Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/452 E. 2022/1197 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/452 Esas
KARAR NO : 2022/1197

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
K.YAZIM TARİHİ : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili 13/05/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ev tekstili alanında üretim ve ihracat yaptığını, …. üyesi olduğunu, yılın belirli zamanlarında üyelerin hizmet alanları ile ilgili fuarların düzenlenmesi için davalı …. A.Ş. ile çeşitli anlaşmalar yaptığını, taraflar arasında üçlü bir anlaşma yapıldığını … arasında …..’da fuar düzenlenmesi kararlaştırıldığını, Covid-19 salgını sebebiyle …. tarihine ertelendiğini, davalı tarafça sözleşmeye aykırı şekilde 22/05/2022 tarihine ertelendiğini, davalı tarafın sözleşmeden doğan edimini sözleşmede belirtilen tarihte yerine getirmediğini bu nedenle taraflarınca Çorlu ….. Noterliği’nin 06/12/2021 tarih, ….. yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin şirket sözleşmeden kaynaklı borçlarını ….. Bankası’nın 26/08/2019 tarihli …. numaralı 20.850 TL tutarlı , 25/10/2019 tarihli …. numaralı 20.850 TL tutarlı, 25/09/2019 tarihli …. numaralı 20.850 TL tutarlı,26/11/2019 tarihli ….. numaralı 20,850 TL tutarlı, 26/12/2019 tarihinde 20.857,12 TL tutarlı çekler ile ödediğini, müvekkilinin borcunu yerine getirmesine rağmen davalı şirket tarafından söz konusu borcun yerine getirilmediğini, sonuç olarak fazlaya ilişkin hakları haklı kalacak şekilde sözleşmenin feshinden kaynaklı 104.257,12 TL tutarın iadesi ve müspet ve menfi zararlarının tazmini, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin karşı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
….. Şirketi vekilince dosyaya sunulan 02/06/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket; ….. bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … tarihleri arasında düzenlenecek ….. ….. Fuarı (…..) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuar, haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelendiğini, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların haklarının aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırıldığını, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, davacı ….. ile yapılan protokolün çerçeve sözleşme olduğunu, bu nedenle katılım sözleşmelerinin ilgili maddelerinin geçersiz olduğunun iddia edildiğini, davacının davasının haksız, kötüniyetli ve hukuktan yoksun olduğunu bu nedenle reddi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu fuarları yapabilmek için fuar alanını en az 1 yıl önceden kiralanmakta, bunun için reklam ajanslarıyla anlaşmalar yapıldığını, personel alımı gerçekleştirildiğini, ses ve görüntü sistemi için anlaşmalar yapıldığını, temizlik şirketiyle anlaşmalar yapıldığını, bir fuar organize edilebilmesi bedelinin milyon liraları bulduğunu, Ticaret Bakanlığı, TOBB, Belediye ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan prosedür gereği izinler alındığını, söz konusu fuarın Covid-19 kaynaklı nedenlerle yapılamamasının müvekkili şirketi de telafisi oldukça zor zararlara uğrattığını, fuarın keyfe keder nedenlerle yapılmadığını ve bu durumdan müvekkil şirketin bir menfaati varmış gibi lanse edip müvekkil şirkete kusur ve kötüniyet hamledilmesi mümkün olmayacağını, bu hususta mahkemenin taraflar arasındaki menfaatler dengesini göz önünde bulundurması gerektiğini, davalı vekilinin, taraflar arasındaki bütün yazışmaların e-posta yoluyla yapıldığını, fuar organizasyon tarihi değişikliğinin davacıya aylar öncesinden e-posta yolu ile bildirildiğini, davacı taleplerinin iyiniyetli olmadığını, fuar tarihini 10/05/2012 tarihinde genel seçimlerinin yapılacak olması sebebiyle ana organizatörün değiştirdiğini savunarak, davanın reddini istediğini, davacı tarafın limited şirket olması nedeniyle ttk’ya tabi olduğunu, bu nedenle fuar katılım sözleşmesinin genel işlem koşulları niteliğinde olması nedeniyle davacının sözleşmenin sonuçlarından sorumlu olmadığına ilişkin iddiasının yerinde olmadığını, sonuç olarak davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava fuar katılım sözleşmesi nedeni ile ödenen katılım ücretinin iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 136. maddesi “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
” hükmünü amirdir.
Borçlunun sorumlu olmadığı, sonradan meydana gelen imkânsızlık çoğunlukla beklenmeyen hal ya da mücbir sebep şeklinde görülmektedir. Mücbir sebep, kural itibariyle sorumlunun kusurunu ortadan kaldırır. Bu bakımdan asıl olan sözleşmeden doğan borçların ve bu suretle de sözleşmelerin ifa yoluyla sona ermesi olmasına karşın; mücbir sebep niteliği taşıyan bir olayın meydana gelmesi, borcun ifasını tam veya kısmi olarak imkânsızlaştırarak borcu ifa dışında bir olguyla tam veya kısmi olarak sona erdirme, borcun ifasını geçici bir süreliğine erteleyebilme, ifayı güçleştirme ya da gereği gibi ifa etmemeye sebebiyet verebildiğinden sözleşmesel sorumluluk açısından önem arz etmektedir. Mücbir sebebin varlığından söz edilebilmesi için birtakım unsurların varlığının bir arada bulunma zorunluluğu vardır. Bu unsurları şu şekilde sıralayabiliriz:
– Kişiyi sorumluluktan kurtaran olay unsuru (doğa olayları, hukuki olaylar, sosyal ve beşeri olaylar, sözleşmede kararlaştırılan olaylar),
– Olayın borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelmesi,
– Sözleşmeden doğan bir borcun ihlal edilmesi,
– Borca aykırılığın kaçınılmaz olarak gerçekleşmesi,
– Olayın hiç kimse tarafından öngörülememesi,
– Mücbir sebep ile borcun ihlal hali arasında illiyet bağı bulunması
Söz konusu unsurların bir araya gelmesi ile birlikte şayet borcun ifasının gerçekleşmesi imkansız hale gelmiş ise TBK m.136 gereği borç sona erer. Taraflar arasındaki hukuki ilişkide mücbir sebep değerlendirmesi yapılırken öncelikle aralarında akdedilen sözleşmede mücbir sebep halinin kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı, kararlaştırılmışsa da o çerçevede mücbir sebep halinin yorumlanması gerekmektedir.
İşbu davanın yasal dayanağını oluşturan Fuar Katılım Sözleşmesi’nin incelenmesinden; taraflar arasında … tarihinde yapılacak …… Fuarı için fuar katılım sözleşmesinin imzalandığı ve bedelin nakit ve çek olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı açıktır. Taraflar arasında imzalandığı konusunda ihtilaf bulunmayan Fuar Katılım Sözleşmesi’nin 2. maddesi ile davalının tek taraflı olarak fuar tarihlerini değiştirme hakkının bulunduğu, fuar tarihinin tek taraflı olarak değiştirilmesi durumunda dahi davacının ödeme ile birlikte sözleşme ile yüklendiği diğer edimlerini yerine getirme yükümlülüğünün devam edeceği imza altına alınmıştır.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında …. tarihinde yapılacak …… Fuarı için fuar katılım sözleşmesinin imzalandığı ve davacı tarafından fuar katılım sözleşmesi kapsamında belirlenen ücretin davalıya ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı tarafından ertelenen fuar huzurda görülen dava açıldıktan sonra ….. tarihinde gerçekleştirilmiş olup yeni fuar tarihine ilişkin bilgilendirmenin davacıya yapıldığı ve davacının söz konusu fuara katılmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 2. maddesinde davalı tarafın sözleşmeye konu fuarı tek taraflı olarak erteleme yetkisinin bulunduğu, erteleme durumunda dahi sözleşmenin ayakta kalarak davacının ödeme yükümlülüğünün devam edeceğinin sözleşme ile kararlaştırılması karşısında fuarın ertelenmesinin, “Fuar Katılım Bedeli” olarak davalıya verilen ödemenin iadesi talebinde bulunma hakkı doğurmayacağı, davacının sözleşmeden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünün devam edeceği başka bir deyişle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin erteleme durumunda dahi ayakta kalmaya devam edeceği açıktır. Davalının pandemi sebebiyle fuarı ertelemekte haklı olması ve dava dışı …. ile yapılan protokolün 3. maddesinde mücbir sebepler dışında fuarın belirlenen tarihte gerçekleştirilmemesi durumunda fuar düzenleyicisinin almış olduğu ödemeyi iade etme yükümlülüğü altına girmiş olmasının düzenlenmiş olması karşısında hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.780,46 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.699,76 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince hesaplanan 16.638,57 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022

Katip …..
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …..
☪e-imzalıdır.☪