Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1 E. 2022/494 K. 06.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1
KARAR NO : 2022/494

DAVA : TAPU İPTALİ VE TESCİL (SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 03/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 03/01/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Beyoğlu …. Noterliği nin 07/09/2016 tarih ve …. yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine konu olan ….. projesindeki …. Blok … no’lu 119 m2’lik işyeri vasıflı taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan 30.05.2017 tarihinde tescil edilmesi için anlaşıldığını, sözleşmede ödenmesi gereken satış bedelinin KDV dahil 3.395.450,00 TL olarak belirlendiğini, ödeme planı uyarınca ödemelere 23.09/2016 tarihinde başlanacağını 30.05.2017 tarihine gelindiğinde ise taşınmazın teslim edilmesi gerektiğini, ödeme planında yer alan ve doğrudan davalı firmaya ödenmesi gereken ödemelerin ise davacı tarafından son iki ay hariç eksiksiz ödendiğini, bu durumda bankaya olan ödemeler haricinde 35.100,00 TLX23 ay 807.300,00 TL’ ik toplam taksit ödemesi ve 517.950,00 TL’lik KDV ödemesinin de doğrudan doğruya davalı firma hesabına yatırıldığını, 30.05.2017 tarihi itibarı ile davalı firmanın hiçbir alacağının bulunmadığını, buna rağmen davacının taşınmazın kendisine teslim edileceğini umarak teslim tarihindeki sonraki süreçte yaklaşık 18 ay kadar ödeme yaptığını, Davalı firma edimlerini yerine getirmeyince davacının öncelikle davalı firma aleyhine İstanbul …. Tüketici Mahkemesi nezdinde … E. sayısıyla 12.02.2019 tarihli bir dava açtığını, gerek bu davada ve gerekse bu davadan önce davalı firmaya gönderdiği ihtarnamede (Bakırköy .. Noterliği 29.01.2019 tarih ve …. yev.) davacının davalı firmaya ödediği paraların iadesini talep ettiğini, Dava konusu taşınmaz ticarethane olduğu için görevsizlik kararı verilen dosya, bilahare İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğini ve …E,. sayısıyla görüldüğünü, gerek İstanbul …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı bu davasında ve gerekse bu davadan önceki ihtarname sürecinde davacının, satıcının temerrüdü nedeniyle ödenen paraların iadesini talep etmiş ise de, davalı firma, verdiği cevaplarda sürekli olarak temerrüdün oluşmadığını, davacının sözleşmeden dönme ve para iadesi talep etme hakkını kullanamayacağını ileri sürdüğünü, Davalı firmanın bu karşı duruşu ve beyanları nedeniyle davacının bu defa İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasını takipsiz bıraktığını beyan ederek, taşınmazın tapu müdürlüğünde davacı adına cebri tesciline ve fiilen teslimine, bu mümkün olmayacak ise bu defa taşınmazın dava tarihindeki güncel değerinin ticari avans faiziyle birlikte davalı firmadan alınarak davacıya verilmesine, her iki ihtimal için de geçerli olmak üzere davacının, sözleşmede belirtilen taşınmaz teslim tarihi olan 30.05.2017 tarihinden itibaren doğmuş gecikmeye dayalı (gecikme zararı / cezai şart vs.) alacağı olan 1.470.000,00 bir milyon dört yüz yetmiş bin) TL.’yi (49 ay x aylık 30.000,00TL. Hesabıyla) Kartal …. Noterliği’nin 29.06.2021 tarih ve …. yev. no’lu İhtarnamesiyle (dava tarihinden önce karşı tarafın olası alacakları karşılığında) takas ettiğimizden ve aynı ihtarnameyle sonraki dönemlere ilişkin (gecikme zararı / tezai şart vs.) alacaklarımızı ise ayrıca saklı tuttuğumuzdan dolayı 1.470.000,00 (bir milyon dört yüz yetmiş bin) TL/lik takas hakkının kabulüyle, ihtarname (takas) tarihinden işbu davanın açıldığı tarlhe kadar olan gecikmeye dayalı (gecikme zararı f cezai şart vs.) alacağının 240.000,00 (iki yüz kırk bin) TL. olarak (6 ay x aylık 50.000,00 TL. hesabıyla) kısmi dava şeklinde ve ticari avans faiziyle davalı firmadan tahsiline, davacının dava açmaya maddi gücü bulunmadığından adli yardım talebinin kabulüne, Davalı firmanın menkul ve gayrimenkul malları ile banka hesapları üzerine İİK 257 maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz uygulanmasına, bu talepleri kabul edilmeyecekse ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı gönderilerek tapu kaydına “dava konusu taşınmazın mülkiyeti davalıdır” seklinde şerh konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu 30/03/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari işten kaynaklanmadığı gibi, dava ticari dava niteliğinde olmadığından işbu dava bakımından Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığını, Müvekkil şirketin, taraflar arasında sözleşmenin akdedildiği tarihten bu yana üzerine düşen yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna karşın davacı tarafından kredi ödemeleri de dahil olmak üzere ödeme yükümlülüğü yerine getirilmediğini, birtakım haksız ve hukuka aykırı iddialar ileri sürülerek Müvekkil şirketten talepte bulunulduğunu, davacının dava dilekçesinde yer verdiği aksi yöndeki iddiaların hiçbir şekilde kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca, satış bedelinin tamamını ödemeyen davacının taşınmazın teslimini ve tapunun adına devrini talep hakkı bulunmadığını beyan ederek, Dava konusu olayda davacının varsa bile herhangi bir hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşmayacağı gibi imkansız hale de gelmeyecek veya davacı aleyhine ciddi bir zararın doğma ihtimali de bulunmadığından, yani tedbir konulması için gerekli şartlar oluşmadığından ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz talebinin reddine, aksi kanaatte en az taşınmaz bedellerinin tamamı oranında teminat alınmasına, davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebiyle dava dilekçesinin reddine, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. Maddesi uyarınca eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilemeyeceğinden eksik peşin harcın tamamlatılması için Davacı tarafa süre verilmesine, verilen süre içerisinde eksik harcın tamamlanmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılmasını, yargılama sonunda ispatlanamayan davanın tümden reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil,olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki güncel değerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gerekli olup,6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 237 ve devamı maddelerinde taşınmaz satışı ile taşınmaz satışı vaadi sözleşmesi düzenlenmiştir.Buna göre dava taşınmaz satışı vaadi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup,yukarıda anılan maddeye dayanılan davanın,TTK’nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve davacının tacir sıfatı bulunmadığı,diğer anlatımla her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan .davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebi hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 06/05/2022

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪