Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/294 E. 2022/866 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/294
KARAR NO : 2022/866

DAVA : Konkordatonun Feshi
DAVA TARİHİ : 24/03/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 24/03/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili…., …. A.Ş.’den olan alacaklarına karşılık davalı şirketin ….. A.Ş.’ne olan borcunu temlikname ile temlik aldığını, davalı şirket hakkında Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi …… Esas, …… Karar sayılı ilamı ile konkordato kararı verildiğini, davalı şirket konkordato kararı çerçevesinde üçer aylık dönemlerle borcu ödemesi gerekirken temlik eden …… A.Ş.’ne hiç bir ödeme yapmadığını, davalı şirkete, konkordato karar tarihi olan 04/02/2020 tarihinden temlik tarihine kadar ödenmeyen borçlar dolayısıyla 03/10/2021 tarihinde Bakırköy ……. Noterliği ……. yevmiye numarası ile çekildiğini, ihtarname’de ……. A.Ş.’ne olan borcun müvekkili …… ‘e temlik edildiğinin bildirildiğini ve 7 gün içerisinde borcun tamamının ödenmesini aksi halde konkordato kararına aykırı davranış nedeni ile müvekkili yönünden konkordato kararının kaldırılması için gerekli tüm yasal işlemlerin başlatılacağının ihtar edildiğini, yapılan ihtarname sonrasında davalı şirket 06/12/2021 tarihine kadar ödenmemiş olan 7 taksitin toplamı olan 63.740,50 TL’yi ödediğini, davalı şirkete 14/12/2021 tarihinde Bakırköy ……. Noterliği …… yevmiye numarası ile çekilen 2. İhtarname’de hesaba yatırılan miktarın borcun tamamın karşılamaya yetmediğini gelen miktarı ihtirazi kayıt ile kabul ettiklerini ve geri kalan borcun 15 gün içerisinde yatırılmasının ihtar edildiğini, ancak davalı şirket tarafından yapılması gereken ödemenin gerçekleştirmediğini, arabulucuya başvurulduktan sonra davalının 9.107,20 TL ödeme yaptığını, davalının daha önce ……..a keşide ettiği iki adet 20.000,00 TL bedelli senetlerin ….. tarafından kaybedilmesi üzerine bu hususta B.Çekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yapıldığını, bu durumdan davalı şirketin haberdar edildiğini, davalı şirketin bu senet bedellerini bu senetleri bulan kişilere ödemediği gibi Balkan Ambalaj’a veya alacağı temlik alan müvekkiline ödemediğini, konkordato hesap tablosunda müvekkilinin bu alacağına yer verilmediği, davalı hakkında Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi …… E. …… K. Sayılı dosyasında verilmiş olan konkordato kararının müvekkili yönünden kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 24/03/2022 havale tarihli dilekçesini özetle; Müvekkili şirket hakkında Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. E. Sayılı dosyasında 04.02.2020 tarihinde konkordatonun tasdiki kararı verildiğini, karara karşı alacaklılardan …. A.Ş. tarafından istinaf kanun yoluna gidilmesi nedeniyle dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesinin ……. E. sayılı dosyası ile istinaf incelemesine tabi olduğunu, tasdik kararının ilk yerel mahkeme kararının verilmesiyle hemen kesinleşmediğini, tasdik edilen konkordato ön projesinde alacaklılara ödemelerin açıkça “Mahkemece tasdik kararının onanmasından sonra” yapılacağının belirtildiğini, henüz tasdik kararı kesinleşmemiş konkordato alacaklısının, mahkemenin hükmünde ödemelere kararın kesinleşmesinden önce başlanacağı açıkça karara bağlanmış olsa da, ödemenin zamanında ve gereği gibi yapılmadığından bahisle konkordatonun feshi için başvuramayacağını, kesinleşmemiş konkordatonun tasdiki kararının kanun yolu aşamasında ortadan kalkma ihtimali bulunduğundan alacaklının bu şekilde konkordatonun feshi talebinde bulunmasında hukuki menfaati olmadığını, davacı yanın tasdik kararı uyarınca ödemelerin yapılmadığını gerekçe göstermek suretiyle müvekkilinin tasdik edilen konkordatosunun, ödenmelerin beklendiği dönemde kesinleşmemiş olması nedeniyle o dönemlerde ödeme yapılmamış olmasından bahisle kısmen feshini talep etmesinin mümkün olmadığını, Konkordato tasdik kararı uyarınca müvekkilinin alacaklılara ödeme yapacağı zamanlarda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgının ülkemizde de ekonomik yönden sıkıntılara ve ödemelerde gecikmelere sebep olduğunu, ancak müvekkilinin tasdik kararı uyarınca alacaklı kişilere alacaklılar arasında eşitlik dengesini bozmayacak şekilde ödeme yapma konusunda gayret ve çaba gösterdiği davacıya da ödemeler yapıldığını, davacının …n Ambalaj’dan alacağı temlik aldığına ilişkin ilk bildirimi 03.11.2021 tarihinde yaptığını, müvekkilinin 29.11.2021 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkilinin ihtarnameyi tebliğ alır almaz 7 gün içerisinde tüm ödemeleri yaptığını, davacının müvekkilinden ilk defa talepte bulunduğu tarihinde hemen akabinde ödeme yapması ve ödemelerin düzenli olarak yapılıyor olmasına rağmen kötü niyetli olarak dava açıldığını, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,İİK’nın 308/e maddesi uyarınca konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …….. tarafından mahkememize sunulan 21/07/2022 tarihli raporunu;
Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin ve dosya kapsamında bulunan belgelerin incelenmesi neticesinde,
a) Davalı şirketin tasdik edilen konkordato ödeme planına göre, dava dışı …… ‘a olan 182.143,95 TL borcunu, Mayıs 2020 tarihinden başlamak üzere 3 ‘er aylık dönemlerde 9.107,20 TL’lik taksitler halinde ödemesi gerektiği,
b) Davacının, dava dışı Balkan Ambalaj’ın davalıdan olan alacağını 02.10.2021 tarihli Temlikname ile temlik aldığı,
c) Davalı tarafça, Sayın Mahkemenizce tasdik edilen konkordato projesine göre Mayıs 2020, Ağustos 2020, Kasım 2020, Şubat 2021, Mayıs 2021, Ağustos 2021, Kasım 2021 dönemlerinde gerçekleştirilmesi gereken toplam 7 taksit 63.750,40 TL’lik ödemelerin, vadesinden sonra 06.12.2021 tarihinde dava tarihinden önce Temlik alacaklısı davacıya ödendiği,
d) Doktrinde ittifakla kabul olunduğu üzere, tasdik edilen konkordato projesine uygun olarak borçlarını ödemeyen borçlunun, konkordatonun kısmen feshi davasının açılmasından önce borcunu ödemesi ve yapılan ödemenin ihtirazi kayıt konulmadan kabulü halinde, kısmen fesih davacı açılamayacağı, ancak dava konusu somut olayda davacının yapılan ödemeyi ihtirazi kayıtla kabul ettiğini davalıya ihtarname ile bildirdiği, bu nedenle borçlunun ancak tüm borcunu konkordatodan bağımsız olarak ödeyerek konkordatonun feshi istemini konusuz bırakabileceği, zira ancak bu halde alacaklının, fesih davasıyla varmayı amaçladığı sonuca ulaşabileceği,
e) Bir önceki bentte yapılan açıklamalara göre, somut olayda davalının, konkordatonun feshi davasının açılmasından önce yaptığı ödemeleri, davacının ihtirazi kayıtla kabul etmesi nedeni ile davacı yönünden İİK m. 308/e hükmüne göre konkordatonun kısmen feshi koşullarının oluştuğunun takdirinin sayın mahkemenizde olduğu,
f) Yargıtay kararlarına göre, konkordatonun feshi davalarında maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin tasdik edilen konkordato projesi gereğince borçlarını ödemediğini belirterek konkordatonun İtK 308/e maddesi uyarınca müvekkili şirket yönünden kısmen feshine, karar verilmesini talep etmiştir.
Konkordatonun, konkordatoya tabi tüm alacaklar için mutlak bağlayıcı nitelikte etki ve güce sahip olması, borçlu açısından fevkalade önemli bir avantaj teşkil eder. Bu sayede borçlu, kazandığı zamanı İyi bir biçimde değerlendirip işletmesini yeniden yapılandırabildiği takdirde, içine düştüğü ekonomik krizin çıkmazından kendisini kurtarıp borçlarını konkordato projesinin sağladığı elverişli imkanlar çerçevesinde ödeyebilme şansına kavuşabilecektir. Bu şansını iyi kullanarak konkordato projesi doğrultusunda borcunu ifa eden borçlu bakiye borcundan da kanunun sağladığı atıfetten yararlanarak kurtulacak ve ticari itibarını ve ekonomik şahsiyetini korumayı başaracaktır.
Konkordatonun borçluya sağladığı bu avantajlar karşılığında alacaklılara büyük külfet yüklenmektedir. Gerçekten, konkordatoya kabul oyu veren alacaklılar bile, başka çareleri olmadığı için, diğer bir deyişle konkordatoyu iflasa göre kendileri ve borçlu için daha yararlı bulmalarından ötürü, borçlunun teklifine karşı olumlu bir tavır takınmayı “ehveni şer” görmüşlerdir. Ancak borçlunun içine düştüğü ekonomik zorlukların ve borçlarının tümünü ödeme yeteneksizliğinin ortaya çıktığı konkordatoya katlanma yükümlülüğünün de bir sınırı olduğunu kabul etmek gerektiğinde kuşku yoktur. İşte bu sınır, borçlu tarafından konkordato koşullarına göre dahi borçlann ödenmemesi suretiyle tecavüz edilmiş olacaktır. Artık bu noktadan sonra borçlunun alacaklılardan ve kanundan bekleyebileceği hiçbir şefaat kalmamıştır. Alacaklılar için -tabiri caiz ise- bıçağın kemiğe dayanmış olduğu bu noktada, onları artık konkordato ile bağlı tutmaya devam etmenin hiçbir anlamı yoktur.
Bu düşüncelerin sonucu olarak kanunkoyucu kendisine karşı konkordato koşullarını yerine getirilmeyen herhangi bir alacaklıya, alacağı bakımından konkordatonun feshini talep ve dava etme hakkım tanımıştır. Bu durumdaki bir alacaklı, konkordatonun alacağı yününden feshini sağlayarak, kendisini bağlayan bu zorunlu özveri zincirini koparmak olanağına kavuşur. Bu sonuç doğaldır; çünkü mahkeme anlamlı konkordato projesinin ödeme koşullarını yerine getireceğine inanarak borçluya kanunun öngördüğü bu önemli atıfeti sağlamıştır. Borçlu, konkordatoyu ifa etmemek suretiyle, kendisi lehine olan ve mahkemece de onaylanan bu karineyi de çürüterek onama kararının dayandığı temelin çökmesine yol açtığı gibi, konkordatoya kabul oyu veren alacaklıların da güvenlerini boşa çıkarmıştır. Bu yüzden borçlunun mali durumunu düzelterek ödeme yapabileceğine inanan alacaklılar boşuna zaman kaybederek, mağdur duruma düşmüşlerdir. Bu dunundaki borçlu konkordatonun sağladığı himayeyi, alacaklılar aleyhine istismar ettiğinden, herhangi bir alacaktı kendi alacağı açısından konkordatonun feshini isteyerek, alacağının tümünü konkordato hiç akdedilmemişçesine borçludan isteyebilir .
Hukukumuzda iki çeşit konkordatonun feshi türü kabul edilmiştir. Burada yapılan ayrıma temel teşkil eden kriterler de fesih nedenleridir. En temel şekliyle ifade etmek gerekirse, fesih türleri, kendisine karşı konkordato şartlarını ifa edilmeyen alacaklının başvurabileceği kısmen fesih ile (İtK m. 308/e) ile konkordatonun kötüniyetle sakatlanmasından dolayı tüm alacaklılar için konkordatonun tamamen feshinden (İİK m. 308/f) ibarettir .
Yukarıda belirtildiği gibi, konkordatonun kısmen feshi Kanunun 308/e maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin ilk fıkrasına göre, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Konkordatonun kısmen feshiyle birlikte fesih talebinde bulunan alacaklı, projenin mecburiliğinden kurtulacaktır. Fakat konkordatonun kısmen feshi, yalnızca fesih talebinde bulunan alacaklı açısından sonuç doğurmakta olup konkordatonun etkileri diğer alacaklılar açısından aynen devam edecektir.
Konkordatonun kısmen feshi hakkında yapılan bu açıklamalardan sonra bu noktada, davacı yönünden konkordatonun kısmen feshinin koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davalı tarafça tasdik edilen konkordato projesine göre Mayıs 2020, Ağustos 2020, Kasım 2020, Şubat 2021, Mayıs 2021, Ağustos 2021, Kasım 2021 dönemlerinde gerçekleştirilmesi gereken toplam 7 taksit 63.750,40 TL’lik ödemelerin vadesinden sonra 06.12.2021 tarihinde yapılmıştır. Huzurdaki konkordatonun feshi davası ise 24/03/2022 tarihinde açılmıştır. Doktrinde ittifakla kabul olunduğu üzere, tasdik edilen konkordato projesine uygun olarak borçlarını ödemeyen borçlunun, konkordatonun kısmen feshi davasının açılmasından önce borcunu ödemesi ve yapılan ödemenin ihtirazi kayıt konulmadan kabulü halinde, kısmen fesih davacı açılamayacağı, ancak dava konusu somut olayda davacının yapılan ödemeyi ihtirazi kayıtla kabul ettiğini davalıya ihtarname ile bildirdiği, bu nedenle borçlunun ancak tüm borcunu konkordatodan bağımsız olarak ödeyerek konkordatonun feshi istemini konusuz bırakabileceği, zira ancak bu halde alacaklının, fesih davasıyla varmayı amaçladığı sonuca ulaşabileceği,
Diğer bir anlatımla, somut olayda davacı yönünden İİK m.308/e hükmüne göre konkordatonun kısmen feshi koşulları oluştuğundan davanın kabulü ile konkordatonun davacı yönünden kısmen feshine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile mahkememizin 04/02/2020 gün ve….. Esas, …… Karar Sayılı ilamı ile, davalı şirket hakkında verilen konkordatonun temlik alan-davacı …… yönünden İİK’nun 308/(e) maddesinin 1. Fıkrası uyarınca KISMEN FESHİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından ödenen 80,70-TL başvurma harcı ile 80,70-TL peşin harç ve 11,50-TL vekâlet harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 8 tebligat + posta ücreti 57,00 TL, bir bilirkişi ücreti 2.500,00 TL olmak üzere toplam 2.557,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00.-TL ücreti vekâletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 540,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.15/09/2022

Başkan ……
☪e-imzalıdır.☪
Üye ………
☪e-imzalıdır.☪
Üye ………
☪e-imzalıdır.☪
Katip ……..
☪e-imzalıdır.☪