Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/214 E. 2022/833 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/214
KARAR NO : 2022/833

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 08/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 03/01/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin 24/03/2021 tarihinde iflasına karar verildiğini, Bakırköy …. İcra ve İflas İdaresinin … iflas sayılı dosyası ile kararın infazına başlandığını ve müflis şirketten alacaklı olanların alacaklarını kaydettirmeleri için ilan yapıldığını, müvekkilinin borçludan 27/06/2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile İstanbul ili … ilçesi Pafta no : … Ada no : …. parsel no : … ‘te kayıtlı bulunan taşınmazda inşa edilen A4 Blok 11. Kat 54 nolu bağımsız bölümü, C Blok 5. Kat 206 Nolu bağımsız bölümü, C Blok 4. Kat 182 nolu bağımsız bölümü, C Blok 2. Kat 138 nolu bağımsız bölümü, C Blok 4. Kat 180 nolu bağımsız bölümleri ücretini peşin ödeyerek satın aldığını, ancak kendilerine teslim edilmediğini, bu hali ile borçludan alacaklı olduklarını, bu alacaklarının müflis şirketin iflas masasına kaydının yapılmadığını, bu nedenle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına sunulan sıra cetveline itirazlarının kabulü ile sıra cetvelinin iptaline ve alacaklarının sıra cetveline kaydının yapılmasına karar verilmesi gerektiğini, iflas masasına alacak kaydı yapılırken satış vaadi sözleşmeleri ve ödeme belgeleri dilekçelerinin ekte sunulduğunu, alacaklarının da tevsik edilmiş olmasına rağmen Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … sayılı ve 15/12/2021 tarihli kararı ile alacak kaydı taleplerinin alacaklarının tamamı için reddine karar verildiğini, işbu kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan sıra cetveline itiraz ettiklerini, sıra cetveline itirazlarının kabulü ile sıra cetvelinin iptaline ve müvekkilinin toplam 2.395.215,67 TL alacaklarının iflas masasına kaydına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı iflas idaresi 05/04/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davayı yasal süresinde açıp açmadığının tespiti ile süresinde açılmadığının tespit olunması halinde ise davanın usulden reddini, davacı tarafça alacak kaydı talebinde bulunulurken alacağın varlığını ispata yarayan yeterli belge sunulmadığını, bu yöndeki davalarda alacağın varlığını ispatlayan tüm belgelerin sunulması ve bu belgeler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda alacağın var olup olmadığının tespiti sonucunda karar verildiğini, alacağını iflas idaresi ve/veya basit tasfiye usulünde iflas müdürlüğüne bildirip de alacağının tamamı ya da bir kısmı ret olan alacaklının, açmış olduğu kayıt kabul davasında alacağının varlığını ispat etmekle yükümlü olduğunu, ispat yükünün davacı alacaklının üzerinde olduğunu, iflas idaresinin gerek mahkeme gerekse de bilirkişi olmadığından sadece iddiaya dayalı alacak kaydı nedeniyle alacağı ret etmek zorunda kaldığını, davacı tarafça alacak kaydı talebinde bulunurken, yeterli dayanak belge sunulmadığını, sadece mevcut alacak tutarlarının bildirildiğini, iflas idaresinin ne mahkeme ne de bilirkişi olduğundan sadece iddiaya dayalı kayıt talebini ret etmek zorunda kaldığını, İİK madde 230’a göre, “idare, alacak ve istihkak iddialarının kaydı için tayin olunan müddet bittikten sonra iddiaları tahkik ve tetkik ettiğini, müflisi bulundurmak mümkünse her iddia hakkında ne diyeceğini sorar ve icabına göre kabul veya ret kararır verir.” şeklinde ifade edildiğini, sıra cetveline konu, 167 adet alacağın kaydı tek tek incelendiğini, iflas idaresince alınan kararda da müflis şirket yetkilisine çıkarılan davetiyeye rağmen katılmadığından beyanlarının alınamadığının da izah edildiğini, bu nedenle de dayanağı olmayan kayıtlar iflas idaresince ret edilmek zorunda kalındığını, davanın açılmasına iflas idaresi sebebiyet vermediğinden, yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi, iflas masası aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, iflas idaresinin; müflisin ve tüm alacaklıların haklarını korumak ve tasfiye görevini layıkıyla yapma yükümlülüğü altında olduğunu, bu nedenle de davacı tarafça yeterli dayanak belge sunulmadığından davanın açılmasına davacı tarafça sebebiyet verildiğinden davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi iflas masası aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, ayrıca faizin iflas erteleme kararından iflasın açılmasına kadarki süre için işletilebileceğinden davacının bunu aşan taleplerinin reddi gerektiğini, mahkemece öncelikle davacı tarafın davayı yasal süresinde açıp açmadığının tespiti ile süresinde açılmadığının tespit olunması halinde ise davanın usulden reddini aksi halde davanın esastan reddine, davanın açılmasına iflas idaresi sebebiyet vermediğinden, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi, davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmemesine, iflas tarihinden sonraki alacak taleplerinin iflas alacağı olarak kabulü mümkün olmadığından davacının varsa buna ilişkin talepleri ile faiz, iflas erteleme kararından iflasın açılmasına kadarki süre için işletilebileceğinden davacının bunu aşan taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 235’nci maddesine istinaden açılmış olup, iflas idaresince kabul edilmeyen alacağın müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi istemine ilişkindir.
Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede iflas idaresi, basit tasfiyede ise iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Sadece alacak belgesinin bulunması alacağın gerçek varlığı yönünde yeterli olmayıp alacaklı-borçlu arasındaki temel ilişkilere inilip sair belge ve bilgilerle gerçek alacağın tespit edilmesi gerekli olup ispat hususuda alacaklıya aittir.
6100 sayılı HMK’nın324 ncü maddesi hükmü ise “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” şeklindedir.Buna göre taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı verilen süre içerisinde yatırmak zorundadır.Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, tdavacı vekili bilirkişi deliline dayanmış ise de,mahkemece belirlenen kesin süre içerisinde usulüne uygun ihtarata rağmen davacı vekili tarafından delil avansını yatırmadığı,bilirkişi incelemesi yaptırılarak talep edilen alacağın gerçek varlığının tespit edilemediği buna göre davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı, kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 190,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren ON GÜN içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile ON GÜN içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekiliin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 08/09/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”