Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/950 E. 2022/1062 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/950
KARAR NO : 2022/1062

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile;Davacı tarafın ticaret erbabı olduğunu, davalı tarafın almış olduğu mal ve hizmet bedelini ödemediğini, davalı tarafa faturalar düzenlendiğini, toplam 14.124,07 TL tutarın fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal ticari temerrüt faizi ile ödenmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.Sonuç olarak davacı taraf yukarıda arz ve izah edilen ve resen dikkate alınacak sebeplerle 4 faturadan kaynaklı toplam 14.124,07 TL tutarın fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal ticari temerrüt faizi ile ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabının dosya arasına alındığı anlaşıldı.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 26/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın 2016-2017-2018-2019-2020-2021 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23/11/2021 tarihli yazısında, davalı şirketin kayıtlarında; 12/03/2020 tarihinde kaydolduğu ve kaydının halen devam ettiği tespit edilen en son adresinin Antalya ….Etap …. Cadde No:… …/ANTALYA olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın 28/02/2022 tarihli defter inceleme günü gelmediği, defter incelemesi ile ilgili herhangi bir talebinin bulunmadığı, davalı tarafın ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden herhangi bir inceleme yapılamadığı, bu husustaki mahkemenin takdirine bırakıldığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer almıştır. 2016-2017 yılında davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve davaya konu eti toplam 4 adet ve KDV dâhil 14.125,07 TL tutarlı faturanın olduğu, faturaların açıklama kısımlarında ürün/mal bilgilerinin detaylı olarak yazıldığı, miktar ve birim fiyatlarının belirtildiği, teslim eden kısımlarının …. ismi yazılmak suretiyle imzalandığı, teslim alan kısımlarının boş ve imzasız olduğu, davalı iş bu faturaların davacı ticari defter ve kayıtlarına usulüne uygun olarak işlen tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilmediği, davalı tarafın iş bu faturalara itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir tevsik edici belgeye rastlanılmamıştır. “Türk Ticaret Kanununun Madde 21-(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İfadesi yer almaktadır. Davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği 4 adet faturanın olduğu, 2 adet faturanın davacı tarafından BS FORMU ile beyan edildiği, 2 adet faturanın BS-BA FORMU yasal beyan sınırının altında kaldığından taraflarca beyan edilmediği edilemediği, davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu cari hesap ekstresinde, 2016 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 30.05.2016 tarihli 5.298,20 TL (B) tutarlı kayıt işlemi ile başladığı, 31/12/2016 davacı tarafın davalı taraftan 5.631,17 TL alacaklı olduğu, 2017 yılı: 01/01/2017 davacı tarafın davalı taraftan 5.631,17 TL alacaklı olduğu, 30/012017- 31/12/2017 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 13.979,67 TL alacaklı olduğu, 2018 yılı: 01/01/2018-31/12/2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 13.979,67 TL alacaklı olduğu, 2019 yılı: 01/01/2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 13.979,67 TL alacaklı olduğu, 20/05/2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 5.979,67 TL alacaklı olduğu, 30/05/2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 979,67 TL alacaklı olduğu, 31/12/2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 979,67 TL alacaklı olduğu, 2020 yılı: 01/01/2020- 31/12/2020 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 979,67 TL alacaklı olduğu, 2021 yılı: 01/01/2021 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 979,67 TL alacaklı olduğu, davacı taraf dava dilekçesi ile dosya muhteviyatına sunduğu 4 adet faturadan kaynaklı 24,07 TL £ ihi Gti & nari temerrüt faizi ile ödenmesini talep ettiği, davacı tarafın ticari T ve kayıtlarını üzere toplam 13.000,00 TL tutarında davalı lehine borç düşürücü kayıt işlemi yapıldığı, iş bu kayıt işlemlerinin belgelerinin davacı taraf muhasebesinden talep edilmesine rağmen sunulmadığı/sunulamadığı, davacı taraf muhasebesinin kayıt işlemlerinin sehven yapıldığını/ yapılabileceğini beyan ettiği, davacı tarafın dava tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlarıyla 4adet ve toplam 14.125,07 TL fatura tutarında alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre 12/11/2021 dava tarihi itibariyle davalı taraftan 979,67 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın dava tarihinden önce temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında teşvik edici belgeye rastlanılmadığı, davacı tarafın dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talep edebileceği hususunda rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacının dava tarihi itibariyle ile davalıdan alacaklı olup olmadığı,(alacağın var olup olmadığı), tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, davacının bu alacağı talep edip edemeyeceği, borcun ödenip ödenmediği, borçlunun temerrüte düşüp düşmediği temerrüt tarihinin , uygulanması gereken faiz tür ve oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğudur. Bu kapsamda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda 4 adet faturadan kaynaklı 24,07 TL £ ihi Gti & nari temerrüt faizi ile ödenmesini talep ettiği, davacı tarafın ticari T ve kayıtlarını üzere toplam 13.000,00 TL tutarında davalı lehine borç düşürücü kayıt işlemi yapıldığı, iş bu kayıt işlemlerinin belgelerinin davacı taraf muhasebesinden talep edilmesine rağmen sunulmadığı/sunulamadığı, davacı taraf muhasebesinin kayıt işlemlerinin sehven yapıldığını/ yapılabileceğini beyan ettiği, davacı tarafın dava tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlarıyla 4adet ve toplam 14.125,07 TL fatura tutarında alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre 12/11/2021 dava tarihi itibariyle davalı taraftan 979,67 TL alacaklı olduğu tespiti karşısında davalının ödemelerin muhasebe kayıtlarındaki yanlışlardan kaynaklandığı iddiası ve ticari defterlerin aksinin ancak başkaca bir yazılı delil veya kesin delil ile ispatlanması gerektiğinden yemin hakkı hatırlatılmış olup davacının yemin metni davalıya usulüne uygun tebliğ olmasına rağmen duruşmaya gelmediğinden davacının bu miktar bakımından da davasını ispatladığının kabulü ile davacının 14.124,07-TL alacağının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının 14.124,07-TL alacağının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 964,81 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile 905,51 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 59,30- TL başvuru harcı, 59,30-TL peşin nispi harç, 8,50-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 127,10- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 175,60 TL tebligat müzekkere gideri, 1.750 TL Bilirkişi ücreti toplamı 1.925,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”