Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/92 E. 2021/601 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/92 Esas
KARAR NO : 2021/601

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2021
KARAR TARİHİ : 02/07/2021
K. YAZIM TARİHİ : 02/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davalı arasında davalı site yönetiminin yönetiminde olan … Sitesi Sosyal Tesisleri’nin işletilmesi için 01.05.2018 başlangıç tarihli hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, söz konusu bu sözleşme kapsamında davalı site yönetimine ait fitness salonu, aletli spor alanları, toplu spor ve aerobik alanları, hamam, sauna, buhar odaları, masaj ve spa hizmetleri vs. dahil olmak üzere sosyal tesis hizmetinin müvekkili tarafından sağlandığını, 01.05.2018 başlangıç tarihli sözleşme taraflarca feshedilmeyerek 30.04.2019 tarihinde aynı şartlarla 1 yıl daha uzatıldığını, iş bu sözleşme içeriğinde sözleşme süresi 1 yıl olarak belirlendiğini, sözleşme, sözleşmenin bitiş tarihi olan 01.05.2020 tarihinden 30 gün öncesinde taraflarca feshedilmedikçe sözleşmenin 1 yıl daha uzamış sayılacağı belirtildiğini, ancak davalı Bakırköy …. Noterliği 28.04.2020 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarı ile sözleşmede belirlenen 1 aylık süreye de uymaksızın müvekkili ile olan sözkonusu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı tarafa keşide edilmiş olan Büyükçekmece … Noterliği 08 Mayıs 2020 tarih ve …. yevmiye no.lu cevabi ihtarname ile davalının fesih beyanının süresi içinde olmadığını, ayrıca feshin yasal şartları oluşmadığını, fesihin kabul edilmediğini, uğranılan zararlarının tazmini ve alacaklarının tahsilini talep hakkının saklı olduğunu bildirdiğini, sözleşme kapsamı ve sözleşmenin akdi süresinden önce haksız nedenle feshedilmiş olması nedeniyle; müvekkili ile davalı arasında yapılmış hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalının fesih beyanından önce davalı tarafa kesilmiş olan 24.04.2020 tarih, … no.lu 88.500 TL bedelli e-fatura bedeli müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle müvekkilinin, sözleşmeden kaynaklanan KDV dahil 88.500 TL e-fatura konusu alacağı bulunduğunu, davalı tarafın sözleşmenin bitime olan 1 aylık fesih süresi içinde fesih hakkını kullanmadığı için 30.04.2020 tarihi itibariyle sözleşme 1 yıl daha (30.04.2021 tarihine kadar) uzamış olduğu halde sözleşmeyi haksız ve akdi süreye uymaksızın feshetmiş olması nedeniyle müvekkili gerek; sonraki ayalar için en az 1 yıl daha elde edeceği geliri elde edememesinden ötürü, gerekse sözleşmenin devam edeceğine olan güveninden ötürü sözleşme konusu sosyal tesiste yapmış olduğu dekorasyon, personel, alt yapı, işletme gideri vs. Gibi giderlerinden ötürü zarara uğradığını, beyanla yapılacak hesaplama doğrultusunda arttırılmak ve fazlaya dair alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan alınarak, müvekkili şirkete verilmesini ve yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf; davaya cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
Dava; hizmet alım sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Her ne kadar iş bu dava mahkememizde ikame edilmiş ise de;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlen- dikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki- nin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayıl- mıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işlet- mesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; uyuşmazlığın sosyal tesislerin işletmesine ilişkin hizmet alım sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin görevli olmadığı, iş bu ihtilafın hallinde Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın görevsizliğine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2- Taraflardan birinin, 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince ,
-Bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden ,
-Görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten,
-Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiği, aksi taktirde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 md gereğince, kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçların nihai karar ile birlikte değer- lendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda karar verildi. 02/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır