Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/947 E. 2022/378 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/947
KARAR NO : 2022/378

DAVA : İFLAS
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İflas) (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 12/11/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin okul ve eğitim araç ve gereçleri üretiminin ithalatı ve ihracatı konularında faaliyet gösterdiğini, covıd-19 pandemisinin başlangıcında kurulduğunu, covıd-19 pandemisi ile birlikte dünyada ve ülkemizde online eğitime geçildiğini, örgün eğitim olmadığından okullarda araç ve gereçlere ihtiyaç duyulmadığını, müvekkilinin de ürettiği eğitim araç ve gereçlerinin ithalat ihracatının yapamadığını, müvekkilinin ayrıca üretim de yaptığını, hammadde maliyetinde yaşanan artışlar nedeniyle üretimin güçleştiğini, kapasitenin düştüğünü, kurlardaki artış nedenli ile mal alım satımında mali güçlüğe düştüğünü, zor duruma düşen müvekkilinin bankalardan kredi kullandığını, ticari şirket olduğu için bir çok gideri olduğunu, iş yaptığı kişilere borçlandığını, müvekkilinin aktiflerinin, pasiflerini karşılamadığını, aciz halinde olduğunu, TTK’nın 376 mad.uyarınca borca batık şirketin iflasını talep etmesi gerektiğini beyan ederek, müvekkilinin iflas isteminin kabulü ile iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, İİK.’nın 178. madde hükümlerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
Davacı şirketin sicil kayıtları celp edilmiş incelenmesinde; davacı şirketin merkez adresi itibariyle Mahkememizin kesin yetkili olduğu, davacı şirketin 27/01/2016 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edildiği, ana faaliyet konusunun YYurt içi ve yurt dışında, doğa sporlarında, doğal afetlerde ve sair arama ve kurtarma gerektiren tüm olaylarda ve kazalarda, arama kurtarma çalışmaları ve haberleşme zincirini oluşturmak için gerekli tüm ekipmanların üretimi, alımı, satımı,ithalatı, ihracatı, pazarlaması ve dağıtımını yapmak. 2. Yerli ve yabancı her türlü kurum ve kuruluşun bilişim ve yönetim bilgi sistemlerinin oluşturulması, yürütülmesi, denetimi, eğitimi ve geliştirilmesi konusunda danışmanlık ve yönetim hizmetlerini vermek….ve 9.1.2017 tarihinde tescil edilen tadil metninde yazılı olan diğer işler, olduğu, şirketin tescilli sermayesinin 960.000,00 TL olup, şirket yetkililerinin …. ve … olduğu görülmüştür.
Davacı şirket vekili İİK ‘nun 178.maddesinde belirtilen şirketlerin aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını ibraz etmiştir.
İflâs talebi İİK ‘nun 178/2 maddesi atfıyla aynı kanunun 166.maddesinin 2.fıkrasındaki usulle Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde ve tirajı 50.000’in üzerinde yurt çapında yayınlanan gazetelerden birinde ilan edilmiş, ilana ilişkin gazete nüshaları dosyaya gönderilmiştir.
Davaya özgü iflas avansı suç üstü ödeneğinden karşılanmıştır.
TTK’nın 324. ve İİK’nın 179. maddeleri uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. İİK’nın 181. maddesinin aynı Kanun’un 160. maddesine yaptığı yollama nedeniyle, İİK’nın 178. ve 179. madde hükümleri uyarınca doğrudan iflas talebinde bulunan şirket temsilcisi ya da müdürü, ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli tebliğ masraflarını avans olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır.
İİK’nın 178. ve 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir.Aciz hali borçlunun ödeme araçlarından yoksunluğu nedeniyle, derhal ödemesi gereken para borçlarını ödemek konusundaki yeterli ekonomik imkana sahip olmamasıdır. Borca batıklık ise, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Borçlunun aciz haline kadar ağır olursa olsun (İİK’nın 178/III deki durum olmadıkça) kendi iflâsını isteyen borçlu, aciz halinde bulunduğunu ispat etmek zorundadır. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır.
Uygulanması gereken TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, TTK’nın 324. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder.
Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflâsını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, banka, vergi daireleri, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler ve müdahillerin sunacakları bilgi ve belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer veriler toplandıktan sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Davacının İİK 178.maddesi kapsamında kendi iflasını isteme koşullarının bulunup bulunmadığı, aciz hali oluşup oluşmadığı, sermayenin 2/3’ünün yitirilip yitirilmediği konularında inceleme yapılabilmesi için ticari defter ve belgeleri üzerinde keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmış,
Bilirkişiler …. ile … tarafından düzenlenen 14/03/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı Şirketin 31.12.2021 tarihli Kaydi Bilançolarına göre, Özkaynaklarının 1.133.745,20 TL olduğu ve Kaydi değerlerden şirketin Borca Batık olmadığı, Heyetimiz üyesi Sn. … tarafından keşfen yapılan incelemelerde, şirketin Ticaret Sicilde kayıtlı adresinde olmadığı, aynı adreste dava dışı başka bir firmanın faaliyet gösterdiği, dolayısıyla şirkete ait dosyada bilgileri bulunan bir taşıt haricinde herhangi bir stok, makine tesisat ve demirbaş tespit edilemediği, hal böyle olmakla birlikte şirketin 31.12.2021 tarihli mali tablolarında kaydi olarak 1.957.853,65 TL İlk Madde Malzeme ve Mamül stoğu, 33.953,84 TL’lik makine tesisatı ve 79.907,06 TL bedelli demirbaşı gözüktüğü, dava tarihinden hemen önce şirkete ait bir kısım makine teçhizatın şirket eski ortalarından …. ve ….’e olan 565.000,00 TL borç karşılığı devredildiği/satıldığının gözüktüğü, ancak ticari defterlerde söz konusu eskı ortaklara olan herhangı bir borç görülmediği gibi yapılan satış nedeniyle …..’den alacak gözüktüğü, yine hemen dava tarihinden önce dava dışı … Büro Mobilyaları A.Ş./Ankara firmasına şirketin bir kısım makinelerinin satıldığı, bu firmaya da herhangi bir borç olmadığı gibi yapılan satışlar nedeniyle söz konusu şirketten 400.020,00 TL alacak gözüktüğü, tüm bu muvazaalı gözüken devir ve satışların düşülmüş hali ile dahi şirketin 1.957.853,65 TL İlk Madde Malzeme ve Mamül stoğu, 33.953,84 TL’lik makine tesisatı ve 79.907,06 TL bedelli demirbaşı gözüktüğü, her ne kadar keşfen yapılan incelemelerde söz konusu varlıklar tespit edilemedi ise de, söz konusu varlıkların herhangi bir takip nedeniyle haczedildiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil olmadığı, keza söz konusu varlıklar herhangi bir takip nedeni ile haczedilmiş iseler pasifte kaydi mali tablo ve ticari defterlerde borçlarında varlıklar değerinde azalması gerektiği, kaydi mali tablo ve ticari defterlerde olan varlıkların gerçekte de olması gerektiğinden hareketle, rayiç değerli bilançoya kaydi değerlerinin aynen alındığı, (fiziken görülmediğinden özellikleri vs. tespit edilememiş olup rayiç değeri belirlenememiştir) Davacı şirketin, LK 3 /6/3. Mad. ve TİK 179 mad. hükümlerine esas, 31.12.2021 tarihli “Aktiflerin, hem işletmenin devamlılığı esasına göre, hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen, Rayiç Değer Bilançosuna göre” Rayici/Mal Varlığı bilançosunun rayiç Değerlerden Gerçek Aktif toplamı 3.783.473,24 TL, Pasif toplamı ise 2.733.597,06 TL olmakla, şirketin 31.12.2021 tarihli Aktifinin Pasifinden 1.049.876,18 TL fazla olduğu, eş deyişle şirket aktiflerinin şirket pasiflerini fazlasıyla karşıladığı ve davacı şirketin BORCA BATIK OLMADIĞI ve aciz halinin bulunmadığının anlaşıldığını bildirdikleri görülmüştür.
Bilindiği üzere bir tacir iki halde doğrudan doğruya, takipsiz olarak kendi iflasını isteyebilir. Bu haller yukarıda da anlatıldığı gibi İİK.m.178 ve m.179’da düzenlenmiştir. İİK.m.178 genel olarak bütün tacirler için geçerli iken, İİK.m.179 sadece sermaye şirketlerine uygulanabilir. İİK.m.178’e göre borçlu tacir “aciz halinde bulunduğunu” ileri sürerek kendi iflasını isteyebilir. İİK.m.179’a göre ise bir sermaye şirketi “pasifinin aktifinden fazla olduğunu-borca batık olduğunu” iddia ederek kendi iflasını isteyebilir, hatta istemek zorundadır.Bir sermaye şirketi borca batık olması halinde, yönetim kurulu durumu mahkemeye bildirmeye yalnızca yetkili değil, aynı zamanda mecburdur. Çünkü, bir şirketin borca batık olması halinde bu durumun kamu düzenini ilgilendiren bir durum olduğu kabul edilerek emredici hükümlerle bu durumdaki şirket ve kooperatiflerin idare ve temsil ile görevlendirilmiş olan organlarına durumu mahkemeye bildirerek şirketin iflasını isteme görev ve yetkisi verilmiştir. Somut olayda, davacı şirket vekili, şirketin pasifinin aktifinden fazla olduğunu, mali durumunu düzeltmesi imkanı bulunmadığını ileri sürerek, doğrudan doğruya iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya ve davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yaptırılan incelemeler neticesinde bilirkişi kurulunca davacı şirketin TTK 376/3.maddesi çerçevesinde aktiflerin muhtemel satış fiyatı esasına göre rayiç değerler yönünden 31/12/2021 tarihi itibariyle (+) 1.049.876,18 TL borca batık durumda olmadığı tespit edilmiş olup borca batıklık nedeniyle iflas halinin bulunmadaığı anlaşılmakla birlikte şirketin acz içerisinde bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin 31.12.2021 Tarihli mali Verileri
üzerinden yapılan değerlendirmelerde, rayiç değerler üzerinden şirketin Özkaynaklarının (+)
1.049.876,18 TL olduğu ve dolayısıyla şirketin Borca Batık olmadığı tespit edilmiştir. Bilindiği gibi, bir tacir iki halde (doğrudan doğruya, takipsiz olarak) kendi iflasını isteyebilir. Bu haller İİK m.178 ve m.179’da düzenlenmiştir. İİK m.178 genel olarak bütün tacirler için geçerli
iken, İİK m.179 sadece sermaye şirketlerine uygulanabilir. İ
İK m.178’e göre borçlu tacir “aciz halinde bulunduğunu” ileri sürerek kendi iflasını isteyebilir.
İİK m.179’a göre ise bir sermaye şirketi “pasifinin aktifinden fazla olduğunu” (“borca batık olduğunu”) iddia ederek kendi iflasını isteyebilir, hatta istemek zorundadır.
“Aciz hali” ile “borca batıklık”, farklı kavramlardır. Borç ödemeden aciz halinde bulunan bir
Borçlunun pasiflerinin aktiflerinden daha fazla olması gerekmez. Pasifi aktiflerinden fazla olan bir borçlunun ise, biraz güç olmakla birlikte, örneğin ortaklarından dış finansman elde etmek suretiyle
teorik olarak borçlarını ödeyebilecek durumda bulunması, yani aciz halinde olmaması mümkün
olabilir.
Keşfen yapılan incelemelerde şirket ait herhangi
bir stok, makine tesisat ve demirbaş tespit edilememiştir. Şirkete ait varlık olarak sadece bir taşıt
gözükmekte olup, söz konusu taşıtın bilgileri de dosyada mübrez ruhsat fotokopisinden tespit
edilebilmiştir.
Hal böyle olmakla birlikte; şirketin 31.12.2021 tarihli mali tablolarında kaydi olarak
1.957.853,65 TL İlk Madde Malzeme ve Mamül stoğu, 33.953,84 TL’lik makine tesisatı ve
79.907,06 TL bedelli demirbaşı gözükmektedir. Hatta şirkete ait bir kısım makine tesisat
28.09.2021 tarihli “Taşınır Satış Sözleşmesi” ile şirketin eski ortaklarından ….. ve
…..’e 565.000,00 TL bedelle devredilmiş gözükmektedir. Her ne kadar eski ortak
….. tarafından davacı şirket aleyhine 16.03.2021 tarihinde İstanbul .. İcra Dairesi
….. E. sayılı dosyası ile 28.02.2021 vadeli 42.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak
icra takibi başlatılmış ise de, şirket kayıtlarında …..’e herhangi bir borç
gözükmemektedir. Yine şirketin eski ortaklarından …..’e olan borç nedeniyle bir
kısım makine tesisat devredilmiş ise de şirket kayıtlarında …..’e de herhangi bir borç
gözükmemektedir. Keza dava açılmadan hemen önce 04.11.2021 tarihinde …..’e
kesilen makine tesisat faturasından kaynaklı olarak davacı şirket …..’den 200.069,00
TL alacaklı gözükmektedir. Yine hemen dava tarihinden önce 04.11.2021 tarihinde …..
Büro Mobilyalar A.Ş./… firmasına şirketin makine tesisatının bir kısmı 400.020,00 TL
bedelle devredilmiştir. Şirketin ….. Büro Mobilyaları firmasına da herhangi bir borcu
gözükmemekte, kesilen faturadan kaynaklı söz konusu firmadan 400.020,00 TL alacaklı
gözükmektedir.
Dolayısıyla şirketin kaydi Mali tablolarında ve ticari defterlerinde muvazaalı olarak gözüken
devir ve satışların kaydedilerek düşülmüş hali ile dahi şirketin kaydi olarak 1.957.853,65 TL İlk
Madde Malzeme ve Mamül stoğu, 33.953,84 TL’lik makine tesisatı ve 79.907,06 TL bedelli
demirbaşı gözükmektedir. Söz konusu varlıkların herhangi bir alacak karşılığında haczedildiğine
ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Keza bir an için şirketin kaydi varlıklarının
takip nedeniyle haczedildiği düşünüldüğünde, şirketin borçlarının da haczedilen varlıkların değeri
kadar düşmesi gerekmektedir. Bu nedenle şirketin kaydi mali tablolarında olan varlıklarının
gerçekte de var olması gerekmekle, rayiç değerli bilançoda varlıkların kaydi değerlerinin alınması
ile şirket Borca batık olmadığı gibi, Varlıkları borçlarından (+) 1.049.876,18 TL daha fazla
gözükmektedir.
Keza şirketin mali tablolarında geçmiş yıllarda herhangi bir zararı olmadığı, 2021 yılında dahi
1.314.190,86 TL Net satış gerçekleştirdiği gözükmektedir. Dosyaya celp edilen icra dosyalarının
incelenmesinde, şirketin bu denli küçük borçlarını ödeyememesinin sebebi anlaşılamamıştır.
Şirketin toplam 2.733.597,06 TL borcunun 643.876,95 TL’si şirket ortaklarınadır. Şirket 2021
yılında faaliyetlerine devam etmiş, stokları dahi 2021 yılında 500.000,00 TL artış göstermiştir.
Şirketin sadece alacak rakamları ve stokları dahi borçlarını ödemeye fazlasıyla yetiyor gözükmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı şirketin İİK 178 m. ve m.179’a göre borca batık
olmadığı ve aciz halinde olmadığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere:

1-Davanın REDDİNE ,
2-Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40.-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 190,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.. 07/04/2022

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪