Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/787 E. 2021/770 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/787
KARAR NO : 2021/770

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 25/06/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının müvekkili şirkete, Çelik kapı yaptığını ve yapılan kapıların ayıplı ve kalitesiz olması nedeniyle, kapıların davalıya iadesinin yapıldığını, ancak bu zamana kadar, müvekkili şirketin çekleri olan, 31.05.2020 tarih 7.500 TL ve … Bankası … Keşideli, Seri No:… ve Yine 31.06.2020 tarih 7.500 TL … Bankası … Keşideli Seri No: … iki adet çekin müvekkili şirkete iade edilmediğini, müvekkili şirketin Covid-19 vürüsü nedeniyle, ticari itibarı bozulmaması için, 31.05.2020 tarihli 7.500 TL ve … Bankası … Keşideli, Seri No:… çeki ödediğini, bu nedenle, davalının elinde bulunan çeklerin tahsil edilmemesi için 31.06.2020 tarih 7.500 TL … Bankası … Keşideli Seri No: … çekin acilen tahsil edilmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama sonucunda çekin iptaline karar verilmesini, ödenilen 31.05.2020 tarih 7.500 TL ve … Bankası … Keşideli, Seri No:… nolu çekin bedelinin müvekkiline yasal faiziyle birlikte iadesini, yapılan yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin yaptığı kapıların ayıplı olmadığını, ve sözleşmeye uygun olarak yapıldığını, davacı şirket tacir olduğundan kabul anlamına gelmemek üzere kapıların ayıplı olması söz konusu olsa bile davacı şirketin süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden basiretli bir tacir gibi davranmadığını, böylece malı satın aldığı şekli ile kabul etmiş olduğunu, davacı şirketin ihtiyati tedbir talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddi ile ihtiyati tedbir talebi için gerekli olan koşullarının oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava tarihi itibari ile ödenen 31.05.2020 tarihli çek bakımından açılan istirdat davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilerek iş bu esas numarasını almıştır.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce davanın reddine karar verilmiş olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 17/03/2021 tarih ve 2021/413 Esas 2021/558 Karar sayılı ilamıyla ” iş bedeli olarak verilen ve ödenen çek için istirdat, henüz ödenmeyen çek için ise menfi tespit talebine ilişkin sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan davada davacı tarafça dava tarihinden sonra 30/10/2020 tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve 06/11/2020 tarihinde arabuluculuk tutanağının düzenlendiği gerekçesiyle mahkemece davanın arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de; davalının gerçek kişi olduğu, mahkemece davalının tacir olup olmadığının araştırılmadığı ve dosyada davalının tacir olduğuna ilişkin belgeler bulunmadığından, öncelikle bu hususun araştırılarak davalının tacir olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken…” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmış, kaldırma ilamı doğrultusunda yapılan araştırmada davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğ, tacir olduğu anlaşılmakla yargılamaya devam olunmuş ise de, davacı davaya konu 31.05.2020 tarihli çeki ödediğini dava dilekçesinde açıkça beyan etmiş olup istirdadını, 31.06.2020 tarihli çekin iptalini talep etmiştir. İstanbul BAM kaldırma kararı ile davaya ödenen çekler bakımından istirdat ödenmeyen çekler bakımından menfi tespit davası olarak devam edilmesi gerektiğinden bahsedilmiş olup, 31.06.2020 tarihli çek bakımından dava tarihinde ödenmemiş olması bakımınan menfi tespit talebinde bulunduğu ve menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartı olmadığından yargılamaya devam olunmuş ise de, dava tarihi itibari ile ödenen 31.05.2020 tarihli çek bakımından açılan istirdat davasının konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, dava açıldıktan sonra arabuluculuk başvurusu yaptığı anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğun nedeniyle TTK 5/A ve HMK 115/2 maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,
3-İş bu dava yönünden davacı ve davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
4-Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/09/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”