Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/400 E. 2022/1251 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/400 Esas
KARAR NO : 2022/1251

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
K.YAZIM TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, davalıdan sağlık ürünleri satın
alındığını, müvekkilinin babasının vefat ettiği ve işleri ile ilgilenemediği bir dönemde, davalı
tarafından müvekkiline gönderilmesi gereken ürünlerin bedeli ödenmesine rağmen
gönderilmediğini, müvekkili tarafından kendisine teslim edilmeyen ürünlere istinaden davalı
tarafından kesilen 22.10.2021 tarih …. nolu 63.200,00 TL’lik faturaya
istinaden ödeme yapıldığını, müvekkilinin gelen ürünleri ve diğer alışveriş yaptığı firmaları
karşılaştırdığında davalıya fatura karşılığı ödeme yapmasında rağmen, ürünlerin
gönderilmediğini farkettiğini, davalıya Bakırköy … Noterliğinden gönderilen ihtarname ile
ücreti iadesi veya taahhüt edilen ürünlerin aynen ifası için ihtarname gönderildiğini, ancak
cevap verilmediğini, alacağın tahsili için yukarıda ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığını,
davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu,
Neticede; davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı
olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet
ücretinin davalı … yükletilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu icra takibine dayanak faturada alacaklısının müvekkili olduğunu, borçlusunun
davacı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu bir fatura için icra takibi başlatılamayacağını,
dava dilekçesinde cari hesap ekstresindeki borç bakiyesinin tahsilinin talep edildiğini, itirazın
iptali davalarının icra takipleri ile sıkı sıkıya bağlı olduğunu, takibin dışında herhangi bir
sebebe dayanarak dava açılamayacağını,
dava konusu faturanın 2021 yılı Ekim ayına ait olduğunu, faturanın borçlusu davacı
tarafından kabul edildiğini, ödemelerini herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan yaptığını, fatura
konusu malların teslim alınmadığı iddiası ile fazla yapıldığı iddia edilen ödemelerin geri
iadesi için icra takibi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının babasının ölümü
nedeniyle işlerle ilgilenemediği dönemde müvekkilinin dava konusu faturaya ilişkin malı
teslim etmediği, dükkanına gelen malın başka bayilerden geldiğinin daha sonradan anlaşıldığı
yönündeki iddiasının yazılı ve ispatlanabilir bir iddia olmadığını, davacının bahsi geçen diğer
firmaların kim olduğunu, hangi fatura ile hangi malları teslim ettiklerini, malların
karşılaştırılmasının nasıl yapıldığını beyan etmediğini, fatura konusu malların gözle
görülmeyecek kadar küçük olmadığını, müvekkilinin ürünü gönderip, teslimini yapıp,
faturasını kestiğini, satıma konu malların eksiksiz teslim edildiğini,
neticede davanın reddine, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı … yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 63.200,00 TL asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmediği; borçlu tarafından 07/03/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Bilirkişi SMMM … tarafından mahkememize sunulan 23/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış
tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari
defterlerinin yanların lehine delil niteliğinin Sayın Mahkemenizin takdirlerinde olduğunu, … arasında davalı tarafından davacıya Sağlık Malzemeleri satışı yapılması
şeklinde ticari ilişki kurulduğunu, davacının davalıdan 63.200,00 TL’lik fatura alındığını, fatura
bedelinin ödendiğini, ancak fatura konusu ürünler teslim alınmadığından, davalıdan 63.200,00
TL alacaklı olduğu iddia edildiğini, davacı ticari defterlerinde, dava konusu edilen davalının 63.200,00 TL’lik
faturasının kayıtlı olduğunu, fatura bedelinin tamamının ödenmiş olduğunu, icra takip tarihinde
davacının davalıdan herhangi bir alacağı olmadığını, davalı ticari defterlerinde, dava konusu edilen 63.200,00 TL’lik faturanın kayıtlı
olduğunu, ancak davalı işletme defteri tuttuğundan, davacının ödemelerinin işletme defterinde
kayıtlı olmadığını, hal böyle olmakla birlikte fatura bedelinin davacı tarafından ödendiğinin
çekişmesiz olduğunu,
davacı tarafından dava konusu icra takibine davalının davacıya kestiği
22.10.2021 tarih …. nolu 63.200,00 TL bedelli faturanın konu edildiğini,
bir diğer ifade ile dava konusu icra takibine davacının davalıya kestiği ve alacaklı
olduğu bir fatura değil, davalının davacıya kestiği ve davacının da bedelini ödediği bir
faturanın konu edildiğini, bir diğer ifade ile de takip dayanağının davacının alacaklı
olduğu bir fatura olmadığını, takdirinin tamamen Sayın Mahkemede olduğu, davalı tarafından dava konusu fatura muhteviyatı ürünlerin davacıya teslim
edildiğine ilişkin herhangi bir delil veya ispat vasıtası sunulmadığını, takdirin tamamen sayın mahkemede olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça takibe dayanak yapılan faturaya konu malın tarafına teslim edilmediği iddiası ile söz konusu faturaya karşılık ödenen bedelin iadesi istemli olarak açılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemi ile huzurda görülen dava açılmıştır. Her ne kadar davalı vekili tarafından takibe dayanak olarak gösterilen fatura alacaklısının müvekkili davalının olması nedeni ile söz konusu faturaya dayalı olarak davacı tarafça icra takibi başlatılamayacağı iddia edilmiş ise de davacı tarafından mahkememize sunulan itirazın iptali davasında müvekkilinin söz konusu fatura nedeni ile ödediği bedelin iadesi talep edildiğinden davalının bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup yapılan bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanunda belirtilen sürelerde yaptırıldığı; dava konusu edilen ve davalı tarafından davacı adına düzenlenen 63.200,00 TL’lik faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, fatura bedelinin tamamının ödenmiş olduğu, icra takip tarihinde
davacının davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı; davalı ticari defterlerinde dava konusu edilen 63.200,00 TL’lik faturanın kayıtlı
olduğu, ancak davalının işletme defteri tuttuğundan davacının ödemelerinin işletme defterinde
kayıtlı olmadığı, hal böyle olmakla birlikte fatura bedelinin davacı tarafından ödendiğinin
çekişmesiz olduğu belirtilmiştir. Dosyada mübrez Esenler Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazının incelenmesinde davacı tarafından uyuşmazlık konusu faturanın 2021/10 dönemine ait BA formunda bildirildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafça söz konusu fatura ticari defterlerine işlenerek süresi içerisinde vergi dairesine bildirildiğinden faturaya konu malların davacıya teslim edildiği karine olarak kabul edilmiş olup davacı tarafça faturaya konu malların teslim edilmediğinin ispat edilmesi gerekir. Ancak dosya kapsamında davacı tarafından malların teslim edilmediğine yönelik iddiasını ispata yarar herhangi bir delil sunulmamış olup davacı tarafından bu yöndeki iddiası ispat edilememiştir. Davalı tarafça dosyaya sunulan whatsapp yazışmaları içeriğinde bahsi geçen bezlerin dava konusu faturaya konu olan bezler olup olmadığı anlaşılamadığından mahkememizce söz konusu yazışmalara itibar edilmemiştir. Davacı tarafından dava dilekçesinde açıkça yemin delili belirtilmediğinden malların teslim edilmediğine yönelik iddiasının ispatı bakımından mahkememizce yemin delili hatırlatılamamış olup açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafça davacının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
2- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.842,60 TL nispi harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.761,9‬0 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,

4- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 10.112,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪