Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1166 E. 2023/231 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1166 Esas
KARAR NO : 2023/231

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
K.YAZIM TARİHİ : 13/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, hamili bulunduğu, davalı … İnşaat A.Ş.’nin (Eski Unvanı: … Nakliyat İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.) keşidecisi, diğer davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin ise cirantası olduğu, … Bankası … Şubesi’ne ait 23.08.2019 keşide tarihli, … seri numaralı, 37.000,00 TL bedelli çeki, tahsil edilmesi amacıyla, dava dışı … … Şubesi’ne teslim ettiğini, dava konusu çekin … Ankara … .Siteler Şubesi tarafından 23.08.2019 tarihinde, takas sistemi aracılığıyla işleme alındığını, hesapta karşılığının olmadığının anlaşılması üzerine karşılıksız işlemi uygulandığını ve çek aslının şubeye teslim edilip, müvekkili şirkete teslim edilmeden banka tarafından kaybedildiğini, çeki kaybeden bankanın söz konusu çeki zayi sebebiyle Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında açılmış olan dava neticesinde, … Karar sayılı 22.10.2020 tarihli karar ile dava konusu çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bunun üzerine davacı tarafça İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası kapsamında, çeki kaybeden davalı banka aleyhine, müvekkil şirketin uğramış olduğu maddi zararın tazmini talebiyle dava açıldığını,… Karar sayılı 05.04.2021 tarihli karar ile vekil konumunda olan davalı bankanın çekin kaybedilmesi nedeni ile sorumlu olması için çek borçlusu ve diğer müracat borçlularından alacağını tahsil edememesi gerektiği, çek borçlularına karşı herhangi bir takip yapılmadığı ve hukuk yollarının tüketilmediği, gerekçesiyle reddedildiğini, kararı istinaf ettiklerini ve halen istinaf incelemesinde olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirketin çek borçlularına karşı yasal alacak ve başvuru haklarının zayi olmaması için Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası kapsamında, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına konu dava ile mükerrer tahsilata sebebiyet vermemek kaydıyla, tüm çek borçlularına karşı icra takibi başlatıldığını ancak davalılar tarafından takibe itiraz edilmesi sebebiyle icra müdürlüğünün takibi durdurduğunu, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle müvekkili şirketin hamili olduğu çek bedelini tahsil edemeyerek maddi yönden zararı uğradığını bu nedenle dava açtıklarını, sonuç olarak davalıların Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazların iptali ile takibin asıl alacak ve ferileri yönünden devamına, takip konusu asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımızın saklı tutulmasına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere hesap edilecek icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … İnşaat A.Ş. vekili tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı …, davalı müvekkillerin yargı çevresi içerisinde usulüne uygun yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığını, bu sebeple davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesini, davaya konu Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız takip yetkisiz icra dairesinden başlatıldığını, davacı şirketin adresinin … Cad. No: … …/ANKARA olduğunu, diğer davalı şirket … şirketinin adresinin … Mah. …. Sokak No:…, …/ANKARA olduğunu, müvekkili şirketin ticari sicil gazetesindeki adresi ise; … Mahallesi, … Caddesi, …, …/ANKARA olduğunu, Hem alacaklı görünenin hem de borçlu görünenlerin adresinin ANKARA olmasına rağmen icra takibinin hiçbir ilgisi ve ilişiği olmadığı halde İstanbul Küçükçekmece’den başlatıldığını, müvekkili davalının yetki itirazları sonucu takibin durduğunu, davacı …, müvekkili davalının sicil gazetesinde yazan adresine bakılmak suretiyle yetkili yer icra dairesinden (Ankara İcra Daireleri) takip başlatması gerektiğini, o takibe itiraz edilmesi durumunda itirazın iptali davasının Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılması gerektiğini, davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine, davanın yetkili yer mahkemesine(Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi) gönderilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili hakkında açılan itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere haksız takip tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı tarafından yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre; yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir (HMK 19/1). Yetkinin kesin olmadığı davalarda ise yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi halde dinlenemez (HMK 117/1). Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir (HMK 19/4). Yetki itirazından vazgeçilmiş ise yetki itirazı bulunmadığı kabul edilerek değerlendirme yapılmalıdır. Bunun yanı sıra dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler ve tarafların dinlenmesine gerek görmezse dosya üzerinden karar verir. (HMK m. 137/1 ve m. 138)
HMK’nın 6. maddesi, genel yetkili mahkemeyi düzenlemiştir. Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Sözleşmeden doğan davalarda ise yetki HMK’nın 10. maddesinde düzenlenmiş olup genel yetkili mahkemeye ek olarak sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabileceği belirlenmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 10. maddesinde “Sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabilir,” hükmünün düzenlendiği, sözleşmenin ifa yerinin belirlenmesinde ise 6098 sayılı TBK’nın 89. madde düzenlemesinin göz önüne alınacağı; söz konusu maddenin 1/1 numaralı bendinde ise “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edileceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının çek alacağından kaynaklı davalılar aleyhine başlattığı icra takibine davalıların itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Davalı … tarafından mahkememizin yetkisine süresi içerisinde itiraz edilmiştir. Dosyamız arasına celp edilen Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde huzurda görülen davanın davalıları ile birlikte dava dışı … Paz. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine de icra takibi başlatıldığı; söz konusu davalının adresinin …/İstanbul’da yer aldığı; Başakşehir ilçesinin Küçükçekmece Adliyesi yargı sınırları içerisinde olması nedeni ile HMK’nın 7. maddesi uyarınca …’in icra müdürlüğü’nün yetkisine ilişkin itirazı mahkememizce yerinde görülmemiştir. Açılacak itirazın iptali davalarında İcra ve İflas Kanunu’nda özel bir yetki kuralı öngörülmemiş olup, itirazın iptali davasının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde bakılması zorunluluğu yoktur. İcra takibinde yetkiye itiraz edilmemiş ve sonuç olarak yetkisiz olan icra dairesinin yetkisi kesinleşmiş olsa dahi açılacak olan itirazın iptali davasında bu icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili hale gelmeyecektir. Huzurda görülen davacının adresi ile her iki davalının adresi Ankara ili sınırları içerisinde yer almakta olup HMK’nın 6. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir. Açıklanan nedenlerle mahkememizin yetkili olmaması nedenleri ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalıların usulüne uygun yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkili olmaması nedeni ile dava dilekçesinin yetki yönünden REDDİ ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, uyuşmazlığın çözümünde Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Ankara Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2023

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪