Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/842 E. 2022/367 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/842
KARAR NO : 2022/367

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin müflis şirket ….. İnşaat Taahhüt İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden iflas tarihi itibariyle, … Bankası A.Ş. …. Şubesine ait … seri no’lu 75.000,00 TL’lik 31.01.2014 keşide tarihli Çek nedeni ile 13.080,00-TL, ….bank A.Ş. … Şubesine ait … seri no’lu 50.000,00 TL’lık 31.03.2014 keşide tarihli Çek nedeni ile 48.880,00-TL olmak üzere toplamda 61.960,00-TL (ana para) alacaklı bulunduğunu, bu çeklerin İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, kesinleşen bu alacaklar ve ferileri nedeniyle iflas masasına kayıt talebi sonucunda taleplerinin alacağa dayanak çeklerin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesi ile reddedildiğini, ancak çekler zamanaşımına uğramadığını, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, müvekkiline ait bu çeklerden kaynaklanan 61.960,00-TL anapara alacağı ve bilirkişi marifetiyle hesaplanacak ferilerinin iflas masasına kaydını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı iflas idare memuru cevap dilekçesi ile davacının zorunlu arabuluculuk şartına tabi olmayan işbu kayıt kabul davasında arabulucuya başvuru yaparak huzurdaki davayı iflas idaresinin ret kararının kendisine tebliğinden itibaren dava açmak için hak düşürücü süre olan 15 gün içinde açmadığından huzurdaki davanın hak düşürücü süreye uyulmaması sebebiyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Mahkememizden verilen 02/12/2020 tarih ve … Esas …. sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin 23/09/2021 tarih ve … Esas …Karar sayılı ilamıyla ” Dosya içerisindeki mevcut fotokopiden ibaret olan( 6325 sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2.fıkrası gereğince, davacı tarafından, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur ) Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağının incelenmesinden, davacı tarafından iflas dosyasında reddedilen alacağın masaya kaydı için müflis şirkete karşı arabuluculuğa başvurduğu, arabuluculuk sürecinin başlama tarihinin, 18/03/2020, arabuluculuk sürecinin bittiği tarihin, 23/06/2020 olduğu anlaşılmıştır. Sıra cetvelinin son ilan tarihi, 01/03/2020 olduğu, ilan tarihinden bir gün sonrası olan 02/03/2020 tarihinde on beş günlük hak düşürücü sürenin başlayacağı, davacı vekilinin son ilan tarihi olan 01/03/2020 tarihinden itibaren on beş günlük hak düşürücü süre içerisinde arabuluculuğa başvuruda bulunmadığı, arabuluculuğa başvuru tarihinin 18/03/2020 olduğu, bu anlamda mahkeme gerekçesinin bu anlamda yerinde olduğu kabul edilmekle birlikte davacı vekili tarafından istinaf dilekçesine ekli 28,00 TL ve 500,00 TL tutarlı 03/05/2015 tarihli Bakırköy …. İcra Dairesinin ….. İflas dosyasına yatırılan masrafların tebliğ masrafı olduğu iddia edilmiştir. Dosya içerisindeki Bakırköy …İcra Dairesinin ….. İflas tasfiye dosyasından verilen 06/07/2020 tarihli cevapta sıra cetveli kararının davacıya 04/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tebliğ masrafı için avans yatırmadığı, 500,00 TL olarak geç kayıt bedeli yatırdığının bildirildiği, ancak istinaf dilekçesine ekli 06/05/2019 tarihli diğer tahsilat makbuzu ile ayrıca yatırılan 28,00 TL tutarlı masraf avansının bulunduğu anlaşılmıştır. Söz konusu masraf avansının İİK 223.maddesi kapsamında yatırıldığının kabulü durumunda hak düşürücü süre sıra cetveli kararının davacıya tebliğ tarihi olan 04/03/2020 tarihinden itibaren başlayacağından ve davacının yasal on beş günlük hak düşürücü süre içerisinde 18/03/2020 tarihinde arabuluculuğa başvurduğu, on beş günlük hak düşürücü süre içerisinden bakiye kalan iki günlük sürede ise son tutanağın düzenlendiği 23/06/2020 tarihinden itibaren 25/06/2020 tarihinde hak düşürücü süre içerisinde iş bu davayı açmış olduğunun kabulü gerekecektir. Bu durumda hak kaybının önüne geçilebilmesi için yukarıda yer verilen 28,00 TL tutarlı masraf avansının sıra cetvelinin tebliğine ilişkin olup olmadığı üzerinde durularak ve bu hususun iflas idaresine sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması ve sonrasında uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceğinden yalnızca geç kayıt masraflarının yatırılmış olduğuna dair cevabı yazıya istinaden davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmiş olması isabetli olmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve İİK’nun 235 ve 223.maddeleri kapsamında davacı alacaklı tarafça iflas masasına başvuru tarihinde Adalet Bakanlığınca çıkarılacak tarifede gösterilen avans yatırıp yatırmadığı hususunun istinaf dilekçesine ekli tahsilat makbuz örneği de dikkate alınarak araştırılması ve araştırma sonucuna göre yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun işin esası incelenmeksizin kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilerek iş bu esas numarasını almıştır.
Dava,hukuki niteliği itibariyle kayıt kabul davasıdır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Kayıt kabul davası alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede iflas idaresi, basit tasfiyede ise iflas dairesidir.Sadece alacak belgesinin bulunması ,alacağın gerçek varlığı yönünde yeterli olmayıp alacaklı-borçlu arasındaki temel ilişkinin ele alınarak sair belge ve bilgilerle gerçek alacağın tespit edilmesi gerekmektedir. İspat yükü kural olarak masaya kaydı gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir.
“…HMK’nn 324. maddesinde; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. …” denilmiştir.Madde hükmünde, delil avansının yatırılmaması halinde,mahkemenin davayı mevcut delil durumuna göre değerlendirerek karar vermesi gereklidir. Diğer deliller ile dava kanıtlanamamışsa, delil avansının kesin sürede yatırılmaması halinde davanın usulden değil, esastan reddi gerekir…” T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ, … Esas, …. Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacak talebi ile iflas idaresine başvurmuş olup red kararı verilemekle tebliğ masrafı yatırmadığı, bu halde ilan tarihinden itibaren dava açma süresinin başladığı, ilan tarihi itibari ile 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı, iflas idaresinin davada taraf olarak yer aldığı ve usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır. Davacının alacak talebi bakımından yaptırılan bilirkişi incelemesi yapılması için davacı vekiline kesin süre verilerek kesin sürenin sonuçları ihtar edilmiş olmasına rağmen süresinde ve hatta duruşma tarihine kadar bilirkişi ücreti yatırılmamış, bu kez beyanda bulunmak üzere süre talep edilmiş verilen sürede beyan dilekçesi sunularak duruşmadan sonra ücretin yatırıldığı anlaşılmıştır. Gerekli ihtaratın yapılmasına rağmen süresinde ücretin yatırılmamış olması nedeni ile davacı bilirkişi deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. Davacı dava dilekçesinde de yemin deliline dayanmamış olup dosyaya sunduğu bilgi ve belgelerden davacı alacaklı olduğunu ispatlayamadığından açılan davanın ispat edilememiş olması nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3- Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim ….
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”