Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/11 E. 2022/1249 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/11 Esas
KARAR NO : 2022/1249

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
K.YAZIM TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından kur farkından kaynaklanan reklamasyon bedeline ilişkin olarak
20.02.2020 tarihli …. nolu e-arşiv faturanın düzenlenerek davalıya
gönderildiği, söz konusu faturaya davalı tarafından itiraz edilmediğini, fatura bedelinin
ödenmediğini, alacağın tahsili için yukarıda ayrıntılı yazılı icra takibinin başlatıldığı,
davalının takibe itiraz ettiğini,
neticede davalının itirazının iptaline, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar
tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana
yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen süresi içerisinde davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GERERKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 13.186,80 TL asıl alacak, 2.391,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.578,46 TL üzerinden borçlu aleyhine cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 07/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 14/07/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Bilirkişi ….’nın dosyaya sunmuş olduğu 28/06/2022 havale tarihli raporunda özetle; davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış
tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari
defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu, yukarıdaki ayrıntılı tespitler ışığında;
yanlar arasında davalı tarafından davacıya tekstil ürünleri işçiliği verilmesi
şeklinde ticari ilişki kurulduğu,
davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde, davalıya kesilen 13.186,80 TL bedelli reklamasyon faturasından kaynaklı olarak davacının davalıdan 13.126,48 TL alacaklı
gözüktüğü, davacının gerek icra dosyası, gerekse dava dilekçesi içerisinde alacağına dayanak
reklamasyon faturasının bilgilerine değil, davalının davacının reklamasyon faturasına karşılık
kestiği 20.02.2020 tarihli 13.180,86 TL bedelli iade faturası ve bilgilerine yer verdiği, ancak
davalı vergi dairesinden celp edilen davalıya ait Şubat/2020 dönemi Bs formunda davacıya
kesilen iade faturasının bildirim yapılmadığı,
davacının alacağına dayanak 13.186,80 TL bedelli reklamasyon faturasının uygun
olduğuna veya doğru olduğuna ilişkin herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, yine davalıya
süresi içerisinde ayıp bildiriminde bulunulduğuna ilişkin bir delil vasıtası sunulmadığı, keza
davacının reklamasyon faturasının uygunluğuna ilişkin delil sunması halinde, uzmanlık
alanıma girmediğinden değerlendirme yapılamayacağı,
mahkemece davacı alacağının kabulü halinde, takip öncesi işlemiş faiz
talep edilmekle birlikte, takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir delil
vasıtası sunulmadığı, yine icra takibinde takip sonrası talep edilen faiz türü
belirtilmediğinden, talep edilen faiz oranı yönünden bir değerlendirme yapılamadığı,
görüş ve kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı tarafından yapılan usulüne uygun ihtarata ve verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle sadece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacının ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunda;
davacı ticari defterlerine göre icra takip tarihinde, davalıya 12/02/2020 tarihinde kesilen 13.186,80 TL bedelli reklamasyon faturasından kaynaklı olarak davacının davalıdan 13.126,48 TL alacaklı
gözüktüğü, davacının gerek icra dosyası, gerekse dava dilekçesi içerisinde alacağına dayanak
reklamasyon faturasının bilgilerine değil, davalının davacının reklamasyon faturasına karşılık
kestiği 20.02.2020 tarihli 13.180,86 TL bedelli iade faturası ve bilgilerine yer verdiği, ancak davalı vergi dairesinden celp edilen davalıya ait Şubat/2020 dönemi Bs formunda davacıya
kesilen iade faturasının bildirim yapılmadığı,
davacının alacağına dayanak 13.186,80 TL bedelli reklamasyon faturasının uygun
olduğuna veya doğru olduğuna ilişkin herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, yine davalıya
süresi içerisinde ayıp bildiriminde bulunulduğuna ilişkin bir delil vasıtası sunulmadığı belirtilmiştir. Her ne kadar usulüne uygun olarak verilen kesin süreye rağmen davalı tarafından ticari defter ve belgeleri bilirkişi incelemesine sunulmamış ise de davacı tarafından zarara uğradığı iddiası ile reklamasyon faturasına dayalı olarak alacak talebinde bulunulduğundan ve davacının uğradığını iddia ettiği zararı ispat etmesi gerektiğinden HMK’nın 222. maddesinin huzurda görülen dava bakımından uygulanmasının mümkün olmadığı kanaati ile davacıya iddialarının ispatı bakımından yemin delili hatırlatılmıştır. Davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde yemin deliline dayanılmış olup yemin teklifi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı, yemin teklifine rağmen duruşmaya gelmediğinden davacının açılan davasının asıl alacak bakımından kabulü ile davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden davacının takip öncesi faiz talebinin reddine, alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 13.186,80 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa taleple bağlı kalınarak yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 900,79 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 208,17 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 692,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan 1.500,00 TL bilirkişi masrafı + 50,10 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret toplam 1.550,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%84,65 kabul oranı) hesaplanan 1.312,16 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 208,17 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 202,65 TL’sinin davacıdan; 1.117,35 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip …. Hakim ….
☪e-imzalıdır.☪ ☪e-imzalıdır.☪