Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/454 E. 2022/734 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/454
KARAR NO : 2022/734

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/05/2022
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 14/05/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Müvekkili kurum tarafından sicilden terkin edilen …Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi hakkında Bakırköy …. İş Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyasından dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, davanın devam edebilmesi ve taraf ehliyetinin sağlanması amacıyla ilgili şirketin tasfiye haline dönüşmesi ve tüzel kişiliğinin ihyası için işbu davayı açmanın zorunluluğunun doğduğunu, dava açmakta hukuki yararı bulunan Müvekkili kurum adına açılan davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün … sicilinde kayıtlı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin Bakırköy …. İş Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası ve alacağın icrası bağlamında ihyası ile sicile yeniden tesciline, tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi ve ortağı olan … T.C kimlik numaralı ….’ın görevlendirilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı …. müdürlüğü vekilinin 31/05/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün, 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, re’sen terkin işleminin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında olduğunu, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, Müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğüne … ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin dosyasında yapılan inceleme neticesinde; dava konusu şirketin, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “vergi kaydının terkin edildiği” ve ” “sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı” hususlarının belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 09.10.2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, .Müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili Sicili Müdürlüğü, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, yasal hasım konumunda olan davalı Sicil Müdürlüğünün, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığını, şirketin terkin edileceğinin 07.07.2015 tarihli TSG’nde ilan edildiğini, bu durumda terkin öncesi şirkete ilişkin işlemlerin yapılması için şirket ve yetkilisine usulüne uygun şekilde tebligat gönderildiğini, davalı sicil müdürlüğünün yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce re’sen terkin edilen limited şirketin ihyası davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca ve 30/12/2012 tarih 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ” Münfesih Olmasına ve Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin 5. Maddesinin 4. Bendine göre resen terkine kapsamına alınarak ihtar ve ilan prosedürlerinin tamamlanmasının ardından” şirketin 09/10/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, il görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Küçükcekmece / İstanbul sınırları içerisinde kaldığı, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 1. fıkrasının a bendi uyarınca,limited şirketlerin 24/6/1995 tarihli ve 559 sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince, sermayelerini anılan Kanun Hükmünde Kararname ile öngörülen tutarlara çıkarmamış olması terkin sebebi olarak sayılmış olup, anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; şirketin aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısını yapmadığı ve TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının tespiti üzerine, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması, yani şirket genel kurul toplantısının yapılması için ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı ancak ihyası istenen şirkete ve şirket yetkilisine ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin bir belgenin istenilmesine rağmen sunulmadığı,sicil müdürlüğünün yukarıda belirtilen hükümler uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarı yaparak usuli işlemleri yerine getirdiğini ispat edemediği,ayrıca terkin işleminden önce davacı tarafından terkin edilen şirket aleyhine dava açıldığı, derdest dava dosyası varken resen terkin işlemi yapılamayacağı,davacının hukuki yararının bulunduğu,usulüne uygun bir terkin işlemi bulunmaması nedeniyle Kanun’da öngörülen 5 yıllık sürenin somut olayda uygulanamayacağı gözetilerek; davanın kabulü ile davalı Müdürlüğün işleminin kaldırılarak dava dışı resen terkin edilen şirketin ihyasına,terkin sebebi gözönüne alınarak ek tasfiye işlemlerini yürütmesi için ihyası talep edilen şirketin ortağı …. ‘ın tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,davalı sicil müdürlüğünün Kanun’da belirtildiği gibi ilan ve tebligatları yaparak idari sorumluluğunu yerine getirdiğini ispat edemediğinden ve Kanunen tasfiyeye girmemesi gereken şirketi tasfiyeye soktuğu hususları gözönüne alınarak davalı sicil müdürlüğü aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen terkin olan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy ….İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için ihyası talep edilen şirket yetkilisi …(TC NO:….)’ın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride ihya edilen şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Alınması gereken 80,70 TL peşin harç ile 80,70 TL başvuru harcınının davalı sicil müdürlüğünden tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 6 tebligat + posta ücreti 82,75 TL yargılama giderinin davalı … müdürlüğünden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalı sicim müdürlüğünden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 450,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 30/06/2022

Başkan ..
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪