Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/860 E. 2022/676 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/860 Esas
KARAR NO : 2022/676

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 17/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İş bu dava öncesinde davacı tarafın konkordato komiserliğine başvurarak genel ticari kredi sözleşmesine istinaden toplam olarak 26.12.2019 tarihi itibariyle 893.716,80 TL nakit ile 12.060,00 TL gayrinakdi alacağın kaydının talep edildiği, Konkordato komiserliğinin cevabi yazısına göre geçici mühlet tarihi itibariyle 701.371,27 TL alacağın kabul edildiğinin bildirildiği, Müvekkili bankanın böylece 204.405,53 TL (Nakit: 192.345,53 TL ve gayrinakit 12.060-) alacağının çekişmeli hale geldiğini, davalı şirketin müvekkili bankaya 900.000,00 TL tutarında ipoteğinin mevcut olduğunu, Bakırköy ….Noterliğinin 20.03.2019 tarih ve … yevmiye no.lu evrakı ile hesabın kesilip kat edildiğini, müvekkili bankanın tüm alacağı 900.000,00 TL ‘lık rehinle teminat altına alındığı için, kesin mühlet tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, müvekkili bankanın itiraza uğrayan 204.405,53 TL nakdi ve 12.060,00 TL gayrinakdi alacağın nisaba dahil edilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 07/08/2021 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Davacı bankanın davalıdan 15.03.2019 geçici mühlet tarihi itibarı ile toplam nakit alacağının/anapara
alacağının talebe istinaden 701.256,44 TL olduğu (Hesap kat edildiğinden işlemiş faizler anaparaya dâhil
edilmiştir.); davacı bankanın davalıdan 07.08.2019 kesin mühlet tarihi itibarı ile toplam nakit alacağının 783.366,26 TL
olduğu, anapara alacak tutarının 701.256,44 TL olduğu, davacı bankanın 26.12.2019 kayıt talep tarihi itibarı ile toplam nakit alacağının 849.583,87 TL olduğu, anapara
alacak tutarının 701.256,44 TL olduğu, gayrınakit alacak tutarının 12.060,00 TL olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 07/12/2021 tarihli bilirkişi …. tarafından düzenlenen ek raporda; Davacı bankanın davalıdan 15.03.2019 geçici mühlet tarihi itibarı ile toplam nakit alacağının/anapara alacağının talebe istinaden 701.256,44 TL olduğu (Hesap kat edildiğinden işlemiş faizler anaparaya dâhil
edilmiştir.), Davacı bankanın davalıdan 07.08.2019 kesin mühlet tarihi itibarı ile toplam nakit alacağının 774.387,97 TL
(Kök raporda 774.790,17 TL olarak belirtilmişti) olduğu, anapara alacak tutarının 703.276,20 TL olduğu, (Kök
raporda 701.256,44 olarak belirtilmişti)
Davacı bankanın 26.12.2019 kayıt talep tarihi itibarı ile toplam nakit alacağının 848.660,27 TL olduğu, (Kök
raporda 849.358,87 TL olarak belirtilmişti) anapara alacak tutarının 703.276,20 TL olduğu, (Kök raporda
701.256,44 TL olarak belirtilmişti); gayrınakit alacak tutarının 12.060,00 TL olduğu, Talep edilen 45.562,70 TL ücreti vekâletin alacak tutarına eklenmesi hususunun hakim takdiri olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 09/05/2022 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; davacı bankanın davalıdan olan alacağının rehinle teminat altına alınmadığı ve adi alacak niteliğinde olduğunun kabulü durumunda, davacı Banka’nın (yapılan tahsilatların geçici mühlet tarihi itibariyle tespit edilen toplam alacaktan düşülmesinden sonra borçlunun kabul ettiği tutara ek olarak) ilave bir alacağının olmadığı, davacı banka alacağının rehinle temin edilmiş olduğunun kabulü halinde, davacı bankanın belirlenen alacağına %25,675 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle nisaba ve konkordato projesine kabul edilebileceğinin düşünülebileceği; ancak, mevcut durumda kaydedilmesi gereken ilave bir alacak kalmamış olduğu gözönüne alındığında, alacağın adi alacak ya da imtiyazlı/rüçhanlı alacak olarak değerlendirilmesi arasında herhangi bir farkında kalmamış olduğu hususları tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 308/b uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hâle gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme, borçlu tarafından kabul edilmeyen ve bu şekilde çekişmeli alacak olarak kabul edilen alacakların haklı olup olmadığı konusunda bir karar veremez. Mahkemece, konkordato sürecinde yalnızca çekişmeli alacakların konkordatoya dahil olup olmayacakları, olacaklarsa hangi oranda konkordatoya tabi olacaklarına yönelik bir karar verebilir. Mahkemenin çekişmeli alacağın konkordatoya dahil olmasına veya olmamasına ilişkin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.
Çekişmeli alacakların, konkordatonun tasdikinden sonraki durumları İİK’nın 308/b maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde hükmü;
“Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.
Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” şeklinde olup buna göre alacağı çekişmeli hâle gelen alacaklı konkordatonun tasdiki kararının ilanından itibaren bir ay içinde adlî mahkemelerde veya idare mahkemesinde dava açabilir ya da şartları varsa tahkim yoluna başvurabilir.
Çekişmeli alacağı için açtığı davayı kazanan alacaklı, alacağını konkordato şartları çerçevesinde talep edebilecektir. Alacaklının sadece alacağının esası konkordatoya tâbi olacaktır. Buna karşılık davayı kaybeden borçlunun ödemeye mahkûm olduğu yargılama masrafları ve icra inkâr tazminatı, konkordatodan sonra doğan alacaklarda olduğu gibi konkordatoya tâbi olmaksızın tam olarak ödenecektir.

Alacağın esasına ilişkin İİK’nın 308/b maddesi uyarınca açılan davanın genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede görülüp sonuçlandırılması gerekir.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Esas No: …, Karar No: … sayılı dosyası ile davalının konkordato projesinin İİK’nın 305. maddesi uyarınca tasdikine karar verilmiştir. Davacı tarafından konkordato yargılaması sırasında itiraza uğrayan dava konusu alacağın konkordato projesine dahil edilmesi istemli huzurda görülen dava açılmıştır. Dosyada mübrez bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporlarının tekniğine uygun ve denetime elverişli olmadığının mahkememizce tespiti üzerine dosyanın bilirkişi ….e tevdine karar verilmiştir. Bilirkişi …. tarafından düzenlene bilirkişi raporunda; davacı bankanın davalıdan olan alacağının rehinle teminat altına alınmadığı ve adi alacak niteliğinde olduğunun kabulü durumunda, davacı bankanın (yapılan tahsilatların geçici mühlet tarihi itibariyle tespit edilen toplam alacaktan düşülmesinden sonra borçlunun kabul ettiği tutara ek olarak) ilave bir alacağının olmadığı, davacı banka alacağının rehinle temin edilmiş olduğunun kabulü halinde dahi kaydedilmesi gereken ilave bir alacağın kalmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Her ne kadar davacı vekili tarafından dava konusu alacağın rehinle temin edilmiş olduğu iddia edilmiş ise de kredinin teminatı olarak verilen ipoteğin 3. şahıs tarafından verilmiş olması nedeni ile dava konusu edilen alacağın tamamının adi alacak statüsünde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Yine davalının konkordato projesinin onaylanması ile birlikte mahkemece İİK’nın 308/ç. maddesi gereğince geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin düşmesine karar verildiğinden davacının vekalet ücreti talebi yerinde görülmemiştir. Nakde dönüşmemiş gayri nakdi risklerin ödeme planına dahil edilmesi mümkün olmadığından davacının bu yöndeki talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN REDDİNE
2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL nispi harçtan mahsubu ile eksik yatırılan 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirmediğinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 660,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/06/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı