Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/701 E. 2022/592 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/701
KARAR NO : 2022/592

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 23/08/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkillerinin davalı şirket de dahil olmak üzere, … Ev İhtiyaç Maddeleri Ticaret Ve Sanayi A.Ş., … San. Ve Tic. A.Ş. ortağı olup belirtilen tüm şirketlerin, müvekkillerinin murisi ve eski yönetim kurulu başkanı …, yönetim kurulu başkan yardımcısı … ve yönetim kurul üyesi … tarafından yönetildiğini, muris …’nin vefatının ardından, belirtilen üç şirkette …’nin yönetim kurulu başkanı, …’nin yönetim kurulu başkan yardımcısı ve müvekkillerinden …’nin ise yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını, şirketin ortaklık yapısının %50 …, %25 …, %25 … şeklinde olduğunu, davalı şirketin … ve … tarafından yönetildiğini, 06/08/2020 tarihli genel kurul ile …’nin yönetim kurulu başkanı, …’nin ise yönetim kurulu başkan vekili olmasına ve …’nin yönetim kurulu üyesi olmasına karar verildikten sonra aşağıda yazılı olayların meydana geldiğini, genel kurul kararı ile müvekkillerinden … yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildikten sonra, muris …’nin yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı dönemde, faaliyet, üretim, satış raporları ve şirketin mali durumunu gösterir diğer raporlar düzenli olarak her hafta tüm yönetim kurulu üyeleri ile mail ve diğer yollarla paylaşılmakta olduğundan, kendisi de yönetim kurulu üyeliğine seçildikten sonra bu raporların kendisine iletilmesini talep ettiğini, davalı şirket muhasebesinin, yönetim kurulu başkanı … tarafından, müvekkiline hiçbir bilgi ve belge verilmeyeceği yönünde talimat verildiğini ilettiğini, müvekkili …, yönetim kurulu başkanından aynı bilgi ve belgelerin kendisine verilmesini talep ettiğinde, kendisine şirket işleyişine dair hiçbir bilgi verilmeyeceğinin söylendiğini, müvekkiline ısrarla bilgi ve belge paylaşımı konusunda olumsuz yanıt verilmesi nedeniyle, söz konusu duruma dair şirket temsilcisine durumun bir kez de mail yolu ile iletildiğini, ancak müvekkiline hiçbir surette bilgi ve belge verilmediğini, yaşanan bu olaylardan sonra, müvekkillerinin tamamının şirket binasına giriş kartları bloke edilmiş, şirkete giriş çıkışları tamamen engellenmiş, şahsi eşyalarının alınmasına dahi izin verilmediğini, buna ek olarak e-posta hesapları kapatılmış, aylık ödemeleri yapılmamış, SGK’ya çıkış işlemleri bildirilmiş, kullanmış oldukları araçların HGS/OGS kayıtlarının iptal edildiğini, müvekkillerinin, bilgi edinme ve inceleme haklarını kullanmak ve uzun süredir gerçekleştirilmeyen genel kurul toplantısının yapılması, yönetim kurulunun görevden alınması ve şirkete özel denetçi atanmasına dair gündem maddelerinin yer aldığı genel kurul toplantısının yapılmasını içeren ihtarname keşide ettiklerini ancak olumsuz cevap verildiğini, müvekkillerinin taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi nedeniyle, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile genel kurul çağrısı yapılması için yetki verilmesini içeren dava ikame edildiğini, söz konusu dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edildikten sonra, geçmişe dönük olarak karar alınarak genel kurul toplantı tarihi belirlendiğini, Davalı şirket yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısının diğer yönetim kurulu üyesi ve genel kurul üyeleri olmaksızın aldıkları kararlar doğrultusunda hakkaniyete ve anonim şirket temel ilkelerine aykırı olarak yönetildiğini, davalı şirket yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısının şirketin mali kaynaklarını kendi çıkarları doğrultusunda kullandıklarını, şirket işleyişine, mali durumu, bilançolar ve genel faaliyetlere ilişkin bilgi talebi ile birlikte yeni yönetim kurulu seçimi ile bilançoların gerçek durumu yansıtmaması nedeniyle özel denetçi tayini gündemleriyle ya da bunların gündeme eklenerek olağan veya olağanüstü toplanması için çağrı yapılması talebiyle Bakırköy …. Noterliğinin … Yev. Nolu 07.04.2021 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı şirket yönetim kurulu üyeleri … ve …’nin ihtarnameye cevapları ile müvekkillerinin taleplerini reddettiklerini, müvekkillerinden …’nin davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin olumsuz cevabına ilişkin, şirket mali durumuna ilişkin bilgi ve inceleme talebi ile Bornova …. Noterliğinin … yev. nolu 20.05.2021 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, davalı şirket yönetim kurulu üyeleri tarafından gönderilen cevabi ihtarname ile bu taleplerin tekrar reddedildiğini, müvekkilleri tarafından tekrar Bornova … Noterliğinin … yev.nolu 02.07.2021 tarihli ihtarname keşide edilerek, gelir tablolarının ve yıllık bilançonun bir suretinin gönderilmesine ve 7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun kapsamında başvuruda bulunup bulunulmadığına dair bilgi talep edildiğini, bu ihtarname 05/07/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ancak müvekkillerine hiçbir bilgi ve belge gönderilmediğini, talebe yönelik bilgilendirme yapılmadığını, 29/07/2021 tarihinde (30/07/2021 olmalı) davalı şirket genel kurul toplantısı gerçekleştirildiğini, toplantının gündem maddeleri arasına özel denetçi atanmasının eklenmediğini, yalnızca denetçi atanmasına dair gündem maddesinin eklendiğini, genel kurul toplantısında, davalı şirketin mali müşaviri olan ….’in denetçi olarak seçilmesine çoğunluk oyuyla karar verildiğini, müvekkillerinin bu karara itiraz ettiklerini ve muhalefet şerhi beyan ettiklerini, ek olarak müvekkillerince, genel kurul toplantısında, özel denetçi atanmasının gündem maddesi olarak eklenmesinin talep edildiğini, ancak çoğunluk kararı ile bu talebin kabul edilmediğini, davalı şirketin … ve … tarafından yönetildiğini, yönetim kurulu üyesi müvekkil … ve paydaş olan diğer müvekkillerin hiçbir surette karar alma sürecine dahil edilmediklerini, yönetim kurulu üyelerinin, denetlenmedikleri için kendi menfaatleri doğrultusunda hukuka aykırı işlemler gerçekleştirdiğini, müvekkillerinin hiçbir bilgisi ve onayı olmaksızın, hisselerinin daha fazla olduğu … A.Ş adına, demirbaş alım satımları, kiralama işlemleri yapıldığını, nakit ve döviz yönetimi gibi mali konularda şirket çıkarlarına aleyhe hareket edildiğini, bilançoların, kayıt ve beyanların da şirketin gerçek durumunu yansıtmadığını, davalı şirketin muhasebe kayıtları incelendiğinde görülecektir ki, müvekkillerinin babasının vefatından sonra diğer iki yöneticinin kendi şahsi çıkarları yararına pek çok işlemler gerçekleştirdiğini, davalı şirketin 29/07/2021 tarihinde genel kurul toplantısı gündem maddeleri arasında, 2019- 2020 yılı karının dağıtılmasının görüşülmesi yer almış ve oy çokluğu ile kar payının dağıtılmamasına karar verildiğini, müvekkillerinin, alınan karara karşı muhalefet şerhi beyan ettiğini, davalı şirketin, ortağı olduğu diğer şirket … San. Ve Tic. A.Ş.’nin üretimini gerçekleştirdiği kolonyaların satışını gerçekleştirdiğini, 2019 yılında yaşanan pandemi nedeniyle kolonya satışlarında çok ciddi anlamda satış gerçekleşmiş olup belki de kurulduğu tarihten itibaren en çok kar elde ettiği döneme ait kar dağıtımı yapmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dağıtılmamasına karar verilen karın ne şekilde kullanılacağı, hatta şirket için mi kullanılacağının dahi müvekkillerine bildirilmediğini, sadece bu hususun dahi, şirketin mali kaynaklarının ne doğrultuda kullanıldığının belli olmadığına ve usulsüz işlemler yapıldığına dair kanaat oluşturmakta olup özel denetçi atanmasının gerekliliğini gösterdiğini, neticede; davalı şirkete özel denetçi atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili 22/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin perakende mağazalar zincirine sahip olup davacıların da yaklaşık %48
paya sahip oldukları ve Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından feshini talep ettikleri … San. A.Ş.’nin ürünlerinin satışını yaptığını, müvekkili şirketin, kurulduğu günden eski Yönetim Kurulu Başkanı …’in vefatına kadar uzun yıllar eski yönetim kurulu başkanı …, yönetim kurulu başkan yardımcısı … ve yönetim kurulu üyesi … tarafından yönetildiğini, Eski yönetim kurulu başkanı …’nin ani vefatı ile müvekkili şirketin yeni bir yapılanma içerisine girmek zorunda kaldığını, 28.05.2020 tarihli Olağanüstü genel Kurulda yönetim kurulu başkanlığına …’ni, yönetim kurulu başkan
yardımcılığına …’ni, yönetim kurulu üyeliğine ise davacı …’ni seçtiklerini, ancak yönetim kurulu üyeliğine seçilen davacılardan …’nin, gerek TTK
hükümlerinin gereğini gerekse ticari hayatın kendisinden beklediği görevleri yerine
getirmediğini, üzerine düşen sorumlulukları her zaman ihmal ettiğini, Müvekkili şirketin diğer
grup şirketler … San. A.Ş ve … Ev İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. ile birlikte yönetilmekte ve merkez ofislerini birlikte kullandıklarını, davacı …’nin, yönetim kurulu üyeliği boyunca şirketlere gelmemiş, kendisine tahsis edilen odayı
kullanmamış, şirket menfaatlerini gözetmemiş, Yönetim Kurulu’nun aldığı kararlara dahi
imza atmaktan veya görüş bildirmekten imtina ettiğini, davacı …’nin görevlerini yerine getirmediği gibi şirketin faaliyetlerini yapamaması ve zorda kalması için de bir takım eylemler içine girdiğini, davacılar “uzun süredir genel kurul toplantısı yapılamadığını ve genel kurulun toplanamadığını” iddia etmekteyse de tam bu noktada davacıların tamamının
dilekçelerinde de belirttiği üzere müvekkili şirketin eski yönetim kurulu başkanı olan ….’nin mirasçıları olduklarını belirtmek gerektiğini, muris …’nin, gerek
müvekkili şirketin gerekse davacılar tarafından aynı şekilde Bakırköy … Asliye Ticaret
Mahkemesi’nin … E. ve Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.
dosyaları kapsamında özel denetçi atanması talep edilen … Ev İhtiyaç Maddeleri San. Ve Tic. A.Ş. ve …. Mağazacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yönetim kurulu başkanı olarak yıllarca tüm bu şirketleri yönettiğini, muris …’nin 24.02.2020 tarihinde vefat ettiğini, muris …’nin vefatının gerçekleştiği sıralar Türkiye dahil tüm dünyada corona virüs nedeniyle tedbirlerin alınmaya başlandığı döneme tekabül ettiğini,
davacıların kötüniyetli olarak grup şirketleri aleyhine birçok dava açtığını, davacıların,
pandemi sürecinde yasak olmasına rağmen ve yasaya aykırı olarak genel kurul yapılması
istemli olarak müvekkili şirketlere ihtarname gönderdiğini, pandemi sürecinde yapılması
yasak olan genel kurulun yapılmaması nedeniyle ve diğer ortaklara karşı haksız iddialarda
bulunarak Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile genel
kurul istemli dava açtıklarını, hukuken şirketlerin genel kurul yapmasının yasaklandığı bir
dönemde müvekkili şirketin de genel kurul toplantısı için çağrıda bulunamayacağını, pandemi yasakları kalktıktan sonra 2020 yılı genel kurul toplantısı yapılması için karar alındığını, davacılara bildirildiğini, genel kurul toplantısı öncesi finansal tabloların ilana açıldığını, davacılara kontrol etmeleri için gelmelerinin bildirildiğini, buna rağmen davacıların
finansal tabloları incelemeye gelmediklerini, davacıların buna rağmen kötüniyetli olarak dava açtıklarını, davanın reddedildiğini, murisin ölümünden kısa bir süre sonra 28/05/2020
tarihinde Olağanüstü Genel Kurul yapıldığını ve davacılardan …’nin yönetim kurulu
üyeliğine seçildiğini, olağanüstü genel kurul yapıldığında henüz 2019 yılı Olağan Genel
Kurulu yapılmamış olmasına rağmen davacıların genel kurul yapılması talebinde
bulunmadıklarını,
davacıların bilgi alma taleplerinin karşılanmadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, …’nin yasaya aykırı olarak şirketten dışarıya çıkarılması mümkün olmayan bilgiler talep ettiğini, Bakırköy …. Noterliğinin 08.06.2021 tarih …. yevmiye sayılı, Bakırköy ….
Noterliğinin 16.04.2021 tarih …. yevmiye sayılı, Bakırköy …. Noterliğinin 08.06.2021
tarih … yevmiye sayılı, Edirne … Noterliğinin 10.06.2021 tarih … yevmiye sayılı,
Edirne … Noterliğinin 10.06.2021 tarih …. yevmiye sayılı ihtarnameler ile Davacı … ile diğer davacılara gerekli cevapların diğer yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından verildiğini, bu cevabı ihtarnamelerle yasal olarak paylaşılması gereken bilgilerin şirket merkezinde hazır olduğunun kendilerine bildirildiğini, davacıların
hiçbirisinin şirket merkezinde hazır tutulan kayıt, belge ve bilgileri inceleme gereği dahi
duymadığını ve herhangi bir inceleme yapmadıklarını, davacıların şirket binasına giriş-çıkış
kartlarının bloke edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, Şirketin merkezinin bulunduğu ticaret merkezinin yönetiminin tamamen müvekkilinin sevk ve idaresi dışında olduğunu, giriş-
çıkış kartlarının mülkiyetinin ticaret merkezi yönetiminde olduğunu, davacıların müvekkili
şirketin Yönetim Kurulu başkanı … hakkında yapmış oldukları suç duyurusunun da bir dayanağı bulunmadığını, SGK çıkışının yapıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu,
davacı …’nin hiçbir zaman müvekkili şirkette SGK’lı olarak çalışmadığını,
kendisine ücret ödenmediğini, aynı şekilde diğer ortaklar ve çocuklarının da şirkette çalışması ve şirket imkanlarından yararlanmasının söz konusu olmadığını, 2020 ve 2021 yıllarında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Covid-19 nedeni ile pandemi süreci yaşandığını, pandemi sürecinde Türkiye genelinde olduğu gibi kısıtlamalar nedeni ile şirket genel kurullarının
yapılamadığını, kısıtlamaların kalkması ile de 2019-2020 genel kurullarının bir arada
yapılması planlanarak genel kurul çalışmaları başlatıldığını, davacılara bu hususun gerek
telefon gerekse e-mail yolu ile iletildiğini, davacılar bunu bilmesine rağmen kötüniyetli olarak
mahkemeden genel kurul yapılmasını talep ettiklerini, Mahkemece konusuz kalan davada
karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, davacıların bilgi alamadıkları iddialarının gerçek dışı olduğunu, yasaya uygun olarak
davacıların bilgi alma taleplerinin karşılandığını ve şirket kayıtlarının incelemeye hazır
tutulduğunu, davacıların bu güne kadar müvekkili şirketten bilgi ve inceleme talep
etmediklerini, bu taleplerinin de yasaya uygun olarak karşılanacağının kendilerine
bildirildiğini, Şirket kayıtları ve istenilen belgeler şirket merkezinde incelenmek üzere hazır
edilmiş olmasına rağmen bu güne kadar herhangi bir inceleme yapmadıklarını,
davacıların bilgi alma haklarını kullanarak müvekkili şirkete ihtarname göndermeleri üzerine
şirket kayıtlarını görmeleri için müvekkili şirkete çağrılmış olmalarına rağmen şirkete gelmediklerini, daha sonrasında yönetim kurulu değişikliği ve özel denetçi atanması talepli
olarak genel kurul yapılmasını istediklerini, Müvekkili şirketin halihazırda bağımsız bir
denetim şirketi tarafından denetlendiğini, bugüne kadar müvekkili şirket yönünden özel
denetçi atanmasını gerektirecek herhangi bir suiistimal ya da benzeri usulsüz bir işlem
olmadığını, davacıların, şirketin kaynaklarını yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısının
kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları yönündeki iddialarının hiçbir dayanağı olmadığını,
somut bir delile dayanmadığını, karın dağıtımı genel kurulun yetkisinde olup işbu davaya
dayanak yapılamayacağını, davacının genel kurulda görüşülüp karar altına alınan bir hususu
işbu özel denetçi tayini talebini içeren davasında ileri süremeyeceğini, neticede; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, davacı ortağın şirket aleyhine açtığı TTK’nun 438.ve devamı maddelerine dayalı özel denetçi atanma istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. … ve … tarafından mahkememize sunulan 28/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;

Davacıların TTK m. 439/1 çerçevesinde özel denetçi atanmasını talep etmeye yetkili
oldukları, huzurdaki davanın süresinde ikame edildiği,
dosyada mevcut 06.08.2020 tarihli tutanaktan ve/veya 30.07.2021 tarihli tutanaktan,
TTK m. 438 hükmünde yer alan ön koşulun (yani “bilgi alma ve inceleme hakkının
daha önce genel kurulda kullanılmış olması” koşulunun) yerine getirilmediğinin
anlaşıldığı, mahkemece aksi kanaate varılması ihtimalinde özel denetim
talebinde bulunulan konuların “belirli olay” niteliğinde olup olmadığının ayrıca
değerlendirilmesi gerektiği, bu noktada davacı pay sahiplerinin Bornova….
Noterliği’nden keşide ettikleri 02.07.2021 tarih ve … yev. nolu “….” başlıklı ihtarnamelerinde yer alan hususlardan sadece (2) nolu
maddede yer alan hususun davacıların pay sahibi sıfatıyla bilgi alma ve inceleme
talebinde bulundukları bir husus olduğu, bu talebin yerine getirilip getirilmediğinin ise
dosya içeriğinden anlaşılamadığı, söz konusu ihtarnamenin (3) nolu maddesinde yer
alan hususların ise, davacılardan …’nin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla talep
ettiği hususlar olduğu, öte yandan davacı pay sahiplerinin dava dilekçelerinde işaret
ettikleri bazı olayların ise “belirli olay” kapsamında değerlendirilebilecek nitelikte
olmakla birlikte, bu olaylarla ilgili bilgi alma ve inceleme hakkının daha önce (ne
genel kurul esnasında ne de davacı pay sahiplerinin keşide ettikleri ihtarnamelerde) hiç
kullanılmadığının anlaşıldığı,
huzurdaki davada bilgi alma ve inceleme hakkı genel kurulda kullanılmadığından,
özel denetim talebinin ön koşulunun yerine getirilmediği kanaatine varıldığı, Ancak
mahkemece aksi kanaate varılması ihtimalinde TTK m. 439/2 hükmündeki ek
şartın davacılar tarafından yerine getirilip getirilmediğinin takdirininmahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davalı şirket İstanbul Ticaret Sicilinde 01.08.2019 tarihinde tescil edilerek kurulmuş,
kuruluş sermayesi 1.000.000,00 TL olup, … %50, … %25,
… %25 paya sahiptir. Kuruluş TTSG’nin 07.08.2019 tarih … sayılı
nüshasında ilan edilmiştir. Şirket dışından ….ta şirketi temsil ve ilzama 3
yıllığına seçilmiştir.
Şirketin 06.08.2020 tarihli Genel Kurul Kararı ile …, … ve …
yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş, yine aynı tarihli kararda Şirketi temsil ve ilzama
… münferiden, … ve … ile birlikte müştereken yetkili
kılınmıştır. Temsil ve ilzam yetkilileri TTSG’nin 03.09.2020 tarih … sayılı nüshasında
ilan edilmiştir.
Şirketin 20.10.2021 tarihli Genel Kurul kararı ile … ve … yönetim
kurulu üyeliklerine seçilmiş, …’nin yönetim kurulu üyeliğine son verilmiş, şirketi
temsil ve ilzama … münferiden, … … ile birlikte
müştereken yetkili kılınmıştır.
Davalı şirketin son sermaye ve ortaklık yapısına göre davacıların şirketin 537,5 hissedarı oldukları anlaşılmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) m. 438/1
hükmü uyarınca “Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu
takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir
denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.”
Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde sermayenin en az onda birini (halka
açık anonim şirketlerde yirmide birini) oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri
toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde mahkemeden özel denetçi
atamasını isteyebilir (TTK m. 439/1). Görüldüğü üzere özel denetçi istemine dair bireysel
hakkın, genel kurulun ret kararı üzerine azlık hakkına dönüşmesi, aynı zamanda, pay
sahibinin tek başına yaptığı talep ile hayata geçirilemeyen özel denetimin, bir kez de, azlık
pay sahiplerinin istemi üzerine gerçekleştirilebilmesi imkânını tanımaktadır (Güven, s. 137).
Öncelikle belirtmek gerekir ki davacıların, davalı şirkette toplam %37,5 oranında paya
sahip oldukları yani azlık sıfatını haiz oldukları tespit edildiğinden, TTK m. 439/1
çerçevesinde özel denetçi atanmasını talep etmeye yetkili oldukları görülmektedir. Öte yandan davacıların huzurdaki davayı 23.08.2021 tarihinde (yani özel denetim talebinin
genel kurulca reddedildiği tarih olan 30.07.2021 tarihinden itibaren üç aylık hak düşürücü
süre içerisinde) ikame ettikleri, bu sebeple huzurdaki davanın süresinde ikame edildiği
görülmektedir.
Belirtmek gerekir ki -TTK m. 439/2 gerekçesinde açıkça ifade edildiği üzere-
mahkemece azlığın talebi üzerine özel denetçi atanabilmesi için, TK m. 438’deki
koşulların somut olayda var olup olmadıklarının da incelenmesi gerekir (Narbay, s. 317).
Gerçekten de hükmün gerekçesinde açıkça “mahkemenin, azlığın talebi üzerine özel denetçi
atayabilmesi için, 438’inci maddedeki koşulların somut olayda var olup olmadıklarını
incelemesinin yanında, ikinci fıkrada yer alan koşulu da araması gerekir” ifadesi yer
almaktadır. Bir başka deyişle, genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi ve akabinde
azlık pay sahibinin/pay sahiplerinin TTK m. 439/1’e istinaden mahkemeden özel denetçi
atanması talebinde bulunması üzerine mahkemece, TTK m. 438’deki koşulların (yani ön
koşul ile maddi koşulların) somut olayda var olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Pay sahibi daha önce bilgi alma ve/veya inceleme haklarını kullanmış ancak bu girişimi,
genel kurulun hareketsiz kalması veya geç tepki vermesi, bilgi vermeyi reddetmesi ya da
tatminkâr bir cevap vermemesi nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmış olmalıdır. Bu, özel
denetim talebinde bulunabilmenin ön koşuludur. Madde gerekçesinde ifade edildiği üzere,
bu önşart özel denetim talebinin kötüye kullanılması ve şirkete zarar vermesi tehlikesinin
azaltılması amacıyla getirilmiştir. Böylece özel denetim talebi, bilgi alma veya inceleme
yapma hakkının kullanılmasının pay sahibine yardımcı olamadığı durumlarda
başvurulabilecek fer’i (ikincil, tali) bir yoldur (Şafak Narbay, “Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı’na Göre Anonim Ortaklıkta Özel Denetim Yapılması Şartları ve Özel Denetçinin
Atanması Usulü”, Prof. Dr. Hüseyin Ülgen’e Armağan, C. I, İstanbul 2007, s. 300; Şirin Güven, “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Çerçevesinde Anonim Şirketler Hukukunda Özel
Denetim”, …. University …., 7/2 (Kasım 2011), s. 146).
TTK m. 438 gerekçesindeki “Bu şartın gerçekleştiği genel kurul tutanağıyla ispatlanır.”
ifadesinden anlaşıldığı üzere bilgi alma ve inceleme hakkının genel kurulda kullanılmış
olması gereklidir. Gerçekten de paysahibi tarafından genel kurulda yöneltilen soruların ve
bunlara verilen yanıtların genel kurul tutanağına geçirilmesi gerekir (S. Anlam Altay,
“Anonim Ortaklıkta Özel Denetimin Koşullarına İlişkin Düşünceler”, GÜHFD, S. 2, 2013, s.
62). Pay sahibinin sadece genel kurulda daha önceden bilgi alma veya inceleme hakkını
kullandığını ispatlaması gerekli ve yeterli olup, bunun dışında kendisine yeterli açıklıkta,
özenli ve gerçeğe uygun bilgi verilmediğini veya hiç bilgi verilmediğini ispat etmesi
gerekmemektedir (Arslan Kaya, “Özel Denetim İsteme Hakkının Bilgi Alma veya İnceleme
Hakkı ile İlişkisi”, Batı̇der, C. XXXI. S. 1, 2015, s. 71). Bu bağlamda belirtmek gerekir ki
bilgi alma veya inceleme hakkının özel denetim talebinde bulunulmasından daha önce
kullanılmış olması gerekmekle birlikte bu hak, önceki bir genel kurulda kullanılmış
olabileceği gibi, aynı genel kurul toplantısında özel denetim talebinde bulunmadan önce de
kullanılabilir (Kaya, s. 76). Bu noktada bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış sayılması için TTK m. 437/5
uyarınca pay sahibinin mahkemeye başvurmak zorunda olup olmadığının irdelenmesinde
fayda bulunmaktadır. Anılan düzenleme uyarınca “Bilgi
alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu
fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de
makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine
başvurabilir.”. Doktrinde …, özel denetim isteminde bulunan bir pay sahibinin, ön şartın
gerçekleşmiş sayılabilmesi için bilgi alma veya inceleme hakkını dava yoluyla ileri
sürmesinin şart olmadığını ileri sürmektedir (Kaya, s. 73). … ise, bilgi istemi reddedilen,
cevapsız bırakılan, ertelenen ve bu anlamda bilgi alamayan bir pay sahibinin öncelikle TTK
m. 437/5’te öngörülen hukuki imkandan faydalanması gerektiğini savunmaktadır (Şafak
Narbay, “Türk Ticaret Kanunu Kanunu Tasarısına Göre Anonim Ortaklıkta Özel Denetim
Yapılması Şartları ve Özel Denetçinin Atanması Usulü”, Prof. Dr. Hüseyin Ülgen’e Armağan,
C. I, İstanbul 2007, s. 301-302). TTK m. 438/1’in gerekçesindeki ön şartın
gerçekleştiğinin “genel kurul tutanağıyla ispatlanacağı” şeklindeki ifadeden, bilgi alma veya
inceleme hakkının kullanılmış sayılması için TTK m. 437/5’te öngörülen davanın açılmasının
gerekli olmadığı sonucu çıkmaktadır (Aynı yönde bkz. Kaya, s. 73). Kaldı ki TTK m. 437/5’te
düzenlenen davanın açılmasını zorunlu tutmak özel denetim kurumunun işlerliğine halel
getirir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki her ne kadar davalı şirket vekili “Müvekkili şirketin halihazırda
bağımsız bir denetim şirketi tarafından denetlendiğini” beyan etmekte ise de, şirketin olağan
denetimi ile özel denetim arasında fark bulunmaktadır. Şöyle ki; şirketin olağan denetimi ile
denetçiler, genel mali durum, şirketin gidişatı, yönetimin faaliyetleri, bilanço gibi ana
konularda rapor hazırlayıp bunu genel kurulun bilgisine sunduklarından, pay sahiplerinin
şirketle ilgili genel bilgi alabilmeleri denetim raporu ile sağlanmaktadır. Oysa özellikle
yöneticilerin sorumluluğunu gerektirecek nitelikteki belirli olayların incelenmesi ve bunlar
hakkında bilgi sahibi olunması için özel denetim sistemi kullanılmaktadır (Mehmet Özdamar,
“Anonim Şirketlerde Özel Denetim”, Anonim Şirketlerde Azlık Hakları (Ed. Prof. Dr. Erol
Ulusoy), Ankara 2014, s. 47).
Yukarıda yapılan genel açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde;
Dosya içeriğinde davacı paysahiplerinin Bornova … Noterliğinden keşide ettikleri 02.07.2021
tarih ve … yev. nolu “Bilgi alma ve inceleme talebi” başlıklı ihtarnameleri ile bilgi alma
ve inceleme talebinde bulundukları görülmektedir. Oysa yukarıda ayrıntılı olarak ifade
edildiği üzere özel denetim talebinde bulunmanın ön koşulu olan “bilgi alma ve inceleme
hakkının daha önce kullanılmış olması”, bu hakkın daha önce genel kurulda kullanılmış
olmasını gerektirmektedir. Bu hak, önceki bir genel kurulda kullanılmış olabileceği gibi, aynı
genel kurul toplantısında özel denetim talebinde bulunmadan önce de kullanılabilir (Kaya, s.
76). Yine yukarıda ifade edildiği üzere TTK m. 438 hükmündeki ön şartın gerçekleştiğinin
genel kurul tutanağıyla ispatlanması gerekmektedir. Bir başka deyişle paysahibi tarafından
genel kurulda yöneltilen soruların ve bunlara verilen yanıtların genel kurul tutanağına
geçirilmesi gerekmektedir. Dosyada mevcut 06.08.2020 tarihli tutanaktan ve/veya 30.07.2021
tarihli tutanaktan söz konusu ön koşulun yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Öte yandan davacılardan … tarafından Bakırköy … Noterliği’nden keşide edilen
07.04.2021 tarih ve …. yev. nolu ihtarname ile 20.05.2021 tarihinde Bornova
… Noterliği’nden keşide edilen … yev. nolu ihtarnamede, davacı … bu kez pay
sahibi sıfatıyla değil, yönetim kurulu üyesi sıfatıyla bilgi alma ve inceleme talebinde
bulunduğu görülmektedir. Yönetim kurulu üyelerinin bilgi
alma ve inceleme hakkı TTK m. 392’de düzenlenmiş olup, yönetim kurulu üyelerinin bilgi
alma ve inceleme hakkı pay sahiplerinin bilgi alma ve inceleme hakkına nazaran çok daha
geniştir. Zira TTK m. 392 gerekçesinde de ifade edildiği üzere yönetim kurulu üyelerinin
şirketin bütün iş ve işlemleri hakkında bilgi alma hakkı ağır ve kapsamlı sorumluluğunun bir
gereğidir. Gerçekten de yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ile bilgi alma hakkı arasında
çelişkili bir durum olmamalıdır. Yetkiler ve sorumluluk birbiri ile uyum içinde olmalı,
yönetim kurulu üyelerinin yetkilerini kullanabilmesi için bilgiye erişimi ve sorumluluk paralel
düşünülmelidir (Emre Kalender, Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Bilgi Alma Hakkı,
Yayımlanmış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi SBE, Ankara 2016, s. 87). Buna göre yönetim kurulu üyeleri yönetim kurulu toplantılarında “şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında
bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter,
defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya
üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden
veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez.” (TTK m. 392/1). Görüldüğü üzere yönetim
kurulu üyesi bilgiyi (kural olarak) yönetim kurulunda alır (bkz. TTK m. 392 gerekçesi). Şayet yönetim kurulu üyesi bilgi alma ve inceleme hakkını yönetim kurulu toplantısı dışında
kullanmak istiyorsa yönetim kurulu başkanının izni gereklidir. Görüldüğü üzere yönetim
kurulu üyesinin (kural olarak) yönetim kurulu toplantısı dışında bilgi alma hakkı bulunmadığı gibi, yönetim kurulu toplantısı dışında defterleri ve/veya belgeleri inceleme hakkı da yoktur;
üye, bu hakkı yönetim kurulu başkanının izni ile kullanabilir. Ancak yönetim kurulu başkanı
izin vermezse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurulun toplanmaması veya bu
istemi reddetmesi hâlinde üye, mahkemeye başvurabilir (TTK m. 392/3 ve 4). TTK m. 392/6
uyarınca yönetim kurulu üyesinin bu maddeden doğan hakları kısıtlanamaz, kaldırılamaz.
Dosya içeri ğinde davacılardan …’nin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla bilgi alma ve
inceleme hakkını TTK m. 392 hükmündeki esaslara uygun olarak kullanmadığı, zira bilgi
alma ve inceleme hakkını yönetim kurulu toplantısı esnasında değil yönetim kurulu toplantısı
dışında kullandığı ve fakat bunu yaparken toplantı başkanının iznini almadığı görülmektedir.
Oysa …’nin bilgi alma ve inceleme hakkını yönetim kurulu toplantısı dışında
kullanırken toplantı başkanının iznini alması, toplantı başkanı tarafından bu iznin verilmemesi
halinde ise konuyu iki gün içinde yönetim kuruluna getirmesi, yönetim kurulunun
toplanmaması veya toplanmakla birlikte …’nin istemini reddetmesi halinde ise …’nin mahkemeye başvurması gerekmektedir. Dosyada mevcut 20.05.2021 tarih ve ve
…. yev. nolu ihtarnameden, davacı …’nin “yönetim kurulu toplantılarının
yapılmadığını ya da yapılsa da kendisine bir çağrı, bildirim veya bilgi verilmediğini” beyan
ettiği görülmekle birlikte, yukarıda da ifade edildiği üzere bu durumda davacı …
yönetim kurulu üyesi sıfatıyla kendisine bilgi verilmediğinden bahisle TTK m. 392/4 uyarınca
mahkemeye başvurmak suretiyle bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilir. Şüphesiz davacı
… pay sahibi sıfatıyla ve TTK m. 438’deki özel denetçi atanmasını talep hakkını da,
anılan maddede sayılan şartları yerine getirmek kaydıyla, kullanabilir. Ancak yukarıda
açıklandığı üzere huzurdaki davada TTK m. 438’deki ön koşulun yani “bilgi alma ve
inceleme hakkının daha önce genel kurulda kullanılmış olması” koşulunun yerine
getirilmediği anlaşıldığından davanın özel denetçi atanmasına ilişkin ön şartın yerine getirilmemesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,

2-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,

4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 440,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda KESİN olarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

AK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”