Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/425 E. 2023/95 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/425
KARAR NO : 2023/95

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/05/2022
KARAR TARİHİ : 01/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile; … günü saat … sıralarında, sürücü … yönetimindeki … plakalı araç ile … ili … ilçesinde … Mahallesi …. Cadde üzerinde …. Cadde istikametinde ilerlerken … ile kesişen dönel kavşağına hızlı şekilde girip duramayarak aracın ön tarafı ile dönel kavşağa girip takla atması sonucunda ölümlü ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kaza sonrasında hastaneye sevk edilen müteveffa … , kazaya bağlı olarak iç kanama nedeniyle vefat ettiğini, meydana gelen kazada … KTK 52/1-a maddelerine göre asli ve tam kusurlu olduğunu, müteveffa … ise kusursuz yolcu konumunda olduğunu, kazanın sonucunda … sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan, müvekkilleri … ve … ‘nın oğulları, … vefat ettiklerini, desteklerinin ölümü nedeniyle müvekkillerinin maddi açıdan mağdur olduklarını, söz konusu kazanın oluşumuna ilişkin trafik kazası tespit tutanağına göre; … plakalı araç sürücüsü … , Karayolları Trafik Kanununun 52/1-A bendi kusurunu ihlal etmekle asli kusurlu bulunulduğunu, kusursuz yolcu konumunda olan müteveffa … ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurlarının olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını, müteveffa … ‘nın desteğinden yoksun kalan, üçüncü kişi konumunda olan müvekkillerinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, …. sevk ve idaresindeki … plakalı araç kaza tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş’ye ait … Numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçe ile kaza tarihi itibariyle kişi başına ölüm halinde 500.000,00 TL teminat sağladığını, müvekkillerin yaşı, müteveffanın yaşı, mesleği (Müteveffa asgari ücret maaşı ile çalışmaktadır.), geliri ve tüm diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketlerinin zararın tümünden sorumlu olacaklarının aktüerya hesaplamaları sonucunda anlaşılacağını, Anne ve babaya Ayrılacak Destek Payları Çocukları vefat eden ailelerin desteklik zararlarının hesaplanmasında davacılara ayrılan destek payları önem arz etmektedir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 16.1.2017 tarih ve E. … K. … sayılı kararında “Hayatın olağan akışına göre ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları, yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya bilirkişi raporunda olduğu gibi 9625’er pay verilmesi gerektiği ancak desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya 9616’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için 9614’er pay verilmesi, daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5’er pay verilmesi, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken, davacılar aleyhine düşük destek payına göre hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir” denilmiştir. (EK: Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 16.1.2017 tarih ve E. 2014/14716, K. 2017/80 sayılı kararı) Müteveffanın gelirinden ailesine ayıracağı payların belirlenmesinde bu payların hakkaniyete, gerçeğe, yerleşik Yargıtay kararlarına ve uygulamaya uygun belirlenmesini ve paylar belirlenirken dilekçemiz ekinde ibraz edilen Yargıtay … Hukuk Dairesinin 16.1.2017 tarih ve E. … K. … sayılı kararının da dikkate alınmasını talep ederiz. – Muhtemel Evlenme Yaşına ilişkin Açıklama; Müteveffanın muhtemel evlenme yaşı belirlenirken bu yaşın hayatın olağan akışına ve günümüz koşullarına uygun ve bilimsel verilere dayanan bir yaş olarak belirlenmesi gerekmektedir. Dilekçemiz ekinde ibraz edilen Muhtemel Evlenme ve Boşanma İstatistikleri incelendiğinde 2019 yılı itibariyle erkeklerin ortalama ilk evlenme yaşının 27,9 olduğu görülmektedir. (Ek: Türkiye İstatistik Kurumu 2019 Evlenme ve Boşanma İstatistikleri) Alınacak olan aktüerya raporunda yukarıda açıklanan hususların dikkate alınmasını talep etme zaruretimiz hasıl olmuştur. …. Davalı … Sigorta A.Ş.’ye Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçelerine istinaden, teminat limitleri içerisinde 8 iş günü içinde ödeme yapmaları ihtarı 9 adet ekiyle birlikte kargo ile 11.04.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. (EK: Davalı Sigorta Şirketlerine Gönderilen İhtarname Örneği, EK: … Kargoya tebliğ olduğuna Dair İnternet Çıktıları) Karayolları Trafık Kanunun 99 maddesinde; ‘Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.! denildiğini, bu nedenle 11/04/2022 tarihinde ihtarı tebliğ alan davalı sigorta şirketi Karayolları Trafik Kanunun 99. Maddesi gereği 8 iş günü İçerisinde taraflarına ödeme yapmayarak 22.04.2022 tarihinde temerrüde düştüklerini, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce İlgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denildiğini, değişikliğe göre, sigorta şirketlerine başvuru yapılmış olup, başvuru davalı sigorta şirketine 11.04.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, sigorta şirketi tarafından 15 gün içerisinde başvurularına bir cevap verilmediğinden, uzlaşma sağlanamadığından dolayı 26/04/2022 tarihinde iş bu davayı açtıklarını, KTK 85. Ve 88. Maddeleri uyarınca kazaya kusuruyla sebebiyet veren … plakalı aracın İşleteni olan davalı, kanun gereği müvekkilimizin zararının tamamından müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ortaya çıkan zararlı sonuçtan aracın işleteni sıfatını haiz …’ in sorumluluğu bulunduğundan, söz konusu kazada …’ nın vefat etmiş olması sebebiyle müvekkillerinin uğramış olduğu manevi zararları işletenden ve sürücü … ‘dan müştereken ve müteselsilen talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarımız ve her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkillerin çocukları … ‘nın desteğinden yoksun kalmaları sebebiyle uğradıkları maddi zararların davalı sigorta şirketlerinden müştereken ve müteselsilen tazmini için iş bu davayı açtıklarını talep eden dava dilekçesi sunmuştur.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; Davacıların dava dilekçesinde sunduğu iddiaların taraflarınca mümkün olmadığını, müvekkilinin asli veya tam kusuru bulunmadığını, davacı her ne kadar müvekkilinin asli ve tam kusurlu olduğunu iddia etmiş ve ekte Trafik kazası tespit tutanağını sunmuş olduğunu iddia etse de dava dilekçesi eklerinde böyle bir tutanak mevcut olmadığını, kazanın ortalama bir hızda seyreden müvekkilinin yetersiz ışıklandırma ve trafik uyarı levha ve işaretlerinin olmaması nedeniyle yolda bulunan kasisi fark etmemesi nedeniyle aracın kasisten savrulması ve akabinde kontrolün kaybedilerek kavşağa çarpması neticesinde meydana geldiğini, kaza neticesinde ifadesi alınan araçta bulunan müteveffa hariç diğer 4 yolcunun karakol ifadeleri de bu yönde olduğunu, ortalama hızda seyretmekteyken trafik uyarı ve levhalarının eksik olması ve ışıklandırmanın yetersiz olması sonucunda gerçekleşen kazada müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, gerçekleşen kaza neticesinde müvekkilinin ve araçta bulunan diğer kazazedeler hafif derecede yaralanmışken müteveffanın emniyet kemeri takmaması sebebiyle araçtan dışarıya savrulduğunu ve savrulma neticesinde kafasını yere çarpması sebebiyle hayatını kaybettiğini, müteveffanın kaza sebebiyle iç kanama geçirmesi neticesinde hayatını kaybettiğini iddia etmişse de alınan Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 26.05.2022 tarihli Adli Tıp Raporunda ölüm nedeninin Künt Kafa Travmasına Bağlı Kafatası Kemik Kırıklıkları sebebiyle oluşan beyin kanaması ve beyin dokusu hasarı sonucu ölümün gerçekleştiği sabit olduğunu, kaza sonrası yapılan adli muayene raporlarına göre diğer kazazedeler …, … ,….’ın ve müvekkili … ‘ın yaralanmaların basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olduğu, … ‘ın ise hayati tehlikeye sebep olacak şekilde yaralanmadığı tespit edildiğini, aynı araçta bulunan diğer tüm kazazedelerin kazayı hafif yaralanmalarla atlatmasına rağmen müteveffanın hayatını kaybetmesinin temel sebebinin emniyet kemerini takmaması sebebiyle araçtan savrulmasının ve talihsiz bir şekilde savrulma nedeniyle kafasını yere çarpmasından ibaret olduğunu şayet müteveffanın emniyet kemeri takılı olsaydı, kaza neticesinde hayatını kaybetmeyeceği, hatta diğer kazazedelerde olduğu gibi basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek derecede yaralanacağı açık olduğunu, davacıların destekten yoksun kalma tazminatını talep etmeleri için gerekli şartlar mevcut olmadığını, hak sahiplerinin bu tip taleplerde bulunabilmeleri ölen kişiden yaşarken maddi destek almaları gerektiğini, müteveffa zaten asgari ücretle çalıştığını, kendi geçimini dahi zor sağlayabildiğini, bu nedenle de ailesi ile yaşamak durumunda kaldığını, ailesinin desteğine ihtiyaç duyduğunun açık olan müteveffanın ailesine destek olduğu iddiası yersiz olduğunu, müteveffanın davacı anne-babasına destek olduğu kabul edilirse yapılacak olan hesaplamada mevcut maaşının ve yaşının dikkate alınması gerektiğini, müteveffanın 21/06/1993 doğumlu olduğunu, istatistiklere göre evlenme yaşında olduğunu, bu nedenle müteveffanın hayatın olağan akışına göre çok yakın bir zamanda evlenecek olması, çocuğunun olması göz önüne alındığında davacı anne babasına destek olamayacağının açık olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 19/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından sigortalı, Davalı … adına tescil kaydı bulunan … plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı … yukarıda belirtilen 2918 Karayolu Trafik Kanununu 47/1-C 52/1-A, 52/1-B ve 56/1-A maddelerinde belirtilen önceden teknik olarak belirtilen trafik kurallarına uymadığı, otomobil cinsi araç ile meskün mahal sınırları içerisinde bulunan ve genel olarak azami hız sınırının 50 KM/S olduğu ancak olay mahalli öncesinde bulunan trafik lambası ile kontrol edilen yaya geçidi noktası nedeniyle azami hızın 30 KM/S hız sınırına düşürüldüğü ve buna ilişkin trafik işaretlerin bulunduğu ve bu işaretleri basit bir dikkat ile görmesinin mümkün olduğu trafik akışı tek yön bölünmüş yolun istikametine iniş eğimli kısmında, olay sonrası sulh ceza hakimliği huzurunda kendisinden alınan beyanlar doğrultusunda mahal noktada belirtilen hız sınırının çok üzerinde ortalama 80 – 90 KM/S hızla ilerlediği esnada, yola ve mahal şartlarına göstermesi gereken en basit dikkat ve özeni yeterince göstermemesi, aracının hızını mevcut mahal ve aracının teknik şartlarına uygun hadde zamanında düşürmemesi ile yolun fiziki yapısına uygun şekilde ve şerit izleme kurallarına uygun olarak toplam genişliği 12,50 metre olan trafik akışı tek yön olan yol kaplama üzerinde bulunan YAVAŞ ve KASİS işaretlerine dikkat etmeden olay noktası öncesi dönel kavşak girişi öncesinde bulunan kasisi olay noktası öncesi yeterince işaretlerle uyarılmasına rağmen, gece vakti aydınlatmanın bulunduğu mahalde fark etmeden veya fark etmesine karşın yeterince dikkate alarak aracının hızını uygun hadde düşürmeden ve yine dönel ada çevresinde doğru şekilde ilerleyecek düzeyde şerit izleme kurallarına uymadan seyrini sürdürmemesi nedeniyle 12,5 metre genişliğindeki yol üzerinde ve taşıt yolu içerisinde aracını tutamayarak ve seyri esnasında gelişebilecek bir tehlikeye karşı müteyakkız – davranışlar göstermeyerek, ilerleyişi esnasında gelişebilecek bir tehlike anında zamanında gerekli tedbirleri alacak uyanıklıkta aracını kullanmaması nedeniyle ve aracının hızını mahallin fiziki yapısı ile idaresindeki otomobilin teknik yapısına uygun hadde getirmeden ilerlemesi ile birlikte taşıt yolu üzerinde kasis noktasını geçmesinin hemen akabinde ortalama 80-90 KM/S hızla ilerlediği sırada aracının kontrolünü kaybederek istikametine karşısında bulunan döne ada orta refüj yeşil alan üzerine bordür taşlarına aşarak geçiş yapması ve bu alanda kısa bir süre ilerlemesi sonrasında aracının taklalar atarak kaplama üzerine orta refüj üzerinden sürüklenerek geçmesiyle gerçekleşen ve idaresindeki aracın içerisinde bulunan yolcuların yaralanması ve vefatıyla sonuçlanan oluşumuna neden olduğu bu olayda, seyri esnasında yola gerekli dikkat ve özeni yeterince asgari düzeyde dahi göstermemesi, uyanık davranmaması aracını hızını, mahalde uygulanan azami hız sınırlarına uygun olacak şekilde ve mahal yolun fiziki şartları ile aracının teknik şartlarına uygun hadde düşürerek kullanmaması ve aracının Mahal şartlarının çok üzerinde bir hızla araç sürücülerinden beklenen asgari dikkat ve özeni göstermeden kullanması nedeniyle gerçekleşen bu olayda önceden teknik olarak belirlenmiş önemli ve emredici hukuk kurallarını açık net bir şekilde ihlal etmekle birlikte, objektif olarak öngörülebilir, aracının hızını mahal şartlarına uygun ve mahalde bulunan trafik işaretlerine uyarak doğru şekilde ayarlanarak ve gece vakti ışıklandırmanın yeterli olduğu mahalde asgari düzeyde dikkat ve özen göstererek seyrini sürdürmesi durumunda oluşumu önlenebilir olan bu trafik kazasının hazırlanması ve oluşumunda %100 oranında asli derecede tek ve tam kusurlu olduğu, bu kazanın oluşumunda başkaca bir unsur görülmemiş olduğu görüş kanaati ile rapor sunmuştur.
HMK madde 313 hükmü; “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” şeklindedir.
HMK madde 314 hükmü; ” Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. ” şeklindedir.
HMK madde 315 hükmü; ” Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukukisonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre kararverilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhegöre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına kararverir.(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanmahâllerinde sulhun iptali istenebilir.” şeklindedir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; tarafalrın sulh olduklarınına ilişkin beyan dilekçeleri de dikkate alınarak HMK 313 uyarınca sulh oldukları anlaşılmakla karar verilemesine yer olamadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KONUSUZ KALMIŞ OLMASI NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70 TL harçtan eksik alınan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat müzekkere ve bilirkişi gideri toplamı 1.840,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/02/2023

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim ….
☪e-imzalıdır.☪

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”