Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/760 E. 2021/1148 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/760 Esas
KARAR NO : 2021/1148

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20/05/2015 tarih ve 07:40 saatli … sefer sayılı davalı taraf uçağı ile İstanbul’dan …. Havalimanına gittiğini; davalı kurumun dış hatlar yetkilileri tarafından kimlik ve vize kontrolünün yapıldığı; 20/05/2015 saat 11:00’da …. Havalimanına ulaşan müvekkilinin 12 saat ışıksız bir hücrede alıkonulduğu ve bagajının kaybolduğu, bu olay nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20/05/2015 tarihinde kaybedilen eşyalar ve müvekkilinin uğradığı manevi zararın tazmini için Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığı ve davanın kısmen kabulüne karar verilerek kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği; Bakırköy …. ATM’deki davada maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunulmuşsa da dava aşamasında tazminat talepleri için faiz haklarının sehven istenmediği; bu nedenle huzurdaki davanın açıldığı; olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ….ın 20.05.2015 tarihinde meydana gelmiş kayıp bagaj olayı sebebiyle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı tazminat davasında talep etmeyi unutması sebebiyle bu kez de huzurda görülen dava ile haksız eylem tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizinin talep edildiği; huzurdaki işlemiş faiz alacağı davasının açılış tarihinin 15.09.2021 olduğu; taraflar arasındaki ihtilafın 20.05.2015 tarihinde yapılan İstanbul-Madrid arasındaki uluslararası hava taşıma işinden kaynaklandığı; söz konusu uyuşmazlığın çözümünde ülkemiz bakımından 26.03.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme” (MONTREAL SÖZLEŞMESİ) hükümlerine tabi olduğu; Montreal Sözleşmesi’nin 35. Maddesinde işbu sözleşmeden doğan dava haklarının hava aracının varma yerine geldiği veya gelmesi gerektiği tarihten veya taşımanın durduğu tarihten itibaren 2 yıl içinde dava açılmazsa düşeceği, bu sürenin hesaplanma usulü, davanın görüldüğü mahkemenin kanunu ile kararlaştırılacağının düzenlendiği; söz konusu maddede düzenlenen 2 yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılması nedeni ile reddine; aksi durumda davanın TBK’nın 72. Maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı sebebiyle reddine; nihayetinde davanın esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası dosyamız arasına celp edilmiştir.
Ülkemizin de taraf olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken Montreal Sözleşmesi de olarak bilinen “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme”nin 35. maddesine göre;
“1. Eğer bir dava, varış yerine ulaşma tarihinden ya da hava aracının ulaşmış olması gereken ya da taşımanın durdurulduğu tarihten itibaren hesaplanan iki (2) yıllık bir süreç içerisinde açılmazsa, hasara dair haklar geçersiz olacaktır.
2. Bu sürecin hesaplanması yöntemi, davaya bakan mahkemenin kuralları tarafından tayin edilecektir.”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık konusu olayın 20/05/2015 tarihinde yapılan hava taşımacılığı sırasında meydana geldiği ve bu taşıma sırasında yaşanan haksız fiil nedeni ile davacı tarafından davalı aleyhine maddi ve manevi tazminat davacı açılarak davacıya maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verildiği; mahkemece hüküm altına alınan tazminatın davalıca davacıya ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı tarafından tazminat talepli olarak açılan davada sehven faiz talebinde bulunulmadığı ve söz konusu davada fazlaya ilişkin talep ve hakların saklı tutulduğu gerekçe gösterilerek huzurdaki davada faiz talebinde bulunulmuş ise de söz konusu davanın öncelikle hak düşürücü süre bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir. Hak sahibinin belirli bir süre içerisinde hakkını kullanmamış olması nedeniyle hakkın sona ermesine yol açan süreler hak düşürücü süre olarak nitelendirilir. Hak düşürücü sürenin zamanaşımından farklı olarak hâkim tarafından re’sen dikkate alınması gerekmekte olup hak düşürücü sürelerin durması ya da kesilmesi söz konusu değildir. Montreal Sözleşmesi’nin 35. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin hak düşürücü süre olması ve sürenin varış yerine ulaşma tarihinden itibaren hesaplanmasının gerekmesi; söz konusu sürenin niteliği itibariyle kesilmesi ya da durmasının mümkün olmaması nedeniyle davacı tarafından Bakırköy …. ATM’de açılan davada fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasının hak düşürücü süreye bir etkisinin olmaması ve ana paranın feri niteliğindeki faiz talebinin de hak düşürücü süre içerisinde talep edilmesinin gerekmesi nedenleriyle huzurda görülen dava tarihi itibariyle 2 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından dolayı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE GEÇTİKTEN SONRA AÇILMIŞ OLMASI NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL nispi harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı