Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/80 E. 2021/227 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/80
KARAR NO : 2021/227

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 18/07/2016
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 18/07/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;Sigortalı Milli Savunma Bakanlığı Hava Lojistik Komutanlığı’na ait hava aracı yedek parça ekipmanı emtiası, müvekkili Şirket tarafından … no.lu Emtia Nakli (Abonman) Sigorta Poliçesi kapsamında 02/03/2015-26/08/2015 tarihleri arasında nakliyat muhataralarına karşı sigortalandığını, … no.lu hava konişmentosunda miktarı ve değeri kayıtlı bulunan sigortalı 5 kap emtiadan, davalıya ait … sefer sayılı uçakla 20/07/2015 tarihli …. taşıması sonrasında, … döküman no.lu 1 adet kap eksik olarak teslim edildiğini, eksik teslimat kaydı 03/08/2015 tarihinde konşimento üzerine dercedildiği gibi ayrıca sigortalısı tarafından davalı taşıyana hasar ihbarı da yapıldığını, davalı tarafından 04/08/2015 tarihinden itibaren muhtelif tarihli elektronik posta mesajlarının ve 22/08/2015 tarih ve 02/11/2015 tarihli yazıları ile hasar/kayıp olayının bilgileri dahilinde olduğunu ve kabul edildiğini, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22.maddesi uyarınca, bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın miktarı ve niteliği tespit edildiğini, hasar tesbitine göre sigortalımıza kayıp/eksik emteanın bedeli olarak fatura tutarının 325.941,30 USD karşılığı ¨952.824,20 hasar tazminatının 04/01/2016 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketin işbu ödeme ile TTK m.1472 hükmü uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, ayrıca sigortalının hasar nedeniyle sahip olduğu tüm talep ve dava hakları devir ve temlik alındığını, davalı taşıyıcı emteanın teslim alındığı andan, teslim edildiği ana kadar ziya ve hasarlarından sorumlu olduğundan, bu davayı açmak zorunluluğu hasıl olduğunu, söz konusu husus, dava öncesinde, müvekkili şirket tarafından 20/01/2016 tarihli rücu yazıları ile davalıya bildirildiğini, müvekili şirketin tüm iyi niyetli gayretlerine rağmen; davalı sorumlu bulunduğu taşıma ilişkisinden kaynaklanan hasar nedeniyle doğmuş bulunan borcunu ifa etmeyerek, uyuşmazlığı çıkmaza götürdüğünü ve müvekkili şirket bakımından huzurdaki davayı açma zorunluluğu hâsıl olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm hak, alacak ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile ¨ 952.824,20 ’nın ödeme tarihi olan 04/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi, yargılama masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 05/09/2016 havale tarihli dilekçesini özetle; Dava konusu uyuşmazlığa 1999 Montreal konvansiyonu hükümleri uygulanacağını, ihtilafa konu taşımanın 20/07/2015 tarihli, … sayılı … – …. arasında yapılmış olduğunu, uluslararası bir taşıma olduğunu, bu sebeple, dava konusu uyuşmazlığa 28/05/1999 tarihinde imzalanan ve Türkiye açısından 26/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme” (Montreal Sözleşmesi) hükümlerinin uygulanması gerektiğini, dava konusu teslim edilmeyen emtiaya ilişkin süresi içerisinde müvekkilinin ortaklığa ihbarda bulunulmadığını, davacı … Sigorta A.Ş. tarafından 20/01/2016 tarihli yazı ile 20/07/2015 tarihli, … sayılı … seferi ile taşınan emtianın eksik teslim edildiği iddiası ile tazminat talep edildiğini, ne var ki, Hava Yük Senedi (Konşimento) arka sayfasında yer alan Genel Taşıma Şartları gereği taşımaya konu emtianın teslim edilmemesi durumunda hava yük senedinin düzenlendiği tarihten itibaren 120 gün içerisinde ihbarda bulunulması gerektiğini, davacı tarafından yapılan başvurunun anılan süreyi geçmiş olması sebebiyle müvekkili ortaklık tarafından verilen 01/02/2016 tarihli cevabi yazı ile süresinde ihbarda bulunulmadığını ve taleplerin karşılanamayacağı bildirildiğini, bir an için müvekkili ortaklığın sorumlu olduğu düşünülse dahi, değer beyan edilmeyen (NVD) emtiaya ilişkin Müvekkili Ortaklık Montreal Sözleşmesi kapsamında ancak sınırlı sorumlu olabileceğini, davacı şirket tarafından geriye dönük olarak ödeme tarihinden itibaren faiz talep olunması mümkün olmayıp, davacı Şirket tarafından ancak karar tarihinden itibaren faiz talep olunabileceğini, haksız ve mesnetsiz iddialara dayanılarak açılan işbu davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen ilk karar Yüksek Yargıtay .. nci Hukuk Dairesinin 02/12/2020 gün ve … esas,… karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hava yolu kargo taşıma sözleşmesine istinaden taşınan kolinin kaybı nedeniyle taşıyıcıdan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi .. ile … tarafından düzenlenen 02/11/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; Uyuşmazlık konusu taşımanın Montreal Konvansiyon hükümlerine tabi olduğunu, davalı taşıyıcının uyuşmazlık konusu zarardan MK. nun m.18/2 hükmüne göre sorumluluktan kurtuluş beyinnelerinden hiçbirine dayanmadığı dolayısıyla m. 18/1 hükmünde sorumlu olduğunu, MK. m.22/3 hükmüne göre taşıyıcının kg başına sorumluluk üst sınırının 19 SDR( ÖÇH) olduğu, zıya konusu kargonun brüt ağırlığının 70 kg olması nedeniyle, bu durumda taşıyıcının doya kapsamında sorumluluk üst sınırının (70*19=) 1130 SDR olduğunu, bu rakamın ¨ karşılığının ( 1 SDR- ¨5,3083 ) bu rakama göre yapılan hesaplama sonucunda ( 1130 SDR X ¨ 5,3083 – ) ¨ 7.060,04 hesaplandığını, ancak bu hesaplamanın sadece Muhtereme Mahkemeye fikir vermek için yapılmış olduğunu, Konvansiyon hükümlerine göre karar tarihindeki TCMB SDR döviz kuru ¨ karşılığı alınmak suretiyle bu hesaplamanın tekrarlanması gerektiğini, bu rakamın mutlak ödenmesi gereken bir bedel olmayı, gerçek zararın bu rakamın altında belirlenmesi halinde taşıyıcının gerçek zarardan, gerçek zararın bu rakamı aşması halinde taşıyıcının bu üst sınır ile sorumlu olduğunu, yapılan teknik inceleme ve araştırma sonucunda ekspertiz raporu ile belirlenmiş 325.941,30 USD nin gerçek zararı yansıttığının anlaşıldığını ve kadri marufunda olduğunu, gerçek /ararını taşıyıcının sorumluluk üst sınırını aşması nedeniyle taşıyıcının uyuşmazlığa konu dosyada sorumluluk üst sınırının ( 1130 SDR = ¨7.060,04 ) olduğunu, uyuşmazlığa konu rizikonun, davacı nezdinde düzenlenmiş Nakliyat Sigorta Poliçesinin vadesi içinde ve poliçe ile teminat altına alınmış rizikolardan birinin gerçekleşmesi sonucu oluştuğunun anlaşıldığını, bu bağlamda sigorta kuruluşunun dava dışı sigortalısına yapmış olduğu tazminat ödemesinin Nakliyat Sigortası Genel Şartlan ile Poliçe özel hükümlerine uygun bir ödeme olduğunu, davacı sigorta kuruluşunun dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ¨952.824,20 ödemeyi değil de, sigorta sözleşmesinin tarafları arasındaki Nakliyat Hizmet Sözleşmesinin m. 11.2.6 hükmüne göre belirlenen döviz kuru esas alınarak yapılan hesaplama sonucu bulunan ¨817.363,00 olarak heyetçe belirlenen gerçek zarar bakımından rücuan talep hakkı bulunduğunu, ancak uyuşmazlığa Anayasanın m.90 hükmünde öncelikle MK.. Uygulanacağından, şimdilik ( 1130 SDR = ¨ 7.060,04 ) yi talep edebileceğini, ancak Muhterem Mahkemece karar tarihindeki SDR kurunun ¨ karşılığı alınmak suretiyle bu hesaplamanın tekrarlanması gerektiğini, hükmedilecek alacağa 01/02/2016 tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilebileceğini bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi … , … ve … tarafından düzenlenen 07/03/2018 havale tarihli bilirkişi ek raporunda;
Davalı …. Vekilinin kök rapora yönelik beyan ve itirazları yönünden;
Kök rapor sektörel yönde … ”Taşıma sürecine, sigortasına ve kargonun zıyaına ilişkin tespitler başlıklı bölümünde :
… /… Havalimanında gönderenin bilgisi dahilinde bulunduğunu,
… kargo Müdürlüğü görevlilerince kayıp/hasar araştırmasına ilişkin bir dizi e-posta yazışmalarının 04.08.2015 tarihinde çok yönlü başlatıldığını,
… Cargo/Kargo Takip Bilgisi Formu ile 03 Ağustos 2015 günü 1519 (LMT) saatinde 1 kap kargonun kayıp olduğunun somut olarak anlaşıldığını, keza …./Kargo Araştırma Servisi … tarafından da 05 Ağustos 2015 bu araştırmalara devam edildiğini bu bilgilerin THK Hava Lojistik Komutanlığı ve … (Askeri İrtibat Bürosu) paylaşıldığı anlaşılmakta olduğundan;
Dava dışı sigortalı Türk Hava Kuvvetleri Hava Lojistik Komutanlığı tarafından kayıp hasar ihbarının bildirim süresi içerisin de yapıldığını, kayıp kargonun taşıyıcısı … ve … Hava Liman Kargo Birimlerinin anında takibe alınarak, akabinde THK Hava Lojistik Komutanlığını da bilgilendirmek suretiyle davalının kabulünde bulunduğunun tespit edildiğini,
Kök rapor Sektörel Yönde… ”Varşova/Montreal Konvansiyonu bağlamında havayolu kargo taşımacılığı ” başlıklı bölümde:
Somut olayda, havayolu ile yapılan uluslararası kargo/yük taşıması olduğunun tespiti kapsamında ” Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşeme” uygulama alanı bulacağını belirtildiğini,
New York/İstanbul arası havayolu ile kargo taşıması olarak yapılan sevkiyatın … AWB/Hava yük senedi tahtında tek bir konşimento ile gerçekleştirildiğini, davalı vekilini bildirdiği gibi iki ayrı konşimento olmadığını, kök rapor üzerindeki tespitlerine belirtilen AWB/Hava Yük senedi üzerinden yapılmış olduğunu, bu AWB mühteviyatı emtialardan 1 kabın zıya uğradığını, bu hususta taraflar arasında bir çekişme olmadığı tespit edildiğini,
Montreal Konvansiyonu hükümleri dikkate alındığında davalı … A.O.’nın sınırlı sorumluluk kapsamında olmak üzere, emtia-kargonun kısmi zıyaından kaynaklanan ve üstlenmesi gereken hasar miktarı brüt kilogram başına 19 özel çekme hakkı (SDR) hesabıyla 70 kg/brüt *19 SDR=1330 Özel Çekme Hakkı (SDR) olarak hesaplandığı yönündeki tespitlerinin tekraren vurgulanmasına gerek duyulduğunu, zira taşıyıcının ifa sorumlusu adamlarının pervasızca ve kasıtlı bir hareketi nedeniyle 1 kap eşyanın zıyaına neden olduğu yönünde somut bilgi ve belge olmadığını, dünyanın en yoğun yolcu ve kargo trafiği olan … Havalimanında günde binlerce uçağa ve kargo hizmetleri verildiğini, bu hizmet akışı içerisinde uçaklara yükleme yapılırken bir kap kargonun ya da bagajın kaybolması, başka uçak altına çekilerek bu uçağa yüklenmesi, hayatın doğal akışı içinde olağan akışı içinde olağan bir durum olarak kabul edilmesi yönünde değerlendirildiğini,
Davacı … Sigorta Vekilinin kök rapora yönelik beyan ve itirazları yönünde;
Uluslararası havayolu ile yapılan emtia-kargo taşıması … A.O. Uçağı ve …. nolu Airwaybill/Hava Yük Senedi tahtında New York’tan İstanbul’a taşındığını,
Söz konusu AWB/Hava Yük senedi incelendiğinde taşıma -navlun ücretinin 897,48 USD olarak tahhakuk ettirdiğini, ancak AWB’de 23. Kutuda Other Charges/diğer ücretler bölümünde Security Surcharge/güvenlik ücreti 94,47 USD ve Fuel Surcharge / Yakıt ücreti 472,36 USD açıklamaları ile ek ücretlerin ilave edildiğinin görüldüğünü,
Sektörel yönde güvenlik ücreti tespitlerinde havayolu güvenliği kapsamında ticari uçaklarda taşınan kargoların uçağa yüklenmeden önce yapılan güvenlik kontrolleri için alınan güvenlik tedbirlerinde ek maliyetlerin oluşmasına neden olduğunu, tüm hava taşıyıcıları tarafından kabul edilen ve uygulamaya konulan bir ek ücret olup güvenlik ücreti adı altında tanımlanan bu ücret, uluslararası havayolu güvenliği tedbirlerindeki ek maliyetlerin navlun dışında müşteriye yansıtılmasını ifade ettiğini, taşıyıcıya taşınmak üzere verilen emtia-kargonun değeri üzerinden şemsiye sigorta altına alındığını kanıtlamayacağını,
AWB/ Hava yük senedine bakıldığında 16 nolu kutuda “NVD” emtia-eşyanın değerine ilişkin gönderen tarafından herhangi bir değer- sigorta bedeli beyanında bulunulmadığını, keza diğer 20 nolu kutuda Amount of İnsurunce/sigorta bedeli alanı boş bırakıldığı tespit kapsamında, gönderenin emtia kargo için özel bir fayda beyanında bulunmadığını, dolayısıyla taşıyıcı tarafından emtianın sigorta şemsiyesi altına alınmadığının görüldüğünü,
Sektörel yönde yakıt ücreti dünya genelinde akaryakıt fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak ABD Enerji Bakanlığının tespitleri dikkate alınarak havacılık sektörü tarafından belirli aralıklarla saptandığını, havacılık sektörü uygulamaları ile bağlantılı olarak tüm havayolu ile gönderi yapanlar, güvenlik talimatlarına orantılı güvenlik ek, ayrıca yakıt ücretine tabi olduğunu,
Sektörel yönde emtianın gümrük değer beyan tespitinde dava dışı sigortalıya ait olan … AWB/ hava yük senedi ile New York’tan İstanbul’a … ile yapılan taşımada konşimento üzerinden tespit edilen ek güvenlik ve ek yakıt ücretleri taahhuklarının ve Airwaybill/Hava yük senedi düzenleme tekniğinin IATA kural ve kaidelerine uygun olduğunu, gümrük değer beyanı kutucuğunda belirtilen rakamın ise sigorta için değer beyanı ile bağlantısı bulunmadığının tespit edildiğini,
… AO ‘nun direnim faizi başlangıç tarihinin kök raporda hatalı olarak belirlenmiş olduğu iddiası incelendiğinde MK. nun da temerrüt faizine ilişkin CMR konvansiyonun 27. Maddesindekine benzer bir hüküm bulunmadığını, bu durumda MÖHUK yollaması ile ulusal hukuka dönmek gerektiğini, TBK’nun da temerrüt tarihinin başlangıcı karşı tarafa yazılı bildirimde bulunmuş ise de bu bildirimin tebliğ şerhinin tarihi, tebliğ şerhi belgelenemiyorsa o zaman dava tarihinden itibaren ticari avans faiz talep edilebileceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, uyuşmazlık taşıma hukukundan kaynaklandığı için sigorta kuruluşunun ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebilmesinin bu uyuşmazlık özelinde mümkün olmadığını bildirmişlerdir.
Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı tarafından Hava Lojistik Komutanlığı adına gönderilen, muhteviyatı 5 kap 349,27 kg. uçak yedek akşamı olan emtia, … havalimanında … hava kargo acentesi tarafından düzenlenen …Air Waybill/Hava Yük Senedi tahtında 20/07/2015 tarihinde … A.O.’nın … sefer sayılı uçağı ile … … olarak sevk edildiği,taşıma (navlun) tutarı Collect/ Varış Noktasında Teslimde Ödemeli olarak gönderilen uçak yedek akşamları için, Air Waybill/Hava Yük Senedi düzenlenmesinde gönderici tarafından emtia-kargo ile ilgili …(Kargonun Beyan Edilen Değeri) bölümünde herhangi bir değer beyanında bulunulmadığı, … (Sigorta Bedeli) tahsil edilmediği, daha açık bir ifade ile gönderen tarafından özel bir fayda beyanında bulunulmadığı, ilave bir ödeme (sigorta primi) yapılmadığı,ancak, … havalimanında İstanbul’a gönderilmek üzere … A.O.’na teslim edilen 5 kap, 349,27 kg tutarındaki emtia-kargodan uçağın … AHL’ye inişini takiben 1 kabın uçaktan boşaltılma esnasında çıkmadığı, kayıp olduğu, muhtemelen …. havalimanında uçağa yüklenmediği, davalı taşıyıcı … A.O. tarafından uçağın gelişini takiben … Kargo Gümrüğüne eşyanın sunumunu yaptığı, taşıdığı … AWB-Hava Yük Senedi muhteviyatı yük için 21/07/2015 tarihli … no.lu Özet Beyan bildiriminin 4 kap, 279 kg olarak verildiği, AWB-Hava Yük Senedi üzerinde 5 kap, 349,27 kg olduğu/teslim alındığı görülen emtia-kargonun 1 kabı eksik şekilde beyan edildiği ve geçici depolama yeri Antrepoya 4 kap, 279 kg, olarak boşaltıldığı,somut olayda dava dışı sigortalı Hava Kuvvetleri Komutanlığı ilgili birimi ile … … Kargo Müdürlüğü görevlileri ve … havalimanı … Kargo ilgilileri arasında kayıp emtia-kargo ile ilgili bîr dizi yazışmaların 04/08/2015 tarihinde başladığı, … A.O. Kargo ilgililerinin 22/08/2015 ve 02/11/2015 tarihli yazılarında emtianın 1 kabının halen bulunamadığı, araştırmalara devam edildiği hakkında bilgi verdiği,… Cargo/Kargo Takip Bilgisi formunda; “(AWB) … 279 Kg. 20/07/2015 TK 0012 ilgili kargo 03 Ağustos günü 15:19 (LMT) saatinde İST. noktasında 4 parça ve 279 kilo olarak teslim edilmiştir” açıklamalarının yer aldığı, tüm bu gelişmelerden dava dışı sigortalıya ait 1 kap kargonun havayolu ile taşıma esnasında zıyaı uğradığı, emtia-kargonun alıcısı olan THK Hava Lojistik Komutanlığı tarafından davalı taşıyıcıya kayıp/hasar ihbarında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Havayolu ile yapılan uluslararası kargo/yük taşımalarında Varşova Konvansiyonu (1929),La Haye Değişiklikleri (1955),4 no.lu Montreal Protokolü ile saptanmış yükümlülükler kapsamında, bu kurallara taraf olan Türkiye, son değişiklikleri içeren ve 1999 yılında imzalamış bulunduğu “Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşme” yi 26/03/2011 tarihinde onaylamıştır.
Bu nedenle anılan sözleşme Türkiye içinde bağlayıcı bulunmaktadır. Konvansiyonun coğrafi uygulama şartı, Konvansiyonun 1/2 maddesi anlamında uluslararası taşımanın icra edildiği ilgili devletlerin başlangıç ve varış ülkesi devletlerin her ikisinin de Konvansiyon tarafı olmasıdır.
Uyuşmazlığa konu davada, Amerika Birleşik Devletlerinden Türkiye’ye havayolu ile yapılan taşımada her iki ülkenin de Konvansiyona taraf olması nedeniyle, somut olayda Montreal Konvansiyon hükümleri, Konvansiyonda yer almayan hükümler açısından iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır,
Varşova-Montreal Konvansiyonu esas olarak havayolu ile yapılan uluslararası düzenlenecek taşıma belgeleri ile meydana gelecek zararlardan dolayı taşıyanın sorumluluğuna ilişkin hükümleri ihtiva etmektedir. Konvansiyon sınırlı sayıda sebepler dışında sorumluluktan kurtulma imkânı tanımakta olup, genel bir kurtulma öngörmediği için kargo taşımaları bakımından kusursuz sorumluluk öngörmektedir.
Konvansiyonun 18’nci maddesi”Taşıyıcı kargonun tahrip olması ya da kargoya zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı sadece bu şekilde neden olan olayın hava yoluyla taşınması esnasında meydana gelmiş olması durumunda sorumludur. “hükmünü içermektedir.
Konvansiyon’un 22/3’ncü maddesi ise”Kargo taşımacılığında, kontrol edilmiş kargonun taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda gönderen kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun tahrip olması, kaybolması ya da hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumlu olduğu 17 özel Çekme Hakkı (SDR) ile sınırlıdır.” denilmekte olup, taşıyıcının sorumlu olduğu ve sorumluluk sınırının düzenlendiği görülmektedir.
Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu, 30 Aralık 2009 tarihinden itibaren olmak üzere, yükseltilmiş sorumluluk sınırlarını güncellemiş olup, güncellenmiş sorumluluk sınırları 19 Özel Çekme Hakkı (SDR) ve yükseltilmiştir.
Taşıyanın Konvansiyon sistemi içinde taşıma sözleşmesinden doğan sorumluluğu, kural olarak sınırlı sorumluluktur. Sınırlı sorumluluk rejiminde esas olan belli, objektif prensiplere göre ispat edilen gerçek zararın ödenmesidir. Bu ispat külfeti yerine getirildikten sonra, Mahkemenin hüküm altına aldığı tutar, taşıyanın sorumluluğunu belirten sınırın altında ise, taşıyan gerçek zararını öder; fakat gerçek zarar sorumluluk sınırının üstünde ise, bu kere sınır olarak tespit edilmiş olan tutar ödenir.
Yük/kargo taşımasında eşya/paket taşıyıcıya verilirken gönderici varış yerinde teslimindeki menfaatine ilişkin özel bir bildirimde bulunmadıkça ve gerekiyorsa ek bir meblağ ödemedikçe eşyanın sorumluluğu 19 Özel Çekme Hakkı (SDR) ile sınırlandırılmıştır.
Özel bildirimde bulunulması halinde ise, taşıyıcı bildirilen meblağın teslim anındaki menfaatinden büyük olduğunu ispat etmedikçe, bildirimi yapılan meblağ kadar ödeme yapmakla sorumludur.
Dava dışı sigortalının ABD’den temin ettiği toplam 5 kap, 349,27 kg emtia-kargodan l kap, 70 kg’nin kısmi zıyaı uğradığı, söz konusu kayıp/hasarın taşıyıcı davalı … AO. ’nın bilgisi dâhilinde ve kabulünde olduğu, dolayısıyla fiili taşımayı gerçekleştiren … A.O. ’nun kayıp ve hasardan ötürü kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır.
Montreal Konvansiyonu hükümleri dikkate alındığında, emtia-kargonun kısmi ziyaından kaynaklanan ve davalı taşıyıcı … A.O. tarafından üstlenilmesi gereken tazminat miktarı brüt kilogram başına 19 Özel Çekme Hakkı (SDR) hesabıyla:
70 kg/brüt x 19 SDR = 1330 Özel Çekme Hakkı (SDR) olarak hesaplanmaktadır.
Bilirkişi kurulu tarafından dava dışı sigortalının gerçek zararı ¨817.363,00 olarak hesap edilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan hava taşıma senedi incelendiğinde, “…: …”, “…: $512.114,82” ifadelerinin yer aldığı, buna göre, hava taşıma senedinde kargonun beyan edilen değerinde herhangi bir değer bulunmasa da gümrük değeri olarak 512.114,82 USD gösterilmiş olduğu, ayrıca emtia bilgilerini gösteren 5. numaralı bölümde “….” ifadelerinin yeraldığı, tercümesi dikkate alındığında, malların Türk Ordusu’nun kullanımına sunulmak amacıyla ABD hükümetinin onayı ile Türkiye’ye ihraç olunan mallar olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu hava taşıma senedinin davalı taşıyıcı Türk Hava Yolları tarafından düzenlenmiş olduğu, yukarıda ifade edilen yazılı İngilizce ibarelerin de davadışı gönderen tarafından yapılmış özel fayda beyanı niteliğinde olduğu, değer veya fayda bildiriminin belli bir şekle bağlı olmadığı değerlendirildiğinde, davalının kaybolan emtia için gerçek zarardan sorumlu olması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu açıklamalardan sonra sigorta şirketinin davalı taşıyıcıya rücu hakkının doğup doğmadığının belirlenmesi gereklidir.
6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur” şeklinde olup davacı sigorta şirketi sigorta tazminatını sigortalısına ödediği ve sigortalının da gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ¨817.363,00’nin ödeme tarihi olan(Yüksek Yargıtay 11’nci Hukuk Dairesi’nin 12/02/2013 gün ve 2012/1929 esas,2013/2319 karar sayılı ilamı) 04/01/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile;¨817.363,00’nin ödeme tarihi olan 04/01/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

3-Alınması gerekli ¨55.834,07 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨16.271,86 harcın mahsubu ile bakiye ¨39.562,21 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen ¨29,20 Başvurma Harcı ile ¨16.271,86 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 20 adet tebligat + posta ücreti ¨251,60 , bir bilirkişi inceleme ücreti ¨2.250,00 , bir bilirkişi ek inceleme ücreti ¨ 1.500,00 olmak üzere toplam ¨4.001,60 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨3.432,70 davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨57.918,15 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨16.818,81 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨495,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 11/03/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ..
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.