Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/895 E. 2022/983 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/895 Esas
KARAR NO : 2022/983

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkete makine satıp teslim etmesine rağmen davalı şirket tarafından makine bedelinin ödenmediği, bu nedenle davalıya icra takibi başlatıldığı, borçlu şirket vekili tarafından işbu icra takibine 08.06.2021 tarihinde haksız ve mesnetsiz bir şekilde itiraz edildiği, bunun üzerine 09.06.2021 tarihinde … arabuluculuk dosya numarası ile arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu, anlaşma sağlanamadığı ve dava açmanın ön şartı olan arabulucuya başvurma şartının yerine getirildiği belirtilip, borçlunun icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ve ferileriyle ödemeye, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 29.526,90 TL asıl alacak üzerinden fatura dayanak gösterilmek suretiyle borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 01/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 08/06/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 26/08/2022 tarihli bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen raporda; Taraflar arasında 01.04.2021 tarih öncesinde bir borç veya alacak bakiyesinin bulunmadığı ve davaya konu fatura tarihi olan 23.08.2021 tarihi sonrasında aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, faturadan kaynaklı 29.526,90 TL cari hesap bakiyesinin ödenip ödenmediği ve davacının faiz talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı, 29.526,90 TL asıl alacak ve takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar faiz talebiyle 05.05.2021 tarihinde harç ödenerek icra takibine başlandığı, takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın açıldığı, dosyada, 05.05.2021 tarihli icra takibi öncesinde borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgeye rastlanmadığı, bu kapsamda davalının temerrüt tarihinin, icra harcının da yatırıldığı 05.05.2021 olarak tespit edildiği, davacının ticari defterlerinin incelemeye ibraz edildiği, davacı tarafından ibraz edilen 2021 yıllarına ilişkin ticari defterlerin incelenmesinde; tutulması zorunlu olan tüm ticari defterlerin eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, söz konusu defterlerin açılış tasdiklerinin kanunda öngörülen sürelerde yaptırıldığı, bununla birlikte kapanış tasdikine tabi olan yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak defterlere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğruladığı, bu kapsamda, davacıya ait ticari defterlerin HMK 222/2 kapsamındaki durumunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davalının ticari defterlerinin incelemeye ibraz edilmediği, ibrazdan kaçınıldığı, Raporun 3.3 bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalının HMK’nın 220 ve 222’nci maddeleri karşısındaki durumunun Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davacının delil olarak kabul edilip edilemeyeceği Sayın Mahkemenin takdirinde olan 2021 yılı ticari defter kayıtlarına göre 31.12.2021 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 29.526,90 TL alacaklı olduğu ve davalının bu tutarda borçlu göründüğü, bu tutarın 01.01.2022 tarihli açılış bilançosunda ve defter kayıtlarında gösterildiği, davaya konu faturadan sonra herhangi bir işlem (ödeme, yeni satış, iade vb.) olmadığı, bu kapsamda icra takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 29.526,90 TL alacaklı göründüğü, bu tutarın takip konusu yapılan tutarı kavradığı, alacağa dayanak olan faturanın e-fatura (ticari fatura) olarak buradan her iki tarafın da e-fatura mükellefi olduğunun anlaşıldığı, satıcı tarafından düzenlenen ticari faturanın alıcı tarafından kabul edilmemesi durumunda, alıcının 8 gün içinde sistemden ilgili faturayı reddetmesinin gerekmesi; bu kapsamda davacı tarafından düzenlenip davalının sistemine düşen satış faturasının davalı tarafından reddedilmemesi, bu faturanın davalı tarafından kabul edildiğini gösterdiği; davalı tarafından dosyaya veya tarafıma, bu faturanın kabul edilmediği, reddedildiği veya iade edildiği yönünde HMK’ya göre caiz olan herhangi bir delil sunulmadığı, takip tarihinden sonra davacıya ödeme yapıldığına ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, davalı tarafından da bu yönde bir belgenin dosyaya veya Sayın Mahkemenin görevlendirmesi kapsamında tarafıma sunulmadığı, iade-mahsup vb. gibi borcu azaltacak herhangi bir işlemin de gerçekleşmediği, dolayısıyla takip konusu borcun işbu rapor tarihi itibarıyla ödenmediği ve borcun 29.526,90 TL olarak devam ettiği, davalının icra takibiyle birlikte, yani 05.05.2021 tarihinde temerrüde düşürüldüğü kapsamda icra takibinden önceki döneme ilişkin faiz hesaplanmasının mümkün olmadığı, buna karşın davacının icra takibinden itibaren faiz talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.

Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı tarafından yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle sadece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacının ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu; davacı ticari kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 29.526,90 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin göründüğü belirtilmiştir. Mahkememizce davalının BA formaları ilgili vergi dairesinden celp edilmiş olup dava konusu faturanın davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği tespit edilmiştir. Yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğunun kabulü ile açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 29.526,90 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere yasal faiz uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 5.905,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 2.016,98 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 356,62 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 1.660,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından sarf olunan (1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 160,60 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.660,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 356,62 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸