Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/172 E. 2023/290 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/172 Esas
KARAR NO : 2023/290

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 27/03/2023
K. YAZIM TARİHİ : 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında …. tarihleri arasında gerçekleştirileceği kararlaştırılan … FUARI için 26.04.2019 tarihinde; Fuar Katılım Sözleşmesi imzalandığını, anılan fuar katılım sözleşmesi gereğince; USD KURU; 5.44 iken 15.05.2019 Tarihinde 7.884,44TL, 26.08.2019 Tarihinde 14.192,00TL, 25.09.2019 Tarihinde 14.192,00TL, 25.10.2019 Tarihinde 14.192,00TL, 26.11.2019 Tarihinde 14.192,00TL, 26.12.2019 Tarihinde 14.192,00TL olmak üzere toplam; 78.844,45TL ödeme yapıldığını, … tarihleri arasında gerçekleştirileceği kararlaştırılan … FUARI COVİD nedeniyle gerçekleştirilmediğini, daha sonra …. tarihleri arasında gerçekleş- tirileceği, bununda iptal edilmesi üzerine; fuarın … tarihleri arasında gerçekleştirileceği, bu tarihinde fuarın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, … tarihinde fuarın …’ye ertelendiği bildirildiğini, … tarihinde de yine … yılında yapılacak … fuarın KEYFİ bir şekilde ertelendiği tekrar bildirildiğini, oysa … tarihlerinde düzenlenen gıda fuarı ile …. tarihleri arasında düzenlenen ….fuarı ve yine zamanında … gibi düzenlenen sektörel fuarlar, pandemi nedeni ile erteleme gerekçenizin dayanaktan yoksun olduğunu apaçık ortaya koyduğunu, ayrıca, fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan T.O.B.B’nin tarafından bu yönde alınmış bir karar da olmadığını, müvekkili şirket tarafından 2019 yılında USD;5,44tl iken ödemesi yapılan ve yapılacağı düşünülen Fuar kapsamında taraflarınca, sergilenmesi için yüksek bütçeli koleksiyonlar ve fuar stantları hazırlandığını, kiralanan alanların ücreti ödendiğini, seyahat ve konaklama rezervasyonları gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket fuarın kararlaştırılan tarihte haksız ve keyfi gerekçelerle gerçekleştirilmemesi sebebiyle ciddi boyutlarda maddi zarar ve kâr kaybı meydana geldiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında …. tarihleri arasında gerçekleş- tirileceği kararlaştırılan … FUARI için 26.04.2019 tarihinde; Fuar Katılım Sözleşmesi imzalan- masına rağmen, davalı şirket tarafından söz konusu fuar haksız ve keyfi nedenlerle birden fazla kez ertelendiğini, davalı şirketin Fuar Katılım Sözleşmesine aykırı davranışları nedeniyle ciddi anlamda ihracat yapan müvekkil şirketimiz çok önemli maddi ve manevi zararlara uğradığını, davalı şirket 2019 yılında tüm ödemeleri almasına rağmen yaklaşık 5 defa keyfi ve hukuka aykırı olduğunu, … Fuarı sosyal medya hesabından …. tarihinde; “ …. Fuarı’nın sektöre olan katkısının en verimli şekilde geçmesi için … tarihine ertelendiği “ şeklinde duyurusunu yayınlamasına rağmen, davalı şirket ile … (…) iş birliği ile gerçekleşen fuar ile ilgili iptal kararının hemen ardından dernekten gelen açıklamada, bunun tek taraflı bir karar olup kendilerinin bilgi veya onayları dahilinde olmadığı dile getirildiğini, gerçekten de; … Yönetim Kurulu Adına Başkan … ise iptal kararına şu şekilde tepkisini göstermiştir; “… tarihleri arasında düzenleneceğini duyurduğumuz fuarımız, hazırlıklarımızı tamamlamış olmamıza karşın, etkinliği düzenlemeyi taahhüt eden firmanın kendi sorunları nedeniyle tek taraflı ertelemesi nedeniyle yapılamayacaktır.” demek suretiyle davalı şirketin kusuru ve keyfi tavrı nedeniyle fuarın ertelendiğini kabul ve ikrar ettiğini, diğer yandan duyuru da belirtilen … fuarının ertelendiği haberinde ise davalı şirket yetkilisi …. açıklamasında; “…. sektörü açısından büyük önem arz eden buluşmamız bundan böyle …. FUARI adı altında … tarihlerinde … Şirketi (… Fuarcılık) organizasyonu ile İstanbul Fuar Merkezi’nde, ulusal ve uluslararası alım heyetlerinin yoğun ve güçlü katılımı ile düzenlenecektir. Dünyanın dördüncü, Avrupa’nın ise en büyük tedarikçisi konumunda olan …. sektörünün çatı kuruluşu …, sektör temsilcilerinin etkin katılımı ile Mayıs ayındaki fuarımız için hazırlıklara başlamış bulunmaktadır.” demişse de söz konusu fuarı da keyfi olarak ertelendiğini, aynı şekilde …’nin (…) yaptığı açıklamada “… A.Ş.’yi de bünyesinde bulunduran …. tarafından, pandemi şartları gerekçe gösterilerek, …’ın bilgisi dışında ve Fuar Komitesi’nin de yazılı onayı olmadan, 2022 yılına ertelendiği şeklinde bir karar alınmıştır. Ancak bu karar, imzalanan protokole aykırıdır ve gayri yasaldır” ve “… ile … A.Ş. arasında 06.12.2015 tarihinde imzalan protokole ek protokolün 3. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, fuarın ertelenmesi halinin tarafların karşılıklı mutabakatına tabii kılındığı, Fuar Komitesi’nin yazılı onayı olmadan fuar tarihinin tek taraflı değiştirilmesinin söz konusu olmayacağı hükme bağlan- mıştır. Bu maddenin ihlal edilerek, katılımcılardan sözleşme bedellerini toplamasına rağmen, üstelik de fuar tarihine çok kısa bir süre kala, … A.Ş.’nin böyle bir karar alması, hem uluslararası nitelikteki fuarımızın marka değerine, hem sektörümüzün prestijine, hem de ülkemizin dünya ticari hayatındaki saygınlığına büyük bir darbe vurmuştur. Bu davranış her yönüyle iş ve ticari ahlakla bağdaşmayacak, intihar niteliğindedir”. şeklindeki açıklamaları da davalı şirketin … ile yaptığı protokollere dahi aykırı davrandığını ve tek taraflı keyfi olarak fuarı ertelediklerini kabul ve ikrar edildiğini beyanla davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulü ile şimdilik toplam 78.844,45 TL alacağının, sözleşmenin imzalandığı tarihte USD KURU 5.44TL iken davalı şirkete karşı ödenmiş olan ile 78.844,45-TL alacağın, (12.300,00USD) bugünkü USD üzerinden alacağının kabul edilmesini, kabul edilmediği takdirde bankalarca belirlenen en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davalı şirkete yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket; müvekkili şirket; …bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirket olduğunu, davalı şirket ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında …. tarihleri arasında düzenlenecek … Fuarı (…) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuar, haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelendiğini, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların hakları aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleş- tirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırıldığını, söz konusu ev tekstili fuarı … tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olup davacıya fuar alanında yer tahsisi yapılmasına rağmen katılım sağlamadığını, müvekkili şirket mücbir sebep nedeniyle ertelenen fuar organizasyonunu …. tarihleri arasında …. Merkezinde gerçekleştirdiğini, davacı yan ile fuarın ertelendiğine ilişkin yeni tarih ve yer ile ilgili ihtarat ve bilgilendirme yapıldığını, davacı yan her ne kadar protokol hükümlerine dayansa da protokol müvekkili şirket ile dava dışı …. arasında yapıldığını, bununla birlikte protokol süreli olup süresi sona erdiğini, ayrıca dayanılan hükümde, fuar tarihinin değiştirilmesinde mücbir sebepler ayrık tutulduğunu beyanla haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Fuar katılım sözleşmesi nedeni ile ödenen katılım ücretini iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Davacının ticari defter ve kayıtları ile dosya mevcut diğer deliller üzerinde SMMM Bilirkişi … tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve itibara layık bulunan 23/01/2023 tarihli raporda; ” Dosya mevcudu, davacı şirketin 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları ticari defterleri, dava dosyası
ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda; incelenen davacı şirkete ait 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defter ve belgelerinin
Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter
defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari
defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin 2019,
2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı … A.Ş.’nin inceleme günü olan 17.01.2023 günü, saat 15:00’da
mahkemenin duruşma salonunda incelemeye katılmadığı ve davalı … yerinde inceleme
talebinde de bulunmadığı,
davacı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin akdedilen sözleşmeye istinaden
yapmış olduğu ödemelerden kaynaklı olarak 01.01.2022 tarihi itibariyle davalı … A.Ş.’den 78.844,45 TL (8.014,45 TL gönderilen havale+70.830,00 TL verilen çekler)
alacağının bulunduğu” hususu bildirilmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
Davacı ve davalı tacir olup TTK 18/2 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli olma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 26’da bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu temel kuralın istisnası ise 20. maddede (TBK m. 27) ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Sözleşme serbestisi kavramının temeli irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) göstermektedir ki; hukuk sistemimiz kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiştir.
Genel işlem koşulları 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’dan önce 818 sayılı BK düzenlemesi içerisinde yer almasa da kamu düzeni, ahlâka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi farklı hukuki dayanaklarla bu husus pek çok yargı kararı ile (örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli, 1996/3-717 E., 1996/850 K. sayılı kararı) kabul görmüştür. Yine TBK’nın yürürlüğünden önce mevzuatımızda, oldukça sınırlı sayıda ve dar kapsamda da olsa, genel işlem koşullarına ilişkin bazı hükümler yer almıştır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 766, 1266; 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu m. 24; Sermaye Piyasası Kurulunun Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği m. 47/3 gibi). Bu düzenlemelerden biri de tüketici hukukunda mevcuttur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşme kapsamında fuara katılma bedelinin 78.844,45 TL ödediğini, fuarın iptal edilmiş olmasına rağmen davalının ödedikleri bedeli iade etmediğinden bahisle bu bedelin iadesi talebi ile iş bu alacak talebinde bulunmuş olup davalı Fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini, kaldı ki sözleşmenin 2. Maddesinde fuar tarihinin değiştirilmesi hususunun davacı tarafça kabul edildiğini bu nedenle bedelin iadesini talep edemeyeceği yönünde savunmada bulunmuştur. Burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin geçerli olup olmadığı, haksız şart niteliğinde olup olmadığı, ertelenen fuar nedeni ile ödediği fuar katılım bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi anlamına gelmekte olup, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacaktır. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşme (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olup, davacının ve davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip oldukları hususu ise izahtan varestedir. Bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olup geçerli olup, haksız şart olarak kabulü mümkün olmayıp tarafları bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiği, kaldı ki gelen yazı cevaplarından Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin hem internet sitesinden ilan edildiği hem de davacı tarafa mail yolu ile bilgilendirme yapıldığı, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesini talep hakkının olmadığı, ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkı da tanımayacağı düzenlenmiş olup açıklanan gerekçelerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- DAVANIN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.346,62 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.166,72 ‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 12.615,11 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
27/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır