Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/888 E. 2022/463 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/484
KARAR NO : 2022/409

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2020

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2020/497 Esas 2020/564 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA TARİHİ : 06/08/2020
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin tekstil işi ile uğraştığını, davalı ile 500 adet montun imal edilmesi konusunda anlaştıklarını, 13.01.2019 tarihinde gönderilen numunelerin onaylandığını, 04.03.2019 tarihinde ve 06.03.2019 tarihinde faturaların kesildiğini, 12.03.2019 tarihinde dava dışı 3. şirketin, ürünlerin geç teslim edildiği ayrıca ürünlerde ayıp olduğu ile ilgili müvekkili şirkete bildirimde bulunduğunu, 13.03.2019 tarihinde müşteri şirketten ödeme talep edildiğinde ürünlerin ayıplı olduğundan, nihai müşterilerinden şikayet aldıklarını, ayıp ihbarında bulunulduğunu, 618 üründen 86 üründe 5.655,00 Euro ve 68 üründe de 4.969,75 Eoro toplamda 154 üründe 10.624,75 Euro kesintili ödeme yapıldığını, 24.04.2019 tarihinde dava dışı 3. Şirket olan müşteri şirkete ayıplı ürünlerle ilgili %70 indirimli satılma teklifinde bulunulduğunu ancak kabul edilmediğini, 8 ay sonra dava dışı 3. Şirket olan müşteri şirketten yeni siparişler alındığını, yeni siparişler için davalı ….’a 24.12.2019 tarihinde yeni sipariş ürünlerin avansı için 35.000,00 TL gönderildiğini, bu tarihten itibaren ….. tarafından, müvekkili tarafça verilen siparişlerin üretimine başlanmadığını, bu sürede dava dışı 3. Şirket olan müşteri şirket tarafından sipariş verildiğini ürünlerde gecikme veya ayıp olması durumunda 20.000,00 Euro reklamasyon cezası uygulanacağına ilişkin bildirim yapıldığını, bu bildirimin noter kanalıyla davalıya ihtar edildiğini, 03.03.2020 tarihinde davalı şirket yetkili ve çalışanlarının müvekkili şirketin ofisine geldiğini 15.390,00 TL’lik faturayı imzalaması ve sipariş geçilen ürünlerin tane miktarında artış yapılması şartıyla ürünlerin yapımına başlanacağını ve aradaki alacak verecek dolayısı ile anlaşacaklarını bildirdiklerini, müvekkili şirket yetkilisinin ürünlerin zamanında üretilmemesi karşısında 20.000,00 Euro reklamasyon cezası ödememek için kendisine yapılan teklifi kabul etmek zorunda kaldığını, ancak bir gün sonra yani 04.03.2020 tarihinde müvekkili tarafça yapılmış icra takibine davalı şirket yetkilisi tarafından itiraz edildiğini ve kötü niyetli olduklarının bir kez daha anlaşıldığını, davanın kabulü ile davalı tarafından imal edilmiş ürünlerdeki ayıbın varlığı ve miktarı tespit edildikten sonra müvekkili tarafın zararlarının belirlenmesi, müvekkili şirketin alacak miktarının dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin cari hesap ekstresinde gözüken bakiye borç miktarı için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında 31.484 TL için takip başlattığını, borçlu ….. Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketinin kötü niyetli ve haksız itirazı ile takibin durduğunu, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davasının açıldığını, 01/01/2020-01/01/2020 açılış fişinde 82.806,52 TL borcu olup avans olarak yatırdığını iddia ettiği 35.000 TL’ye yasal süresi içinde itiraz etmediğini, bunun neticesinde hesap devresi sonucu çıkan bakiyeyi kabul etmiş olacağını, müvekkilinin davacının cari hesap ekstresinde gözüken bakiye borç miktarı 31.484,92 TL alacağı için Bakırköy …. İcra Dairesi… esas sayılı dosyasıyla 16/06/2020 tarihinde takip başlattığını, davacının iddia ettiği üzere 04.03.2020 tarihinde takip başlatmadığını, cari hesap ekstresinden sonra düzenlenen 15.390,00 TL’lık faturayı müvekkilinin, davacı şirket yetkilisine 03.02.2020 tarihinde tebliğ etmiş olup ….. Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin 09.03.2020 tarihinde yani 15.390,00 TL’lık faturaya yasal süresi içinde itiraz etmediğini, davacının süresinde itiraz etmediği faturaya 1 ay geçtikten sonra noterden itiraz ederek haklı konuma geçmeye ve mahkemeyi de yanıltmaya çalıştığını, davacının kötü niyetli olduğunu, alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olduğu durumlarda belirsiz alacak davası açılmasında, alacaklının hukuki yararının bulunmadığını, davacının hukuki temelden yoksun olan taleplerinin ve davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyada mevcut 26/05/2021 tarihli Bilirkişiler … ve …. tarafından sunulan raporda Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davacının davalıya 16.074,92 TL borçlu durumda olduğu, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davalının davacıdan 31.484,92 TL alacaklı durumda olduğu, davalı tarafından imal edilen ve davacıya teslim edilen 50 adet üründe ürünün kemer ve parçaları ile ana bedeni arasında çok büyük renk farklılığı bulunduğu, ürünler üzerinde abraj ve lekeler olduğu görüldüğünden ayıplı olduğu, tespit edilen ayıpların çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davalının ürünleri davacıya geç teslim ettiği, davacının müşterisinin geç teslimat için şikayetçi olduğu ve ayıplı ürünler nedeniyle kesintili ödeme yapıldığı mail yazışmalarından anlaşılamadığı, ayrıca müşteri tarafından davacıya herhangi bir reklamasyon faturasının kesilmediği, bu nedenle davacının taleplerinin bu aşamada ispata muhtaç olduğu, yapılan mali inceleme ve değerlendirmeler ışığında karşı dava yönünden; 35.000 TL tutarlı ödemenin davacı kayıtlarında davalının alacağından tenzil edildiği ve bu tutarın avans olarak defterlerde kayıt edilmediği, Mahkemece 03/02/2020 tarihli ….. numaralı ve 15.390,00 TL tutarlı fatura yönünden davacının ihtarnamesinde beyanına göre haklı nedenle iade edildiği ( müvekkilinin kandırılarak faturanın müvekkili şirket sahibine irsaliye yerine geçer ibaresi eklenerek teslim edildiği) hususu yönünden hukuki değerlendirme yapılması halinde davalının davacıdan (31.484,92 TL – 20,00 TL – 15.390,00 TL =) 16.074,92 TL alacaklı durumda olduğu, aksi halde ise davalının davacıdan (31.484,92 TL – 20,00 TL=) 31.464,92 TL alacaklı durumda olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir.
Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalıdan aldığı ürünlerin ayıplı olduğu süresinde ayıp ihbarını yaptıklarını, 15.390,00 TL’lik faturayı imzalaması ve sipariş geçilen ürünlerin tane miktarında artış yapılması şartıyla ürünlerin yapımına başlanacağını ve aradaki alacak verecek dolayısı ile anlaşacaklarını bildirdiklerini, müvekkili şirket yetkilisinin ürünlerin zamanında üretilmemesi karşısında 20.000,00 Euro reklamasyon cezası ödememek için kendisine yapılan teklifi kabul ettiğini, davalının icra takibine itirazının haksız olduğu iddiasında olup birleşe dosyada birleşen dosya davacısı davalıdan cari hesap alacağının olduğunu ve takibe haksız itirazının iptalini talep etmiştir. Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 26/05/2021 tarihli Bilirkişiler … ve …. tarafından sunulan raporda Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davacının davalıya 16.074,92 TL borçlu durumda olduğu, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu ve sunulan ticari defterlere göre davalının davacıdan 31.484,92 TL alacaklı durumda olduğu, davalı tarafından imal edilen ve davacıya teslim edilen 50 adet üründe ürünün kemer ve parçaları ile ana bedeni arasında çok büyük renk farklılığı bulunduğu, ürünler üzerinde abraj ve lekeler olduğu görüldüğünden ayıplı olduğu, tespit edilen ayıpların çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davalının ürünleri davacıya geç teslim ettiği, davacının müşterisinin geç teslimat için şikayetçi olduğu ve ayıplı ürünler nedeniyle kesintili ödeme yapıldığı mail yazışmalarından anlaşılamadığı, ayrıca müşteri tarafından davacıya herhangi bir reklamasyon faturasının kesilmediği, bu nedenle davacının taleplerinin bu aşamada ispata muhtaç olduğu, yapılan mali inceleme ve değerlendirmeler ışığında karşı dava yönünden; 35.000 TL tutarlı ödemenin davacı kayıtlarında davalının alacağından tenzil edildiği ve bu tutarın avans olarak defterlerde kayıt edilmediği, Mahkemece 03/02/2020 tarihli …. numaralı ve 15.390,00 TL tutarlı fatura yönünden davacının ihtarnamesinde beyanına göre haklı nedenle iade edildiği ( müvekkilinin kandırılarak faturanın müvekkili şirket sahibine irsaliye yerine geçer ibaresi eklenerek teslim edildiği) hususu yönünden hukuki değerlendirme yapılması halinde davalının davacıdan (31.484,92 TL – 20,00 TL – 15.390,00 TL =) 16.074,92 TL alacaklı durumda olduğu, aksi halde ise davalının davacıdan (31.484,92 TL – 20,00 TL=) 31.464,92 TL alacaklı durumda olduğu tespit edilmiş olup bu hali ile davacının yemin deliline dayanmış olması nedeni ile yemin hakkı hatırlatılmış, davacının sunduğu yemin metni davalıya usulüne uygun tebliğ edilerek 13.04.2022 tarihli duruşmada yemin edasındaki beyanları dikkate alındığında davacının davasını i ispatlayamamış olması nedeni ile davanın reddine, bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak birleşen davanın kısmen kabulüne, Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 31.464,92-TL asıl alacak yönünden iptaline, Alacağın likit olmaması nedeni ile asıl alacağın % 20’si oranında (6.292,98 TL) icra inkar tazminatının birleşen dosya davalısından tahsili ile birleşen dosya davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
BİRLEŞEN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 31.464,92-TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Fazlaya İlişkin talebin REDDİNE,
3-Alacağın likit olmaması nedeni ile asıl alacağın % 20’si oranında (6.292,98 TL) icra inkar tazminatının birleşen dosya davalısından tahsili ile birleşen dosya davacıya ödenmesine,
4-Alınması gerekli 2.149,36 TL harçtan peşin alınan 380,27 TL peşin harcın mahsubu ile 1.769,10 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 54,40- TL başvuru harcı, 380,27-TL peşin nispi harç, 7,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 442,47- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 20- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan sarf olunan 36 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 35,64 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 0,36-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-6235 sayılı Hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri olarak) kabul-red oranına göre 1.306,80-TL’nin davalıdan, 13,20-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim ….
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”