Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/734 E. 2021/1245 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/734 Esas
KARAR NO : 2021/1245

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili ….. Sigorta A.Ş. tarafından İşyerim Paket Poliçesi (Poliçe No: …..) ile sigorta yapılan ….. Tekstil San. Ve Tic. AŞ.’nin “….. Mah. ….. Sok. ….. İş Hanı Dış Kapı No:… İç Kapı No:… Güngören/İstanbul” adresindeki işyeri hakkında, 13.04.2020 tarihinde sigortalı tarafından su hasarının ihbar edildiği; davalılar ….. ve …..’ın maliki olduğu ve …..’un kiracı olduğu işyerinde, dava konusu hasara sebep olan tuvalet bölümünde yer alan açıktan geçen spiral borunun patladığı; patlama sonucu akan suların sigortalı iş yeri depo ve showroomuna sızması sonucu muhtelif cins ve miktarda top kumaşların hasarlandığı; showroomdaki ahşap bankolar ve zemin parkelerin suyun etkisiyle şişerek hasarlandığı; davacı sigorta şirketi tarafından 118.066,20 TL tutarındaki hasar tazminatının sigortalısına 04.06.2020 tarihinde ödendiği; dava konusu hasarın, davalıların maliki ve kiracısı oldukları mahalde gerekli bakım ve onarımı yaptırmamış olmaları nedeni ile meydana geldiği; özellikle malikler ….., ….. ile sigortacısı …. Sigorta’nın bina malikinin kusursuz sorumluluğu hükümleri uyarınca sorumluluğunun bulunduğu; açıklanan nedenlerle rücuen tazminat alacağı olan toplam 118.066,20 TL’nin (Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere) (sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe teminatı ile sınırlı olmak üzere) ödeme tarihi olan 04.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA:
Davalı ….. Sigorta vekili cevap dilekçesi ile; Kiracı …..-….. …..’nın kullanımda olan, ….. ve sigortalı …..’a ait taşınmazın müvekkili şirket nezdinde 27.05.2019 – 27.05.2020 vadeli, ….. no.lu Ticari Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu; somut uyuşmazlıkta meydana gelen hasarın, kiracı işletmenin depo dahilindeki tuvalet lavabo altı spiral borusunun patlaması sebebiyle yayılan suların, kiracı …. isimli …..’un şahıs firması ve yine kiracı olan davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan ….. Tekstil San. Tic. A.Ş’ye sirayet etmesi neticesinde meydana geldiği; iddiaların aksine bina yapımındaki herhangi bir bozukluktan bahsedilemeyeceği; bu kapsamda sigortalı malikin kusursuz sorumluluğundan da bahsedilemeyeceği; zararın binanın yapımındaki eksiklik ya da binanın bakımındaki noksanlıktan ileri gelmediği, dosya kapsamında, hasar ile bina eksikliği ya da binanın bakımındaki noksanlık arasında (malikin eylemi arasında) illiyet bağının mevcut olmadığı; nitekim, kiracı sıfatı ile taşınmaz bölümü kullanan kiracı …..’un, kiralanana ilişkin olağan kullanımdan kaynaklı temizlik ve bakım borcunu yerine getirmediğinden ve gerekli tamiratı yapmaması nedeniyle dava konusu zararın meydana geldiği; müvekkili şirketin dava konusu olaya ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının tespiti ile davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu; Somut olayda müvekkilinin yetkilisi olduğu ….. ….. ünvanlı iş yerinin bitişiğinde yer alan ….. Tekstil San ve Tic. A.Ş.’yi su basmasından ve doğan zararlardan sorumlu olmadığı; pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağının olduğu tarihte suların kesildiği, sular kesilip tekrar geldiğinde suyun tazyikli akması nedeniyle su borusunun patladığını, bu nedenle iş yerinde zarar oluştuğunu, yan komşusu olan ….. Tekstil San ve Tic. A.Ş.’nin ise giderinin olmaması sebebiyle suyun biriktiği ve dükkanda yer alan kumaşların zayi olduğu, müvekkilinin basiretli bir iş adamı gibi davranarak iş yerini kapatmadan önce gerekli tüm önlemleri aldığı; ancak suların kesilip tazyikli geri gelmesi ve bununda boruları patlatmasının öngörülemez bir durum olduğu; müvekkiline atfedilecek bir kusur sorumluluğunun olmadığını, öncelikle görev itirazının yerinde görülerek Sayın Mahkemeniz tarafından yapılacak usuli inceleme neticesinde görevsizlik kararı verilmesini, esastan yapılacak inceleme neticesinde de oluşan zarara bina maliklerinin sebep olması dolayısıyla müvekkiline kusur atfedilemeyeceğinden davanın müvekkili yönünden esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesi ile; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu; somut uyuşmazlıkta meydana gelen hasarın, kiracı işletmecisinin, tuvalet lavabo altı spiral borusunun patlaması sebebiyle yayılan suların, kiracı …. isimli …..’un şahıs firması ve yine kiracı olan davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan ….. Tekstil San. Tic. A.Ş’ye sirayet etmesi neticesinde meydana geldiği, iddiaların aksine bina yapımındaki herhangi bir bozukluktan bahsedilemeyeceği; bu kapsamda bina malikinin kusursuz sorumluluğundan da bahsedilemeyeceği; zira; diğer davalı kiracı sıfatında olan …..’un dava konusu taşınmazda 2012 tarihli kira sözleşmesine istinaden faaliyet göstermekte olduğu; 9 yıllık geçmişe sahip bir kiracının lavabo altı spiral borunun patlaması nedeniyle bizzat sorumlu olacağının hayatın olağan akışı gereği olduğu gibi yerleşik yargıtay kararları ışığında da; mutat bakım ve onarımların, taşınmazda bulunan ilgili kişi tarafından yerine getirileceğinin yasanın amir hükmü gereği olduğu; bu itibarla eğer bir sorumlu aranmakta ise bina malikinin kusursuz sorumluluğuna ilişkin değerlendirmeden ziyade yasal bakım yükümlülüklerini ifa etmeyen kiracı diğer davalı …..’un kusurunun varlığı karşısında, müvekkil aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesi gerektiği; bu açıklamalar ışığında davalı müvekkilin zararın meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığı açık olup müvekkilim …..’a yöneltilen davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesi ile; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu; somut uyuşmazlıkta meydana gelen hasarın, kiracı işletmecisinin, tuvalet lavabo altı spiral borusunun patlaması sebebiyle yayılan suların, kiracı ….. isimli …..’un şahıs firması ve yine kiracı olan davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan ….. Tekstil San. Tic. A.Ş’ye sirayet etmesi neticesinde meydana geldiği, iddiaların aksine bina yapımındaki herhangi bir bozukluktan bahsedilemeyeceği; bu kapsamda bina malikinin kusursuz sorumluluğundan da bahsedilemeyeceği; zira; diğer davalı kiracı sıfatında olan …..’un dava konusu taşınmazda 2012 tarihli kira sözleşmesine istinaden faaliyet göstermekte olduğu; 9 yıllık geçmişe sahip bir kiracının lavabo altı spiral borunun patlaması nedeniyle bizzat sorumlu olacağının hayatın olağan akışı gereği olduğu gibi yerleşik yargıtay kararları ışığında da; mutat bakım ve onarımların, taşınmazda bulunan ilgili kişi tarafından yerine getirileceğinin yasanın amir hükmü gereği olduğu; bu itibarla eğer bir sorumlu aranmakta ise bina malikinin kusursuz sorumluluğuna ilişkin değerlendirmeden ziyade yasal bakım yükümlülüklerini ifa etmeyen kiracı diğer davalı …..’un kusurunun varlığı karşısında, müvekkil aleyhine ikame edilen davanın reddine karar verilmesi gerektiği; bu açıklamalar ışığında davalı müvekkilin zararın meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığı açık olup müvekkilim …..’a yöneltilen davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, TTK.m.1472’ye dayalı rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Güngören Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen taşınmaza ait tapu kaydında hasarın meydana geldiği binada kat mülkiyetinin kurulduğu anlaşılmıştır.
TTK.m.1472 hükmü; “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklindedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. Ve 3.7.1944 tarihli kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19. maddesinde, her kat malikinin anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı kanunun Ek Madde 1’i “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” hükmünü amirdir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2019 tarih, … E. ve … K. Sayılı ilamına göre;

“Bu durumda mahkemece; kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazdaki davalıya ait bağımsız bölümden kaynaklandığı ileri sürülen zararın rücuen tahsiline ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin Dosya No: …, Karar No: …ve Karar Tarihi: 09/06/2021 tarihli kararına göre;
“Somut olayda, davacı sigorta şirketi sigortalısının halefi olarak kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince ev sahibine ve kusur sorumluluğu ilkesine göre ise bina inşaat sahibine karşı rücu talebinde bulunmuştur. HMK’nın 166. maddesi uyarınca davanın aynı sebepten doğmuş olması nedeniyle usul ekonomisi de dikkate alınarak her iki davalı yönünden davanın özel mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.”

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin Dosya No: …., Karar No: …. ve Karar Tarihi: 18/05/2021 tarihli kararına göre;
“Somut olayda, bağımsız bölüm malikinin halefi olan davacı sigorta şirketi, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ….. Gayrimenkul Yatırım AŞ.’ ye ait daireden dava dışı sigortalı …. Makine San. Ve A.Ş’ ye ait daireden sızan su sızıntısı nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın rücuan tahsilini tapu maliki olan şirket ve dairede tadilat işlerini yapan bu dosya davalısı ….’ ndan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep olup, bu şekilde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılan uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da taleplerden biri yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; söz konusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usûlüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece uyuşmazlığın çözülmesi gerekir.
O halde, gerek davalı kat maliki ve gerekse de davalı ….’ nun sorumluluğu aynı maddî olaydan kaynaklanmış ve zarar tek olmakla, davaların birlikte görülmesi ve bütün talepler yönünden ihtilafın özel mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir.”

Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından açılan davada davalılardan …. ve …..’ın maliki, davalı …..’un kiracısı olduğu bağımsız bölümde meydana gelen tuvalet lavabo altı spiral borusunun patlaması sebebiyle yayılan suların dava dışı davacının sigortalısı olan kiracı ….. Tekstil San. Ve Tic. A.Ş.’nin işyerinde meydana gelen zarardan dolayı davalılar …. ve …..’ın Türk Borçlar Kanunu’nun 69. maddesi uyarınca yapı malikinin sorumluluğu kapsamında sorumlu olduğu iddia edilmiş olup; söz konusu davalıların davacı sigorta şirketinin sigortalısında meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın hasarın meydana geldiği binada kat mülkiyetinin kurulduğu da gözetilerek 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uyarınca çözülmesi gerekir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanmasından doğacak her türlü uyuşmazlığın ise Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiği açıktır. Dava konusu uyuşmazlığın aynı olaydan kaynaklanması ve zararın tek olması, davalılardan biri hakkında verilecek kararın diğer davalıları da etkileyecek olması nedeni ile usul ekonomisi de dikkate alınarak İstanbul BAM …. Hukuk Dairesi’nin yukarıda belirtilen kararları doğrultusunda bütün talepler ve davalılar bakımından ihtilafın özel yetkili mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesince çözülmesi gerektiğinin kabulü ile kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalı … ve davalı …. vekillerinin yüzlerine karşı, davalı ….. ile davalı …. Sigorta vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2021

Katip …..
e-imzalı

Hakim ….
e-imzalı