Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/45 E. 2022/37 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/45 Esas
KARAR NO : 2022/37

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil ….. San. A.Ş., stratejik bakımdan önemi tartışılmaz olan biyodizel yakıt üretimi yapmakta olan şirket olduğunu, davalı ….. İdaresine sunduğu proje ve proje kapsamında sunduğu teminat mektubunun usule aykırı şekilde nakde çevrilme sebebi ile şirketin zarara uğramış olduğunu, zararın tespiti ile tahsiline yönelik dava açtıklarını, müvekkil üretimini yaptığı biyodizel yakıtın, bu niteliği dolayısıyla davalı …..’e, “…..” konulu, Stratejik Ürün Destek Programı kapsamında mevzuata uygun şekilde hazırladığı projesini sunduklarını, işbu projenin davalı tarafından onaylandığını, başarıyla tamamlandığın, nitekim projenin başvuru koşulları arasında bulunması nedeniyle, 31.07.2018 tarihinde 1.852.500 TL tutarlı kesin teminat mektubunu dava dışı …. Bankası’ndan alarak davalıya verdiklerini, davalı tarafından bu mektuba ve projeye istinaden, 13.09.2018 tarihinde davacının ….Bank nezdinde bulunan …. IBAN numaralı hesabına 1.543.750 TL ön ödeme yaptığını, anılan teminat mektubu 1 senelik düzenlendiğini, 31.07.2019 tarihinde, proje bu tarih itibariyle halen devam ettiğinden 31.08.2020 tarihine kadar uzatıldığını, ancak 26.06.2020 tarihine gelindiğinde, teminat mektubu, süresi uzatılabilecek durumda, hatta sürenin dolmasına 2 ay gibi bir süre kalmış olmasına rağmen, davacı aleyhinde, tamamen haksız ve hukuka aykırı bir kararla, davalı tarafından 26.06.2020 tarihinde 1.796.539,06 TL üzerinden nakde çevrildiğini, böylece davalı, davacıdan hem fazladan tahsilat yapmış olduğunu, hem de teminat mektubunu temin eden ….. Bankası’na borçlanarak ticari kredi faizi ödemek zorunda bırakıldığını, davalının işbu haksız ve hukuka aykırı işlemine karşı, 11.10.2021 tarih, 32969 kayıt sayılı dilekçe ile, müvekkilin uğradığı zararın ödenmesi talebinde bulunulduğunu, davalı, işbu başvuruyu 14.10.2021 tarihli yazısıyla işlemin hukuka uygun olduğundan bahisle, reddettiğini, ancak işlemin hukuka aykırı olduğunu, davalı müvekkil davacıyı açık biçimde maddi zarara uğrattığını, gün geçtikçe de zararın büyümesine neden olduğunu, davalının proje kapsamında teminat mektubunun nakde çevrilmesi koşulları, davalının tabi bulunduğu ….. Kanunu doğrultusunda doğrudan davalı tarafından Stratejik Ürün Destek Programı Uygulama Esasları ve ….. Destek Programları Erken Ödeme Usul ve Esaslarında düzenlendiğini, buna göre, anılan Yönerge’nin Çeşitli Hükümler başlıklı 17’nci maddesi hükmünde; “Tamamlanmış olan projenin, Kurul tarafından değerlendirilerek başarı ile tamamlanıp tamamlanmadığına karar verilir. Projenin başarılı/ başarısız tamamlanmasına karar verilmesi durumunda; yapılan geri ödemesiz desteklerin iadesi istenmez, geri ödemeli destekler sürecine uygun olarak tahsil edilir.” demekle, başarıyla tamamlanmış bir projenin geri ödemeli desteğinin davalı kuruluş tarafından hiçbir suretle TAHSİL EDİLEMEYECEĞİ açık biçimde ortaya konulduğunu, teminat mektubunun nakde çevrilmesi konusunda mer’i mevzuat olarak Stratejik Ürün Destek Programı Uygulama Esasları veya ….. Destek Programları Erken Ödeme Usul ve Esasları prosedürlerinde belirttiklerinin aksine bir hüküm bulunmadığını, bu prosedürlerde de teminat mektubunun uzatılabileceği belirtildiğini bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, İİK 67 md ne dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Her ne kadar iş bu dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belir- lendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mah- kemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olaya gelince ; taraflar arasındaki davanın mutlak ticari dava olmaması nedeniyle her iki tarafın tacir olması durumunda mahkememizin görevli olması, davalının devlet kurumu olması gözetildiğinde tacir niteliğinde olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2- Taraflardan birinin, 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince,
-Bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden,
-Görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten,
-Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren
2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderil- mesini talep etmeleri gerektiği, aksi taktirde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 md gereğince, kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda karar verildi. 18/01/2022

Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

Hakim ….
☪e-imzalıdır.☪