Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/113
KARAR NO : 2022/1303
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 02/02/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Müvekkili ile davalı arasındaki ithalat ve ihracat faaliyetleri kapsamında alım satım ilişkisi olduğunu, davalıya 16/07/2021 tarihinde 43.000,00 EURO, 29/07/2021 tarihinde 100.000,00 EURO ön ödeme gönderildiğini, davalının 29/06/2021 tarihinde 50.000,00 EURO avans talep ettiğini, 15 gün içinde iade edeceğini taahhüt ettiğini, davalıya toplam 193.000,00 EURO gönderildiğini, davalının 50.000,00 EURO’yu iade etmediğini, müvekkilinin talep ettiği ürünlerin gönderilmediğini, alacağın tahsili için yukarıda ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, neticede; davalının itirazının iptaline, takibin devamına davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı ….a yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekilinin 16/03/2022 tarihli cevap dilekçesini özetle ; Davacı şirketin yetkilisinin …. olduğunu, bu kişinin Türkiye’deki firmasının ….San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, bu şirketin merkezinin daha önceden Iğdır’da olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi …. ve kızları … ve …’u vekil tayin ederek söz konusu şirketin Iğdır’dan İstanbul’a
taşındığını, davacı şirket yetkilisi tarafından …. ve kızlarına verilmiş olan
vekaletname ile hesap açma, hesaptan para çekme, yatırma, başka şirketlerden mal alma, mal
verme gibi birçok yetkinin verildiğini, davacı şirket yetkilisinin Türkiye’den ihraç edecekleri malları beğenerek müvekkilinden bu
malların ihracatını talep ettiğini, davacı şirket yetkilisinin müvekkili şirket yetkilisine vermiş
olduğu vekaletname uyarınca davacı şirketin Türkiye’deki tüm işlerini üstlendiğini, çeşitli
sözleşmeler akdettiğini, gerek şirketin hesabından, gerek …. A.Ş. hesabından
gerekse …. hesabından ödemeler yaptığını, bir takım ödemeleri banka
hesabından yaparken bir takım ödemeleri de ticari teamül gereği elden yaptığını, müvekkili
şirket yetkilisinin davacının Türkiye’deki firması için kiraladığı işyerinin depozitosunu ve bir
yıllık kira bedelini ödediğini, bazı firmalardan mal aldığını ve bunlara ödemeleri yaptığını,
davacı şirketin ödeme gereken bedellerin çoğunun müvekkili şirket yetkilisi tarafından ödendiğini, davacı şirketin kira, çalışanlarının ücretleri, vergileri gibi ödemelerini, Almanya’ya sevkiyatlar için organize edilen nakliye tır vb. masrafların müvekkili şirket yetkilisi tarafından yapıldığını, davacı şirket yetkilisinin Türkiye’deki …. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Haricinde Almanya’da …., …. adında olmak üzere 3 şirketi olduğunu, Almanya’daki her iki şirketin de adreslerinin aynı olduğunu, davacı şirket yetkilisinin Türkiye’ye geldiğinde müvekkili şirket yetkilisinden para çekmesini talep ettiğini, çekilen paraları davacı şirket yetkilisine elden verildiğini, … Şti. ile …. adına para göndermesi gerekirken bilinçli olarak davacı şirket adına ödemeler yaptığını, alacaklı görünen davacı şirketin müvekkiline ve kızlarına borçlu olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin ….’ya 152.915,90 EURO para verdiğini, neticede; davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı ….a yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesine; Davacı … tarafından, 06/10/2021 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile davalı …’ya ödeme emri gönderdiği, cari hesaptan kaynaklı 157.380,69 EURO’nun 1 yıla kadar EURO mevduata uygulanan yıllık %2,25 faizi ile tahsili, TBK 100 maddesi gereği kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerine mahsubunu talep ettiği, davalının ödeme emrini 12/10/2021 tarihinde tebliğ aldığı, davalı vekilinin 15/10/2021 tarihinde takip konusu borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde takip durmuştur. Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır
Bilirkişi …. tarafından sunulan 26/09/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davalı lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirlerinde olduğu, ….lar arasında davalı tarafından davacıya muhtelif malların ihraç edilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, davacı …. Almanya’da mukim bir şirket olup, incelemeye yeminli tercüme edilmiş herhangi bir defter sunulmadığı, icra takibinde cari hesaptan kaynaklı 157.380,69 EURO alacağına dayandığı, dava dilekçesinde de davalıya sipariş avansı olarak ödenen toplam 193.000,00 EURO’dan kaynaklı 157.380,69 EURO alacaklı olduğunu iddia ettiği, iddialarına dayanak ödemeler yönünden banka ekstrelerinin ibraz edildiği ve banka ekstrelerinde davalıya 193.000,00 EURO ödemenin gönderildiğinin gözüktüğü, davalı ticari defterlerinde 2021 yılında davacıya 194.865,09 EURO’luk fatura düzenlendiği, davacı tarafından davalıya 402.245,48 EURO ödeme yapıldığı ve icra takip tarihinde sipariş avansından kaynaklı olarak davalının davacıya 207.380,39 EURO borçlu olduğu, yine davacının iddia ettiği toplam 193.000,00 EURO’luk ödemelerin tamamının davalı kayıtlarında da yer aldığı hali ile davalının davacıya 207.380,39 EURO borçlu olduğu, yine davalı ticari defterlerinde, davalı yanın savunmalarında davacıya ait olduğunu iddia ettiği, …. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den davalının 95.756,13 TL alacaklı, … şirketinden de davalının 117.824,28 EURO alacaklı olduğunun gözüktüğü, her ne kadar davalı … davacıya ait olduğunu iddia ettiği şirketlerden alacaklı gözüküyor ise de, söz konusu şirketlerin ayrı bir tüzel kişilik olduğu, nihai takdirinin ise mahkemede olduğu, mahkemece davacının alacaklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davalı ticari defterlerinde davacıya 207.380,39 EURO borçlu gözüküyor ise de, taleple bağlılık esası gereğince davacının davalıdan 157.380,69 EURO alacaklı olacağı, takip talebinde Kamu Bankalarının 1 yıla kadar EURO mevduata uyguladıkları %2,25 oranında faiz talep edildiği, ancak icra takip tarihinde Kamu Banklarının 1 yıla kadar EURO mevduata uyguladıkları faiz oranının %0,50 oranında olduğu ve değişen oranlarda uygulanması gerekeceğinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve beyan bildirmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı ile davalı arasında, davalının,davacı firmaya muhtelif malzemelerin ihraç edilmesi şeklinde ticari ilişkinin bulunduğu,davacının sipariş avansı olarak gönderidği bedel kadar malı davacıya göndermediği,bu hususun davalıya ait aleyhine delil niteliğinde olan ticari defterlerine göre sabit olduğu,davalının savunmasında belirttiği gibi davacıya ait olduğu iddia edilen diğer şirketler ile davacı arasındaki ilişkinin başka bir davanın konusu olduğubuna ilişkin davalarında açıldığı ve devam etmekte olduğu,davacı şirketin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olması nedeniyle davalının savunmasındaki gibi dosyaların birleştirilerek görülmesi veya grup şirket olduklarından bahisle cari hesaplarının birlikte değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,kaldıki davalının dahi her bir şirket için cari hesabı ayrı bir yerden takip ettiği,neticeten,davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defterlerine göre davacıya icra takip talebinden fazla borcu bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olması gerekli olup davacı alacağının faturaya dayalı olması nedeniyle likit olduğuı anlaşıldığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin kabulüne,davalı,davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın €157.380,69 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarıca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizin uygulanması suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen 324.884,10.-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gerekli 161.367,63 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 32.242,94 TL peşin harç ile 8.098,97 TL icra veznesine yatan harcın mahsubu ile bakiye 121.025,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen 80,70 Başvurma Harcı, 32.242,94 TL Peşin harç, 8.098,97 TL icra veznesine yatırılan harç ile 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 40.431,11 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 11 tebligat + posta ücreti 179,00 TL bir bilirkişi ücreti 2.000,00 TL olmak üzere toplam 2.179,00 TL olan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 217.114,21 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 390,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.29/12/2022
Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪
“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”