Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/234 E. 2022/1081 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/234 Esas
KARAR NO : 2022/1081

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
K.YAZIM TARİHİ : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı ile aktedilen Hizmet Yeterlilik Belgesi Kullanma Sözleşmesi istinaden verilen hizmete binaen 08/07/2020 tarihli, ….. sayılı, 790,60-TL bedelli fatura düzenlendiği, akabinde davalı tarafın 500,00-TL ödemesiyle 290,60-TL bakiye alacak kaldığı, kalan bakiyenin ödenmemesi nedeniyle Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, ancak davalının zaman kazanmak amacıyla dayanak göstermeksizin borca itiraz ettiği belirtilerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi istenilmektedir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, davacı tarafça alacağını ispat eder nitelikteki hiçbir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığını, öncelikte taraf defter ve ticari kayıtları üzerinde inceleme yapılması talepteri bulunduğunu, müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, bu husus tüm kayıtlar tetkik edildiğinde ortaya çıkacağını, davacı tarafça taraflar arası hizmet bedeline konu ilişkiyi ispatlayan veya şartları ortaya koyan geçerli bir sözleşme ibraz edilmediğini, bu bağlamda faiz konusundaki talebin dayanağının belli olmadığı keza icra takip dosyasına yapılan itirazın haklı olduğu ortada olduğunu, dava konusu ödenmeyen hizmet bedeli olarak belirtilmişse de hizmete ilişkin bir izaha dahi yer verilmediğini, tüm kayıtlar tetkik edildiğinde ortaya çıkacağını, davacı firmanın tek taraflı ve keyfi uygulamasıyla tanzim ettiği veya edeceği faturalarla alacak talebinde bulunamayacağı, alacağının varlığının ispat yükünün davacıda olduğu tartışmasız olduğunu, buna karşın davacı taraf işbu iddialarım ispat niteliğine haiz hiçbir belge sunamadığını, davacı tarafından hizmet alımı karşılığında fatura düzenlendiğinden söz edilmişse de iddla edilen fatura dava dilekçesi ekinde sunulmamış olup davacı tarafça fatura sunulsa dahi keyfiyetle düzenlenebilecek faturaların ispata haiz belge olarak değerlendirilemeyeceği izahtan vareste olduğunu, nitekim taraflar arasında beyan edildiği şekilde kurulan bir hizmet ilişkisi mevcut olmadığını, davacı tarafından gerçekte var olmayan borçların haksız yere tahsiline çalışıldığı anlaşılmadığını, bu sebeple kabul anlamına gelmemekle, dayacı tarafından belge ibrazı halinde imzaya itiraz haklarını da saklı tuttuklarını beyan ettiklerini, bir diğer taraftan davacının cari kayıtlarında alacak bulunduğu belirtilmiş ise de alacağın gerçekte var olmayan , haksız şekilde düzenlenen tutarlara dayalı olduğu ve tahsil edilmeye çalışıldığını, dava dilekçesinde alacağın varlığının hangi yıl veya aya, hangi sözleşme maddesine dayalı olduğunun bildirilmediği, yapılan tcra takibinde keza bu yönde herhangi bir dayanak belge sunulmadığı görüldüğünü, bu yönüyle alacağın yargılama gerektirmekte olduğu tartışmasız hale gelmişken, davacının kötü niyet tazminatı abesle iştigal halde olduğunu, keza davacının bu tutumu gerçekte var olmayan borçların haksız yere müvekkilden tahsiline çalışıldığını ispatlar nitelikte olduğunu, neticeten; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, haksız ve kötü niyetli icra takibi yapan davacı alacaklı aleyhine İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi kapsamında %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 290,60 TL fatura, 2,53 TL KDV, 14,04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 307,17 TL alacak üzerinden bakiye fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 14/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 10/08/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 09/10/2022 tarihli bilirkişi SMMM ….. tarafından düzenlenen raporda; Davacı ile davalı şirket arasında 16/06/2014 tarihli Hizmet Yeterlilik Belgesi ve Markası Kullanma Tip Sözleşmesinin bulunduğu; sözleşme ile davalı şirkete ….. sayılı Hizmet Yeterlilik Belgesinin kullanma hakkının tanındığı; inceme heyeti tarafından düzenlenen “İnceleme Sonucu Değerlendirme Formu”ndan davalı şirket adresinde 02/07/2020 tarihinden inceleme yapıldığı, belgede ….. A.Ş’nin işyerinden ayrıldığının belirlendiği, Kuruluş Yetkilisi olarak ….. imzasının bulunduğu, İnceleme Heyeti Giderinin “İnceleme Tutarı:510-TL, Ulaşım:160-TL” olarak gösterildiği; alacak talebine dayanak olan 08/07/2020 tarihli, ….. sayılı fatura içeriğinin inceleme formuyla uyumlu şekilde düzenlendiği; borcun sebebi olan 08/07/2020 tarihli, ….. sayılı, 790,60-TL bedelli faturanın aynı tarihte Kurum kayıtlarına intikal ettirildiği, davalı şirket tarafından ise 18/07/2020 tarihinde ….bank üzerinden ….. işlem numarasıyla 500,00-TL ödeme yapıldığı, böylece davacının 260,60-TL alacak bakiyesinin kaldığı, dolayısıyla, davacı kayıtlarında göre davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle KDV dahil 260,60-TL alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 12/10/2022 tarihli bilirkişi SMMM ….. tarafından düzenlenen raporda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan teknik hizmet ücreti ve ulaşım ücreti alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davalının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının incetenen ticari defterlerinde davacı ile olan cari hesap ilişkisi bulunmadığı, dava konusu faturanın detaylarının; dava dilekçesi ekinde yer alan taraflar arasında imzalanan 16.06.2014 – tarihli …. no.lu sözleşme kapsamında 02.07.2020 tarihinde düzenlenmiş olan inceleme raporuna istinaden düzenlenmiş 08.07.2020 tarfhli ….. no.lu faturadan kaynaklı olduğu, dava dilekçesinde mezkur faturaya 500,00 TL ödeme yapılmış olduğunun beyan edildiği ve mezkur faturadan kaynaklı 307,17 TL (290,60 TL fatura alacağı, 14,04 TL işlemiş faizi, 2,53 TL işlemiş faiz KDV’si) alacak tutarının kalmış olduğu, mezkur faturaya konu incelemenin 02.07.2020 tarihinde yapılmış olduğuna ilişkin inceleme değerleme tutanağının düzenlenmiş olduğu, mezkur inceleme tutanağında davacı şirketin işyerindeki adresinden ayrılmış olduğu mezkur adreste …. işletmeciliğinin bulunduğu tespit edildiği, neticeten, davacının yapmış olduğu inceleme ve tespit raporu ve yapılan ödeme dikkate alındığında davacının davalıya dava konusu fatura içeriğindeki hizmet sunmuş olduğunun kabulünün gerekeceği, bu itibarla davacının davalıdan 290,60 TL alacağının bulunduğu, takip tatebindeki işlemiş faize yönelik davacının davalıya düzenlemiş olduğu bir ihtarname vb temerrüt evrakı bulunmadığından ve taraflar arasında imzalanmış sözleşmede herhangi bir ödeme vadesi vb hükmü bulunmadığından işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davacı tarafın kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 09/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı ile davalı şirket arasında 16/06/2014 tarihli Hizmet Yeterlilik Belgesi ve Markası Kullanma Tip Sözleşmesinin bulunduğu; sözleşme ile davalı şirkete …. sayılı Hizmet Yeterlilik Belgesinin kullanma hakkının tanındığı; inceme heyeti tarafından düzenlenen “İnceleme Sonucu Değerlendirme Formu”ndan davalı şirket adresinde 02/07/2020 tarihinden inceleme yapıldığı, belgede ….. A.Ş’nin işyerinden ayrıldığının belirlendiği, kuruluş yetkilisi olarak ….. imzasının bulunduğu, inceleme heyeti giderinin “İnceleme Tutarı:510-TL, Ulaşım:160-TL” olarak gösterildiği; alacak talebine dayanak olan 08/07/2020 tarihli, ….. sayılı fatura içeriğinin inceleme formuyla uyumlu şekilde düzenlendiği; davacının söz konusu faturaya istinaden 500,00 TL ödeme yaptığı; davalının takip tarihi itibariyle davacıya 290,60 TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda ise davalının ticari defterlerinde davalı ile davacı arasında cari hesap ilişkisinin bulunmadığı belirtilmiştir. Her ne kadar davalı tarafından davacının alacağı ispat eder nitelikte herhangi bir belgenin sunulmadığı iddia edilmiş ise de taraflar arasında 16/06/2014 tarihli Hizmet Yeterlilik Belgesi ve Markası Kullanma Tip Sözleşmesinin imzalanmış olması ve davalı tarafından takip konusu yapılan faturaya ilişkin olarak kısmi ödeme yapılması faturaya konu hizmetin davacı tarafından davalıya sunulduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporları doğrultusunda açılan davanın asıl alacak bakımından kabulüne; davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürülmemesi nedeni ile takip öncesi faiz talebinin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 290,60 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 58,12 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan nispi harçtan mahsubu ile bakiye harç tayinine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından sarf olunan 1.600,00 TL bilirkişi ücreti + 345,00 TL posta ücreti tebligat, müzekkere toplam 1.945,00 masrafından ibaret yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%94,61 kabul oranı) hesaplanan 1.840,16 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 290,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 16,57 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 71,21 TL’sinin davacıdan; 1.248,79 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip ….
¸

Hakim …..
¸