Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/118 E. 2022/623 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/118
KARAR NO : 2022/623

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/01/2012
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 12/01/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Muris …’ ın 03/10/2005 tarihinde vefat ettiğini, çocukları olmadığı için geride sadece eşi ….., Kardeşleri; …., …,… ve … adlarındaki kişileri kanuni mirasçı olarak bıraktığını, Bakırköy ….. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği’ nin ….. Esas sayılı dosyası ile vasiyetnamenin tenfizi davası açıldığını, davanın 14/04/2011 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden itibaren ilgili banka şubesindeki mevduat hesabındaki murise ait 983.617,89-TL ‘ nin muris ölüm tarihi olan 03/10/2005 tarihinde kararın kesinleştiği hisseler oranında talep edilen paranın ödenmesini beklerken, ilgili banka yetkili şube müdürlüğü tarafından sadece ana paranın hisseler oranında ödeneceğini, işlenmiş bir faizin olmadığını ve bir nedenle de ödenmeyeceğini beyan ederek sadece ana paraların ödendiğini, muris tarafından yatırılan paranın mevduat hesabında bankanın en yüksek reeskont faizi ile yatırılmasına rağmen, murisin ölümünden sonra bu kadar yüksek miktardaki paranın faizinin neden durdurulduğunu, kanuni mirasçıların zarara uğradığını beyan ederek, şimdilik 10.000,00 TL’ nin murisin ölüm tarihi olan 03/10/2005 tarihinden itibaren mevduat faizi, hazine bonosu faizi ve reeskont faizi olarak en yüksek faiz uygulanarak hisseleri oranında ödenmesine, tüm mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili Mahkememize vermiş olduğu 06/02/2012 havale tarihli cevap dilekçesinde; Muris ….’a ait yatırım hesabında mevcut tahvillerin kupon faizleri ve vade tarihleri geldiğinde itfa bedellerinin murisin serbest vadesiz hesabına aktarıldığını, bankada vadeli ve belli tutarlı bir hesap mevcut olmadığından murisin vefat tarihinden itibaren söz konusu hesaba işletilecek faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, murisin vefatından sonra davalı bankaya hesaplarla ilgili gönderilmiş bir talimat bulunmadığını, davacıların 22/05/2008 tarihinde kadar davalı bankaya başvurmadığını, vasiyetnamenin tenfizi ve tenkis davasının kesinleşmesine kadar ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, avukatlık ücretinin ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Muris …’a ait yatırım hesabında mevcut tahvillerin kupon faizleri ve vade tarihleri geldiğinde itfa bedellerinin murisin serbest vadesiz hesabına aktarıldığını, bankada vadeli ve belli tutarlı bir hesap mevcut olmadığından murisin vefat tarihinden itibaren söz konusu hesaba işletilecek faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, murisin vefatından sonra davalı bankaya hesaplarla ilgili gönderilmiş bir talimat bulunmadığını, davacıların 22/05/2008 tarihinde kadar davalı bankaya başvurmadığını, vasiyetnamenin tenfizi ve tenkis davasının kesinleşmesine kadar ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, avukatlık ücretinin ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan ilk yargılama sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde verilen hüküm Yüksek Yargıtay .. nci Hukuk Dairesi’nin 01/06/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına Mahkememizce uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 03/02/2022 tarihli celsesinde birleşen davada davalı vekili birleşen davayı takip etmediğini bildirildiğinden, taraf vekilleri tarafından takip edilmeyen birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının HMK’nun 150/1 maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına ve birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasının bu dosyadan tefrikine karar verildiği, asıl dosyadan tefrik edilen işbu dosyanın … Esas sayılı numarayı alarak Mahkememizin esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacıının murisinin ölümünden sonra murisin davalı banka nezdindeki mevduat ve yatırım hesaplarında bulunan paranın davalı bankadan talep edilmesine rağmen murisinin vasiyeti ile ilgili olarak açılan vasiyetnamenin tenfizi ve tenkis davası kesinleşinceye kadar ödemeyip anaparanın anılan kararın kesinleşmesinden sonra ödenip bu döneme ilişkin faiz ödenmeyerek davacıların zararına neden olduğu iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi … ‘ün tarafından düzenlenen 04/10/2012 tarihli raporda; Dava tarihi 28/11/2011 itibarı ile Davacı varis ….’ın faiz alacağının 480.781.685 TL ( 8.128 Adet ….. Bankası B tipi Tahvil Bono Fonu ) davacı varis ….’nun 12/01/2012 dava tarihi itibarı ile faiz alacağının 60.075,75 TL ( 1.015 Adet ….. Bankası B Tipi Tahvil Bono Fonu) davacı varis ….’ nın 12/01/2012 dava tarihi itibarı ile faiz alacağının 60.786,00 TL ( 1.027 Adet ….. Bankası B tipi Tahvil Bono Fonu ) davacı varis ….’ nın 12/01/2012 dava tarihi itibarı ile faiz alacağının 60.786,00 TL (1.027 Adet ….. Bankası B tipi Tahvil Bono Fonu) davacı varis …..’ın 12/01/2012 dava tarihi itibarı ile faiz alacağının 60.786,00 TL ( 1.027) Adet ….. Bankası B tipi Tahvil Bono Fonu ) olduğunu, ayrıca dava tarihleri itibarı ile varis ….’ın hesaptan alacağı 62 adet B Tipi Tahvil Bono Fonu, diğer davacı varisler ….., …, …., …’ ın 7’şer adet B Tipi Tahvil Bono Fonu alacakları bulunduğunu, dava tarihlerinden itibaren söz konusu alacaklara avans faizi talep edilebileceğini, tarafların masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişiler Doç Dr. …. , …. , Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen 02/05/2013 tarihli raporda; asıl dava bakımından;
Davacı ….’ın , davalı bankadan ıslah tarihi itibariyle toplam (472.126,33 TL + 3.667,37 TL ) 475.793,70 TL alacağının bulunduğunu, dava tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, davacı , avans faizi oranı üzerinden faiz işletilmesini talep etmediğinden, reeskont faizi de eski 3095 sayılı kanun dönemindeki yasal faizi ifade ettiğinden , yasal faiz oranı üzerinden temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, sonuç ve takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler Doç Dr. …. , … , Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen 08/06/2016 tarihli ek raporda;Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin “Hesapların Açılması Faiz Tahakkuku” başlıklı 1 ve 2. Maddesinde Müşteri Talebi üzerine yeni bir hesap açılıp açıilmamasının kanunlar çerçevesinde Bankanın tek taraflı takdirine bağlı bulunduğunu Faiz uygulamasının söz konusu olduğu hallerde, faiz oranları Kanun Kararname veya Bankaca değiştirildiği takdirde, Bankanın herhangi bir İhbarda bulunmaksızın gerekli ayarlamaları yapmaya yelkili olduğunu kabul ve beyan eder. İbaresinin olduğu tespit edildiğini, söz konusu sözleşmenin ”bankanın Virman Yetkisi. Otomatik Ödeme, Otomatik Havale, Virman Talimatı” başlıklı 30. Maddesinde müşteri, talimatı beklenmeksizin de bankanın, bir hesabından banka nezdindeki bir başka hesabına dilediği miktarda virman yapmaya yetkili olduğunu kabul ve beyan eder. Bankaya müşteri tarafından verilecek sermaye piyasası araçları ile kıymetli madenlerin alım emirleri tutarı TL’ler muhtemel fiyat artışları, masraf, komisyon, sigorta. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ve benzeri giderleri de karşılayacak şekilde müşterinin Vadesiz Tasarruf Mevduat hesabı Vadesiz Alacaklı Cari hesabından ayri bir talimata gerek kalmaksızın alım emri verildiği tarihe yatırım hesabına aktarılabileceğini bildirdikleri görülmüştür.
Bozma öncesi alınan kök raporlar ile bozmadan sonra alınan ek rapor tekniğine uygun olmayıp yargısal denetime elverişli olmadıkları,bu nedenle hükme esas alınamayacağından HMK’nın 281/3’ncü maddesi de gözönüne alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Yrd. Doç. Dr. …. , …. ve ….tarafından düzenlenen 20/03/2017 tarihli raporda; Davalı banka ile muris …. arasında portföy yönetimi sözleşmesi bulunmadığını, davalı bankanın ilgili mevzuata göre portföy yönetimi ile yetkilendirilebilecek kurumlar arasında yer almadığını, bankacılık sektörünün genel kabul görmüş uygulamalarına göre müşterilere talimatsız olarak likit fon alınabileceğini, muris ….’ın vefatından sonra hesabına bir kez talimatsız olarak likit fon alındığını, likit fon getirişi esas alınırsa, atıl tutulan nakit nedeniyle davacıların faiz kaybı alacağının:
….için 156.745,12 TL
….. için 19.623,88 TL
… için 20.158,72 TL,
… için 20.158,72 TL ,
… için 20.158,72 TL olduğunu,
Vadesiz mevduat getirisi esas alınırsa, atıl tutulan nakit nedeniyle davacıların faiz kaybı alacağının:
… için 16.770,70 TL ,
….. için 2.096,34 TL,
….. için 2.096,34 TL,
… için 2.096,34 TL ,
…. için 2.096,34 TL olduğunu,
Ayrıca, müteveffanın yatırım hesabında bulunan devlet tahvillerinin kupon faiz kazanmaya devam etmesi sebebiyle hesaba geçen bir kısım nakitle B tipi likit fon alındığı ve vadeli mevduat gibi getiri sağlayan işlemler yapıldığını, ara dönemde bu nedenle fiili bir getiri oluşmuşken varislere sadece vefat tarihindeki varlık değerinin ödenmesi sonucunda, murisin davalı bankadaki yatırım hesabında 467.397,06 TL kaldığını ve bu bakiyeden varislerin mirastaki payları oranında hakları bulunduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler Yrd. Doç. Dr. …. , … ve …. tarafından düzenlenen 07/09/2017 tarihli ek raporda; Muris … ‘ın davalı banka nezdindeki 983.617,89 TL mirası varislere ödeninceye kadar anaparanın getiri kazandığı bazı dönemler söz konusu olduğunu, bunlar sonucu oluşan varlık (2.671 ader …. Bankası B Tipi Likit Fon ve 125 adet ….. Bankası B Tipi Tahvil Fonu) halen murisin yatırım hesabında olduğunu,
Anaparanın getirisiz kaldığı dönemler de olduğunu, bu dönemler için heyetlerince likit ton getirişi esas alınarak ve vadesiz mevduat getirisi esas alınarak iki alternatifli şekilde faiz kaybı alacağı hesaplandığını, bu iki yaklaşımdan hangisinin kullanılacağı mahkemenin takdirinde olduğunu, davacılar hem anılan varlık, hem de anılan faiz kaybı alacağı üzerinde miras payları oranında ayrı ayrı hak sahibi olduğunu, 1. ve 2. maddelerdeki unsurların toplamı bir bütün olarak vefat tarihi ile varislere ödeme yapılan tarih arasındaki anapara nemasını oluşturduğunu,
Yatırım hesabındaki varlıktan davacıların payına düşen fon adetleri ve bunların dava tarihi itibariyle değerleri aşağıdaki gibidir:
Davacı
Dava Tarihi
Likit Fon Adedi
Tahvil Fonu
Adedi
Toplam Fon
Değeri (TL)

25/11/2011
1.335,50
62,50
157.533,07
…..
12/01/2012
166,94
7,81

19.890,53

12/01/2012

166,94
7,81
19.890,53

12/01/2012
166,94
7,81
19.890,53
… 12/01/2012
166,94
7,81
19.890,53
Faiz kaybı alacağı B tipi likit fon getirişi esas alınarak hesaplandığında;
…için 156,731,22 TL
… için 19.620,91TL
… için 20.156,98 TL
… için 20.156,98 TL
… için 20.156,98 TL olduğunu,
Faizin kaybı alacağı vadesiz mevduat getirişi esas alınarak hesaplandığında
… için 16.750,79 TL
…için 2.093,85 TL,
… için 2,093,85 TL
… için 2,093.85 TL
… için 2.093,85 TL olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacılar vekili, murislerinin ölümünden sonra murisin davalı banka nezdindeki mevduat ve yatırım hesaplarında bulunan paranın davalı bankadan talep edilmesine rağmen murisinin vasiyeti ile ilgili olarak açılan vasiyetnamenin tenfizi ve tenkis davası kesinleşinceye kadar ödemediğini,anaparanın anılan kararın kesinleşmesinden sonra ödendiğini,ancak bu döneme ilişkin faiz ödenmesinin davalı banka tarafından yapılmadığından bahisle ana paranın ödenmesine kadar geçen süredeki faiz alacaklarının ödenmesini talep etmişlerdir.Davalı vekili ise,davacının murisine ait yatırım hesabında mevcut tahvil ve kuponların vade tarihleri geldiğinde itfa bedellerinin murisin serbest vadesiz hesabına aktarıldığını, bankada vadeli ve belli tutarlı bir hesap mevcut olmadığından murisin ölüm tarihinden itibaren söz konusu hesaba işletilecek faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, murisin ölümünden sonra müvekkili bankaya hesaplarla ilgili olarak gönderilmiş bir talimat bulunmadığını, davacıların 22/05/2008 tarihine kadar müvekkile başvuruda bulunmadıklarını, mirasçılar arsında ihtilaf bulunduğu içinde ödeme yapılamasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Somut olayda öncelikle faiz işletilmeyen döneme ilişkin olarak talepte bulunup bulunamayacakları,faiz talebinde bulunacaklar ise faiz miktarının ne olduğu hususunun belirlenmesi gerekir.Davalı banka ile davacının murisi …. arasında portföy yönetimi sözleşmesi bulunmadığı gibi davalı banka portföy yönetimi ile yetkilendirilebilecek kurumlar arasında da yer almamaktadır.Davalı bankanın vasiyetnamenin tenfizi davasını gerekçe göstererek davacının murisinden kalan anaparayı davacıya ödememesi kabul edilebilir olsa da bu dönem içerisinde davacının mahrum kaldığı faiz alacağını her halükârda ödemesi gerekir.Ancak davalı bankanın ödeyeceği faiz türünün belirlenip faiz alacağının hesaplanması gereklidir.
Bankacılık mevzuatı çerçevesinde vade bitiminde vadeli hesapların yenilenmesi hususunda banka ile mudi arasında bir mutabakat varsa ona göre inceleme yapılır, bu mutabakat mudiin yazılı talimatı ile veya hesap cüzdanlarına ve sertifikalarına mudiin veya vade sonunda müracat etmemesi halinde hesap veya sertifikanın aynı vade ile yenileneceğini ifade eden bir ibare konulması ile sağlanır, banka ile mudi arasında böyle bir mutabakatın bulunmaması halinde vadeli mevduat hesaplarının faizli bakiyelerine vade sonundan itibaren vadesiz mevduat faizi oranı uygulanır. Somut olayda mirasçı olan davacıya ve tefrik edilen dosyadaki davacılara murisin davalı banka nezdindeki hesabında bulunan ana paranın açılan vasiyetnamenin tenfizi ve tenkis davası kesinleşince ödendiği, ancak bu döneme ilişkin faizin ödenmediği anlaşıldığından kural olarak vadesiz mevduat faizi oranı üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir. Davalı bankanın bir talimat bulunmadığı halde bir dönem ve bir kısım hesap için vade bitiminden sonra vadesiz mevduat faiz oranından daha fazla faiz getiren B Tipi Likit Fon alması, hesabın tamamı yönünden paranın faizsiz bırakıldığı dönem için B Tipi Likit Fon getirisi üzerinden hesaplanacak getiriyi kabullendiği anlamına gelmeyeceğinden davacıların hak kazanabileceği faiz getirisinin vadesiz mevduata ait faiz getirisi olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;her bir davacı yönünden 2,096,34.TL faiz alacağının avans faizini geçmemek koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek hazine bonu faizi , mevduat faizi ve reeskont faizi olarak istenen faiz türlerinden en yüksek faizi getiren faiz türü uygulanmak suretiyle, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,davacıların fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
a)1-Davanın kısmen kabul kısmen REDDİ ile 2.096,34.-TL faiz alacağının avans faizini geçmemek koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek hazine bonu faizi , mevduat faizi ve reeskont faizi olarak istenen faiz türlerinden en yüksek faizi getiren faiz türü uygulanmak suretiyle, davalıdan alınarak davacı ….. ve …. mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
b)1-Davanın kısmen kabul kısmen REDDİ ile 2.096,34.-TL faiz alacağının avans faizini geçmemek koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek hazine bonu faizi , mevduat faizi ve reeskont faizi olarak istenen faiz türlerinden en yüksek faizi getiren faiz türü uygulanmak suretiyle, davalıdan alınarak davacı ……’yaVERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
c)1-Davanın kısmen kabul kısmen REDDİ ile 2.096,34.-TL faiz alacağının avans faizini geçmemek koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek hazine bonu faizi , mevduat faizi ve reeskont faizi olarak istenen faiz türlerinden en yüksek faizi getiren faiz türü uygulanmak suretiyle, davalıdan alınarak davacı ….’ya VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,

d)1-Davanın kısmen kabul kısmen REDDİ ile 2.096,34.-TL faiz alacağının avans faizini geçmemek koşuluyla dava tarihinden itibaren işleyecek hazine bonu faizi , mevduat faizi ve reeskont faizi olarak istenen faiz türlerinden en yüksek faizi getiren faiz türü uygulanmak suretiyle, davalıdan alınarak davacı …. ‘a VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,

3-Alınması gerekli 572,80-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 148,50.-TL harç ile 4.168,45.-TL ıslah harcından mahsubu ile fazla alınan 3.744,15.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
4-Davacılar tarafından ödenen 21,15 TL Başvurma Harcı, 572,80 TL Peşin harcın davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 1 tebligat gideri 6,50-TL’ nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 0,21.-TL’nin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nnin 13/3.maddesi uyarınca hesap edilen 5.100,00.-TL ücreti vekaletin müştereken ve müteselsilen davacılardan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 300,00-TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı .02/06/2022

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪