Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/253 E. 2022/685 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/253
KARAR NO : 2022/685

DAVA : Alacak(Sebepsiz Zenginleşmeye dayalı)
DAVA TARİHİ : 15/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Sebepsiz Zenginleşmeye dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili … ile davalıların müvekkilinin maliki olduğu … İli, … İlçesi, … Mah., … Pafta, … Ada, .. parselde kain taşınmazın mevcut imar planı olan “…. Alanı”nın çevredeki emsal şartlara göre “Konut” alanına alınması ve 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planına işlenmesi için gerekli işlemlerin yapılması amacıyla 21.04.2016 tarihli sözleşme akdedildiğini, iş bu sözleşme ile müvekkilinin toplamda 1.900.000,00-TL ödemeyi, davalıların da sözleşmenin 7. Maddesi ile belirlenen işin 250 iş günü sonunda tamamlamayı kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin iş bu sözleşme kapsamında davalılara 85.000,00-TL ödeme yaptığını, ancak davalıların sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getiremediğini, davanın kabulü ile, sözleşmenin geçersizliğinin tespitiyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılara yapılan toplam 85.000,00-TL ödemenin icra takibi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesi ile öncelikle, gerek icra takibi gerekse de işbu dava bakımından müvekkili …’ın husumet ehliyeti olmadığını, sözleşmenin tarafının …. Reklam olduğunu, davacının 2018-2019 yıllarında ağır hastalıklar geçirdiğini, kendisinin akıl sağlığının yerinde olmadığını, söz konusu çeklerin taraflar arasında akdedilen sözleşmenin kaporası olarak müvekkiline verildiğini, müvekkilinin ise davacı tarafa sözleşmenin 6. Maddesinin a bendi uyarınca, teminat senedi ibraz ettiğini, sonrasında davacı tarafın müvekkilinin tarafına düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen gerekli işlemlerin yapılması için gereken evrakları müvekkiline teslim etmediğini, TBK 79’a göre ise Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlü olduğunu, iyi niyet hukuku bakımından esas olmakla kötü niyetin varlığını ispat iddia eden tarafa ait olduğunu, davanın reddi ile, borçlu olmadıklarının tespitine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Üsküdar Vergi Dairesi Müdürlüğü, Küçükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğü, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlen- dikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının imar planının emsal şartlara göre konut alanına alınması için yapılan sözleşme uyarınca davacının ne kadar ödeme yaptığı, davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirip getirmediği, sözleşmenin geçerli olup olmadığı, geçersiz ise davacının ödediği bedeli denkleştirici adlet ilkesine göre talep hakkının olup olmadığı, sebepsiz zenginleşme uyarınca davalıdan talep edip edemeyeceği hususu olup dava konusu itibari ile mutlak ticari davalar arasında olmayıp, mahkememizin görevli olması için her iki tarafında tacir ve dava konusunun tarafların ticari işinden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Davalılardan biri tüzel kişiliğe haiz şirket ise de davacı ve davalı asil tacir olmadığı anlaşılmakla davanın mutlak ve nispi ticari dava olmadığı anlaşılmakla asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeni ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”