Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/658 E. 2021/705 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/658
KARAR NO : 2021/705

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 10/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 08/08/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketten olan ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı ilamı ile hüküm altına alınan alacaklarının (istinaf ve temyiz kanun yolundan doğacak fazlaya ilişkin hakları ile gerekçeli kararda mahkemece lehlerine hükmedilecek ilam vekalet ücreti, yargılama gideri, harç alacakları ve hesap hatalarına ilişkin fazlaya dair her türlü talep ve bildirim ve sair tüm dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla) İİK’nun 308/b hükmü uyarınca davalı borçlu şirket hakkında Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin .. esas sayılı kararı ile tasdik edilen konkordato hükümleri çerçevesinde davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmek üzere konkordato nisabına, projesine, ödeme planına dahil edilmesine, müvekkili şirketin alacağının davalı borçlu şirketçe bankaya yatırılmasına, depo edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;
Davalıya usulüne uygun tebligat çıkartıldığı ancak davalı vekilinin süre uzatım kararına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.

DELİLLER ve GEREKÇE :
Dava,İİK’nın 308/b maddesi uyarınca konkordato yargılaması sırasında çekişmeli hâle gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklene 5/A maddesinde ise “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hukmü ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde olup madde ile arabulucuya başvuruyu dava şartı olarak kabul edilen davalarda, arabulucuya başvurmadan dava açılması hâlinde yapılacak işlem düzenlenmiştir.
İİK’nın 308/b maddesinin birinci fıkrası “Alacakları itiraza uğramış alacaklılar,tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler” şeklinde olup buna göre madde çekişmeli alacaklar hakkında açılacak davayı düzenlemektedir.
Konkordatonun tasdikine karar veren mahkeme,borçlu tarafından kabul edilmeyen ve bu şekilde çekişmeli alacak olarak kabul edilen alacaklıların haklı olup olmadığı konusunda karar veremez.Mahkeme,alacağın varlığını ve miktarını yaklaşık ispat derecesi ile tespit ederek,esasa etkili olmayan bir karar tesis ederek alacaklının konkordato nisabına ne şekilde dahil olacağına karar verecektir.Alacaklı,çekişmeli alacağın esasına ilişkin maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz kararın verilmesi amacıyla tasdikten önce veya tasdik kararının ilanı tarihini takip eden bir aylık süre içerisinde alacağın niteliğine göre görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecektir.
Yukarıda da belirtildiği gibi alacağın esasına ilişkin İİK’nın 308b maddesi uyarınca açılan dava genel hükümlere göre görevli ve yetkili mahkemede görülüp sonuçlandırılacaktır.
Diğer yandan davacı ilama bağlı alacağın konkordato tasdiki kapsamı dışında kalan miktarının konkordato hükümleri çerçevesinde ödettirilmesini istemekte olup davacının alacağının ilama bağlanmış olup Mahkememizce yeniden alacak yargılaması yapılmasının mümkün olmaması,daha önce verilen hükmü ortadan kaldıracak nitelikte mahkemece yargılama yapılamayacağından ve konkordatosu tasdik edilen şirketin ilama bağlı alacağın kendisine sunulması halinde tasdik kararında belirtilen şekilde alacağı uyarlayarak davacıya ödeme zorunluluğunda olması ve dava konusu alacak daha önce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından hükme bağlanarak çekişme alacak olmaktan çıkartılması hususu da gözönüne alındığında davacının İİK’nın 308/b maddesi uyarınca dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, itiraza uğrayan alacağının maddi anlamda kesin hüküm gücünü haiz karar almak amacıyla huzurdaki davayı açmış ise de,davanın,genel hükümler çerçevesinde görülmesi gereken alacak davası olması,dava konusunun, bir miktar paranın ödenmesine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı,sunulan arabuluculuk tutanağının Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinde yapılan yargılama öncesinde yapılan başvuruya ait olduğu anlaşıldığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı ve ortada çekişmeli bir alacağın bulunmaması nedeniyle hukuki yarar ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuğa ilişkin dava şartı ve hukuki yararı ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/2 ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨33.149,80 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨33.090,50 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,

5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨250,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.10/09/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪