Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/744 E. 2022/265 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/744 Esas
KARAR NO : 2022/265

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 18/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirkete faturalar düzenlendiğini hizmet verildiğini, bakiye 2.697,02 TL alacaklı olduklarını davalı şirketin bakiye alacağını ödememesi üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 2.697,02 TL asıl alacak, 127,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.824,50 Tl üzerinden borçlu aleyhine cari hesap dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 30/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 06/08/2021 tarihinde süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği ve icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulduğu görüldü.
Dosyaya sunulan 10/02/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; Davacı şirkete ait 2020-2021 yılı ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, 2020 yılı yevmiye defteri kapanış tasdiklerinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı, 2021 yılı için yasal sürenin devam ettiği, 2021 yılı ticari defterlerin 30.09.2021 tarihi itibarı ile kısmen yazdırılmış olduğu, sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu, davalı şirketin incelemeye katılmadığı ve yerinde incelemede talep etmediği, Davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre Davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından takip 16.07.2021 tarihi itibarı ile davalı şirketten 2.697,00 TL cari hesap bakiyesi kadar alacaklı olacağı sonuç ve kanaatine varılmakta ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, Sayın Mahkemenizce, davacı şirket tarafından, davalı şirkete fatura içeriği hizmetin verildiğine ilişkin belge ibraz edilmeyen 2021 yılına ilişkin toplan 750,00 TL tutarlı 3 adet faturanın dışlanması gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde ise Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından takip 16.07.2021 tarihi itibarı ile 2.697,00 TL – 750,00 TL = 1.947,00 TL alacaklı olacağı sonuç ve kanaatine varılmakta ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, somut olay bakımından faizin, davacı şirketin davalı şirketi temerrüde düşürdüğü yönünde ihtar ve/veya ihbar bulunduğuna ilişkin dosyada herhangi bir somut belge bulunmaması nedeniyle takip öncesi faiz hesaplaması yapılmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere alacağa takip tarihi olan 16.07.2021 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda ticari faiz işletilmesinin uygun olduğu belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari hesap alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalıların itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesine rağmen yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalının belirlenen inceleme gününde defterleri ibraz etmemesi nedeni ile sadece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup yapılan inceleme sonunda düzenlenen raporda davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 2.697,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda 250,00 TL tutarlı 3 adet faturaya konu hizmetin davacı tarafından yerine getirildiğine ilişkin belge ibraz edilemediği belirtilmiş ise de davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davalının belirlenen inceleme gününde ticari defter ve kayıtlarını mahkememizde hazır bulundurmaması ve yerinde inceleme de talep etmemesi nedeni ile HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğu kabul edilerek asıl alacak yönünden açılan davanın kabulüne; takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bilgi ve belgenin mahkememize ibraz edilmemesi nedeni ile takip öncesi faiz talebinin reddine, davacının, alacağın likit olması nedeni ile takdiren asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 2.697,02 TL asıl alacak üzerinden İPTALİ ile asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2- Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile 539,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 184,23 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 124,93 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan (800,00 TL bilirkişi ücreti + 125,50 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 925,50 TL yargılama giderinin tamamının (davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmamasından dolayı) davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
6- Davacı tarafından yatırılan 8,50 TL vekalet harcı, 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 2.697,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin tamamının arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
15/03/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı