Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1009 E. 2023/59 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1009 Esas
KARAR NO : 2023/59

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2018
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
K. YAZIM TARİHİ : 03/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalı şirketin- Almanya başta olmak üzere- birçok ülkede yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği sözü verilerek mevduat toplandığını ve bu paralar karşılığında yüksek oranlarda faiz dağıtılacağını vaat ettiğini, müvekkilinin de davalı tarafından verilen bu garantilere inanarak davalı şirkete 30.000 DM tutarında bir yatırım yaptığını, bu para karşılığında üzerinde … Holding ibaresi bulunan teslim tesellüm belgesi adlı makbuz niteliğinde bir belge verildiğini, müvekkilinin yatırdığı parayı çekmek istediğinde paranın iade edilmediğini, davalı şirket ve yetkilileri tarafından yürütülen faaliyetlerin Bankalar Kanunu’na, Borçlar Kanu- nu’na, TTK’na ve SPK mevzuatına aykırı ve usulsüz olduğunu beyanla 30.000 DM karşılığı 15.338,76 Euro’nun tahsil edildiği tarihten itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A md gereğince işle- yecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini,yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; Borçlar Kanu- nu’nda en uzun zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, 18 yıl sonra açılan iş bu davada alacağın ve buna bağlı taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının teslim ve tesellüm belgesi ile pay senetlerini teslim alıp davalı şirkete ortak olduğunu, müvekkili şirketin elinde elinde hisse senedi bulunanların haklarını inkar etmediğini, davacının kötüniyetli olduğunuve 6102 sayılı TTK’nun 379-387 md ile getirilen eski TTK 329 md hükmünü ortadan kaldıran değişiklik ile davacının iş bu davada hukuki yararının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, davalının haksız ve hukuka aykırı fiilleri sonucu davalı şirkete yatırılan paranın iadesi talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir yatırım ilişkisi bulunup bulunmadığı, davalının hukuka aykırı ve haksız fiiliyle para toplayıp toplamadığı, davacının ödediği paranın iadesinin gerekip gerekmediği, iade edilecek tutarın dava tarihindeki karşılığının ne olduğu hususunda toplanmaktadır.
Delil olarak dayanılan … seri nolu ”Teslim Tesellüm Belgesi” başlıklı belge aslı, davalı …Holding A.Ş’ye ait … grubu … seri nolu 25 adet hami- line yazılı hisse senedi aslı ticaret sicili kayıtları vs deliller celp edilmiş, BDDK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nce gönderilen cevabi yazılarda davalı şirket hakkında hazırlanmış herhangi bir rapor olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan ilk yargılama sonunda verilen hüküm İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … esas ve … Karar sayılı sayılı ilamı ile kaldırılmıştır.
Dosyada Ve Tüm Deliller Birlikte Değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup, 05/02/2019 tarih 7194 sayılı kanunun 41.maddesine eklenen geçici 4.maddesinde ” 31/12/2014 tarihine kadar, pay sahili sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal yada primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı SPK nın kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga TTK ile 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı TTK kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez. 1.fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” hükmü gereği davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.414,05 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.234,15‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek helinde davacıya iadesine,
Davacıdan tahsil edilen 179,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan 3.543,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine yürürlükteki AAÜT ve Av. Kan. gereğince red olunan dava değerine göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair,

Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır