Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/126 E. 2022/885 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/126 Esas
KARAR NO : 2022/885

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından ….. Sigorta Poliçesi ile güvence altına alınan dava dışı sigortalı …… A.Ş.’ye ait bulaşık makinesi emtiaların, davalı borçluların sorumluluğunda Türkiye’den Avusturya’ya …… Nolu Konteynır ile DAP (Kapı) teslim suretiyle taşınması için davalıların sorumluluğunda yükleme işlemleri sırasında düşürülmesi nedeniyle hasara uğradığını, nakliye işleminin davalılar tarafından gerçekleştirildiğini; Fatura ve yapılan tespitler gereğince sovtaj durumu da dikkate almarak 31.441,00 Euro (asıl alacak) tutarındaki sigortalının zararının müvekkili şirket tarafından tazmin edildiğini, sigortalıdan temlik alındığını ve TTK m.1472 ile TBK m.183 gereği sigortalıya rücuen işbu davaya açtıklarını; Bir nolu davalı ….. şirketine sevk irsaliyesine ve yükleme yapılan ihracat trenine istinaden taşıyan-forwarder sıfatıyla dava açıldığını; iki nolu davalı …’ye ise sevk irsaliyesine ve …. tarafından yapılan istifleme ve yükleme işlemlerine istinaden fiili taşıyan sıfatıyla dava açtıklarını; davalının düzenlediği navlun faturasına göre taşıma işini üstlendiğini ve pasif dava ehliyetine sahip olduğunu; Davalılar tarafından gerçekleştirilen taşıma esnasında iki nolu davalı …. tarafından gerçekleştirilen istifleme sırasında müvekkili şirketin sigortalısına ait emtiaların bulunduğu kanteynırın ikinci kattan düşürülmesi sonucu hasarın oluştuğunu, hasarın tutanak altına alındığını, …… tarafından gönderilen mail yazısında da bu hususun doğrulandığını ve yüklemenin iki nolu davalı …. sorumluluğunda yapıldığının ifade edildiğini; Hasarın taşıma süreci içinde meydana geldiğinin eksper tarafından tespit edildiğini; İleri sürerek davanın kabulü ile davalı borçluların Küçükçekmece ……. İcra Md. …… E sayılı dosyasına yaptığı itirazım 31.441,00 Euro asıl alacak için itirazlarının iptali ve takibin devamına, işbu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davaya alacak davası olarak devam edilmesine, müvekkili şirketin dava dışı sigortalısına yaptığı fili ödeme tarihinden itibaren kamu bankalarının Euro mevduat için ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine, davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı …… Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafından yapılan hukuki nitelendirmenin hatalı olduğunu ve davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, taşımanın COTIF/CIM hükümlerine tabi olduğunu, müvekkiline herhangi bir kusur isnat edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini; ” İtirazın iptali davalarında alacaklının takibe dayanak gösterdiği belgelerden başka belge koymasının mümkün olmadığını, davacının takibe dayanak olarak herhangi bir belge koymamasından dolayı işbu davada ilamsız icrada kullanmadığı delilleri kullanmasına muvafakat etmediklerini; Davacının müvekkilini taşıyan olarak nitelemesine rağmen somut olayda taşıyanın … olduğunu ve gar sahasına müvekkilinin müdahale etrne yetkisinin bulunmadığını; COTİF/CIM m.47 hükmünde faizin düzenlendiğini (yıllık 5) ve davacının 3095 sayılı kanun kapsamında talepte bulunmasının mümkün olmadığını, ayrıca davacının fiili ödeme gününden itibaren faiz istemesinin mümkün olmadığını ancak takip veya dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini; İleri sürerek davanın reddine, davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hasarın 14.10.2019 tarihinde istiften konteynır alınırken içerisinde dava dışı Arçelik şirketine ait 187 adet bulaşık makinesi bulunan konteynırın tavanı üzeri alt kata düşmesi soncu oluştuğunu, hasar sonrası tespit için konteynırın firma yetkililerine teslim edildiğini; müvekkili şirketin uluslararası demiryolu taşımacılığına ilişkin bir belge düzenlemediğini, dava konusu taşımanın CIM hükümlerine tabi olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin taşıyan olmadığını, CIM.m.48 gereği davanın bir yıllık zamanaşımı süresinden sonra açılmasından dolayı reddi gerektiğini; CİM.m.43 hükümlerine uygun yazılı bir başyuru yapılmasının gerektiğini ve başvuruya taşıma belgesinin eklenmesi gerektiğini, dava konusu olayda taşıma belgesi olmadığından dolayı müvekkili şirket yönünden davanın reddinin gerektiğini; Hasarın meydana geldiği ……. … Ambarlama sahasının Mülkiyetinin ve sorumluluğunun dava dışı … İşletmesi Genel Müdürlüğüne ait olup müvekkili şirketin 6461 sayılı Kanun kapsamında kurulduğu 2017 yılından itibaren Demiryolu tren işletmeciliği faaliyetinde bulunduğunu; Husumet yönünden itirazlarının kabul edilmemesi halinde hasar tespitinde müvekkili şirketinde katılımının bulunması veya bilgilendirilmesi gerektiğini, ancak böyle bir bilgilendirme yapılmadığını; Diğer davalı …… tarafından müvekkili şirkete verilen … şirketi tarafından düzenlenen emtianın gerçek FOB değerinin 29.513,98 Euro olarak gösterilmesine rağmen dava dilekçesinde sovtaj bedeli indirildikten sonra hasarın 31.441,00 Euro olarak gösterildiğini, ekspertiz tarafından yapılan hasar tespitini kabul etmediklerini; davacının faiz talebinin yerinde olmadığını, ödeme gününden itibaren de faiz isteyemeyeceğini; ileri sürerek davanın reddine, haksız ve dayanaksız icra takibi nedeniyle davacı yan aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 26/07/2022 tarihli bilirkişiler …….. ve …… tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Davacı sigorta şirketi hem hasarı ödeyerek hem de temlikname alarak TTK m.1472 ve TBK m.183 gereği sigortalısına halef olarak huzurdaki davayı açmaya hak kazandığı, bir nolu davalının akdi taşıyıcı, iki nolu davalının fili taşıyıcı olduğu ve dava konusu taşımada ortaya çıkan hasardan dolayı müşterek ve müteselsilen davacıya karşı sorumlu oldukları, ancak iç ilişkide iki nohu davalının zararı üstlenmesi gerektiği, bununla birlikte kendisini de hizmetlerinden yararlandığı …… Müdürlüğüne rücu edebileceği; Hasarın taşıma süreci içinde meydana geldiği; Hasar bedeline konu edilen birim fiyatlarım dolayısıyta toplamı hasar bedelinin kadri maruf. olarak kabul edilebileceği, CİM m.30/2 gereğince hesaplama yapıldığında; emtia toplam brüt ağırlığının 7.007,10 kg almasına göre (7007,10)(17]:119.120,70 SDR taşıyıcının sorumluluk sınırı olduğu, olmadığının değerlendirildiği; Tazminat hukukunda gerçek zarar ilkesi gereği poliçe gereği ödenen (ex-gratia) ilave bede davalıların sorumlu olmadıkları, buna göre davacının rücuen tazmin edebileceği miktarın (31.439,03-3.141,92) – 28.297,11 Euro olduğunun değerlendirildiği; CIM m.37/2 gereğince davalılara yazılı bir talepte bulunulmaması nedeniyle davacının fili ödeme tarihinden itibaren faiz istemeyeceği, yabancı para üzerinde talepte bulunduğundan dolayı aynı hüküm gereği faiz oranının yıllık %5 olabileceği; talebe göre davacı sigorta şirketinin ödeme tarihi (22.09.2020) ile takip tarihi (11.12.2020) arasında %5 üzerinden 80 gün için hesaplama yapıldığında (28.297,11x80x5)/36500= 310,11 Euro işlemiş faiz alacağının hesaplandığı hususları tespit edildi.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi tarafından …….. Sigorta Poliçesi ile güvence altına alınan dava dışı davacı sigorta şirketinin sigortalısı …… A.Ş.’ye ait bulaşık makinelerinin Türkiye’den Avusturya’ya taşınması için yapılan yükleme sırasında bir kısmının düşerek hasara uğraması nedeni ile davacı tarafından sigortalısına ödenen tutarın rücuen tazmini istemli olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Dava dışı …….. A.Ş., davacı sigorta şirketi nezdinde 01/01/2019-01/01/2020 tarihleri arasında …….. Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı; 14/10/2019 tarihinde sigortalıya ait bir kısım emtiaların yüklemesi yapılırken emtiaların içinde bulunduğu konteynırın ikinci kattan düşerek durumun tutanak altına alındığı; davacı tarafından sigortalısına söz konusu poliçe kapsamında ödeme yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde CIM hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CIM madde 48/1’e göre Konvansiyon kapsamında yapılan taşımalardan doğan davalar, kural olarak eşyanın tesliminden itibaren bir yıl içinde zamanaşımına uğrar. Her ne kadar davalı … tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş ise de dava konusu emtianın 14.10.2019 tarihinde hasara uğramış ve dava konusu takibin 11.12.2020 tarihinde başlatılmış olması ile icra işlerinin 22 Mart 2020 tarihi ile 15 Haziran 2020 tarihleri arasında durdurulmuş olması nedenleri bir arada değerlendiğinde bir yıllık zamanaşımı süresi geçmeden icra takibi başlatıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir. Dosya kapsamında davalı ……… , TTK’nın 921. ve 926. maddeleri gereği akdi taşıyıcı olduğundan taşımanın tüm güzergahlarda ifasından sorumlu olup diğer davalı …. ise fiili taşıyıcı olduğundan ancak kendi sürecinde gerçekleşmiş olan hasardan sorumludur. Tekniğine uygun ve demetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen dosyada mübrez bilirkişi raporunda dava konusu talebin sorumluluk sınırını aşmadığı; emtia hasar miktarının 31.439,03 EURO olduğu; bu miktar üzerine 3.143,90 Euro poliçe gereği ilave bedel eklenmek ve 3.141,92 EURO sovtaj indirimi yapılmak suretiyle hesaplanan 31.441,01 Euronun nihai hasar miktarı olduğu belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle ve tazminat hukukunda gerçek zarar ilkesi gereği poliçe gereği ödenen ilave bedelden davalılardan sorumlu olmayacağının kabulü ile açılan davanın 28.297,11 Euro üzerinden kabulü ile davalıların Küçükçekmece ……… İcra Müdürlüğü’nün…….. E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın bu tutar üzerinden iptaline; alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine; şartları oluşmayan davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 28.297,11 EURO’nun takip tarihinden itibaren asıl alacağın yıllık %5 oranında faiz uygulanması suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Şartları oluşmayan davalı ……. ve davalı …. ‘ın kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 30.091,60 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 6.858,67 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 23.232,93 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından sarf olunan (3.000,00 TL bilirkişi ücreti + 114,75 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 3.114,75 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%90,00 kabul oranı) hesaplanan 2.803,28 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 6.858,67 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 64.672,14 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.600,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 160,00 TL’sinin davacıdan; 1.440,00 TL’sinin ise davalılardan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekilinin ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip ……
¸

Hakim …….
¸