Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/246 E. 2023/36 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/246 Esas
KARAR NO : 2023/36

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
K.YAZIM TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkil şirket arasında süregelen hizmet ilişkisine nazaran müvekkil şirket tarafından davalının iş makinesinin bakımlarının yapıldığını ve davalı adına faturalar tanzim edilerek teslim edildiğini, bu hizmet ilişkisine nazaran davalı şirkete 03/11/2021 tarihinde 8.057,04 TL fatura tanzim edildiğini, işbu fatura bedelinin davalı şirketçe kabul edildiğini ve kayıtlarına işlendiğini, 03/11/2021 tarihli faturaya ilişkin olarak davalı şirket tarafından 03/11/2021 tarihinde 3.000,00 TL, 30/11/2021 tarihinde ise 2.000,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bakiye kısım olan 3.057,04 TL ödemenin yapılmadığını, akabinde borçlu şirket ile şifahen görüşmeler gerçekleştirilerek bakiye kısmın ödeneceğinin söylendiğini, ancak aradan geçen zamana rağmen borcun ödenmediğini, bu sebeple davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla fatura alacağından kaynaklanan alacağa dayanılarak ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalının böyle bir borcunun olmadığını iddia etmekte ise de sunulan fatura ile ilgili herhangi bir açıklama getirmediğini ve ödeme belgesi de sunamadığını, neticeten; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkil şirkete ait iş makinesinin bakımlarını yapmış olduğunu, hizmet ilişkisine dayanarak müvekkil şirket adına 03.11.2021 tarihli 8.057,04 TL tutarında fatura düzenlendiğini, bu faturanın müvekkil şirkete teslim edildiğini müvekkil şirket tarafından faturanın kabul edilerek kayıtlara işlendiğini ileri sürdüğünü, bu iddialara ilişkin delil sunmadığını, müvekkil şirketin davacı tarafından düzenlenen faturadan haberdar olmadığını, müvekkil şirketin davacı tarafından düzenlenen faturadan haberdar olmadığını, davacının söz konusu faturayı milvekkilin bilgisi dışında düzenlediğini ve müvekkile tebliğ etmediğini, davacı tarafın faturayı tebliğ ettiğine dair hiçbir belge sunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde 15.10.2021 tarihli 8.057,00 TL bedelli bir teklif formu sunduğunu ve düzenlenen faturayı bu teklif formuna dayandırdığını, oysa davacı tarafından tek taraflı düzenlenen teklif formundan görüleceği üzere söz konusu bedelin müvekkil tarafından kabul edildiğine dair bir imza veya kabul bulunmadığını, müvekkil şirketin iş makinesinin bakımı için davalı şirket ile 5.000,00 TL bedel karşılığında anlaşma sağladığını ve bu bedelin tamamının davacı tarafa ödendiğini, bu bedelin davacı tarafından da kabul edildiğini, neticeten; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 3.057,04 TL asıl alacak üzerinden bakiye fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 11/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 11/01/2022 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyada mübrez bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen 29/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2021 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (31.12.2021) itibariyle davacının davalıdan 3.057,04 TL alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defterleri incelendiğinde; davalı şirketin, davacı şirket ile ticari ilişkisinin bulunmadığı, takip konusu alacağın davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 03.11.2021 tarihli … nolu 8.057,04 TL faturadan kalan bakiyeden kaynaklı olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirkete toplamda 5.000,00 TL ödeme yapıldığı ve mezkur ödemelerin davacı şirket kabulünde olduğu, davalı şirkete ait Yenibosna Vergi Dairesi müdürlüğünce dosyaya celp edilen davalıya ait 2021 yılı Ba formunda davalının davacıdan 2021 yılında 1 adet 6.828,00 TL (KDV Hariç) tutarında Mal/Hizmet alışında bulunduğu, davacı şirket tarafından icra takibinde 03.11.2021 tarihli …. nolu 8.057,04 TL tutarlı faturadan kalan alacak talep edilmiş olmakla birlikte, mezkur faturanın davalı şirket BA formunda bildirildiği ve kabulünde olduğu, neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.057,04 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davacı ve davalının ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan 3.057,04 TL alacaklı olduğu; davalı ticari defter ve kayıtlarında ise davalı şirketin davacı şirket ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkememizce dosyamız arasına celp edilen davalı şirketin BA formunda takip ve dava konusu faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği tespit edilmiştir. Dava konusu faturanın davalının ticari defterlerine işlenmemiş olması; davalı tarafça faturaya konu iş bedelinin 5.000,00 TL olarak anlaşıldığının ve bu bedelin ödendiğinin iddia edilmesi nedeni ile davalıya iddialarının ispatı bakımından yemin delili hatırlatılmıştır. Davalı tarafından süresi içerisinde davacıya yemin teklifinde bulunulmuştur. Davacı şirket yetkilisi davalının yemin teklifini kabul ederek mahkememiz huzurunda “Davalı taraf ile aramızda hizmet ilişkisi kurulduğuna, dosyaya sunduğumuz teklif formu ve teklif formunda yazılı olan bedelin davalının bilgisi dahilinde düzenlendiğine, teklif formunda yazılı bedelin davalı firma yetkilisi tarafından kabul edilip onaylandığına, davalının icra takibine konu edilen miktarda tarafıma borcu bulunduğuna namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin eda etmiştir. Kesin delillerden olan yemin delili doğrultusunda faturaya konu iş bedelinin 8.057,04 TL olarak kararlaştırıldığı mahkememizce kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 3.057,04 TL asıl alacak üzerinden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 611,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 208,83 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 128,13 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (1.300,00 TL bilirkişi ücreti + 152,25 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.452,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
6-Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.057,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı