Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/922 E. 2022/355 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/922 Esas
KARAR NO : 2022/355

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
K.YAZIM TARİHİ : 18/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereği düzenlenen faturalardan kaynaklı 21.162,88 TL haklı alacağın İİK.m.308/b kapsamında davalı şirket hakkında geçici mühlet verildiği tarihe kadar işleyen ve konkordato sürecinde itiraza uğrayıp nisaba dahil edilmeyen 26.920,63 TL reeskont faizi ile 2.539,55 TL vekalet ücretinin tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; huzurda görülen davanın arabuluculuğa tabi olduğı; davacı tarafın, arabulucuğa başvurmadan zorunlu dava şartını yerine getirmeksizin işbu davayı açmış olduğundan öncelikle davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği; davacının talebinin gerek konkordato davasının görüldüğü mahkemece gerek komiserlerce kabul edilmediği; bu nedenle davanın reddi gerektiği; mahkemece aksi görüşte olunması durumunda ise dava konusu alacağın konkordato projesine dahil edilmesi gerektiğinden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Huzurda görülen dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 308/b uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hâle gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme, borçlu tarafından kabul edilmeyen ve bu şekilde çekişmeli alacak olarak kabul edilen alacakların haklı olup olmadığı konusunda bir karar veremez. Mahkemece, konkordato sürecinde yalnızca çekişmeli alacakların konkordatoya dahil olup olmayacakları, olacaklarsa hangi oranda konkordatoya tabi olacaklarına yönelik bir karar verebilir. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına veya olmamasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.
Çekişmeli alacakların, konkordatonun tasdikinden sonraki durumları İİK’nın 308/b maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmü;
“Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.
Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” şeklinde olup buna göre alacağı çekişmeli hâle gelen alacaklı konkordatonun tasdiki kararının ilanından itibaren bir ay içinde adlî mahkemelerde veya idare mahkemesinde dava açabilir ya da şartları varsa tahkim yoluna başvurabilir.
Çekişmeli alacağı için açtığı davayı kazanan alacaklı, alacağını konkordato şartları çerçevesinde talep edebilecektir. Alacaklının sadece alacağının esası konkordatoya tâbi olacaktır. Buna karşılık davayı kaybeden borçlunun ödemeye mahkûm olduğu yargılama masrafları ve icra inkâr tazminatı, konkordatodan sonra doğan alacaklarda olduğu gibi konkordatoya tâbi olmaksızın tam olarak ödenecektir.
Alacağın esasına ilişkin İİK’nın 308/b maddesi uyarınca açılan davanın genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede görülüp sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle davada öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığının ve arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin Dosya No: … Esas, Karar No: …. Karar sayılı ilamına göre;
“Eldeki dava; yasa maddesinin yorumundan anlaşılacağı üzere alacağın esasına ilişkin olup, davacı tarafça komiserliğe bildirilen ve komiserlik tarafından kabul edilmeyen 1.741.644,51-TL.’nin davacı alacağı olarak tespiti ve konkordato nisabına dahil edilmesi talepli açılan alacak davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK 5/A maddesine göre TTK’nın 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut dava, ticari nitelikli bir alacak davası olduğundan, TTK 5/A maddesi kapsamında arabuluculuk dava şartına tabi davalardandır. Davacı, dava açmadan önce arabuluculuğu başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi dosya içerisinde de arabuluculağa başvurulduğuna (ve sona ermesine) ilişkin belge de bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum söz konusu değildir. (Dairemizin 2021/815 Esas-2021/894 Karar, 2021/307 Esas-2021/336 Karar, 2020/1616 Esas-2020/1268 Karar sayılı kararlarımız benzer mahiyettedir.)
Sonuç itibariyle; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Huzurda görülen davanın, davacı tarafından arabulucuya başvurulmadan açıldığı açıktır. Her ne kadar davacı tarafından İİK’nın 308/b maddesi uyarınca açılan davaların arabuluculuğa tabi olmadığı iddia edilmiş ise de İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin yukarıda alıntılanılan kararında da belirtildiği üzere eldeki davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi niteliğinde olması nedeniyle alacağın esasına ilişkin olmasından dolayı genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden huzurda görülen davanın arabuluculuğa tabi olduğu kanaati ile davacının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle huzurda görülen davanın, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/04/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı