Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/799 E. 2021/1213 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/799 Esas
KARAR NO : 2021/1213

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
K. YAZIM TARİHİ : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili …, davalı … Ayakkabı Taban San. ve Tic. Ltd. Şti.nde, 25.03.2014 tarihinden 07.11.2017 tarihine kadar genel müdür pozisyonunda aralıksız olarak çalıştığını, müvekkilinin, kredibilite sicilinin iyi olmaması nedeniyle kredi kullanamayan davalı firmanın yaşadığı finans sıkıntısının aşılması amacıyla 31.01.2017 tarihinde; … Bankası A.Ş.den 36 ay vadeli, 06.02.2020 son taksit tarihli 60.000-TL., … Bankası’ndan da 48 ay vadeli, 10.02.2021 son taksit tarihli, 60.000-TL. olmak üzere, toplamda 120.000-TL. ihtiyaç kredisi çekerek davalı firmaya verdiğini,…bank’tan kullanılan 60.000-TL. İhtiyaç kredisinin 59.710-TL., 01.02.2017 tarihinde talimatla davalı firma çalışanı …’a ödendiğini, söz konusu ödeme, davalı firmanın finansman ihtiyacına binaen müvekkili tarafından ilgili bankalardan çekilen para, davalı firmanın muhasebe müdürü … ile finans sorumlusu ….’nin bilgisi dâhilinde gerçekleştiğini, müvekkilinin kendi adına çektiği ancak davalı firmaya kullandırdığı kredinin taksit ödemelerinin bir kısmı davalı firmanın müvekkile elden verdiği para ile bir kısmı ise davalı firmanın talimatları doğrultusunda firma çalışanı …’un müvekkilinin ….bank A.Ş.ndeki TR…. iban nolu hesabı ile … Bankası A.Ş.ndeki TR…. iban nolu hesabına para yatırması suretiyle gerçekleştirdiğini, …., müvekkilinin … Bankası’ndaki hesabına en son 31.12.2019 tarihinde, …bank A.Ş.’deki hesabına ise en son 10.06.2019 tarihinde para yatırdığını, başkaca bir ödeme yapmadığını, kredi taksit ödemelerinin yapılmaması nedeniyle davacı müvekkilinin, önce kendi halefi davalı firma çalışanı ….’ı akabinde de … ‘yu arayarak kredi ödemeleri yapılmaması nedeniyle yaşayabileceği hukuki sıkıntılara dikkat çektiğini, ancak davalı firma, müvekkiline yaşatılan mağduriyete kayıtsız kaldığını, başkaca bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine davacı müvekkilinin, Beyoğlu …. Noterliği’nin 19.08.2020 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile bakiye kredi borcunun ödenmesi için ihtarda bulunduğunu, ancak davalı firma ihtarnameyi tebellüğden imtina ettiğinden, ihtarname 21.08.2020 tarihinde …. Mahallesi Muhtarlığı’na teslim edildiğini, davalı firmanın finans sıkıntısının giderilmesi amacıyla davacı müvekkilinin tarafından ….bank A.Ş. ile …. Bankası’ndan çekilerek davalı firmaya kullandırılan 120.000-TL. bireysel krediden, davalı firma tarafından davacı müvekkile iadesi yapılmayan bakiye 31.000-TL. ödenmesi için davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin tacir olduğundan taraflar arasındaki ilişki de ticaret kanunlarının uygulanmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, davacının parayı teslim ettiğini iddia ettiği …’un müvekkili şirkette şoför olarak çalıştığını, şirketin muhasebe işleri ile ilgilen* mediğini, davacının iddiaları doğrultusunda değerlendirme yapıldığında davacı taraflar arasında ödünç ilişkisinin olduğunu iddia ettiğini, ancak Kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddiaları bir an için doğru kabul edildiğinde, ödünç sözleşmeleri kapsamında yapılan düzenlemelere bakıldığında müvekkili şirketin geri ödeme borcunun düştüğünü beyanla davanın ve İcra İnkâr tazminatı talebinin reddini, davacı aleyhine takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 md. dayalı itirazın iptali, icra-inkâr ve kötü niyet tazminatı talebine ilişkindir.
Her ne kadar iş bu dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Buna göre davacı tarafın “tacir” tanımına uymadığı, eldeki uyuşmazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava ” nitelik arz etmediği , mahkememizin görevsizlik sebebiyle usulden reddine, görevli mahkemenin Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın mahkememizin görevsizlik sebebiyle usulden REDDİNE, görevli mahkemenin Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,

2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a) Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,
b) Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 22. madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,

3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 20/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır