Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/718 E. 2022/105 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/718 Esas
KARAR NO : 2022/105

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
K.YAZIM TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesi ile; Müvekkili …. İnş. Taah. Ve San. Tic. Ltd. Şti.’nin 1995 yılından bu yana çim tohumu, sıvı ve toz gübre üretim ve satışı yaptığı; davalı ile müvekkili arasında imzalanan 25.11.2019 tarihli sözleşme ile ”vidalı dikey dolum makinası”nın davalı tarafından imali ile müvekkiline teslimi konusunda tarafların mutabık kaldığı; sözleşme kapsamında müvekkili tarafından davalıya 27.11.2019 tarihinde 10.000 TL, 06.01.2020 tarihinde 7.200 TL, 20.01.2020 tarihinde 28.800 TL olmak üzere toplam 46.000 TL ödeme yapıldığı; davalı tarafından tanzim edilen 30.12.2019 Tarih ve …. No’lu faturanın müvekkiline gönderildiği; satın alınan makinenin çalışmaması üzerine davalının cihazın onarımı gerçekleştirmek üzere Gaziantep’te bulunan imalathanesine gönderilmesini talep etmesi nedeniyle 27.05.2020 tarihli irsaliye ile cihazın davalıya gönderildiği; davalının makineyi müvekkiline iade etmediğini; davalının cihazı göndermemesi nedeniyle ve müvekkilinin işlerinin devamını sağlamak üzere 287.850 TL tutarında yeni bir paketleme makinesi almak zorunda kaldığı; davalıya ödenen ürün bedeli 46.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla şimdilik 40.000 TL maliyet artışı ve yoksun kalınan kara ilişkin zararın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama masraflarıyla vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi arz ve talep edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, işbu davayı kendi yerleşim yerinde açtığı; HMK’nın 6. maddesi uyarınca Gaziantep ATM’nin yetkili olduğu; bu nedenle öncelikle dosyanın yetkili Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi; sözleşmeye konu makinenin çalışır vaziyette davacıya teslim edildiği; davacı firmanın fason üretim yaptığı; davacının fason dolum sözleşmesini tamamlayıp, başka ürünü kapsayacak yeni bir fason dolum anlaşması yaptıklarını beyan ederek makinanın yeni ürüne göre yeniden tasarlanmasını istemeleri üzerine davalıya gönderildiği; davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı; açıklanan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava HMK’nın 105. maddesi uyarınca açılan eda davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
HMK’nın 2. maddesine göre;
“(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
(2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; huzurda görülen davanın mutlak ticari davalardan olmaması nedeni ile mahkememizce davalı gerçek kişinin tacir olup olmadığının tespiti için ilgili kurumlara müzekkereler yazılmıştır. Gelen müzekkere cevaplarında davalının Gaziantep Ticaret Odası’nda gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı, vergi dairesi tarafından verilen yazı cevabında ise davalının 2019 ve 2020 yıllarında işletme hesabına göre defter tuttuğunun ve davalının 15/11/2020 tarihinde huzura görülen dava açılmadan önce faaliyetini sonlandırdığının bildirildiği; müzekkere cevabı ekinde gönderilen 2019 ve 2020 yıllarına ait yıllık gelir vergisi beyannamesinin incelenmesinde davalının faaliyetinin esnaf sınırında kaldığı tespit edilmiştir. Davalının gelen müzekkere cevapları doğrultusunda tacir olmadığının tespiti ile kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlenmesi, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı