Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/759 E. 2022/907 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/759
KARAR NO : 2022/907

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/03/2014
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan 13/03/2014 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili … Sigorta A.Ş. nezdinde … Numaralı Tüm İş Yeri Sigorta Poliçesi ile Sigortalı … San. Ve Tic. Ltd. Şirketinin kiracı olarak faaliyet gösterdiği … Mahallesi, … Caddesi, …. Sokak, No: 6 Bağcılar/İstanbul adresinde, 25/07/2013 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde maddi zarar oluştuğunu, hasarın meydana geliş sebebinin tespiti bakımından, …. Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetim Enstitüsü, Prof. Dr. … ve Dr. … tarafından hazırlanmış olan 27/09/2013 tarihli teknik raporda, “Yangının, Binanın sağ arka tarafındaki konfeksiyon imalathanesinin köşesinde bulunan Hava Kompresörü, Hava Kompresörü Kurutucusu, Elektrik Kabloları, Sigortalar ve Şalterlerin olduğu bölümde başladığı, bu bölgede bulunan kabloların üstünden geçen sigortanın akımı kesmemesi (Sigortanın Atmaması) nedeniyle, elektrik kablolarında oluşan kısa devreye bağlı olarak kablolar üzerinde meydana gelen yüksek ısı sonucunda, kabloların yanmış olduğunun” tespit edildiğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. D. İş. Sayılı tespit dosyasından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda da, “Yangının atölye içerisinde, sol ileri kolona monteli elektrik prizinde aşırı yüklenme neticesinde meydana gelen elektrik kısa devresi ile oluşan ark sonucu meydana gelen şerare nedeniyle” meydana geldiğinin tespit edilmiş olduğunu, dava konusu yangının, davalı …. yetkili servisinin uygun olmayan elektrik tesisatına klimayı montaj etmesi sonucu meydana gelmiş olduğunu, bu nedenle davalı ….’nin meydana gelen yangın olayı nedeniyle, Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddeleri gereğince sorumluluğu bulunduğunu, … Numaralı Tüm İş Yeri Sigorta Poliçesi ile Sigortalı … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şirketinde meydana gelen hasarlardan, davalı …’un ise malik olması nedeniyle Borçlar Kanunu’nun 69. maddesi gereğince, bina sahibi olarak binanın yapımındaki eksiklik nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarını takiben yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda, meydan gelen hasar bedelinin 901.446,27.-TL olduğunun tespit edildiğini ve tespit edilen hasar bedelinin 100.000,00.-TL kısmının 10.10.2013 tarihinde, bakiye kalan 801.446,27.-TL kısmının ise 05/11/2013 tarihinde müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, müvekkili şirketin yapılan bu ödemeler ile TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu, hukuki halefiyet gereğince söz konusu rücu alacağının tahsili için davalı taraflara yapılan müracaatların sonuçsuz kalması ve kendilerine herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle huzurdaki davayı ikame ettiklerini belirterek; müvekkili şirketin sigortalısına 10/10/2013 tarihinde ödemiş olduğu 100.000,00.-TL ve 05/11/2013 tarihinde ödemiş olduğu 801.446.27.-TL olmak üzere, toplam 901.446.27.-TL rücuen tazminat alacağının, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama ve harç giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; Davacı tarafın, sigortalıları …. Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait olan iş yerinde 25/07/2013 tarihinde meydana gelen yangın hasarı sebebiyle ödediği toplam 901.446.27-TL hasar bedelinin rücuen tahsili için dava açarak davalı müvekkili …’un BK. 69. Maddesi gereğince kusursuz sorumluluk esasına göre meydana gelen hasardan sorumlu bulunduğunu, bina sahibinin binanın yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğunu, malikin bir kusurunun bulunmasına gerek olmadığını, binanın gerektiği gibi inşa edilmemesi veya gerektiği gibi muhafaza edilmemesi halinde sorumluluğun doğacağını belirterek müvekkiline sorumluluk yüklediğini, davacının bu iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, yangın hadisesinin meydana gelmesinden sonra düzenlenen itfaiye raporuna göre yangın vakıasının davacının sigortalısı olan …. Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şirktin tarafından sonradan montajı yapılan klimadan kaynaklandığı yönünde tespit yapılmış olduğunu, bu tespitin yangın olayından hemen sonra ve deliller henüz bozulmadan ve bu hususta uzman olan itfaiye görevlileri tarafından tutulmuş rapor olduğunu, raporun olaya uygun olan en güvenilir tespit raporu olduğunu, bu rapordan da görüleceği üzere müvekkilinin maliki olduğu binanın demir başı sayılan tesisattan kaynaklanan herhangi bir hasar meydana gelmediğini, bu sebeple meydana gelen hasardan dolayı davalı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı vekilinin, … Üniversitesi Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetim Enstitüsü’nden Prof. Dr. … ve Dr. … tarafından hazırlanmış olan 27/09/2013 tarihli teknik rapora atıfta bulunarak “…yangının, binanın sağ arka tarafındaki konfeksiyon imalathanesinin köşesinde bulunan hava kompresör, kompresör hava kurutucusu, elektrik kablolarının, sigortaların ve şalterlerin olduğu bölümde başladığı, bu bölgede bulunan kabloların üzerinden geçen sigortanın akımı kesmemesi (sigortanın atmaması) üzerine elektrik kablolarında oluşan kısa devreye bağlı olarak kablolar üzerinde yüksek ısı meydana getirdiği ve kablonun yanmasına sebebiyet verecek kadar ısının yükselmesi sonucunda oluştuğu tespit edilmiştir…” şeklinde beyanda bulunarak taraflarına sorumluluk yüklemeye çalıştıklarını, bu iddiayı kesinlikle kabul etmediklerini, müvekkilinin yangın hadisesinin meydan geldiği yerin maliki olduğunu, binanın tesisatında, yapımında veya bakımında herhangi bir eksiklik bulunmadığını, davacı tarafın belirttiği bu teknik raporun mahkemece alınmış bir rapor olmadığını, kiracı …. Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından alınmış özel bir bilirkişi raporu olduğunu, resmi bir rapor olmadığını, bu raporun müvekkilinin gıyabında ve kendilerinin hiçbir beyanı ve delilleri değerlendirilmeden tek taraflı olarak alınmış bir rapor olduğunu, müvekkilinin aleyhine delil olarak kullanılamayacağını, raporu ve tespitleri kabul etmediklerini, davacı tarafından Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı tespit dosyasında yapılan bilirkişi raporunda, yangının atölye içerisinde sol ileri kolona monteli elektrik prizinde aşırı yüklenme neticesinde meydana gelen elektrik kısa devresi ile oluşan ark sonucu meydana gelen şerare sonucunda meydan geldiğinin iddia edildiğini, bu raporun müvekkilinin gıyabında ve kendilerinin hiçbir beyanı ve delilleri değerlendirilmeden tek taraflı olarak alınmış bir rapor olduğunu, müvekkilinin aleyhine delil olarak kullanılamayacağını, raporu ve tespitleri kabul etmediklerini, Davacı … Sigorta A.Ş. tarafından yaptırılan Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı tespit dosyasının 4. sayfasında “…yangının klimanın iç ünitesinde meydana gelen bir elektrik kısa devresi sonucu oluşan ark veya haricen oluşan bir kıvılcım sonucu bu kısımda bulunan yangını hızlandırıcı kumaş parçalarını tutuşturması ve zemine sirayetle yangının büyüyerek gelişebileceği şeklinde tespitte bulunarak yangının klimanın iç ünitesinden kaynaklandığının tespit edildiğini, daha önce bahsettikleri gibi, kira sözleşmesinde de görüleceği üzere müvekkili tarafından yangının çıktığı binanın boş olarak ve herhangi bir demirbaş bulunmadan kiracı ve aynı zamanda davacının sigortalısı olan … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şirketine teslim edildiğini, yangın olayının meydana geldiği klimanın müvekkiline değil, sigortalı …. Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şirketine ait olduğunu, bu sebeple tüm sorumluluğun davacının sigortalısına ait olduğunu, sigorta mevzuatına göre sigortacı tarafın sigortalısının kusurundan faydalanamayacağını, Ssigortalısının kusurlu olduğu olaylarda meydana gelen zararları 3. kişilerden rücu edemeyeceğini, yangının çıktığı yerde davacının sigortalısı … Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şirketinin tam kusurlu olduğunu, yangının çıktığı yerde 6 adet nakış makinası, 1 adet lazer kesim makinası, 1 adet silindir tela makinası, | adet iplik örme makinası, 2 adet iplik aktarma makinası, 1 adet eritme tela makinası, 4 adet klima, 2 adet masa üstü bilgisayar olmak üzere büyük oranda enerji sarfiyatı yapacak elektrikli araçlar bulunmakta olduğunu, listesini verdiği makinaların yüksek oranda akım çekme gücüne sahip olduğunu, bu hususta yangının çıktığı dükkanın iç elektrik tesisatının … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından döşenmiş olduğunu, elektrik tesisatında yada sigorta şalterlerinde sorun var deniliyorsa bu hususun tamamen sigortalı kiracı … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şirketine ait olduğunu, yangının çıkmasında ve bu boyutta ve yüksek meblağda bir hasar meydana gelmesinde davalı müvekkil …’a hiçbir kusur yüklenmesinin söz konusu olamayacağını, aksine yangının çıkmasında, yangının geniş bir alana sirayet etmesinde ve yüksek meblağda zarar oluşmasında tam ve asli kusurlu tarafın sigortalı … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şti. Olduğunu, dosyada bulunan tüm tespit kararlarında görüleceği üzere aşırı yüklenme neticesinde kısa devrenin meydana geldiği ve sigortalı tarafından yangın tehlikesi doğuracak olan kısımlara yangını hızlandırıcı kumaş parçaları, sentetik iplikler, kağıt malzemeler istiflenmiş olduğunu, yangının büyümesine sebebiyet veren unsurlar olarak bunların ön plana çıkmış olduğunu, ayrıca davacı tarafın görevlendirdiği eksper tarafından düzenlenen raporda, “..sigortalının kiracı olarak yerleşik olduğu ve nakış makinalarına göre iç tesisatı kendisinin yaptırdığı belirlenen mekanda yangının çıkış sebebi olarak yapılan araştırmada, yangının birinci katta girişte sol arka köşede yer alan pencere üstü kirişte monteli … markalı klimanın iç elektrik donanımında başladığı ve çevresinde yoğunlaşarak büyüdüğü gözlenmiştir.. ” şeklindeki tespit ile hasardan dolayı rücu edilecek kişinin klimanın üretici veya ithalatçısı konumundaki ….’nin sorumlu olduğunu belirterek davalı …’un sorumluluğunun bulunmadığını teyit etmiş olduğunu belirterek müvekkili … hakkında açılan davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; Davacı şirket vekilinin, dava dilekçesinde dava konusu yangının davalı müvekkili ….’nin yetkili servisinin uygun olmayan elektrik tesisatına klima montaj etmesi sonucunda meydana gelmiş olduğunu iddia ettiğini, bu iddianın tamamıyla mesnetsiz ve herhangi bir dayanağı ve herhangi bir illiyet bağının bulunmadığını, teknik rapordan anlaşılacağı üzere yangının .. marka klimanın uygun olmayan elektrik tesisatına montaj edilmesinden dolayı çıktığına dair, bunu ispatlar nitelikte bir ibare olmadığını, teknik raporda …. klimanın da yangın dolayısıyla zarar gördüğünün belirtildiğini, ancak klimanın yangının çıkışına sebebiyet verdiğine dair herhangi bir kanaate ulaşılamadığını, teknik raporda yangının başladığı bahsedilmediğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. D. İş sayılı delil tespit dosyasında yangın uzmanı bilirkişisinin tespit ve değerlendirmeleri bölümünde; “yangının atölye girişine göre sol tarafta ve ileri sol köşe kısmında bulunan duvara monteli iç klimanın, yerde duvar dibinde bulunan hava kompresörünün elektrik akımlarını sağladıkları ve kolona yangın öncesinde monteli elektrik prizinde meydana gelen aşırı elektrik yüklenmesi neticesinde oluşan ark sonucu yangının büyüyerek tüm atölyeyi kapladığı anlaşılmaktadır” denildiğini, bu delil tespit raporunda Yangın Uzmanı Bilirkişinin yangının elektrik prizinde meydana gelen aşırı elektrik yüklenmesi neticesinde oluşan ark sonucu meydana geldiğini ifade ettiğini, buradan kesin ve kati bir surette yangının … markalı klimadan çıkmadığının anlaşıldığını, bundan dolayı da müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığını, yangın uzmanı bilirkişinin, yangının başlama noktası olan ve elektrik prizinin monteli olduğu kolonda aşırı yanma sonucu zeminden bir metre yukarıya doğru şiddetli yanmadan dolayı kolon sıvasının dökülmüş, yakınında bulunan iç klima ünitesinde ve elektrik kablolarında belirgin vaziyette renk değişimi (beyazlanmaların) meydana geldiğinin görüldüğünü, Yangının başlama noktasının Klima olmadığının, aksine çıkan yangın sonucunda Klimanın yandığının kesin bir şeklide ifade edilmiş olduğunu, Yangın başladıktan sonra Klimaya sıçramış olduğunu, yangının çıkış saati göz önüne alındığında ise klimanın kapalı olduğu raporlarca sabit olduğunu, kapalı olan klimanın elektrik tesisatını aşırı derecede akım çekmek suretiyle ısıtmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kapalı olan klimanın akım çekmediğini, söz konusu …. klimaların 30/07/2007 tarihinden beri takılı yerde bulunmakta olduğunu, bu durumun dilekçesi ekindeki 30/07/2007 tarihli faturadan da anlaşıldığını, müvekkili şirketin yetkili servisi tarafından binanın yapısal özellikleri göz önünde bulundurularak alanında uzman, mesleki yeterliliği bulunan servis elemanlarınca montajı yapıldığını, dolayısıyla iddia edildiği gibi klimanın uygun olmayan yere montaj edilmiş olması halinde, montajdan hemen sonra yangın çıkmasının gerekli olduğunu, ancak müvekkili şirkete ait klimanın yaklaşık 6 yıl boyunca düzenli şeklide çalışmış olduğunu, altı yıl boyunca düzgün bir şekilde çalışan klimanın altı yıl sonra uygun olmayan elektrik tesisatına montaj edilmesi gerekçesi ile yangına sebebiyet verdiğini iddia etmenin kabul edilebilir bir durum olmamakla birlikte, hukuki yönden de bu şekilde bir illiyet bağının da kurulamayacağını, Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından … D. İş sayılı dosyasına sunulan 05/09/2013 Tarihli Tespit Raporunun bulgular ve değerlendirmeler bölümünün beşinci paragrafında; “atölyenin girişe göre sol ileri köşesinde duvara monte edilmiş ve yangın esnasında yerlerinden çıkmış vaziyette ve asılı duran iki adet (… Marka) klimanın iç ünitelerinin bulunduğu duvarın dış duvarına monteli olduğu, klimaların iç üniteleri üzerinde yapılan incelemelerde, duvarın köşe bitişiğine yakın olan klima iç ünitesinde yapılan ve civarında yanma olayının meydana geldiği, klima ve bina iç tesisat kablolarında elektrik kısa devresine rastlanmadığı, kabloların alev ve ısıdan dış izolelerinin eridiği, yangının klimanın iç ünitesinde meydana gelen bir elektrik kısa devresi sonucu oluşan ark veya haricen oluşan bir kıvılcım sonucu bu kısımda bulunan yangını hızlandırıcı sentetik iplikler, kağıt türü malzemeleri tutuşturması ve zemine sirayetle yangının gelişebileceği” denildiğini, bu açıklamalardan yangına sebebiyet veren nedenin klimalar olduğunun çıkarılamayacağını, bilirkişilerin bu tespit raporunda çelişkili ifadeler kullanmış olduklarını, Zira “yangının klimanın iç ünitesinde meydana gelen bir elektrik kısa devresi sonucu oluşan ark veya haricen oluşan bir kıvılcım sonucu ” ibarelerinden yangının klima iç tesisatındaki kısa devre sonucu mu, hariçten oluşan bir kıvılcımdan mı meydana kesin bir şekilde ileri sürülemeyeceğini, dolayısıyla klimanın yangına sebep olduğu kanaatine de varılamayacağını, ayrıca müvekkili davalı şirket tarafından satılan … markalı klimaların yurt dışında çeşitli testlerden geçtikten sonra satışa sunulmakta olduğunu, bu testlerden en önemlisinin de klimaların iç tesisatlarındaki düzeneğin kısa devre yapmak suretiyle yanmayacağını, bu nedenle klima iç tesisatının kısa devre yapmak suretiyle yanmasının mümkün olmadığını, Bakırköy …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı tespit raporunun çelişkili ve objektiflikten uzak olduğunu, raporun sonuç bölümünde “iş yerinde yangın önlemlerine karşı koruyucu önlemlerin alındığı kanaatine varılmıştır.” Denildiğini, ancak bu iddianın herhangi bir belge ile desteklenmediğini, bilirkişinin yanlı kanaatinden başka bir durum olmadığını, yangının meydana geldiği yerin bir iş yeri olduğunu, bu iş yerinde çok sayıda insanın çalışmakta olduğunu, bundan dolayı da yüksek derecede güvenlik önlemlerinin alınmasının, diğer bir tabirle iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine uygun olarak gerekli her türlü önlemin alınmış olmasının zorunlu olduğunu, bu önlemlerin başında da elbette ki yangına karşı iş yerinin korunmasının en başta geldiğini, özellikle bu iş yerinin bir tekstil firması olmasından ve tekstil ürünlerinin çok kolay tutuşup alev alabilme özelliklerinin bulunmasından dolayı yangın için gösterilmesi gereken dikkat ve özen çok daha yüksek derecede olması gerektiğini, burada akla gelen ilk hususun iş yerinin bulunduğu yerin elektrik tesisatının yıllık bakımının düzenli yapılıp yapılmadığı hususu olduğunu, tespit raporunda iş yeri elektrik tesisatının yıllık bakımının düzenli yapıldığına ilişkin tatmin edici bir veri bulunmadığını, İkinci hususun iş yeri sahibinin kullandığı elektrikli (elektrikle çalışan makinalar) makinaların düzenli yapılıp yapılmadığının son derece önemli olduğunu, zira kullanılan bu elektrikli makinaların (hava kurutucu kompresörü, hava kompresörü, klimalar) düzenli bakım isteyen ürünler olduğunu, İş yeri sahibinin bu makinaların düzenli bakımını yapıp yapmadığına ilişkin bilgi bulunmadığını, tespit raporunda yangına sebebiyet verdiği iddia edilen müvekkili firmaya ait … markalı klimanın 30/07/2007 tarihinde ilgili iş yerine takılmış olduğunu ve altı yıl boyunca düzenli bir şekilde çalışmış olduğunu, dilekçesi ekindeki Bakım Teklif Servis Fişinden anlaşılacağı üzere, 12/03/2012 tarihinde müvekkili firma tarafından iş yeri sahibi aranarak klimanın yıllık bakımının yapılması için teklif verilmiş olduğunu, ancak bina maliki tarafından bu teklifin reddedilmiş olduğunu, bu nedenle klimanın düzenli bakımının yapılmadığını, bunlardan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin burada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, raporun Sonuç Bölümünün C) Bendinde; Yangının klimanın iç ünitesinde meydana gelen bir elektrik kısa devresi sonucu oluşan ark veya haricen oluşan bir kıvılcım sonucu bu kısımda bulunan yangını hızlandırıcı kumaş parçaları, sentetik iplikler, kâğıt türü malzemeleri tutuşturması ve zemine sirayetle yangının büyüyerek gelişebileceği.” denildiğini, raporun bu kısmında da yangına sebebinin ne olduğu konusunda kesin bir fikre ulaşılamadığını, bilirkişinin yanlı olarak, çelişkili ve kesin olmayan ifadelerle kanaatini belirttiğini, Yangının klimanın iç ünitesinde oluşan bir kısa devre mi yoksa haricen oluşan bir kıvılcım sonucu mu oluştuğunun tespit edilememiş olduğunu, 01/10/2013 Tarihli ve … dosya numaralı Ekspertiz Raporunun hasarın oluş şekli ve nedeni kısmında; “Sebebi tam olarak bilinmeyen ancak, atölyenin girişe göre dip kısmındaki klima ve kompresörün bulunduğu bölümdeki elektrik tesisatının kısa devresinden meydana gelmiş olabileceği…müşahede edilmiştir.” Denildiğini, Ekspertiz raporunda yangının neden çıktığı tam olarak tespit edilememiş olduğunu, elektrik tesisatının kısa devre yapması ihtimalinden bahsedildiğini, Yangının çıktığı sırada klima kapalı olduğundan diğer bir ifade ile herhangi bir akım çekmediğinden elektrik tesisatına kısa yaptırmasının mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkiline herhangi sorumluluk isnat edilemeyeceğini, 29.10.2013 tarihli ve …. numaralı Ekspertiz raporunda mesai bitiminden sonra klimaların kapatıldığının belirtildiğini, raporun devamında da kapalı klimanın yangına sebep olduğunun ileri sürüldüğünü, Kapalı olan klima üzerindeki akımının yangına sebebiyet verdiğinin iddia edildiğini, kapalı olan klimanın yangına sebebiyet vermesinin hayatın doğal akışına aykırı olduğunu, Zira elektrik akımı çekmeyen bir klimanın aşırı elektrik akımı çekmek suretiyle yangına neden olmasının mantıken kabul edilebilir olmadığını, yangın ile klima arasında herhangi bir neden sonuç ilişkisi kurulayacağını, açıklanan bu nedenlerden anlaşılacağı üzere yangına sebebiyet verenin … Klima olmadığını, yangının çıkış sebebinin; elektrik prizinin aşırı yüklenmesi olduğunu, … klima yangının çıktığı sırada kapalı olduğundan, klimanın aşırı akım çekmek suretiyle elektrik prizinde aşırı akıma sebep olduğu bundan dolayı da yangının çıktığı iddiasının yersiz olduğunu belirterek davanın reddine ve yargılama gideri ile ücreti vekâletin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan …vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; Davalılardan …’a ait iş yerinin …. nolu iş yeri poliçesiyle 11/09/2012-11/09/2013 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçenin sadece tam kargir yapı tarzına sahip işyerlerinde geçerli olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde ve kusuru oranında, toplam sigorta bedelinin yangın mali mesuliyet teminatına ilişkin olarak %15 ile sınırlı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, emtia sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın kaybı nedeniyle ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış , her iki aracın mülkiyet durumlarının tespiti yapılmış, her iki araca ait kaza tarihini kapsar sigorta poliçeleri, kaza tutanağı getirtilmiş,ekspertiz raporları, hasar dosyası , hasara ilişkin fatura örnekleri , ödeme belgeleri ve bunun bildirimine dair yazı örnekleri getirtilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, …, Doç. Dr. …, Doç. Dr. … ve … tarafından düzenlenen 09/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı sigortacı … Sigorta A.Ş. tarafından, sigortalısı … Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’nin, Başlangıç tarihi 05.02.2013, Bitiş tarihi 05.02.2014, Poliçe numarası … olan Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, davacı … Sigorta A.Ş. nezdinde … Numaralı Tüm İş Yeri Sigorta Poliçesi ile Sigortalı … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şirketinin kiracı olarak faaliyet gösterdiği … Mahallesi, … Caddesi, …. Sokak, No: 6 Bağcılar/İstanbul adresinde, 25/07/2013 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde oluşan maddi zararın;

DEMİRBAŞ HASARLARI TOPLAM TUTARI (SİGORTALI)
40.431,96 TL
MAKİNALARIN HASARLARI TOPLAM TUTARI (SİGORTALI)
769.917,20 TL
EMTİA HASARLARI TOPLAM TUTARI (SİGORTALI)
62.597,10 TL
İŞ DURMASI NEDENLİ ZARAR TOPLAMI (SİGORTALI)
25.000,00 TL
ENKAZ KALDIRMA MASRAFLARI TOPLAMI (SİGORTALI)
3.500,00 TL
EKSPERTİZ SONUCUNDA TESPİT EDİLEN TAZMİNAT TUTARI (KDV HARİÇ)
901.446,26 TL

Dava konusu sigorta hasarının, davacı sigortacı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen, sigortalısı … Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti, Başlangıç tarihi 05/02/2013, Bitiş tarihi 05/02/2014, Poliçe numarası … olan Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi teminatı altında olduğu, yangın çıkış sebebi bakımından; yukarıda yapılan değerlendirmeler ve dosya kapsamına sunulan tüm bilirkişi raporları, tanık beyanları, belgeler, itfaiye raporu gözetildiğinde yangının Klima kaynaklı başlamış olabileceği. Kanaatimizin itfaiye raporu ve Bakırköy …Sulh Hukuk Mahkemesine sunulan … D.İŞ sayılı bilirkişi raporu doğrultusunda olduğu. Klimanın kira kontratında demirbaş olarak yer almadığı, klimanın kira sözleşmesi sonrasında satın alındığı, servis/bakım muhatabının dava dışı sigortalı şirket olduğu, Sigortalı şirketçe bakım yükümlülüğünün ihmal edildiği tespitleri doğrultusunda; olayın meydana gelmesinde davalı ….’nin % 70 oranında; dava dışı sigortalı şirketin % 30 oranında kusurlu olduğu, tespit edilen toplam (K.D.V. hariç) 901.446,26TL tazminat tutarı içinde yer alan yukarıda tabloda dökümü yapılan demirbaş hasarlarının 40,431,96.-TL emtia hasarları; 62.597,10.-TL + makine hasarları; 769.917,20.-TL olmak üzere, toplamda 837.946,26.-TL olarak emsal piyasa rayiç değerlerine uygun olacağı, TTK m. 1472/f.1 hükmü uyarınca, hasar bedeli ve ….’nin kusur oranı dikkate alındığında, 586.562,38 TL (837.946,26 TL x 0.70) bakımından, davacı sigortacının, davalı ….’ye rücu edebileceği, bu bedele hasar ödeme tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının uyguladığı avans faizi işletilebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişiler ..,..,…, Doç. Dr. …, Doç. Dr. …ve …. tarafından düzenlenen 20/07/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacı … Sigorta A.Ş. nezdinde … Numaralı Tüm İş Yeri Sigorta Poliçesi ile Sigortalı … Tekstil San. Ve Tic. Ltd. Şirketinin kiracı olarak faaliyet gösterdiği … Mahallesi, …. Caddesi, … Sokak, No: 6 Bağcılar/İstanbul adresinde, 25/07/2013 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde oluşan maddi zararın, dava konusu aynı sigorta poliçesinde teminat altında olduğu kanaatine varılan iş durması teminatı kapsamında iş durması hasar bedeli olan 25.000,00 TL hasar bedeli ile enkaz kaldırma teminatı kapsamında enkaz kaldırma masrafları hasar bedeli olan 3.500,00 TL enkaz kaldırma hasar bedeli de dahil olmak üzere 901.446,26 TL olduğu kanaatine varıldığı, yangın çıkış sebebi ve kusur oranına ilişkin kanaatlerinin aynen devam ettiği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Somut olayda uyuşmazlık,davacının sigortalısının zarara uğradığı yangının çıkış sebebinin ne olduğu,bu yangının çıkmasında sorumluluğun kime ait olduğu,meydana gelen hasarın sigorta poliçesi teminatı içinde kalıp kalmadığı ve ödenen hasar bedelinni kadri maruf olup olmadığı,bina malikinin meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Geniş anlamıyla sorumluluk kavramı, bir kişinin başka bir kişiye verdiği zararları giderme yükümlülüğü olarak açıklanmıştır. Hukuki anlamda sorumluluk ise, taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi (tazmin edilmesi) yükümlülüğünü içerir.  
Sorumluluk hukukunun tarihsel gelişim süreci içerisinde, kusur sorumluluğundan kusursuz sorumluluğa uzayan bir yol izlenmiştir. Kusur sorumluluğunda bir zararı başkasına tazmin ettirmek, ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür (Tandoğan Haluk, Türk Mes’uliyet Hukuku, Ankara 1967, s.89). Bu sorumlulukta kusur, sorumluluğun öğesidir (Eren Fikret, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C.1, B.6, İstanbul 1998, s:554).  
Dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları arasında oluşan çelişki nedeniyle Mahkememizce telafi edici nitelikte ropar alınmış,bu rapora göre, dosya
kapsamına sunulan tüm bilirkişi raporları, tanık beyanları, belgeler, itfaiye raporu gözetildiğinde
yangının klima kaynaklı başladığı, klimanın kira kontratında demirbaş olarak yer
almadığı, klimanın kira sözleşmesi sonrasında satın alındığı, servis muhatabının dava dışı
sigortalı şirket olduğu, bakım yükümlülüğünün ihmal edildiği tespitleri doğrultusunda, olayın meydana gelmesinde davalı …. nin %70 oranında; dava dışı sigortalı
şirketin %30 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Yine bilirkişi kurulu tarafından yapılan tespite göre de sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin kadri maruf olduğu anlaşılmıştır.
Rücu hakkı; başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen, tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Alacaklıyı tatmin eden kişi, alacaklının hakkından bağımsız kendi şahsında doğan bir hak elde etmektedir. Bunun sonucu olarak da rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olur.
Bu açıklamalardan sonra sigorta şirketinin davalıya rücu hakkının doğup doğmadığının belirlenmesi gereklidir.
6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur” şeklinde olup davacı … şirketi sigorta tazminatını sigortalısına ödediği ve sigortalının da gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara yani yangının çıkmasında %70 kusurlu olan şirkete karşı dava hakkı bulunduğu anlaşıldığından davacının davalı şirket aleyhine açtığı davanın kısmen kabulü ile 586.562,38.-TL alacağın 100.000,00.-TL’sinin 10/10/2013, geri kalan 486.562,38.-TL’sinin ise 05/11/2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ….’den tahsili ile davacıya verilmesine,çıkan yangında sigorta şirketinin sigortalısı da %30 oranında kusurlu olduğu anlaşıldığından dava dışı sigortalının kusuruna denk gelen miktar için istenen tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Davacı … şirket aynı zamanda davalı …’un bina maliki olmasından kaynaklı olarakta oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olduğundan bahisle bu kişi hakkında da dava açmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 69. maddesi; “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.”hükmünü haizdir. Burada yasa koyucu bozuk yapılan bir yapı eserinden zarar görenleri, mümkün olduğu kadar basit ve dolaysız bir tazmin imkânı sağlayarak korumaktadır. Bu anlamda sorumlu olabilecek malik gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olabileceği gibi kamu hukuku tüzel kişisi de olabilir. Bina veya yapı eserlerinden doğan sorumluluk için; bina veya sair inşa eserinin maliki olmak ve zararın doğmasında bina veya sair inşa eserinin yapılmasındaki bozukluktan veya bakımındaki bir noksandan meydana gelmesi gerekir. Malikin bina veya sair inşa eserinin tehlike taşımayacak bir durumda bulunmasını sağlama yükümlülüğü, yalnız onu kullananlara karşı değil, herkese karşı mevcut olan bir yükümlülüktür.
6098 sayılı TBK’nın 69. maddesi gereğince sorumluluk, bina veya sair inşa eserinin yapımındaki bozukluk veya bakımındaki noksanlığa dayanmaktadır. Buradaki söz konusu bozukluğun veya noksanlığın doğduğu sebep önemli değildir. Bu nedenle zarara sebep olan yapı bozukluğu veya bakım noksanlığı insan davranışı dışında umulmayan bir olaya veya üçüncü kişinin fiiline dayansa bile malik sorumlu olur. Yapım bozukluğu veya bakım noksanlığı bir anlamda özen veya gözetim yükümlülüğünün ihlaliyle ilgili bulunmakla birlikte, diğer kusursuz sorumluluk hâllerinin aksine yapı eseri malikine bir kurtuluş kanıtı getirilmemiştir. Bu itibarla zarar, yapım bozukluluğu veya bakım noksanlığından ileri gelmekteyse, malik, zararın meydana gelmemesi için yapının yapım ve bakımı için durumun gerekli kıldığı her türlü özeni göstermiş olduğunu ispat etse dahi sorumluluktan kurtulamayacaktır. Dolayısıyla burada yapı malikine kurtuluş kanıtı getirme imkânını tanınmamakla ağırlaştırılmış bir sebep sorumluluğu öngörülmüştür.
Hemen belirtilmelidir ki, 6098 sayılı TBK’nın 69. maddesi gereğince sorumluluğun söz konusu olabilmesi için yapı malikinin veya yardımcılarının kusurlu olması aranmaz ise de her şeyden önce, zarar, hukuka aykırılık ve uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Gerçekleşen zarar şahsa veya mala ilişkin maddi bir zarar olabileceği gibi manevi zarar da olabilir. Zarar söz konusu ise hukuka aykırılık da söz konusudur. Bununla birlikte sorumluluk için mutlaka zararla yapım bozukluğu veya bakım eksikliği arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Başka bir deyişle zararın, yapımdaki bozukluktan veya bakımdaki eksiklikten dolayı meydana gelmiş olması gerekmektedir. Kanunda, bu illiyet bağının varlığı konusunda bir karine kabul edilmemiştir. Yapım bozukluğunu veya bakım eksikliğini ispat etmesi gereken zarar görenin, bir de illiyet bağının varlığını ispat etmesi gerekir. İlliyet bağının ispatı bazı durumlarda çok zor olabilir. Bu hâlde zarar verici olgunun, bina veya yapı eserinin yapılışındaki bozukluğa veya bakım eksikliğine bağlanması hayatın olağan akışına uygun ise hâkim illiyet bağının varlığına karar verebilir (Erten, Ali: Türk Borçlar Hukukuna Göre Bina ve İnşa Eseri Sahiplerinin Sorumluluğu, Ankara, 2000, s. 205).
Burada sözü edilen illiyet bağı, uygun illiyet bağıdır. Uygun illiyet bağı, olayların olağan akışına ve hayat tecrübesine göre sebebin, meydana gelen sonucu yaratmaya elverişli olmasıdır. Uygun illiyet bağı, sorumluluğu, zarar veren bakımından öngörülebilir risklerle sınırlamaktadır. Başka bir deyişle, hayatın olağan akışı ve hayat tecrübesi bakımından öngörülemez zararlar uygun illiyet bağı kapsamında sorumluluğu doğurmayacaktır.
Bazı hâllerde zararın ortaya çıkış biçimi, yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinin varlığını gösteren fiili bir karine oluşturur. Yapının yapımı ile ilgili mevzuata ve teknik kurallara uyulmadığı, alışılmış tedbirlerin alınmadığı ve resmî makamlarca yapılan denetimler sonucunda bina ve yapı eserinin teknik niteliklerinin uygun görülmediği ispatlanırsa, bunlar eksikliğin ve illiyet bağının varlığına birer belirti sayılır. Keza, daha önce aynı zararların ortaya çıkması, zarar verici olaydan sonra yeni güvenlik tedbirlerinin alınmamış olması da birer belirti oluşturabilir.
İlliyet bağı; mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru veya üçüncü kişinin kusuru nedeniyle kesilebilir. 6098 sayılı TBK’nın 69. maddesi kapsamında sorumluluğun doğabilmesi için illiyet bağının kesilmemiş olması gerekir. İlliyet bağının kesilmesi olasılığı dar yorumlanmalı ve her üç neden açısından da, illiyet bağının kesildiği iddiası, sorumlu kişiler tarafından açıkça ispatlanmadıkça kabul edilmemelidir.
İlliyet bağının kesilmesi sebeplerinden biri de üçüncü kişinin kusurudur. Kural hiçbir kimse, aynı zarardan üçüncü kişinin de sorumlu olduğunu ileri sürerek kendi sorumluluğundan kurtulamaz. Her biri müteselsil sorumluluk kuralları uyarınca zararın tamamından sorumlu olur. Bununla birlikte, üçüncü kişinin kusurunun çok ağır olması veya olaya neden olan eylemin çok önemli olması nedeniyle birinci eylemin geri plana itilmesi durumunda sonuç değişebilir. Belirtmek gerekir ki, üçüncü kişinin kusuru, gerekli objektif yoğunluğa, başka bir deyişle gerekli ağırlığa ulaşmadıkça, zarar görenin kusurunda olduğu gibi, illiyet bağını kesmeye yetmeyecektir. Dolayısıyla üçüncü kişinin kusuru yeterli ağırlığa ulaşıp, illiyet bağını kesmedikçe sonuç doğurmayacaktır. Öte yandan kusursuz sorumluluk hâllerinde kusur, sorumluluğun kurucu unsuru olmadığı için zarar verenin ayrıca kusurlu olması mücbir sebep, üçüncü kişinin kusuru ve zarar görenin kusuru nedeniyle sorumluluktan kurtulmayı imkânsız kılar. Zira kusursuz sorumluluk hâlinde zarar verenin kusuru, illiyet bağını kesen sebeplerin belirtilen ağırlığa ulaşmasını engeller.
Bununla birlikte 6098 sayılı TBK’nın 69. maddesi gereğince üçüncü kişinin kusurunun illiyet bağını kestiğinden bahsedilebilmesi için bu kişinin zarar verenin riziko alanı içerisinde bulunmaması gerekir. Gerçekten de sorumlu kişilerin kendisi ile sözleşme ilişkisi içinde olduğu kişiler, yanında çalıştırdığı kişiler ve belirli bakım ve koruma yükümlülüğü olan kişiler, zarar görenler karşısında üçüncü kişi olarak kabul edilemezler. Zira kendilerine rücu mümkün olabilen bu kişiler zarar verenin riziko alanı içerisindedir. Örneğin kiracı, bakım yükümlüsü veya malikin yanında çalıştırdığı kişiler üçüncü kişi olarak nitelenemezler.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde,davalı …’un bina maliki,davalı şirketin klimaların bakımından sorumlu şirket ve dava dışı sigortalının ise kiracı olduğu anlaşılmaktadır.Yangın ise klimadan çıkmış olup klimaların demirbaş olmadığı ve kiracı sigortalı tarafından binaya takılmış olup binanın mütemim cüz’i değildir.Buna göre üçüncü kişilerin kusuru illiyet bağını kesmiş olup bina malikinin çıkan yangın nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından bu kişi (mirasçıları) aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; 586.562,38.-TL alacağın 100.000,00.-TL’sinin 10/10/2013, geri kalan 486.562,38.-TL’sinin ise 05/11/2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ….’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebi ile davalı … mirasçıları aleyhine açtığı davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 40.068,08 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 15.394,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 24.673,63 TL harcın davalı ….’den alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen 25,20 TL başvuru harcı ile 15.394,45 TL karar ve ilam harcının davalı ….’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 57 adet tebligat+posta ücreti 741,50 TL, iki bilirkişi inceleme ücreti 10.200,00 TL olmak üzere toplam 10.941,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 7.119,53 TL’nin davalı ….’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı …. tarafından yapılan 7 adet tebligat+posta ücreti olan 69,00TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 24,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı … ANONİM ŞİRKETİ üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 82.521,86 TL ücreti vekaletin davalı ….’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı ….’nin kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 47.083,74 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı ….’ye VERİLMESİNE,
9-Davalı … mirasçılarının kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 117.159,09 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı … mirasçılarına VERİLMESİNE,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … mirasçıları vekilinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.22/09/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪