Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/665 E. 2021/1186 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/665
KARAR NO : 2021/1186

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ve davalı şirket arasında, Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile görülen dava sonunda 1.622,13 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine karar verildiğini, karar uyarınca vekalet ücretinin ödendiğini, 07.01.2020 tarihinde yapılan ödemeye rağmen davalının 11.02.2020 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, ancak yapılan ödemeye rağmen tebliğ edilen icra emri karşısında, haciz tehdidi altında kalmamak adına 2.245,00-TL’yi 18.02.2020 tarihinde ihtirazı kayıtlı olarak icra dosyasına ödenmek zorunda kalındığını, ödenen 2.245,00-TL’nin ödeme tarihi olan 18.02.2020 ‘dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, kabul görmediği takdirde ise yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirketin ülke çapında hizmet veren sigorta şirketi olduğunu, dolayısı ile müvekkili şirketin banka hesaplarına gün içerisinde gerçekleşen para trafiğinin sürekli takip edilmesinin mümkün olmadığını, davacının yaptığı ödemeden müvekkili şirketi veya ilamda yer alan vekili haberdar etmediğini, borçlunun yaptığı ödemeyi kötü niyetli olarak bildirmediğini, davacı tarafa ödeme emrinin 16/02/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının 18/02/2020 tarihinde dosyaya ödeme yaptığını, henüz takip kesinleşmemişken ve bir haciz tehdidi altında değilken dosyaya ödeme yapıldığını, davacının ödemeyi yaptığı sırada haciz tehdidi altında olmadığını, icra takibi başlatılmış olmakla birlikte henüz takip kesinleşmediği aşamada yapılan ödeme için istirdat davasının açılamayacağını, müvekkili şirket aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere Kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı ile dosya mahmemize tevzi edilmiştir.
Dava, istirdat davasıdır.
Borçlu, menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı İİK’nın 72. maddesinin 7. fıkrasına göre istirdat davası açabilir. Borçlu, istirdat davası sonucunda (lehine) almış olduğu ilamı hemen icraya koyabilir (m. 32). Bunun için, ilamın kesinleşmesi şart değildir; çünkü, ilamın konusu bir para alacağıdır (HUMK m. 443/1; İİK m. 36).
İİK 72/7’inci bendinde ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.
İstirdat davasının biri maddi hukuka diğeri takip hukukuna ilişkin olmak üzere iki koşulu bulunmaktadır. Maddi hukuk bakımından borçlunun gerçekte borçlu olmadığı bir borcu ödemiş olması ve takip hukuku bakımdan ise borcun cebri icra takibi sebebiyle icra takibi sırasında ve cebri icra tehdidi altında ödenmesi gerekir. Ödemenin mutlak suretle takibin kesinleşmesinden sonra bir başka deyişle borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi veya itiraz edip de itirazının icra hakimliğince kesin olarak kaldırılmış olması durumunda yapılmış olması gerekir. Yapılan icra takibi henüz kesinleşmeden borçlunun ödeme emrine itiraz hakkı bulunduğu süre içerisinde ödemenin yapılması halinde bu ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
“… Mahkemece, davalı tarafın sipariş ettiği televizyonu kendisine gönderilmesine rağmen teslim almadığı, ödediği bedelin iadesi veya ürünün tekrar gönderilmesi yönünde de herhangi bir talepte bulunmaksızın ve davacıyı bu yönde temerrüde düşürmeksizin icra takibine geçtiği, davacı tarafın icra takibi üzerine 2.175,18 TL faizi hataen, kendisini borçlu zannederek ödediği ve bu nedenle davalıdan istirdatını talep etmekte haklı olduğu, davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 2.175,18 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, mahkeme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. (1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. (2) Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 62’nci maddesi uyarınca, borçlu olmadığı şeyi ihtiyari ile veren kimse hataen kendisini borçlu zan ederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. Somut olayımızda davacının icra takip dosyasındaki takip kesinleşmeden önce kendi iradesi ile herhangi bir haciz tehdidi olmadan ve ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödeme yapması nedeniyle ödediği miktarın istirdatını talep etmesi mümkün değildir. Mahkemece söz konusu yasa hükmünün değerlendirilmesi ve yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend gereğince davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bend gereğince hükmün BOZULMASINA.,,,” T.C. YARGITAY …. Hukuk Dairesi, … Esas, … Karar.
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip dosyasındaki takip kesinleşmeden önce kendi iradesi ile herhangi bir haciz tehdidi olmadan ve ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödeme yapması nedeniyle ödediği miktarın istirdatını talep etmesi mümkün olmayıp emsal nitelikteki T.C. YARGITAY …. Hukuk Dairesi, …. Esas, …. Karar ilamı da aynı nitelikte olup bu karar ilamı da dikkate alınarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkememiz kısa hükmünün kurulduğu duruşmada her ne kadar istinaf yasa yolu açık olarak yazılış ise de miktar itibari ile istinaf incelemesine sınırın altında kaldığından mahkememizce re’sen bu kısım tavzih edilerek “miktar itibari ile kararın kesin olduğu” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.245,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”