Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/250 E. 2022/1013 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/250 Esas
KARAR NO : 2022/1013

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 09/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun cari hesap ve fatura alacağından kaynaklanan borcunu ödemediği için müvekkili tarafından borçlu firma aleyhinde icra takibi açıldığını, Borçlunun yetkiye, borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, Borçlunun yetki itirazı kabul edilerek bu defa Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından gönderilen örnek 7 ödeme emrine, borçlu tarafından, 17/11/2020 tarihinde itiraz edildiğini, borçlu itirazı üzerine takip durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu; müvekkili şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının müvekkili şirkete dikim ve ütü-paketleme hizmetleri veren fason olduğunu, müvekkili tarafından davacıya verilen ürünlerin sözleşmede belirtilen sürelerde teslim edilmediğini ve siparişlerin eksik teslim edildiğini ve alıcı müşteri tarafından davacının eksik teslim ettiği ürünlerin hatalı ve siparişlere uygun bulunmadığını, müvekkilinin davacının sözleşmeye aykırı davranışlarından kaynaklı olarak hem üretim kaybından, hem sipariş iptalinden, hem de müşteri tarafından düzenlenen cezalardan kaynaklı ciddi bir zarara uğradığını, davacı tarafın, her ne kadar Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından müvekkiline karşı 57.537,38 TL alacak istemli olarak icra takibinde bulunmuş ise de gerçekte davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacının müvekkiline olan borçlarına karşılık tanzim edilen bir senet olduğunu, 18/08/2020 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından bu senede konu borçla ilgili olarak davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu sebeplerle davacının alacak iddialarının haksız ve temelsiz olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava, cari hesaba dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK hükümlerine göre; yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir (HMK 19/1). Yetkinin kesin olmadığı davalarda ise yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi halde dinlenemez (HMK 117/1). Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir (HMK 19/4). Yetki itirazından vazgeçilmiş ise yetki itirazı bulunmadığı kabul edilerek değerlendirme yapılmalıdır. Bunun yanı sıra dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler ve tarafların dinlenmesine gerek görmezse dosya üzerinden karar verir. (HMK m. 137/1 ve m. 138)
HMK’nın 6. maddesi, genel yetkili mahkemeyi düzenlemiştir. Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Sözleşmeden doğan davalarda ise yetki HMK’nın 10. maddesinde düzenlenmiş olup genel yetkili mahkemeye ek olarak sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabileceği belirlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir,” hükmünün düzenlendiği, sözleşmenin ifa yerinin belirlenmesinde ise 6098 sayılı TBK’nın 89. madde düzenlemesinin göz önüne alınacağı; söz konusu maddenin 1/1 numaralı bendinde ise “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edileceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
HMK’nın yetki sözleşmesi yan başlıklı 17. maddesine göre;
“Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından cari hesap alacağına dayalı olarak davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik olarak huzurda görülen itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı tarafından süresi içerisinde verilen cevap dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan sözleşme eklenerek usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulmuştur. HMK’nın 17. maddesinde tacirlerin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında yetki sözleşmesinin yapılabileceği düzenlenmiş olup; aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece yetkili kılınan mahkemede açılabileceği düzenlenmiştir. Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan davacının imzası bulunan protokolün 21. maddesinde işbu protokol çerçevesinde doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmış olup uyuşmazlığın çözümünde yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememizce davalı tarafından süresinde ve usulüne uygun olarak yapıldığı kabul edilen yetki ilk itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine; uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalının usulüne uygun yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkili olmaması nedeni ile dava dilekçesinin yetki yönünden REDDİ ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
18/10/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸