Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/417 E. 2022/837 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/417
KARAR NO : 2022/837

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 28/04/2022
KARAR TARİHİ : 08/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 28/04/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı …..’na karşı İstanbul Anadolu … Tüketici Mahkemesinde ….. esas numarası ile açmış olduğu davanın kabul olduğunu ve davalının kendisine 223.415,26 TL ve 1.500,00 TL dava masrafını dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödemesine karar verildiğini, söz konusu ödemeyi tarafına yapması için davalı şirkete birkaç defa başvuruda bulunduğunu ancak herhangi bir ödeme alamadığını, bu sebeple İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas numaralı takip dosyası üzerinden icra emri gönderildiğini, borçlu şirketin söz konusu icra emrine rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığı gibi herhangi bir itirazda da bulunmadığını, bu itibarla davalı şirketin iflasına karar verilmesi amacıyla bu davayı açtığını, bu nedenlerle davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 16/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; işbu davaya konu icra takibi ilamların yerine getirilmesine ilişkin bir takip türüdür. ilamlı takipte, takip talebinin ve örnek 4-5 icra emrinin takip dayanağı ilama uygun olarak hazırlanması usuli bir zorunluluktur. ancak icra takibinde ilama aykırı bir şekilde faiz talebinde bulunulmuş olup, davaya konu icra takibinin usulsüz bir takip olduğunu, bu nedenle açılan davanın usulden reddi gerekmektedir.
davacılar tarafından iflas yolu ile yapılmış bir icra takibi bulunmadığını, davacılar tarafından iflas yolu ile takip yapılmadan işbu doğrudan iflas davası açılmışsa da doğrudan iflas isteme koşulları gerçekleşmediğinden haksız ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini, davalı şirketin mal varlığı borcundan çok daha fazladır. nitekim davacı, icra dosyasında müvekkil şirketin bir çok taşınmazına haciz uygulatmıştır. müvekkil şirket ödemelerini tatil etmediği gibi ödemelerini de yaptığını beyan ederek, davacılar tarafından açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacılar tarafından birlikte açılan davanın her bir davacı için tefrik edilmesine, davacı yanca sunulacak delillere karşı ek delil ve karşı delil sunma haklarımız ile fazlaya dair her türlü haklarımız saklı kalmak kaydıyla- davacı yana delillerini tarafımıza tebliğ ettirmesi için kesin süre verilmesine, aksi halde delil sunmaktan vazgeçmiş sayılmasının kabul edilmesine, öncelikle müvekkil şirket yalnızca 2021 yılı içinde 60 milyon türk lirası üzerinde ınnovia 4. etap projesi başta olmak üzere tüketicilere yani müvekkil şirketin müşterilerinden sözleşmeyi fesh eden kişilere ödeme yapmış ve yapmayada devam etmekte olduğundan;ekte sunulan; kamuoyu aydınlatma platformu (kap)’nda yapılan açıklama, bağımsız denetim raporları şirketin ödemelerini gösteren tablolar ve faaliyet raporları, gayrimenkul değerleme raporları, ticaret sicil gazetesi, projeler, tapu kayıtları ile birlikte müvekkil şirketin defter ve kayıtlarında müvekkilin faaliyetlerine devam ettiğinin belirlenmesi ile müvekkilin aciz halinde olmadığının, malvarlığının borçlarından fazla bulunduğunun ve ödemelerini tatil etmediğinin tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına, her hâlükârda usule, yasaya ve açıkça hukuka aykırı şekilde açılan ve şartları oluşmamış olan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davanın reddi gerektiğinden her halükarda yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 177/4 ncü maddesine dayalı olarak açılmış iflâs istemine ilişkindir.
Davacı vekili,davalı şirketin ilama müstenit alacağın ödenmemesi nedeniyle davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya incelendiğinde,davacının,yapılan sözleşme uyarınca kendisine teslim edilmeyen taşınmaz ile ilgili olarak ödediği bedelin iadesi istemi ile Tüketici mahkemesine dava açtığı ve dava sonunda verilen kararı ilamlı icra yoluyla takibe koyduğu,icra emrinin tebliğine rağmen ilama müstenit borcun dava tarihi itibariyle ödenmediği hususunda bir tartışma bulunmamaktadır.
Somut olaya uygulanması gereken İİK’nın 177.maddesi hükmü”Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.
1 – Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2 – Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3 – 308 inci maddedeki hal varsa;
4 – İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağırılır.
(Ek: 9/11/1988-3494/36 md.) Bu Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fikrası burada da uygulanır. ” şeklinde olup buna göre ilama müztenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse borçlunun iflasının istenebileceği hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu madde uyarınca davalının iflasına karar verilebilmesi için davacının alacaklı sıfatının dava sonuna kadar devam etmesi gerekir.Oysa,davalı şirket, davadan sonra davacıya olan tüm borcunu ödemiş ve davacının alacaklı sıfatının kalmadığı anlaşılmış olup davacının, davalının iflasını talep etme hakkı ortadan kalktığından dava konusuz kalmış olup iflas talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacıyı,dava açmaya zorlayan davalı şirketin yargılama giderleri ile vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusu borcun icra veznesine yatırıldığı, buna göre davacının alacaklılık sıfatı kalmadığı anlaşıldığından konusuz kalan iflas talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından ödenen 80,70-TL başvurma harcı ile 80,70-TL peşin harç ve 8,50.-TL vekâlet harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 10 adet tebligat+posta masrafı 124,25-TL ile 1.408,12-TL ilan masrafı olmak üzere toplam 1.532,37 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 440,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan iflas avansının kararın kesinleşmesi beklenilmeden talebi halinde davacıya İADESİNE
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 08/09/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”