca hak etmediği bedellere ilişkin fatura düzenlediğinin
anlaşıldığını, davacı taraf ile e-postalaşılması neticesinde söz konusu bedelin haksız
olduğunun davacı şirketin yetkili temsilcisi tarafından bizzat kabul edildiğini, aradan yıllar
geçtikten sonra söz konusu geçerliliği olmayan alacağın haksız şekilde tahsil edilmek adına
dava konusu icra takibine konu edildiğini, sunulan Mail incelendiğinde görüleceği üzere
davaya konu alacağın geçersiz olduğunu, müvekkili şirketin bu alacak kalemini ödeme gibi
bir zorunluluğu bulunmadığını, söz konusu maile ilişkin o dönemde şirketin yetkili temsilcisi
olduğu net bir şekilde anlaşılan … isimli şahsın isticvap edilmesini talep ettiklerini,
söz konusu şahsın davacı tarafın yetkili temsilcisi olduğunu İTO kayıtları incelendiğinde
açıkça görüleceğini,
davacı …. ticari defterlerini delil olarak sunmuş olsa da müvekkilinin ticari defterleri ile
davacının ticari defterleri birbirini doğrulamadığından davacı ticari defterlerinin lehine delil
olarak kullanılamayacağını, davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet
tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa
yükletilmesine karar verilmesini” arz ve talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası sureti dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi heyeti … ve Doç.Dr. … tarafından mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle;…. tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış
tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari
defterlerinin yanların lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirinde olduğu, davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 44.306,66 TL
alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davalının da davacıya 44.306,66 TL
borçlu olduğu,
ticarî defterlerin, ticarî davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre
eksiksiz ve usûlüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter
kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerektiği,
ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin ikinci fıkrasında
belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticarî defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil
olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticarî
defterlerindeki kayıtların birbirini doğrulaması gerektiği,
uyuşmazlığa konu alacak tarafların ticari defterlerinde görünmekle birlikte, davacı
şirket yetkilisinin gönderdiği elektronik postalarda, davacının davalıdan cari bir
alacağının olmadığının kabul edildiği; anılan yazışmanın mahkeme dışı ikrar olarak
nitelendirilmesinin mümkün olduğu,
davacının davalıdan “44.306,66 TL iade faturası kesilmesi” karşılığında borcun
kapanacağını bildirdiği dikkate alındığında, davalının davacıya 44.306,66 TL iade faturası
kesmesi gerektiği, davalı …. iade faturası düzenlemediğinden, davacının alacak rakamının
içerisindeki 6.758,54 TL KDV rakamını talep etmesinin uygun düşeceği sonuç kanaatine varıldığı, hukuki tavsif ve nihai kanaat 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 hükmü gereği mahkemeye ait olduğu kanaati ile rapor sunulmuştur.

Bilirkişi heyeti …. ve Doç.Dr. … tarafından mahkememize sunulan bilirkişi ek raporunda özetle; davalı vekilinin itirazları rapor
içerisinde cevaplanmış olup, kök rapordaki görüşlerimizde bir değişiklik olmamıştır.
Hukuki tavsif ve nihai kanaat 6100 sayılı HMK’nın md. 266/c.2 hükmü gereğinin mahkemeye ait olduğu kanaati ile ek rapor sunulmuştur.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmalık Davacının takip ve dava tarihi itibariyle cari hesaba konu faturalar nedeni ile davacının alacaklı olup olmadığı, davacının fatura konu alacağa ilişkin hizmetini ifa edip etmediği, tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, davacının bu alacağı talep edip edemeyeceği, borcun ödenip ödenmediği, borçlunun temerrüte düşüp düşmediği temerrüt tarihinin , uygulanması gereken faiz tür ve oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğu, icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmakta olup ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davcı üzerindedir. Davacının şirket yetkilisinin gönderdiği elektronik postalarda cari bir alacağın olmadığının kabul edildiği anlaşılmakla bu yazışmalarda davalının beyanının mahkeme dışı ikrar kabul edilmesi gerekmekte olup, bu yazışmalarda davacı tarafından davalıya gönderilen e-mailde, 44.306,00 TL alacağına karşılık iade faturası kesilmesi istenmekte olduğu davalının keseceği iade faturası ile …. arasındaki borç/alacak bakiyesi sıfırlanacağı ancak; davalı davacıya iade faturası kesmediği, davacının alacaklı olduğu 44.306,00 TL’nin içerisinde ise ödemiş olduğu 6.758,54 TL KDV rakamı da bulunmakta olduğu, davacı ödediği KDV’yi tölere edebilmek için iade faturası kesilmesini istemiştir. Ancak davalı iade faturası kesmediğinden, davacının 44.306,00 TL x 9418 KDV – 6.758,54 TL alacağını talep etmesi uygun olduğunun tespiti karşısında davacının alacağının 6.758,54 TL kısmının ispat edildiği anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabulüne, davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 6.758,54-TL üzerinden İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20 si oranında (1.351,70-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 6.758,54-TL üzerinden İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,

2-Alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20 si oranında (1.351,70-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli 461,68 TL harçtan peşin alınan 535,12 TL peşin harcın mahsubu ile 73,44 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70- TL başvuru harcı, 535,12-TL peşin nispi harç, 80,70-TL olmak üzere toplam 615,82- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 6.758,54 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 9.200,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 82,00 TL tebligat müzekkere gideri, 4.000 TL bilirkişi ücreti toplamı 4.082,00- TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 228,11 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 858,14-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-6235 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri olarak) kabul-red oranına göre 198,00-TL’nin davalıdan, 1.319,80-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26.04.2023

Katip …. Hakim …
¸ ¸

Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”