Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/886 E. 2021/1107 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/886
KARAR NO : 2021/1107

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin işletme hakkına sahip olduğu … Köprüsü ve çevre otoyolundan davalı adına kayıtlı 10 adet ticari aracın ödeme yapmadan geçtiğini, bedeli ödenmeyen geçiş ücretinin tahsili amacıyla Ankara …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinin haksız itiraz nedeni ile durduğunu belirterek, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takip konusu alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirketin hesaplarının her zaman aktif ve geçiş ücretlerini karşılayacak yeterlilikte olduğunu, davacının geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki miktarı tahsil etmek amacıyla icra takibi başlattığını, Davacının iyi niyetli olarak hareket etmediğini, davacı şirketin kendi sistemindeki hatayı araştırıp, bu konuda çözüm üretmeden, banka ile iletişime geçip tahsilatları irdelemeden kusuru olmayan müvekkili şirketten fahiş gecikme cezaları ile birlikte tahsil etmeye çalıştığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Ankara …. İcra Dairesinin …. Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.

İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK’nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul Kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır.
İİK’nın 50. maddesi; “(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.
İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” düzenlemesini içermektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir. Zira, 6001 sayılı Kanun’un 30/5.maddesinde, sadece geçiş ücreti değil aynı zamanda geçiş ücretinin dört katı tutarında para cezası öngörülmüştür. Para cezasından kaynaklanan bir borcun Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesinde düzenlenen borçlardan olmadığı gözetilmeden karar verilmesi doğru değildir.
İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. O halde mahkemece, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği gözetilerek eldeki dava da öncelikle bu itiraz incelenerek doğru bir şekilde karar verilmelidir. Hukuk Genel Kurulunun 06/04/2004 tarih, 2004/19-410 esas, 2004/471 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. İlâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir. Diğer yandan ihlalli geçişin yapıldığı para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir.
“…Somut olayda, davalı borçlunun ikametgahının Samsun olduğu ve ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerin de Ankara yargı çevresinin dışında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, yetkili icra dairesi davalının ikametgahının bulunduğu Samsun yada ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştiği yerdir. Davalının Ankara icra dairesinin yetkili olmadığına, yetkili icra dairesinin kendi seçimine göre de Samsun icra dairesi olduğuna dair icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı usul ve yasaya uygundur. Şu halde, mahkemece, Ankara icra dairesinin yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ortada geçerli bir takip varmışçasına davanın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir…” Ankara ….. Hukuk Dairesi, … Esas, ..Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava davacı tarafından Ankara ….. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan takipte takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibarettir. Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yetkisizlik karar vermiştir. Davalı borçlunun ikametgahını Avcılar olduğu ve ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerin de İstanbul yargı çevresinde olduğu bu durumda, yetkili icra dairesi davalının ikametgahının bulunduğu Bakırköy yada ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştiği yerdir. Davalının Ankara icra dairesinin yetkili olmadığına, yetkili icra dairesinin kendi seçimine göre de İstanbul icra dairesi olduğuna dair icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı usul ve yasaya uygundur. Şu halde, mahkemece, Ankara icra dairesinin yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yetkili icra dairesi tarafından başlatılmış takip olmadığından Yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gerekli 59,30TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye harç tayinine yer olmadığına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT 7/2 mad gereği 505,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,

Dair Davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip ….
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”