Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/858 E. 2021/1126 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/858 Esas
KARAR NO : 2021/1126

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 14/10/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin sermaye yapısı itibari ile bir “Aile Şirketi” olduğu, müvekkillerinin değişik pay oranları ile davalı şirketin ortaklarından olduğu, müvekkillerinden … ve … aynı zamanda Yönetim Kurulu üyesi olduğu, …. Sanayi Anonim Şirketi’nin 150.000,000.00 TL tutarındaki sermayesinin 20.000.000,00 TL tutarındaki kısmının (toplam sermayenin %13.333 oranındaki kısmı) davalı Şirkete ait olduğu, davalı şirket yönetim kurulunca dava konusu 12.10.2021 tarih ve …. sayılı kararla … Sanayi Anonim Şirketinin 25.10.2021 tarihinde yapılacak Olağan Genel Kurul Toplantısında davalı şirketi temsil etmek üzere …. isimli şahsın temsilci atanmasına dair Yönetim Kurulu kararı alındığı, ancak söz konusu kararın şirket Ana Sözleşmesi ve davalı şirketin 23.02.2017 tarihli ve … sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile onaylanarak yürürlüğe konulan Şirket İç Yönetmeliği hükümlerine açıkça aykırılık taşımakta olduğundan ve TTK 391. maddesi amir hükmüne de aykırılık teşkil ettiğinden, söz konusu kararların alındığı tarihten itibaren butlan ve yokluk nedeniyle geçersizliğinin tespitine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin …. ailesine ait grup şirketlerinden birisi olup, aynı zamanda yine grup şirketlerinden birisi olan … Sanayi Anonim Şirketinin ortaklarından olduğu, davacıların iptalini istedikleri yönetim kurulu kararının ….. Sanayi Anonim Şirketinin 25.10.2021 tarihindeki genel kurul toplantısına katılmak üzere temsilci atanmasına ilişkin karar olduğu, davacıların “temsilci olarak atanan kişi” şeklindeki bir ifade ile itiraz ettikleri …’nun başta müvekkil şirket olmak üzere birçok grup şirketinin ortağı olduğu gibi, birçok grup şirketin de yönetim kurulu üyesi olduğu, bu arada en önemli grup şirketi olan …. Yapı ve Malzemeleri ve Ticaret Anonim Şirketinin yönetim kurulu üyesi olarak özellikle şirketin finans işlerini yönettiği için, kendisinin atanmasının son derece doğal ve isabetli olduğu, davacıların itirazları …’nun şahsından ziyade, şirkette huzursuzluk çıkarmak suretiyle … ve … aile üyelerini bezdirmek ve şirketi işlemez hale getirmekten başka bir şey olmadığı, davacıların itirazları üzerine, müvekkil şirket yönetim kurulunun tekrar toplanarak ….’nun müvekkil şirketi temsilen …. Sanayi A.Ş. genel kuruluna temsilci olarak atanması kararından sarfınazar ederek, yerine davacıların avukatı olan ve işbu davada da onlara vekaleten dava açan Av. …’nın temsilci olarak atandığı, bu haliyle davanın konusuz kaldığı, haksız ve hukuki temelden yoksun, dürüstlük kuralına aykırı açılmış olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava, davalı ….. Şirket’in almış olduğu yönetim kurulu kararının TTK’nın 391. maddesine göre geçersiz olduğunun tespiti istemlidir.
Yönetim kurulu kararının oluşabilmesi için yönetim kurulu toplantısının yapılması ve yönetim kurulu üyelerinin bu toplantıda karar alması şartlarının bir arada gerçekleşmesi şarttır. Bu iki kurucu unsurdan birinin olmaması durumunda yönetim kurulu kararının yok hükmünde olacağı açıktır. Yetkili olmayan kişi tarafından çağrı yapılması, çağrıda toplantı yer ve saatinin yazılmamış olması, yönetim kurulu üyesi olmayan kişiler tarafından karar alınması ve kanunda öngörülen asgari toplantı ve karar yeter sayılarına aykırı karar alınması yok hükmünde kararlara örnek olarak gösterilebilir.
TBK’nın 27/1. maddesinde düzenlenen kesin hükümsüzlüğe ilişkin genel hükümlerin yanı sıra TTK’nın 391. maddesinde, yönetim kurulu kararlarının hangi durumlarda geçersiz olduğu düzenlenmiş olup geçersizlik halleri sınırlı olarak düzenlenmemiştir. Söz konusu maddeye göre;
“Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle;
a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,
d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır.”
HMK’nın 331. maddesi ile; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmedilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Dosya ve deliller bir arada değerlendirildiğinde; davaya konu davalı şirket yönetim kurulunca alınan 12.10.2021 tarih ve … sayılı karardan, huzurda görülen dava açıldıktan sonra 19/10/2021 tarih ve …sayılı yönetim kurulu kararı ile sarfınazar edilerek geçersizliğinin tespiti talep edilen karardan dönüldüğü konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu karardan davalı şirket yönetim kurul kararı ile sarfınazar edildiğinden davanın konusuz kalması nedeni ile mahkememizce dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Her ne kadar dava konusuz kalmış ise de HMK’nın 331. maddesi uyarınca davanın konusuz kalması durumunda dava tarihindeki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir edilmesi gerektiğinden öncelikle temsilci ataması yapılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının, şirket iç yönergesinin 3/1. maddesi uyarınca şirket sermayesinin en az %80’ini temsil eden yönetim kurulu üyelerinin oy birliği ile karar alması gerekip gerekmediğinin belirlenmesi gerekir. Her ne kadar davacı vekili tarafından şirket yönergesi uyarınca temsilci atanması için yönergenin 3/1. maddesi uyarınca şirket sermayesinin en az %80’ini temsil eden yönetim kurulu üyelerinin oy birliği ile karar alması gerektiği iddia edilmiş ise de söz konusu yönergenin 3/I. maddesi incelendiğinde dava konusu yönetim kurulu kararının söz konusu maddede belirtilen hallerden biri olmaması nedeniyle (ağır karar nisabı gerektiren hallerin iç yönergede yoruma gerek kalmaksızın açık bir şekilde belirtilmesi gerektiğinden) %80 oranında kabul oyunun gerekmediği kanaati ile bu sebeple yönetim kurulu kararının yokluğuna ya da geçersizliğine karar verilemeyeceğinden HMK’nın 331. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davacıların sorumlu olacağına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KONUSUZ KALMASI NEDENİ İLE DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL nispi harçtan mahsubuna,
3- Davacılar tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 maddesi gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”