Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1068 E. 2023/512 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1068 Esas
KARAR NO : 2023/512

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2022
KARAR TARİHİ : 29/05/2023
K. YAZIM TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davalı arasında “… Fuarı” na katılım sağlamak amacıyla “Fuar Katılım Sözleşmesi” imzalandığını, bu kapsamda 24.194,05
-TL ödeme yapıldığını, işbu sözleşmeye göre … tarihleri arasında müvekkilin de katılacağı …. Fuarının gerçekleştirileceği kararlaş- tırıldığını, ancak davalı, 02.09.2021 tarihinde fuarın Mayıs 2022’ye ertelendiğini, sonrasında da Kasım 2022’ye ertelendiğini bildirdiğini, davalının geçerli bir erteleme gerekçesi bulunmadığını, müvekkili tarafından Bursa …. Noterliği 22.11.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek fuarın davalı şirketçe gerçekleştirilememesi nedeniyle, sözleşmeden dönüldüğü, fuara katılım için ödenen bedelin 3 iş günü içerisinde iadesini aksi halde yasal yollara müracaat edileceği hususu bildirildiğini, fuar katılım sözleşmesinin 2. Maddesine göre davalı şirketin tek taraflı iradesi ile sebep göstermeksizin bahse konu fuarı erteleyebileceğini, bu durumun katılımcılara sözleşmeden dönme hakkını vermediğini, fuarın … tarihinde düzenleneceği ileri sürüldüğünü, davalı şirket tarafından fuarın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, 2 Eylül 2021 tarihinde fuarın Mayıs 2022’ye ertelendiği bildirildiğini, pandemi gerekçe gösterilerek yapılan bu erteleme hukuken mesnetsiz olduğunu, müvekkili tarafından fuar katılım sözleşmesinden dönüldüğü ve ödenen ücretin aidesi talepli ihtar çekildiğini ihtarda verilen süre sonunda iade yapılmadığı anlaşıldığından Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas numaralı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini beyanla davanın kabulü ile davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının iptalini, takibin 24.398, 75-TL’nin takip tarihi itibariyle işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte devamını, davalı borçlu şirket aleyhine haksız itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedil- mesini, teminatsız olarak davalı adına kayıtlı bulunan mal varlığına ihtiyati haciz konulmasını, davalının taşınır ve taşınmaz malların ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yetecek tutarda ihtiyati haczini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin … Holding bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli uluslararası geniş katılımlı fuarlar düzenleyen organizatör bir şirket olduğunu, davalı şirketin ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren, üretimini gerçekleştirdiği ürünleri müvekkili şirketin organize ettiği fuarda sergilemek isteyen bir tekstil şirketi olduğunu, bu amaç doğrultusunda müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, … tarihleri arasında düzenlenecek …. Fuarı (….) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, ancak bu sözleşmeye konu fuar organizasyonu kamu kurumların da mecbur kılması kapsamında Covid-19 virüs salgını nedeniyle, haklı sebeplerle ve sözleşme hükümleri kapsamında ileri bir tarihe ertelendiğini, neticede ertelenen fuarın … tarihleri arasında gerçekleştirildiğini, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirket fuarı erteleme hakkına sahip olduğu hukuki bir gerçek olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların hakları aynen korunmuş fuar gerçekleştirilmiş olmakla fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da sözleşme ile hüküm altına alındığını, müvekkili şirketin fuar tarihini değiştirme hakkı bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesinin katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
Davacı ve davalı tacir olup TTK 18/2 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli olma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 26’da bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu temel kuralın istisnası ise 20. maddede (TBK m. 27) ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Sözleşme serbestisi kavramının temeli irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) göstermektedir ki; hukuk sistemimiz kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiştir.
Genel işlem koşulları 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’dan önce 818 sayılı BK düzenlemesi içerisinde yer almasa da kamu düzeni, ahlâka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi farklı hukuki dayanaklarla bu husus pek çok yargı kararı ile (örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli, 1996/3-717 E., 1996/850 K. sayılı kararı) kabul görmüştür. Yine TBK’nın yürürlüğünden önce mevzuatımızda, oldukça sınırlı sayıda ve dar kapsamda da olsa, genel işlem koşullarına ilişkin bazı hükümler yer almıştır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 766, 1266; 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu m. 24; Sermaye Piyasası Kurulunun Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği m. 47/3 gibi). Bu düzenlemelerden biri de tüketici hukukunda mevcuttur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşme kapsamında fuara katılma bedelinin 24.398,75 TL ödediğini, fuarın iptal edilmiş olmasına rağmen davalının ödedikleri bedeli iade etmediğinden bahisle bu bedelin iadesi talebi ile iş bu alacak talebinde bulunmuş olup davalı Fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini, kaldı ki sözleşmenin 2. Maddesinde fuar tarihinin değiştirilmesi hususunun davacı tarafça kabul edildiğini bu nedenle bedelin iadesini talep edemeyeceği yönünde savunmada bulunmuştur. Burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin geçerli olup olmadığı, haksız şart niteliğinde olup olmadığı, ertelenen fuar nedeni ile ödediği fuar katılım bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi anlamına gelmekte olup, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacaktır. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşme (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olup, davacının ve davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip oldukları hususu ise izahtan varestedir. Bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olup geçerli olup, haksız şart olarak kabulü mümkün olmayıp tarafları bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiği, kaldı ki gelen yazı cevaplarından Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin hem internet sitesinden ilan edildiği hem de davacı tarafa mail yolu ile bilgilendirme yapıldığı, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesini talep hakkının olmadığı, ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkı da tanımayacağı düzenlenmiş olup açıklanan gerekçelerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- DAVANIN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 294,68 TL peşin harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 114,78 ‬‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır