Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/110 E. 2023/89 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/110 Esas
KARAR NO : 2023/89

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
K.YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili için icra takibinin
başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin alım satım ve
iadelerden kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu,
bu nedenlerle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı
olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet
ücretinin davalı …a yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, müvekkilinin cep telefonu aksesuarı
ithalatı yaptığını, davacının müvekkilinin müşterisi olduğunu, taraflar arasındaki ticari
ilişkide müvekkili satıcı davacı alıcı olduğundan davacının alacaklı olamayacağını, taraflar
arasında satışa konu malların geri alınmasına yönelik geçerli bir anlaşma olmadığını, bu nedenle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına
hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar
verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 307.334,04 TL asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 19/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 21/12/2021 tarihinde borca ve ferilerine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 24/08/2022 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Yanlar arasında davalı tarafından davacıya Telefon Aksesuarları satışı yapılması
şeklinde ticari ilişki kurulduğu,
Davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 307.334,04 TL
alacaklı olduğu,
Davalı ticari defterlerinde 2020 yılı sonundaki yanlış kaydın düzeltilmesi ile icra
takip tarihinde davalının davacıya 174.310,79 TL borçlu olduğu,
Yanlar arasında 133.023,25 TL ihtilaf olduğu, İhtilaflı işlemlerin rapor içerisinde
ayrıntılı bir şekilde değerlendirildiği, yapılan tespitler neticesinde icra takip tarihinde
davacının davalıdan 228.581,76 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği,
Davacı tarafından davalı borcuna işlenen 70.000,00 TL’lik çekin davalıya verildiği
ve çekin ödendiğinin ispatlanması, yine davalı borcuna işlenen 8.752,28 TL’lik fatura
muhteviyatının davalıya teslim edildiğinin ispatlanması halinde, davacının talebinde olduğu
gibi davalıdan 307.334,04 TL alacaklı olacağı, ancak bu aşamada davacının işbu alacak
kalemlerinin ispata muhtaç olduğu, mahkemece davacının alacaklı olduğunun kabulü halinde, icra takip
tarihinden sonra talep edilen %16,75 faiz oranının 3095 Say. Kan. Gereği tacirler arasında uygulanan faiz oranı olduğu ve dolayısıyla uygun olduğu, değişen oranlarda uygunlanması
gerekeceği hususları tespit edilmiştir.
Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat gereğince alınan bilirkişi …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Davacının incelenen defterlerinde dava konusu alacak miktarını oluşturan faturaların aynı şekilde ticari defterlerinde usulüne uygun kayıtlı olduğu bu faturalardaki iade ürünlerin bir kısmına ilişkin kargo fişleri ve iade konusu olduğuna ilişkin örnek alış faturasının incelendiğini, bir kısmının teslim edildiği kargo fişlerinden görüldüğünü, iade ve satış faturaları dolayısıyla davacının alacak miktarının kendi kayıtlarında 307.334,04 TL olduğu hususları tespit edilmiştir.

Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafından süresi içerisinde zamanaşı definde bulunulmuş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun satış sözleşmesinden kaynaklanması ve Türk Borçlar Kanunu’na göre satış sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 10 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeni ile davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. Mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat mahkemesi aracılığıyla bilirkişi incelemesi yapılmış olup düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu alacak miktarını oluşturan faturaların aynı şekilde ticari defterlerinde usulüne uygun olarak kayıtlı olduğu; iade ve satış faturaları dolayısıyla davacının alacak miktarının kendi kayıtlarına göre 307.334,04 TL olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 307.334,04 TL
alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde 2020 yılı sonundaki yanlış kaydın düzeltilmesi ile icra
takip tarihinde davalının davacıya 174.310,79 TL borçlu olduğu, yanlar arasında 133.023,25 TL ihtilaf olduğu, yapılan tespitler neticesinde icra takip tarihinde
davacının davalıdan 228.581,76 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından davalı borcuna işlenen 70.000,00 TL’lik çekin davalıya verildiği
ve çekin ödendiğinin ispatlanması, yine davalı borcuna işlenen 8.752,28 TL’lik fatura
muhteviyatının davalıya teslim edildiğinin ispatlanması halinde, davacının talebinde olduğu
gibi davalıdan 307.334,04 TL alacaklı olacağı, ancak bu aşamada davacının işbu alacak
kalemlerinin ispata muhtaç olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda her ne kadar davalının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı belirtilmiş ise de dosyamızda bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde söz konusu defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak zamanında yapılmış olması nedeni ile söz konusu kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtlarında icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 174.310,79 TL borçlu olduğu; bu tutar bakımından tarafların ticari defter ve kayıtlarının uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce ihtilafa konu 70.000,00 TL tutarlı çekin ibraz anı görüntüsü ilgili bankadan celp edilmiş olup söz konusu çekin incelenmesinde çek keşidecisinin huzurda görülen davanın davacısı; lehtarının ise davalı olduğu; davalı tarafından çekin cirolanarak üçüncü bir kişiye verilerek söz konusu çekin tahsil edildiği tespit edildiğinden 70.000,00 TL davacı alacağı olarak kabul edilmiştir. Mahkememizce davacıya bilirkişi raporu ile ihtilaflı olduğu tespit edilen 6 adet iade faturasına konu malların davalıya teslim edildiğine dair tüm bilgi ve belgeleri sunması için süre verilmiş olup davacı tarafından bu yönde ispata yarar herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Davacı tarafından dava dilekçesinde açıkça yemin delilinin belirtilmiş olması nedeni ile davacı vekiline mahkememizce iade faturalarına yönelik olarak yemin delili hatırlatılmış olup davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde yemin deliline dayanılmaması nedeni ile iade faturalarına konu malların davalıya teslim edildiği iddiasına mahkememizce itibar edilmediğinde 8.752,28 TL ile bakiye alacak talebi bakımından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle açılan davanın 298.581,76 TL üzerinden kabulü ile davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 298.581,76 TL asıl alacak üzerinden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 59.716,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 20.396,12 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 6.114,71 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 14.281,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından sarf olunan 2.000,00 TL bilirkişi masrafı + 183,20 TL posta ücreti tebligat, müzekkere ve talimat masrafından ibaret toplam 2.183,20 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%83,39 kabul oranı) hesaplanan 1.820,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 6.114,71 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 44.801,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.515,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 259,12 TL’sinin davacıdan; 1.300,88 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; KABUL EDİLEN KISIM BAKIMINDAN 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık; REDDEDİLEN KISIM BAKIMINDAN 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca reddedilen tutar, karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

HMK’NIN 304’NCÜ MADDESİ UYARINCA TASHİH ŞERHİ

Her ne kadar mahkememizin 31/01/2023 tarihli kısa kararında; “Dair; KABUL EDİLEN KISIM BAKIMINDAN 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık; REDDEDİLEN KISIM BAKIMINDAN 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca reddedilen tutar, karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde karar verilmiş ise de reddedilen kısım bakımından da istinaf yolunun açık olduğu; tespit edilen durumun HMK’nın 304’ncü maddesinde yer alan “…diğer benzeri açık hatalar” dan olduğu ve madde kapsamında söz konusu yazım hatasının mahkemece re’sen düzeltilebileceği anlaşıldığından,
Mahkememizce verilen hükmün sonuç kısmının;
“Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde tashih edilmesine karar verildi.

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı