Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/723 E. 2022/245 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/723
KARAR NO : 2022/245

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 01/09/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;Davacılaran,davalı şirketin %50 ortağı olduklarını,davalı şirketin …. tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescilli ana sözleşmesinin şirketin idaresi kenar başlıklı 7. Maddesine göre şirketin işleri ve işlemleri ortaklar kurulu tarafından seçilen bir veya birkaç müdür tarafından yürütülduğunu,diğer taraftan ana sözleşmenin temsil ve ilzam kenar başlıklı 8. Maddesine göre 10 yıl süreyle …, … ve … müdür olarak tayin edildiklerini,bilindiği gibi, limited şirketlerde, müdürler zorunlu organ olarak şirketi yönetme ve temsil yetkisine sahip kişiler olup davalı şirketin yukarıda isimleri zikredilen müdürleri şirketi münferiden temsil ve yönetme yetkisi verilmiş müdürler olduğunu,her ne kadar münferit yetkiye sahip her bir müdür, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkili ise de, müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlü olduklarını,özen iş ve işlemlerde gösterilmesi gereken dikkati, ciddiyeti ve bilimselliği ifade ederken, şirketin menfaatinin gözetilmesi ise şirketin menfaatinin kişisel menfaatlere ve başkalarının menfaatlerine feda edilmemesi, diğer menfaatlerin arkasına konulmaması anlamına geldiğini,oysa şirketin münferiden imza yetkililerinden …(aynı zamanda diğer ortak …. şirketinin de yöneticisidir), tasfiyesi talep edilen …. Şirketinin münferiden yetkiye sahip müdürü olarak, kendi menfaatlerini, şirketin menfaatinin önüne koyarak kendisine tanınan yetkiyi kötüye kullandıklarını,işlemleri yapan … şirketinin aynı zamanda yöneticisi olan adı geçen müdürlerin, şirkete zarar verdikleri, kendi menfaatlerini ön plana koydukları, ülkeyi terk ederek şirketi karar alamaz, işlem yapamaz hale getirdikleri, bu nedenle şirketi ve ortaklarını büyük bir sıkıntıya soktukları, şirketin devamının bu anlamda imkansız olduğu sonucuna varılması gerektiğini,bu şartlar altında yukarıda anlatılan devam eden davaların da şirket menfaatini zedeleyeceği göz önüne alındığında şirket ortaklarından ya da görev süresi dolmuş müdürlerden birinin önemle TMK 427/4 ve TTK 636/2 kapsamında yönetim kayyımı olarak atanması zorunluluğu bulunduğunu,yukarıda aktarılan olaylar ve görüş ayrılıkları neticesinde ortaklar arasında derin bir görüş ayrılığı ortaya çıktığınıgüven bunalımına da yol açan bu olaylar neticesinde hiçbir konuda karar alamamış ve olağan genel kurullarını dahi icra edemediğini,özellikle şirketin % 50 ortağı konumdaki … ’nın Almanya’da kurulu bir şirket olması ve diğer iki müdürün Alman vatandaşı olup yurt dışında ikamet etmesi ortaklar arasındaki iletişimin tamamen kopmasına sebep olduğunu,nitekim mevcut müdürlerin görev süresi 2016 yılında dolduğu halde yeni müdür/müdürlerin seçimi de yapılamadığını ve şirketin organsız kaldığını,limited ortaklıkların organlarının bulunması, onlar açısından hayati bir önemi haiz olduğunu,nitekim Limited Şirketler hakkında uygulama alanı bulan TTK 636/2 maddesinde;
“Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.” denildiğini,ortaklığın bir organının üye sayısının kanun, esas sözleşme veya genel kurul kararında belirlenen sayının altına düşmesi, organın üyelerinin görev süresinin dolması, organın seçimine ilişkin genel kurul kararının yokluğunun yahut butlanının tespiti veya iptali hâllerinde, ortaklıkta gerçek anlamda bir organ yokluğu meydana geldiğini,şeklen mevcut olan bir kurul organın karar almak üzere sürekli biçimde toplanamaması veya toplanmasına rağmen karar alamaması yahut yine sürekli biçimde ret kararı üretmesi durumlarında ise organın işlevsizliği veya kilitlenmesi söz konusu olduğunu,davalı şirkette de gerçek anlamda bir kilitlenme durumu meydana gelmiş ve şirket organsız kaldiığını,bu nedenlerle;
Öncelikle ve önemle TMK 427/4 ve TTK 636/2 kapsamında şirketin hali hazırda Türkiye’de bulunan süreleri dolmuş müdürlerinden …’ın olmadığı takdirde, mahkemece uygun görülecek şirket ortağı davacı müvekkillerden … veya …’ın devam eden davalar ve tüm süreçleri takibi için Yönetim kayyımı olarak atanmasına,
Haklı hukuki nedenlere dayanan davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı bulunan davalı şirketin TTK 636/II. Bendi uyarınca feshine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafından ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı şirkete usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğine rağmen,davalı şirket davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin TTK’nın 636/2.maddesi uyarınca fesih-tasfiyesi istemine ilişkindir.

Davacı şirketin sicil kayıtları celp edilmiş incelenmesinde; davacı şirketin merkez adresi itibariyle Mahkememizin kesin yetkili olduğu, davacı şirketin 30/04/2013tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edildiği, şirketin tescilli sermayesinin 20.000,00 TL olup, şirket yetkililerinin …,…. ve … oldukları ve görev sürelerinin 01/06/2016 tarihinde dolduğu görülmüştür.
Somut olaya uygulanması gereken TTK’nın 636 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü ” “Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.” şeklinde olup buna göre Mahkemece organ eksikliğinin veya genel kurulun uzun zamandan beri toplanamaması hâlinin mevcut olduğunun tespit edilmesi hâlinde müdürler dinlenerek şirketin durumunun Kanuna uygun hâle getirilmesi için süre verileceği öngörülmüş olup Mahkememizce davalı şirkete tebligat yapılmış ve duruşmaya gelen münferiden yetkili müdür …’ın beyanı alınmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacıların,davalı şirketin %50 payına sahip ortakları olduğu,davalı şirketin 2006 tarihinde yapılan genel kurulunda …,…. ve …’in 10 yıllığına münferiden şirket müdürü olarak seçildikleri ve görev sürelerinin 01/06/2016 tarihinde dolduğu,şirketin son tescilinin 11/06/2013 tarihinde yapıldığı ve o tarihten bu yana genel kurulun toplanmadığı gibi görev süresi dolan müdürler yerine yeni müdürlerinde atanmadığı,dolayısıyla şirketin organsız kaldığı,Mahkememizce yapılan tebligat ile verilen süreye rağmen şirketin durumunun Kanuna uygun hâle getirilmediği,dinlenen şirket müdürü de şirketin Kanuna uygun hâle getirilmesinin mümkün olmadığını beyan ettiği,buna göre şirketin organsızlık nedeniyle fesih koşullarının oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur,
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasında kayıtlı bulunan davalı … LİMİTED ŞİRKETİN’nin TTK’nun 636/2.maddesi hükmü uyarınca FESİH VE TASFİYESİNE,
2-Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere SMMM ….’nun TTK’nun 643.madde hükmü yollamasıyla aynı Kanunun 536/3.maddesi uyarince şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, bu hususta kendisine yetki VERİLMESİNE,
3-Şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre gerekirse artırılıp eksiltilmek kaydıyla, tasfiye süreci devam ettiği sürece tasfiye memuruna toplam 10.000,00.-TL ücret TAKDİRİNE, ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine TEBLİĞİNE,
5-Tasfiye masrafları olarak belirlenen 10.000,00.-TL’nin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
6-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
7-Alınması gerekli 80,70.-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40.-TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
8-Davacılar tarafından ödenen 59,30.-TL başvurma harcı ile 59,30.-TL peşin harç ve 8,50.-TL vekâlet harcının davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
9-Davacılar tarafından yapılan 26 adet tebligat+posta ücreti 550,80.-TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacılara VERİLMESİNE,
10-Davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 5.100,00.-TL ücreti vekaletin davalı şirketten tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı şirket müdürünün yüzlerine karşı, davalı şirketin yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 03/03/2022

BAŞKAN …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE …
☪e-imzalıdır.☪
KATİP …
☪e-imzalıdır.☪