Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/748 E. 2022/939 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/748 Esas
KARAR NO : 2022/939

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
K.YAZIM TARİHİ : 31/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …
Esas sayılı icra dosyası ile … numaralı fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibinde
ödeme emrinin TK mad.35 hükmüne göre yapılmış olması nedeniyle süresinde itiraz olanağı
olmadığını, bu nedenle ilgili icra dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığına dair bu davayı
açmak durumunda kaldıklarını, müvekkili ile davalı arasında 18.06.2014 tarihli sözleşme ile
açık halı saha yapımı işi kapsamında sözleşme düzenlendiğini, iş bedelinin 150.568 TL olarak
belirlendiğini, sonrasında taraflar arasında yapılan 01.07.2014 tarihli ek sözleşme ile sözleşme
bedeli revize edilerek 172.280,00 TL olarak belirlendiğini, davalı tarafın işi sözleşmede yazılı
sürede bitiremediğini ve 21 günlük gecikme ile işi 21.08.2014 tarihinde teslim ettiğini, iş bedeli
olarak davalı tarafından 21.08.2014 tarih … nolu toplam 172.280,00 TL bedelli fatura
tanzim edildiğini , müvekkilince davalıya … Bankası … Şubesi’ne ait 20.10.2014
keşide tarihli … Numaralı 70.000 TL bedelli, 20.11.2014 Tarih … Numaralı 55.000
TL bedelli, 20.12.2014 keşide tarihli … Numaralı 25.568,00 TL bedelli ve 21.01.2015
keşide tarihli 21.712,00 TL bedelli toplam 4 adet çekle ödeme yapıldığını, davalının daha
sonrasında müvekkilinden 10.985,80 TL’lik ek ödeme daha talep ettiğini, ancak sözleşme
kapsamındaki tüm ödemeleri yapan müvekkil bu talebi kabul etmediğini, Antalya ….
Noterliği 01.04.2015 tarih … Yevmiye Numaralı ihtarname ile müvekkilinin herhangi bir
borcu bulunmadığı ve cezai şart bedelinin ödenmesi gerektiğinin davalıya bildirildiğini,
davalının uzun süre sonra müvekkili aleyhine icra takibi başlatarak fazladan bedel talebinde
bulunduğunu, müvekkilinin sözleşme kapsamında tüm ödeme edimlerini yerine getirdiğini, davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığınının tespiti ile öncelikle tedbir taleplerinin
kabulüne müvekkili hakkında icrai işlemlere devam etmesi halinde telafisi güç zararlar ortaya
çıkacak olması nedeniyle olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi adına takibin takdiren
teminatsız veya uygun görülecek teminat mukabilinde durdurulmasına yada İİK Mad 72
kapsamında icra veznesine yatırılacak bedelin alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı
verilmesine , haklı davalarının kabulü ile müvekkilinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …
Esas sayılı icra dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep
ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen TTK m. 5/A-1 maddesi ile ticari
davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri
hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak
düzenlendiğini, davacının, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin
son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine
eklemediğini, dava dilekçesinde herhangi bir arabuluculuk başvurusundan bahsetmediğini bu
nedenle dava şartı yokluğundan davanın esasına girilmeden usulden reddi gerektiğini, davacı
… San. ve Tic. A.Ş. ile davalı … San. ve Tic. A.Ş. arasında bir
ticari ilişki oluştuğunu, yapılan sözleşme akabinde hizmet karşılığı ücret ödenmesi borcu
doğduğunu, dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları 30.08.2014 tarihli seri … sıra numaralı
ve 21.08.2014 tarihli seri … sıra numaralı iki faturanın davalı adına tanzim edildiğini, tek faturayı göstererek 10.985,80 TL değerindeki faturayı göz ardı etmek
Suretiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı icra takibi ile talep edilmiş
olan alacağı konusuz göstermeye çalıştığını, bu durumun iyi niyetten uzak, mahkemeyi yanlış
yönlendirmeyi hedefleyen bir davranış olduğunu belirterek açılan davanın reddine, icra takibi
üzerindeki tedbirin kaldırılmasına, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 11/03/2022 tarihli bilirkişi Mali Müşavir … ve bilirkişi İnşaat Mühendisi … tarafından düzenlenen raporda; Dava dosyası içerisindeki belge ve bilgiler ile davacı firmanın 2019 yılı ticari defter
kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacı firmanın 2014-2015 yılları ticari defterlerinin 213 s.l V.U.K. ilgili maddelerine
uygun olarak açılış tasdiklerinin, 6102 sayılı T.T.Kanunu 64. maddesi 3. bendine uygun olarak
Yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu, kapanış tasdiki bulunan defterlerin
sahibi lehine delil teşkil edebileceği, davacı firmanın ticari defter kayıtlarında 21.08.2014 tarih … nolu 172.280,00 TL
bedelli faturanın ve … Bankası A.Ş. … Şb.ne ait 22.11.2014 vade
… nolu 55.000,00 TL, 20.12.2014 vade … nolu, 20.12.2014 vade … nolu
25.568,00 TL bedelli ve 21.01.2015 vade … nolu 21.712,00 TL bedelli çeklerin tahsiline
ilişkin kayıtlarında mevcut olduğu, Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında takibe konu edilen
30.08.2014 tarih … nolu 10.985,80 TL bedelli fatura kaydının davacı ….Ltd.Şti. ticari defterlerinde gözükmediği, davacı firmanın 2014 – 2015 yılı ticari
efterlerinin kapanış tasdikinin mevcut olduğundan sahibi lehine delil teşkil edebileceği hususları dikkate alındığında, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. dosyasında takibe konu edilen
30.08.2014 tarih … nolu 10.985,80 TL bedelli fatura için davacı … San.
ve Tic. Ltd. Şti davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. ne borcunun bulunmadığı, inşai
yönden sahanın bulunduğu yerde yapılan incelemede sahanın tamamlanıp faal olduğu ve
29,00 m x 44,00 m ebatlarında olduğunun ölçüldüğü görüş ve kanaatine varılmıştır.
Dosyaya sunulan 22/08/2022 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Dava konusunun davalı tarafından davacı aleyhine fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra takibinde davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti talebinden ibaret olduğu, davalının 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil nitetiğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (03.06.2021) itibariyle davalının davacıdan 10.985,80 TL alacaklı olduğu, takip konusunun davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen 21/08/2014 tarihli …. numaralı 10.985,80 TL bedelli faturadan kaynaklı olduğu, taraflar arasında akdedilen 18/06/2014 tarihli Taşeronluk Sözleşmesi’nin Madde 11 – Ödemeler ve Teminatlar maddesinde yapılacak ödemelerin; aşağıda belirtilen vadeli çeklerle yapılır; 20.10.2014….70.000,00 TL (Sözleşme tarihinde), 20.11.2014….55.9000,00 TL (Yapısal çalışmalar tamamlanınca), 20.12.2014….25.568,00 TL fişin idareye teslim edilip geçici kabul yapılınca)” şeklinde belirlendiği, sözleşme maddesi kapsamında davacı şirket tarafından 3 adet çek ile ödeme yapıldığı ve mezkur çeklerin davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı ve kabulünde olduğu, taraflar arasında akdedilen 01/07/2014 tarihli Taşeronluk Ek Sözleşmesi’nin Madde 3 Sözleşme Bedeli maddesinde; “Fark olarak 21.712,00 TL (YİRMİBİRBİNYEDİYÜUZONİKİ-TL) 20/01/2015 tarihinde çekle ödenecektir” şeklinde belirlendiği, sözleşme maddesi kapsamında davacı şirket tarafından sözleşme kapsamında ödeme yapıldığı ve mezkur çekin davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı ve kabulünde olduğu, davalı şirket tarafından düzenlenen yansıtma bedeli faturasının yerinde olup olmadığı uzmanlık alanımız dışında olup 11/03/2022 tarihli heyet raporundaki teknik değerlendirmeye göre inşai yönden sahanın bulunduğu yerde yapılan incelemede sahanın tamamlanıp faal olduğu ve fatura bedelini almasının yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davacının davalıya borcunun bulunmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Huzurda görülen dava menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer, fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer. (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372)
Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce (alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması şartı ile) ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından davacı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası ile faturaya dayalı icra takibi açılarak takip kesinleşmiştir. Takibin kesinleşmesi üzerine davacı tarafından söz konusu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti için huzurda görülen dava açılmıştır. Taraflar arasında 18/06/2014 tarihli sözleşme ile açık halı saha yapımı işi konusunda anlaşmaya varıldığı; iş bedelinin söz konusu sözleşme ile 172.280,00 TL olarak belirlendiği; bu bedelin davacı tarafından davalıya ödendiği ve taraflar arasında imzalanan 01/07/2014 tarihli Taşeronluk Ek Sözleşmesi uyarınca 18/06/2014 tarihli sözleşmede belirlenen iş bedeline ilave olarak 21.712,00 TL daha ödeme yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı ve söz konusu tutarın da davalıya ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkememizce takibe dayanak yapılan ve davalı şirket tarafından düzenlenen yansıtma bedeli faturasının içeriği konusunda açıklamada bulunmak üzere davalıya süre verilmiş olup davalı vekili tarafından söz konusu faturanın yapılan ek iş bedeline yönelik olduğu belirtilmiş olup yapılan ek işlerin neler olduğu açıklanmamıştır. İnşai
yönden sahanın bulunduğu yerde keşfen yapılan bilirkişi incelemesinde sahanın tamamlanıp faal olduğu belirtilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda takibe dayanak yapılan faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Menfi tespit davasında kural olarak ispat yükü davalı alacaklıda olup huzurda görülen davada davalı tarafından faturaya konu işlerin yapıldığı ispat edilememiştir. Davalı delilleri arasında yemin delili olmadığından iddialarının ispatı bakımından kendisine yemin delili hatırlatılamamıştır. Açıklanan nedenlerle açılan davanın reddi ile davalının icra takibi açmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası nedeni ile davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2- Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.204,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 301,23 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 903,67 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan (2.600,00 TL bilirkişi ücreti + 484,60 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 3.084,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 301,23 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸