Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/855 E. 2021/1236 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/855
KARAR NO : 2021/1236

DAVA : Konkordatonun Feshi
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 08/10/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Borçlu firma hakkında Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas numaralı dosyası ile davalı borçlu ….. Yapı Mimarlık İnşaat Turizm ve Ticaret Anonim Şirketinin konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, mahkeme kararı ile tasdik edilen konkordato projesine göre konkordato talep eden borçlu şirketin mahkeme kararında konulan vadeler gelmesine karşın proje kapsamında müvekkilinin projeye dahil edilen 11.773,03 TL alacağı için herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlunun konkordato tasdik kuralına uymadığını, gelinen aşama itibariyle konkordato sürecinde kazandığı haklarından ayrı olarak ayrıca alacak bildirim ve kabullerine aykırı bir şekilde hiçbir ödeme yapmayarak kötü niyetli hareket eder hale geldiğini, firma yetkilileri ile kurulan irtibatta ise hukuki bir cevap alınamadığını, borçlunun konkordato tasdik projesine aykırı davrandığını belirterek Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyasından verilen konkordato tasdik kararının müvekkil firmaya gereği gibi ifa yapılmadığından müvekkili yönünden İcra İflas Kanunu 308/e maddesi uyarınca konkordatonun kısmen feshine yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı /borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,İİK’nın 308/(e) maddesinde düzenlenen konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketlerin tasdik edilen konkordato projesi gereğince borçlarını ödemediğini belirterek konkordatonun İİK.’nın 308/e maddesi uyarınca müvekkili şirket yönünden kısmen feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce atanan Kayyım …. tarafından sunulan 10/11/2021 havale tarihli raporda özetle ; Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi ….. E. ….. Karar sayılı dosyasında tasdik olan konkordato projesine göre, şirketin konkordatoya tabi borçları için teklif ettiği ve tasdik olan ödeme planının “Her bir alacaklının alacak tutarının ilk yıl ödemesiz olmak üzere, her yıl 4 eşit taksit olarak ödenecektir. Her bir alacaklının alacak tutarının ilk yıl ödemesiz, ikinci yıl 9610’u, üçüncü yıl 2015’i, dördüncü yıl 9920’si, beşinci yıl 9925’i, altıncı yılda ise 9630’u ödenecektir.” şeklinde olduğunu, davacı … Süt Ürünleri Gıda San. ve Tic. A.Ş. her ne kadar dava dilekçesinde davalı olarak …. MİMARLIK İNŞAAT TURİZM VE TİCARET A.Ş.’den alacaklı olduğunu belirtmişse de mevcut son hazirun incelendiğinde davacı şirketin, ….. MİMARLIK İNŞAAT TAAHHÜT EMLAK İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden alacaklı olduğu, davacı şirketin 24/07/2020 tarihli alacaklılar toplantısına katıldığı ve red oyu verdiği, tüm bunlara rağmen dilekçesinde alacaklı olduğu firma unvanını yanlış yazdığının anlaşıldığı, davacı …. Süt Ürünleri Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nin dava dışı ….. MİMARLIK İNŞAAT TAAHHÜT EMLAK İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden konkordatoya tabi adi alacağının 11.773,03 TL olduğu, davacının alacağının ilk ödeme vadesinin 30/09/2021 tarihi olup 4 eşit taksitle toplam 1.177,30 TL’nin ilk taksit ödemesi olduğu, işbu rapor tarihi itibariyle 30/09/2021 vadeli ilk taksit ödemesine ilişkin dava dışı ….. MİMARLIK İNŞAAT TAAHHÜT EMLAK İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin davacı şirkete ödediği herhangi bir bedel olmadığının tespit edildiği yönünde görüş bildirmiştir.
Konkordatonun, konkordatoya tabi tüm alacaklar için mutlak bağlayıcı nitelikte etki ve güce sahip olması, borçlu açısından fevkalade önemli bir avantaj teşkil eder. Bu sayede borçlu, kazandığı zamanı İyi bir biçimde değerlendirip işletmesini yeniden yapılandırabildiği takdirde, içine düştüğü ekonomik krizin çıkmazından kendisini kurtarıp borçlarını konkordato projesinin sağladığı elverişli imkanlar çerçevesinde ödeyebilme şansına kavuşabilecektir. Bu şansını iyi kullanarak konkordato projesi doğrultusunda borcunu ifa eden borçlu bakiye borcundan da kanunun sağladığı atıfetten yararlanarak kurtulacak ve ticari itibarını ve ekonomik şahsiyetini korumayı başaracaktır.
Konkordatonun borçluya sağladığı bu avantajlar karşılığında alacaklılara büyük külfet yüklenmektedir. Gerçekten, konkordatoya kabul oyu veren alacaklılar bile, başka çareleri olmadığı için, diğer bir deyişle konkordatoyu iflasa göre kendileri ve borçlu için daha yararlı bulmalarından ötürü, borçlunun teklifine karşı olumlu bir tavır takınmayı “ehveni şer” görmüşlerdir. Ancak borçlunun içine düştüğü ekonomik zorlukların ve borçlarının tümünü ödeme yeteneksizliğinin ortaya çıktığı konkordatoya katlanma yükümlülüğünün de bir sınırı olduğunu kabul etmek gerektiğinde kuşku yoktur. İşte bu sınır, borçlu tarafından konkordato koşullarına göre dahi borçlann ödenmemesi suretiyle tecavüz edilmiş olacaktır. Artık bu noktadan sonra borçlunun alacaklılardan ve kanundan bekleyebileceği hiçbir şefaat kalmamıştır. Alacaklılar için -tabiri caiz ise- bıçağın kemiğe dayanmış olduğu bu noktada, onları artık konkordato ile bağlı tutmaya devam etmenin hiçbir anlamı yoktur.
Bu düşüncelerin sonucu olarak kanunkoyucu kendisine karşı konkordato koşullarını yerine getirilmeyen herhangi bir alacaklıya, alacağı bakımından konkordatonun feshini talep ve dava etme hakkım tanımıştır. Bu durumdaki bir alacaklı, konkordatonun alacağı yününden feshini sağlayarak, kendisini bağlayan bu zorunlu özveri zincirini koparmak olanağına kavuşur. Bu sonuç doğaldır; çünkü mahkeme anlamlı konkordato projesinin ödeme koşullarını yerine getireceğine inanarak borçluya kanunun öngördüğü bu önemli atıfeti sağlamıştır. Borçlu, konkordatoyu ifa etmemek suretiyle, kendisi lehine olan ve mahkemece de onaylanan bu karineyi de çürüterek onama kararının dayandığı temelin çökmesine yol açtığı gibi, konkordatoya kabul oyu veren alacaklıların da güvenlerini boşa çıkarmıştır. Bu yüzden borçlunun mali durumunu düzelterek ödeme yapabileceğine inanan alacaklılar boşuna zaman kaybederek, mağdur duruma düşmüşlerdir. Bu dunundaki borçlu konkordatonun sağladığı himayeyi, alacaklılar aleyhine istismar ettiğinden, herhangi bir alacaklı kendi alacağı açısından konkordatonun feshini isteyerek, alacağının tümünü konkordato hiç akdedilmemişçesine borçludan isteyebilir .
Hukukumuzda iki çeşit konkordatonun feshi türü kabul edilmiştir. Burada yapılan ayrıma temel teşkil eden kriterler de fesih nedenleridir. En temel şekliyle ifade etmek gerekirse, fesih türleri, kendisine karşı konkordato şartlarını ifa edilmeyen alacaklının başvurabileceği kısmen fesih ile (İİK m. 308/e) ile konkordatonun kötüniyetle sakatlanmasından dolayı tüm alacaklılar için konkordatonun tamamen feshinden (İİK m. 308/f) ibarettir .
Yukarıda belirtildiği gibi, konkordatonun kısmen feshi Kanunun 308/e maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin ilk fıkrasına göre, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Konkordatonun kısmen feshiyle birlikte fesih talebinde bulunan alacaklı, projenin mecburiliğinden kurtulacaktır. Fakat konkordatonun kısmen feshi, yalnızca fesih talebinde bulunan alacaklı açısından sonuç doğurmakta olup konkordatonun etkileri diğer alacaklılar açısından aynen devam edecektir.
Konkordatonun kısmen feshi hakkında yapılan bu açıklamalardan sonra bu noktada, davacı yönünden konkordatonun kısmen feshinin koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Davacı vekili, her ne kadar davalı şirket aleyhine konkondatonun kısmen feshini talep etmiş ise de,bu borçlu yönünden tasdik edilen konkordato projesinde davalının davacıya konkordato kapsamında ödemekle yükümlü olduğu bir borcu bulunmadığı,davacının,dava dışı ….. MİMARLIK İNŞAAT TAAHHÜT EMLAK İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nden alacaklı olduğu anlaşıldığından,davalı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 250,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.23/12/2021

Başkan …..
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”