Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/229 E. 2022/1052 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/229 Esas
KARAR NO : 2022/1052

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 11/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalının aralarında ticari ilişki bulunmakla, müvekkil şirketin cari hesap kayıtlarından davalının müvekkil şirkete 5.326,52 TL borçlu olduğunun göründüğünü, müvekkil şirketçe davalının işlettiği kuaföre birtakım boya malzemeleri ile kuaför malzemeleri satıldığını, fakat davalı şirketin cari hesaptan kalan borcunu ödememesi üzerine tarafça Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından ödeme emrine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, Neticeten; davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; Öncelikle yetkili mahkemenin Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalının bayan kuaförü işettiğini, davacı şirketten satıcıları vasıtası ile ürün aldığını, davacıdan alınan bakım ürünleri ve boyanın ayıplı çıktığını, bu durumun o dönem davacı şirketin satıcı ….a bildirildiğini, …. tarafından ürünlerin iade alınacağının beyan edildiğini, davacı şirketin 26/08/2021 tarihli …- … ve … seri numaralı faturalarında yer alan ürünlerin tamamının ayıplı çıktığını, bu ürünlerin ayıbının muhteviyatı gereği gözle görülmemekle birlikte kullanımı ile ayıplı olduğunun anlaşıldığını, davacı taraf çalışanı şirket ile görüşüp ürünleri iade alacaklarını söylediklerini ancak davacı tarafın sürekli olarak davalıyı oyaladığını ve ürünleri almadığını, davacının satmış olduğu ve davacıya ait 26/08/2021 tarihli …- … ve .. seri numaralı faturalarda yer alan ürünlerin ayıplı olması nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, Neticeten; dosyanın yetkili Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davanın reddine, takip bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, yargılama gideri ve ilerleyen safhada avukat tutulması halinde avukatlık ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 5.326,52 TL cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 11/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 14/12/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 29/09/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; davacının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu; Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.11.2021) itibariyle davacının davalıdan 5.326,52 TL alacaklı olduğu, Davalının ticari defterleri ile ilgili olarak; davalının Sayın Mahkemece belirlenen incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Davacı şirket tarafından davalı şirkete 6 adet toplamda 17.051,52 TL fatura düzenlediği, Davalı şirket tarafından davacı şirkete faturalar karşılığında toplamda 11.725,00 TL ödeme yapıldığı ve mezkur ödemelerin davacı şirket kabulünde olduğu, Taraflar arasında özel bir anlaşma olmadığı ve davalı tarafından yapılan ödemelerin cari hesaba istinaden yapıldığı anlaşıldığından davalı yanca yapılan ödemelerin öncelikle davacının muaccel olan alacaklarına sayılmasının gerekeceği, cari hesap işleyişinin de bu uygulamayı gerektirdiği nazara alındığında davacının takip konusu alacağını oluşturan faturalarının aşağıdaki (davacının düzenlediği en son tarihli) faturalardan müteşekkil olduğunun kabulünün gerekeceği, Mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalı şirkete teslimi hususu ile ilgili olarak; tarafımıza sunulan irsaliyeli faturalar incelendiğinde her ne kadar mezkur faturaların teslim alan kısmında isim/imza bulunmasa da davalı cevap dilekçesinde “davacı şirketin 26/08/2021 tarihli … – .. ve … seri numaralı faturalarında yer alan ürünlerin tamamının ayıplı çıktığını” beyan ederek … – … ve … numaralı faturalar içeriğindeki ürünleri teslim aldığını kabul ettiğinden mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalıya tesliminin kabulünün gerekeceği, … numaralı fatura içeriğindeki ürünlere ilişkin herhangi bir beyanı bulunmadığı ve faturanın teslim alan kısmında isim/imza bulunmadığından mezkur fatura içeriğindeki ürünlerin davalıya teslimi hususunun davacının ispatına muhtaç olduğu, davalının ayıp iddiasına ilişkin olarak; faturaların içeriğindeki ürünlerin ayıplı olup olmadığı hususu uzmanlık alanımız dışında olduğundan bu konuda değerlendirme yapılamadığı, Neticeten, davacının …. numaralı fatura içeriğindeki ürünlerin davalıya teslimi hususunun ispata muhtaç olduğunun kabulü halinde; davacının davalıdan (5.326,52 TL – 1.538,72 TL ispata muhtaç fatura) 3.787,80 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Davalı tarafından her ne kadar esnaf olduğu iddia edilerek asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu iddia edilmiş ise de mahkememizce yapılan tacir araştırması neticesinde davalının tacir olduğu tespit edildiğinden mahkememizce uyuşmazlığın esasına girilerek huzurda görülen dava karara bağlanmıştır. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı tarafından yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle sadece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacının ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan 5.326,52 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin göründüğü belirtilmiştir. Yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Davalı tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış olması nedeni ile davalının ayıp iddiası mahkememizce araştırılmamış olup tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporu ve HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 5.326,52 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 1.065,30 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 363,85 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 283,15 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan (1.300,00 TL bilirkişi ücreti + 213,75 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.513,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
6-Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.326,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/10/2022

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır