Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/107 E. 2022/1156 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/107 Esas
KARAR NO : 2022/1156

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
K. YAZIM TARİHİ : 28/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ….. tarihlerinde düzenlenecek olan ….. Fuarı nedeniyle Katılım Sözleşmesi yapıldığını, işbu sözleşme kapsamında kiralanan 85 m²’lik stant alanına ve alınacak diğer hizmetlere karşılık müvekkil tarafından 25.09.2020 tarihinde davalının ….. IBAN No’lu hesabına 20.400,00 TL ve 06.02.2020 tarihinde davalı yanın aynı hesabına 21.498,10 TL toplamda 41.898,10 TL ödeme yapıldığını, ancak söz konusu fuarın sözleşmede belirtilen ….. tarihlerinde yapılmadığını, müvekkili şirkete yapılan ödeme iade edilmediğini, müvekkili şirket belirtilen zamanda yapılmayan fuara ilişkin akdedilen sözleşme gereği ödediği toplam 41.898,10 TL’nin tarafına ödenmesi için davalı yana 14.07.2021 tarihinde İnegöl ….Noterliği’nin …. yevmiye nolu ihtarnamesiyle ihtar çektiğini, avalı tarafça müvekkilin yaptığı ödemelerin iadesinin yapılmadığını ödeme yapıldıktan sonraki zamanda davalı yetkilileri tarafından fuar tarihinin belirtilen tarihte yapılmayacağını, sonraki tarihte yapılacak olan fuar için yeniden sözleşme imzalanacağı bilgisi verildiğini, ancak daha sonra …. tarihinde yapılan ….. Fuarı için yeniden bir sözleşme akdedilmemiş olduğu gibi yapılan ihtara rağmen yapılan ödemenin iadesi de gerçekleştirilmediğini, müvekkiline ve diğer fuar katılımcılara, …. tarihlerinde düzenlenmemiş olan ….. Fuarı’nın 13 holde yapılacağı vaat edilmiş olup …. tarihinde yapılan …. Fuarı 4 holde düzenlendiğini, mobilya ticareti Ocak- Mart aylarında başlayıp genel olarak mobilya fuarları da bu aylarda yapıldığını, ancak davalı yanca bu husus göz ardı edilerek Fuar tarihi mobilya ticaretinin durgun olduğu Ağustos ayında yapıldığını, bu durum fuar katılımcılarının aleyhine bir düzenleme olduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalıya ödenen toplam 41.898,10 TL’nin ödeme gününden itibaren ticari temerrüt faizi ( yasal faizden az olmamak kaydıyla ) ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davacı tarafın, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, edimini yerine getirmeyen davacının, fuarın ertelenmesi sebebiyle sözleşmeyi yaptığı ödemenin iadesini talep etmesinin mümkün olmadığını, fuar katılım bedeli olarak 71.660,18 TL olarak kararlaştırıldığını ancak davacı yan bu tutarın yalnızca 41.498,10 TL’sini müvekkili şirkete ödediğini, bakiye kalan tutar 2020 yılının Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ve temmuz aylarında banka havalesi yoluyla ödenmesi kararlaştırıldığını, fuarın da Ocak 2021’de yapılması kararlaştırıldığını, fuarın pandemi sebebiyle mücbir sebeplerle yapılmadığını, ancak davacı, fuar katılım bedellerini vadesi geldiği tarihte zaten müvekkili şirkete ödemediğini ve sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmeden kaynaklanan edimi yerine getirmediğini dava dilekçesi ile ikrar ettiğini, ayrıca davacı yan göndermiş olduğu ihtarnamelerde sözleşmeyi feshettiğine ilişkin herhangi bir beyanın da olmadığını, müvekkili şirket, mücbir sebeplerle fuarı ertelemek zorunda kalsa da sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, ancak davacı yan sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, müvekkili şirketin, davacı yan ile aralarında yapmış oldukları sözleşmeye dayanarak ve işbu sözleşmeye güvenerek davacı yana alan tahsis ettiğini, bu alanı başka bir şahsa veya şirkete tahsis etmediğini, yine sözleşmeden kaynaklanan hizmetleri sağladığını, davacıya sunmaya hazır hale getirdiğini, bu hususta harcamalar yaptığını ancak davacı sözleşmeyi feshetmeyerek ve fuar katılım bedelini de ödemeyerek müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkili, davacıya tahsis edilen alanı başkasına kiralayamaması nedeniyle en az sözleşmede belirtilen bakiye tutar miktarınca yani 30.000,00 TL zarara uğradığını, müvekkili şirket pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesi talep edildiğini, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunmadığını, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini beyanla haksız ve kötüniyetli olan huzurdaki davanın reddini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Fuar katılım sözleşmesi nedeni ile ödenen katılım ücretini iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
Davacı ve davalı tacir olup TTK 18/2 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli olma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 26’da bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu temel kuralın istisnası ise 20. maddede (TBK m. 27) ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Sözleşme serbestisi kavramının temeli irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) göstermektedir ki; hukuk sistemimiz kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiştir.
Genel işlem koşulları 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’dan önce 818 sayılı BK düzenlemesi içerisinde yer almasa da kamu düzeni, ahlâka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi farklı hukuki dayanaklarla bu husus pek çok yargı kararı ile (örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli, 1996/3-717 E., 1996/850 K. sayılı kararı) kabul görmüştür. Yine TBK’nın yürürlüğünden önce mevzuatımızda, oldukça sınırlı sayıda ve dar kapsamda da olsa, genel işlem koşullarına ilişkin bazı hükümler yer almıştır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 766, 1266; 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu m. 24; Sermaye Piyasası Kurulunun Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği m. 47/3 gibi). Bu düzenlemelerden biri de tüketici hukukunda mevcuttur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşme kapsamında fuara katılma bedelinin 41.898,10 TL ödediğini, ortaya çıkan koronavirüs nedeniyle alınan tedbir sonucu fuarın iptal edilmesi üzerine ödemediğini, fuarın iptal edilmiş olmasına rağmen davalının ödedikleri bedeli iade etmediğinden bahisle bu bedelin iadesi talebi ile iş bu alacak talebinde bulunmuş olup davalı Fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini, kaldı ki sözleşmenin 2. Maddesinde fuar tarihinin değiştirilmesi hususunun davacı tarafça kabul edildiğini bu nedenle bedelin iadesini talep edemeyeceği yönünde savunmada bulunmuştur. Burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin geçerli olup olmadığı, haksız şart niteliğinde olup olmadığı, ertelenen fuar nedeni ile ödediği fuar katılım bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi anlamına gelmekte olup, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacaktır. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşme (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olup, davacının ve davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip oldukları hususu ise izahtan varestedir. Bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olup geçerli olup, haksız şart olarak kabulü mümkün olmayıp tarafları bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiği, kaldı ki gelen yazı cevaplarından Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin hem internet sitesinden ilan edildiği hem de davacı tarafa mail yolu ile bilgilendirme yapıldığı, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesini talep hakkının olmadığı, ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkı da tanımayacağı düzenlenmiş olup açıklanan gerekçelerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- DAVANIN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 715,52 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 634,82 ‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır