Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/197 E. 2022/638 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/197 Esas
KARAR NO : 2022/638

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/07/2010
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 08/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında 2009 yılında imzalanan alt taşeronluk sözleşmesi gereği, sözleşme konusu Avcılar sahil düzenleme ikinci kısım inşaatı işindeki sulama tesisini eksiksiz yaparak teslim ettiği , ancak davalının faturaya bağlı borçlarını ve sözleşmedeki bedeli ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği , tüm yazılı ihtarlara rağmen ödemediği, Küçükçekmece … Sulh hukuk mahkemesinin … değişik iş tespit dosyasında alacağın belirlendiği, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından bu alacak için takip başlatıldığı, ancak hem yetki hemde esas yönünden borca itiraz edildiği , oysa akdi ilişkinin kabul edilmesi nedeni ile sözleşmenin ifa yerinin İstanbul Avcılar olması sebebi ile bağlı bulunduğu Küçükçekmece icra müdürlüğünde takip açılmasının yerinde ve doğru olduğu , bu nedenle yetki itirazının reddinin gerektiği , esas yönünden de haksız itiraz edildiği belirtilerek , itirazın iptali takibin devamı ve % 40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talep ve dava olunmuştur
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aradaki taşeronluk sözleşmesinin davacı ile …. Tohumculuk şirketi arasında düzenlendiği , işin Avcılar sahil düzenleme projesindeki rekreasyon alanlarının otomatik sulama projesinin uygulanması ve çalışır halde teslimine yönelik olduğu , iş veren şirket ile …. arasındaki keşif dolduğu için sözleşmenin kullanılamadığı, Mayıs 2009 tarihinde ikinci kısım sulama tesisi yapımının yüklenici … tarafından üstlenildiği ve kendilerinin de taşeronluğu aldıkları , davacının daha önce … şirketi ile akdettiği sözleşmenin şartlarını ve yükümlülüklerini aynen kabul ederek , işveren sıfatı ile …. sulama şirketi ile taşeronluk sözleşmesi akdettiği , buna göre davacının ….tan avans almak sureti ile satın aldığı ve üstlendiği, sulama işi ile ilgili kullanacağı tüm malzemeyi …. şirketine fatura etmek sureti ile tutanak ile devretmeyi taahhüt ettiği, …. nin sözleşmeye göre üstlendiği sulama tesisi işini eksiksiz yerine getirip teslimle yükümlü olduğu, yaptığı işin hakedişini kontrol ettirip malzeme sayımını işveren firma ve kontrol teşkilatı ile beraber yapacağı, ve yapılan hakediş gereği ….nin malzeme karşılığı aldığı avans düşüldükten sonra kalan işçilik bakiyesini talep edebileceği, davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği bu işi yapmadığı gibi avans karşılığı aldığı malzemeleri nakden veya malen ihtarlara rağmen iade etmediği, yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının yapmadığı iş ve devretmediği malzeme ile ilgili fatura düzenleyip icra takibi açtığı, davanın dayanaksız olduğu ihale konusu iş ile ilgili geçici kabuller bile yapılmamışken işin tamamlandığının ve teslim edildiğinin iddia edilmesinin davacının kötüniyetini ortaya koyduğu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, malzeme teslimine dair herhangi bir tutanak veya sevk irsaliyesinin bulunmadığı, sözleşmelere göre davacının işi malzemeli olarak yapıp malzemeyi tahmini olarak şantiyede hazır tutacağının kararlaştırıldığı, buna göre davacıdan malzeme satın alınmadığı, malzemeli iş teslim anlaşması yapıldığı gibi gerekçelerle davanın reddini istediği, ayrıca yetki yönünden de Ankara Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle öncelikle İcra Müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın tekrarlandığı, kabul edilmeme halinde ise Mahkeme yetkisine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı vekili tarafından 07/06/2022 tarihli celsede davadan feragat ettiği belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından 07/06/2022 tarihli celsede yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığı belirtilmiştir.
HMK’nın 307. maddesine göre; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
HMK’nın 309. maddesine göre; “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.(4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. “
HMK’nın 310. maddesine göre; “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
HMK’nın 311. maddesine göre; “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için feragatin mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nın 307-312. maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Feragat beyanı davanın ilk celsesinden sonra bildirildiğinden Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 53,80 TL harcın peşin alınan 1.351,25 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.297,45 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ile 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı